Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Namaz
Hayatın Farzı On İki: Altısı Dışından Altısı İçinden
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Gönül sızım" data-source="post: 73563" data-attributes="member: 1049"><p><img src="https://www.islamiforumlar.net/resim/images/namaz35.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p><p></p><p><span style="color: Black">Rabbimizin emirleri doğrultusunda Namazı her gün, her şartta, hem de beş vakit farz kılmıştır. </span></p><p><span style="color: Black">Seferde, evde; hastalıkta, sağlıkta; ihtiyarlıkta, gençlikte namaz…Tehlike anında namaz… </span></p><p><span style="color: Black">Soluduğumuz hava gibi olmalı namaz. Onu terk etmenin, ölüm fermanımıza atılan imza olduğu bilinciyle yaşanmalı. </span></p><p><span style="color: Black">Merhameti sınırsız olan Rabbim, ihmale uğramaya en müsait olan namaza karşı bizi uyarır: </span></p><p><span style="color: Black">“Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah’a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın.” (Bakara 2/238)</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Namaza devam etmek (Meâric 70/23), ondan lezzet almamış kişiye elbette güç gelir. </span></p><p><span style="color: Black">Bu yüzden birçok ayette namaz, ‘sabır’la birlikte zikredilir: “Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin. </span></p><p><span style="color: Black">Şüphesiz o (sabır ve namaz), Allah’a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir.” (Bakara 2/45) Aslında “namaz”, </span></p><p><span style="color: Black">insanın hayatı boyunca tevhid üzere kalabilmesi için sabırla yardım istemenin diğer adıdır.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Taharet: Kalkın! Yaktığınız Ateşi Söndürün!</strong></span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Rabbimden gelen mesajı okumak için nasıl temiz olmak gerekiyorsa (Vâkıa 56/79) onunla hasbıhâl etmek için de temizlenmek şart. </span></p><p><span style="color: Black">Unutulmamalıdır ki “Müşrikler necistir.” (Tevbe 9/28) Öyleyse önce kelime-i şehadet getirerek şirkten arınmalı.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Sonra mı?.. Sonra, namaz seni arındıracak. Günde beş defa, akan bu suda yıkanırsan kirden, pastan eser kalmaz sende. </span></p><p><span style="color: Black">Ancak önce arınma niyetinde olduğunu temizlenerek göster. Bedenini, elbiseni, namaz kılacağın yeri pakla. En önemlisi ‘kalbi’ni unutma! Aslolan gönlün temizliğidir. </span></p><p><span style="color: Black">Çünkü orası Rabbinin evidir. Tevbe et. Nedamet gözyaşıyla abdest alarak bâtınını da temizle.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Söndür yaktığın ateşi: “Ancak sağdakiler başka. Onlar cennetler içinde sorarlar, günahkârların durumunu: ‘Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?’ diye. </span></p><p><span style="color: Black">Onlar şöyle cevap verirler: Biz namaz kılanlardan değildik!” (Müddessir 74/39-43)</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Setr-i Avret: Atlastan Minderler İçin… </strong></span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Âdem ve Havva (as) gibi ayıp yerlerini ört; cennet yapraklarıyla, takva elbisesiyle. (Âraf 7/26)</span></p><p><span style="color: Black">Setr-i avret emrini, bedenin için yerine getirdiğin gibi nefsinin kötülüklerini, kardeşlerinin ayıplarını örtmek için de uygula.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">İstenen, giyinmek değil, en güzel giysileri giyinmek. “Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin.” (Âraf 7/31) </span></p><p><span style="color: Black">Dünyada bu korunma giysisini (takva elbisesini) giyen, ahirette ateşten örtü yerine (Âraf 7/41) atlastan minderlere yaslanır. (Rahman 55/54) </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>İstikbâl-i Kıble: Hayatımda Sadece Sen Varsın!</strong></span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">“Artık yüzünü Mescid-i Haram’a çevir. Siz de nerede olursanız olun, yüzlerinizi o tarafa çevirin.” (Bakara 2/144) Yani hayatınızın yüzü, tevhidin sembolü olan </span></p><p><span style="color: Black">Mescid-i Haram’a dönük olsun. Kalbini her türlü mâsivâdan, şirk unsurundan temizle. Ne kadar kolay O’na ulaşmak! Hiçbir engel yok arada.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Unutma ki kıble imanî bir meseledir: “Sen kendilerine kitap verilenlere her türlü ayeti getirsen yine de onlar (inatlarından) sana uyup kıblene kesinlikle dönmezler. </span></p><p><span style="color: Black">Sen de onların kıblesine dönecek değilsin. Onlar da birbirlerinin kıblesine dönmezler.” (Bakara 2/145)</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">İnsanlar için toplanma yeri kılınan Beyt’e dönerek kimliğine sahip çık. Nerede, hangi şartta olursan ol, yalnız olmadığını bil. Yüreğin hep orada atsın. </span></p><p><span style="color: Black">Binlerce yıldır, milyarlarca müminin kalbi orada. Hisset! Tüm peygamberler (21/73) o cemaatin mensubu. Hz. İsmail (19/55), Hz. Musa (20/14), Hz. İsa (19/31), Hz. Lokman (31/17)… Doğru yolda ve ne kadar güçlü bir ordunun neferi olduğunu fark et. Kır Kâbe’ndeki putlarını elindeki tevhid baltasıyla. </span></p><p><span style="color: Black">En büyüğünü bırak. Sonra da onun boynuna as baltayı. Gör bak, en büyükleri bile ne kadar aciz. Ve bir daha asla tevessül etme onlara. Ne büyüğüne, ne de küçüğüne. Haykır: Hayatımda sadece Sen varsın!</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Haram mescide dön ve sen de hayatına şirki, savaşı, kavgayı haram kıl. Bulunduğun her yeri, harem belde yapmak için elinden gelen tüm gayreti göster. </span></p><p><span style="color: Black">Sonsuzluğun sembolüne yönel… Ve sonsuz hayatı hatırla…</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Vakit: Namaz Amel Defterimizdir</strong></span></p><p><span style="color: Black">Namaz müminlere vakitli olarak farz kılınmıştır. </span></p><p><span style="color: Black"><strong>Hayat yolunda ilerlerken, anayoldan ayrıldığında seni oraya bağlayan tali yoldur namaz. </strong></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Gir o yola ve hayatının programını O’na bırak. Başka da çıkar yol olmadığını bil. Vaktinin kıymetini bil. Yoksa ‘Asr suresi’nde belirtildiği gibi hüsrana uğrayanlardan olursun.</strong></span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Günde en az beş defa O’nun huzuruna çıkacak ve ahiretteki hesabının antrenmanını yapacaksın, “büyük gün” gelmeden. Unutmayasın ki kıyamet günü, </span></p><p><span style="color: Black">sadece dünyada müezzinin davetine icabet edenler, Rabbinin huzuruna iltifatla davet olunur. Çünkü namaz pişmanlığın pratiğidir: </span></p><p><span style="color: Black">“Kim emrolunduğu gibi abdest alır ve emrolunduğu gibi namazları kılarsa, onun geçmişteki günahları bağışlanır.” (İbn Mâce, İkametu’s-Salâh, 1396.)</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Dünyada iken verilen ara karnedir namaz. Namazlarına bakarak amel defterini tahmin edebilirsin. (Doğrusunu Rabbim bilir.) </span></p><p><span style="color: Black">Ölçü: “huşu ve iştiyak”. İştiyakını, namaz vakti girer girmez kılarak gösterebilirsin.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Niyet: Durdurun Dünyayı İnecek Var!</strong></span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Yaşama gayeni gözden geçir. Niçin bu yola çıkmıştın, nereye gidiyorsun? Sık sık niyetini hatırla:</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">“Bir önceki vakitten bu vakte kadar -ola ki- şeytan vesvese verdiyse… Ayağım kaydıysa… Tekrar tekrar dillendiriyorum. Kendim için, unutmamak için, </span></p><p><span style="color: Black">bilincimi diri tutmak için: Niyet ettim Allahım, senin rızan için yaşamaya. Çünkü biliyorum ki ‘Ameller niyetlere göre.’ Amellerimin anlam kazanabilmesi, bu niyete bağlı. </span></p><p><span style="color: Black">Ben Rabbime gidiyorum. Durdurun dünyayı inecek var!”</span></p><p><span style="color: Black">“De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En’am 6/162).</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Tekbir: Ya Rabbi! Çobanı da Azalarını da Islah Eyle.</strong></span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">“O’nun rızası” için yaşamak istiyorsan, önce O’nun büyüklüğünü ilan et, hayatının her alanında. Kıyamdan rükûya, rükûdan secdeye… </span></p><p><span style="color: Black">Bu hakikati sık sık zikret. Her başlangıç ve sonda… Hayatındaki her yol ayrımında, her köşe başında… Hiçbir şeyi O’ndan daha büyük kabul etme. </span></p><p><span style="color: Black">Elinin tersiyle it. Sadece O’nun huzurunda el pençe divan dur. Hz. Musa gibi, Rabbinin huzurunda, kutsal vadidesin. Çıkar ayakkabılarını:</span></p><p><span style="color: Black">“Emrine amadeyim. Ne dersen kabulüm. Sağa sola kaymaz gözlerim, ardıma da hiç bakmaz. Azalarımın çobanı olan kalbimde yalnız sen. Ya Rabbi! </span></p><p><span style="color: Black">Çobanı da azalarını da ıslah eyle. ”</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Kıyam: Zulme, Şirke, Sömürüye Karşı </strong></span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Kur’an-ı Kerim’de namaz, daha çok “ikâme etmek” fiiliyle kullanılır: Namazı diri tutmak, aslında kendimizi hayat sahibi kılmaktır. </span></p><p><span style="color: Black">Onun bizi diriltmesi, doğrultması, onurlandırması, hayatımızı ikâme etmesi bizi beşerlikten çıkarıp insan etmesidir.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Din, sadece kalp temizliğinden ibaret değildir. Hz. Şuayb gibi hayatın değişsin namazla. Düşmanın bile fark etsin bunu. </span></p><p><span style="color: Black">Çünkü tüm dünyaya karşı en etkili tebliğ aracındır o: “Dediler ki: Ey Şuayb! Babalarımızın taptıklarını (putları), yahut mallarımız hususunda dilediğimizi </span></p><p><span style="color: Black">yapmayı terk etmemizi sana namazın mı emrediyor?” (Hud 11/87) </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Namazının, Rabbimiz katında makbul olup olmadığına bakabilirsin: “(Rasûlüm!) Sana vahyedilen Kitab’ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. </span></p><p><span style="color: Black">Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut 29/45)</span></p><p><span style="color: Black">Namaz bizi alıkoymuyorsa fahşâ ve münkerden… Nasibimize düşen sadece yorgunluk…</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Kıyam, kelime-i şehadetin ilk bölümü “lâ ilâhe”yi temsil eder. O şirke, zulme ve sömürüye başkaldırıdır.</strong></span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Kıraat: O’nunla Hasbihâl</strong></span></p><p><span style="color: Black">“Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar; cünüp iken de -yolcu olan müstesna- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın.” (Nisa 4/43)</span></p><p><span style="color: Black">Namaz, sarhoşa ne söylediğini bilmediği için yasaklanmış. Kıraatte aslolan hançereden aşağıya yani kalbe olan tesiridir. </span></p><p><span style="color: Black">Kalbe tesir etmiyorsa okunanlar, sarhoşluk hâlinin illeti, bu durum için de geçerli olacaktır.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Kıraat et.</strong> Hayatı, Kitab’ı, kendimizi, karşımızdakini, kurulu düzenleri, planları oku… Bilinçli ol! Uyanık ol!</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">O’nun huzurundasın. O’nunla sohbet için bir fırsat daha yakaladın. İyi değerlendir. Hayatının her alanında olduğu gibi kıraatte de orta yollu ol: </span></p><p><span style="color: Black">“Namazında pek bağırma. Pek de gizleme. Bu ikisinin arasında bir yol tut.” (İsra 17/110)</span></p><p><span style="color: Black">Hayatının merkezine Kur’an’ı, Fatiha’yı al. Tane tane oku.(Furkan 25/32) Takip ettiğin ayak izleri o olsun.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Rükû:</strong> Hırsız Olmaktan Allah’a Sığınırım</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Sadece Allah’ın huzurunda rükûya varır müminler. Aziz olana rükû etmekle izzet bulur; tüm esaret zincirlerini kırarak özgürlüğe kanat çırparlar. </span></p><p><span style="color: Black">Rükû daha çok siyasî itaattir. Allah’a rağmen, hiçbir güce itaat etmeyeceğine dair verilen sözdür. Kul her rükûda bu sözü hatırlayarak imanını diri tutar. </span></p><p><span style="color: Black">Böylece diğer insanlara tebliğde bulunur ve tağuta başkaldırır. Cemaatle sonuç alınacağı için olmalı ki Rabbimiz: “Rükû edenlerle birlikte rükû edin!” (Bakara 2/43) buyurur. </span></p><p><span style="color: Black">Gücü elinde bulunduran tağutlar da tesiri sebebiyle namaz kılana tahammül gösteremezler: “Gördün mü şu men edeni, namaz kılarken bir kulu?” (Alak 96/9-10)</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Dengeleri değiştiren bu hassas rüknü eda ederken titiz olmak gerekmez mi? Allah Rasûlü: “Hırsızlığın en kötüsü, namazını çalmaktır.” buyurur. </span></p><p><span style="color: Black">Bunun üzerine: “Ya Resûlallah, kişi namazını nasıl çalar?” diye sorarlar. Şu cevabı verir: “Rükûsunu ve secdelerini tam yapmayarak (hakkını vermeyerek).</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Sücûd:</strong> Aslına Dön!</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Secdeye… Aslına… Topraktan geldin ve dönüşün ona. Acziyetini iliklerine kadar hisset. O’nun yüceliğini özümseyerek: “’Sübhâne rabbiye’l-a’lâ” de. </span></p><p><span style="color: Black">Bir, üç, beş, yedi… Tutma kendini. Ne kadar söyleyebilirsen… Tekebbür etme şeytan gibi. Âdem ol. Tevbe et. Secde et, yakınlaş ( 96/19 ) ve adam ol!</span></p><p><span style="color: Black">Her şey O’nu tesbih ve O’na secde ediyor. Sen de katıl bu evrensel koroya. Sesin tek başına cılız kalmasın.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Onlar ki âdeta hep secde halindeler; kişilikleri, kimlikleri, karakterleri secde olmuş. Bu nur yüzlerine sirayet etmiş: </span></p><p><span style="color: Black">“Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün. Allah’tan lütuf ve rıza isterler. Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır.” (Fetih 48/29) </span></p><p><span style="color: Black">Şeytanın seni kandırmasına fırsat verme. Bir defa değil iki defa secde et. Biri topraktan geldiğini, diğeri toprağa gideceğini hatırlatsın.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black"><strong>Kâde-i Âhire: </strong>Elveda Dünya!</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Edeple diz çök. Tahiyyatla miraca çık, Allah ile Peygamber’in sohbetlerine ‘Kelime-i Şehadet’ getirerek sen de iştirak et. </span></p><p><span style="color: Black">Bütün güzelliklerin Allah’a has olduğunu zikret. Rasûl’e selam gönder. Takipçisi olduğunu yinele. Anne-baban ve tüm müminler için dua et.</span></p><p><span style="color: Black">Yolun sonuna yaklaşıyorsun. Birazdan sona erecek serüvenin. Hayatının da böyle sonu gelecek. Son nefeste imanlı olabilmek için yardım iste. </span></p><p><span style="color: Black">Çünkü elinin öne sürdüğünü göreceksin ötelerde: cennet meyvesi veya acı azab olarak.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Bir sonraki vakte kadar ayrı kalmanın hüznüyle selam ver… Namazdan ayrılmak için üşengeç bir hâl içinde bulun, münafıkların aksine: “Onlar (münafıklar) namaza kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah’ı da pek az hatıra getirirler.” (Nisa 4/142) </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Namaz kıldıkça bedenin ve ruhun selamet bulacak, göreceksin. Bu güzelliği yakınlarınla özellikle de ailenle paylaş. </span></p><p><span style="color: Black">Onların mahrum kalmalarına, ateşin yakıtı olmalarına seyirci kalma: “Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et.” (Taha 20/132)</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Sonraki vaktin ezanını bekleme. Dur Rabbinin huzurunda: kuşluk, ebvabin, duha, teheccüd, şükür, tehiyyetü’l-mescid… Namaz kılmak için fırsat kolla. Güneş ve ay mı tutuldu, gece mi oldu, bir şeye mi sevindin, korktun mu… Hemen! Hemen!</span></p><p><span style="color: Black">Hatice TURAN </span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Gönül sızım, post: 73563, member: 1049"] [IMG]https://www.islamiforumlar.net/resim/images/namaz35.jpg[/IMG] [COLOR=Black]Rabbimizin emirleri doğrultusunda Namazı her gün, her şartta, hem de beş vakit farz kılmıştır. Seferde, evde; hastalıkta, sağlıkta; ihtiyarlıkta, gençlikte namaz…Tehlike anında namaz… Soluduğumuz hava gibi olmalı namaz. Onu terk etmenin, ölüm fermanımıza atılan imza olduğu bilinciyle yaşanmalı. Merhameti sınırsız olan Rabbim, ihmale uğramaya en müsait olan namaza karşı bizi uyarır: “Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah’a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın.” (Bakara 2/238) Namaza devam etmek (Meâric 70/23), ondan lezzet almamış kişiye elbette güç gelir. Bu yüzden birçok ayette namaz, ‘sabır’la birlikte zikredilir: “Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin. Şüphesiz o (sabır ve namaz), Allah’a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir.” (Bakara 2/45) Aslında “namaz”, insanın hayatı boyunca tevhid üzere kalabilmesi için sabırla yardım istemenin diğer adıdır. [B]Taharet: Kalkın! Yaktığınız Ateşi Söndürün![/B] Rabbimden gelen mesajı okumak için nasıl temiz olmak gerekiyorsa (Vâkıa 56/79) onunla hasbıhâl etmek için de temizlenmek şart. Unutulmamalıdır ki “Müşrikler necistir.” (Tevbe 9/28) Öyleyse önce kelime-i şehadet getirerek şirkten arınmalı. Sonra mı?.. Sonra, namaz seni arındıracak. Günde beş defa, akan bu suda yıkanırsan kirden, pastan eser kalmaz sende. Ancak önce arınma niyetinde olduğunu temizlenerek göster. Bedenini, elbiseni, namaz kılacağın yeri pakla. En önemlisi ‘kalbi’ni unutma! Aslolan gönlün temizliğidir. Çünkü orası Rabbinin evidir. Tevbe et. Nedamet gözyaşıyla abdest alarak bâtınını da temizle. Söndür yaktığın ateşi: “Ancak sağdakiler başka. Onlar cennetler içinde sorarlar, günahkârların durumunu: ‘Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?’ diye. Onlar şöyle cevap verirler: Biz namaz kılanlardan değildik!” (Müddessir 74/39-43) [B]Setr-i Avret: Atlastan Minderler İçin… [/B] Âdem ve Havva (as) gibi ayıp yerlerini ört; cennet yapraklarıyla, takva elbisesiyle. (Âraf 7/26) Setr-i avret emrini, bedenin için yerine getirdiğin gibi nefsinin kötülüklerini, kardeşlerinin ayıplarını örtmek için de uygula. İstenen, giyinmek değil, en güzel giysileri giyinmek. “Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin.” (Âraf 7/31) Dünyada bu korunma giysisini (takva elbisesini) giyen, ahirette ateşten örtü yerine (Âraf 7/41) atlastan minderlere yaslanır. (Rahman 55/54) [B]İstikbâl-i Kıble: Hayatımda Sadece Sen Varsın![/B] “Artık yüzünü Mescid-i Haram’a çevir. Siz de nerede olursanız olun, yüzlerinizi o tarafa çevirin.” (Bakara 2/144) Yani hayatınızın yüzü, tevhidin sembolü olan Mescid-i Haram’a dönük olsun. Kalbini her türlü mâsivâdan, şirk unsurundan temizle. Ne kadar kolay O’na ulaşmak! Hiçbir engel yok arada. Unutma ki kıble imanî bir meseledir: “Sen kendilerine kitap verilenlere her türlü ayeti getirsen yine de onlar (inatlarından) sana uyup kıblene kesinlikle dönmezler. Sen de onların kıblesine dönecek değilsin. Onlar da birbirlerinin kıblesine dönmezler.” (Bakara 2/145) İnsanlar için toplanma yeri kılınan Beyt’e dönerek kimliğine sahip çık. Nerede, hangi şartta olursan ol, yalnız olmadığını bil. Yüreğin hep orada atsın. Binlerce yıldır, milyarlarca müminin kalbi orada. Hisset! Tüm peygamberler (21/73) o cemaatin mensubu. Hz. İsmail (19/55), Hz. Musa (20/14), Hz. İsa (19/31), Hz. Lokman (31/17)… Doğru yolda ve ne kadar güçlü bir ordunun neferi olduğunu fark et. Kır Kâbe’ndeki putlarını elindeki tevhid baltasıyla. En büyüğünü bırak. Sonra da onun boynuna as baltayı. Gör bak, en büyükleri bile ne kadar aciz. Ve bir daha asla tevessül etme onlara. Ne büyüğüne, ne de küçüğüne. Haykır: Hayatımda sadece Sen varsın! Haram mescide dön ve sen de hayatına şirki, savaşı, kavgayı haram kıl. Bulunduğun her yeri, harem belde yapmak için elinden gelen tüm gayreti göster. Sonsuzluğun sembolüne yönel… Ve sonsuz hayatı hatırla… [B]Vakit: Namaz Amel Defterimizdir[/B] Namaz müminlere vakitli olarak farz kılınmıştır. [B]Hayat yolunda ilerlerken, anayoldan ayrıldığında seni oraya bağlayan tali yoldur namaz. Gir o yola ve hayatının programını O’na bırak. Başka da çıkar yol olmadığını bil. Vaktinin kıymetini bil. Yoksa ‘Asr suresi’nde belirtildiği gibi hüsrana uğrayanlardan olursun.[/B] Günde en az beş defa O’nun huzuruna çıkacak ve ahiretteki hesabının antrenmanını yapacaksın, “büyük gün” gelmeden. Unutmayasın ki kıyamet günü, sadece dünyada müezzinin davetine icabet edenler, Rabbinin huzuruna iltifatla davet olunur. Çünkü namaz pişmanlığın pratiğidir: “Kim emrolunduğu gibi abdest alır ve emrolunduğu gibi namazları kılarsa, onun geçmişteki günahları bağışlanır.” (İbn Mâce, İkametu’s-Salâh, 1396.) Dünyada iken verilen ara karnedir namaz. Namazlarına bakarak amel defterini tahmin edebilirsin. (Doğrusunu Rabbim bilir.) Ölçü: “huşu ve iştiyak”. İştiyakını, namaz vakti girer girmez kılarak gösterebilirsin. [B]Niyet: Durdurun Dünyayı İnecek Var![/B] Yaşama gayeni gözden geçir. Niçin bu yola çıkmıştın, nereye gidiyorsun? Sık sık niyetini hatırla: “Bir önceki vakitten bu vakte kadar -ola ki- şeytan vesvese verdiyse… Ayağım kaydıysa… Tekrar tekrar dillendiriyorum. Kendim için, unutmamak için, bilincimi diri tutmak için: Niyet ettim Allahım, senin rızan için yaşamaya. Çünkü biliyorum ki ‘Ameller niyetlere göre.’ Amellerimin anlam kazanabilmesi, bu niyete bağlı. Ben Rabbime gidiyorum. Durdurun dünyayı inecek var!” “De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En’am 6/162). [B]Tekbir: Ya Rabbi! Çobanı da Azalarını da Islah Eyle.[/B] “O’nun rızası” için yaşamak istiyorsan, önce O’nun büyüklüğünü ilan et, hayatının her alanında. Kıyamdan rükûya, rükûdan secdeye… Bu hakikati sık sık zikret. Her başlangıç ve sonda… Hayatındaki her yol ayrımında, her köşe başında… Hiçbir şeyi O’ndan daha büyük kabul etme. Elinin tersiyle it. Sadece O’nun huzurunda el pençe divan dur. Hz. Musa gibi, Rabbinin huzurunda, kutsal vadidesin. Çıkar ayakkabılarını: “Emrine amadeyim. Ne dersen kabulüm. Sağa sola kaymaz gözlerim, ardıma da hiç bakmaz. Azalarımın çobanı olan kalbimde yalnız sen. Ya Rabbi! Çobanı da azalarını da ıslah eyle. ” [B]Kıyam: Zulme, Şirke, Sömürüye Karşı [/B] Kur’an-ı Kerim’de namaz, daha çok “ikâme etmek” fiiliyle kullanılır: Namazı diri tutmak, aslında kendimizi hayat sahibi kılmaktır. Onun bizi diriltmesi, doğrultması, onurlandırması, hayatımızı ikâme etmesi bizi beşerlikten çıkarıp insan etmesidir. Din, sadece kalp temizliğinden ibaret değildir. Hz. Şuayb gibi hayatın değişsin namazla. Düşmanın bile fark etsin bunu. Çünkü tüm dünyaya karşı en etkili tebliğ aracındır o: “Dediler ki: Ey Şuayb! Babalarımızın taptıklarını (putları), yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmayı terk etmemizi sana namazın mı emrediyor?” (Hud 11/87) Namazının, Rabbimiz katında makbul olup olmadığına bakabilirsin: “(Rasûlüm!) Sana vahyedilen Kitab’ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut 29/45) Namaz bizi alıkoymuyorsa fahşâ ve münkerden… Nasibimize düşen sadece yorgunluk… [B]Kıyam, kelime-i şehadetin ilk bölümü “lâ ilâhe”yi temsil eder. O şirke, zulme ve sömürüye başkaldırıdır.[/B] [B]Kıraat: O’nunla Hasbihâl[/B] “Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar; cünüp iken de -yolcu olan müstesna- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın.” (Nisa 4/43) Namaz, sarhoşa ne söylediğini bilmediği için yasaklanmış. Kıraatte aslolan hançereden aşağıya yani kalbe olan tesiridir. Kalbe tesir etmiyorsa okunanlar, sarhoşluk hâlinin illeti, bu durum için de geçerli olacaktır. [B]Kıraat et.[/B] Hayatı, Kitab’ı, kendimizi, karşımızdakini, kurulu düzenleri, planları oku… Bilinçli ol! Uyanık ol! O’nun huzurundasın. O’nunla sohbet için bir fırsat daha yakaladın. İyi değerlendir. Hayatının her alanında olduğu gibi kıraatte de orta yollu ol: “Namazında pek bağırma. Pek de gizleme. Bu ikisinin arasında bir yol tut.” (İsra 17/110) Hayatının merkezine Kur’an’ı, Fatiha’yı al. Tane tane oku.(Furkan 25/32) Takip ettiğin ayak izleri o olsun. [B]Rükû:[/B] Hırsız Olmaktan Allah’a Sığınırım Sadece Allah’ın huzurunda rükûya varır müminler. Aziz olana rükû etmekle izzet bulur; tüm esaret zincirlerini kırarak özgürlüğe kanat çırparlar. Rükû daha çok siyasî itaattir. Allah’a rağmen, hiçbir güce itaat etmeyeceğine dair verilen sözdür. Kul her rükûda bu sözü hatırlayarak imanını diri tutar. Böylece diğer insanlara tebliğde bulunur ve tağuta başkaldırır. Cemaatle sonuç alınacağı için olmalı ki Rabbimiz: “Rükû edenlerle birlikte rükû edin!” (Bakara 2/43) buyurur. Gücü elinde bulunduran tağutlar da tesiri sebebiyle namaz kılana tahammül gösteremezler: “Gördün mü şu men edeni, namaz kılarken bir kulu?” (Alak 96/9-10) Dengeleri değiştiren bu hassas rüknü eda ederken titiz olmak gerekmez mi? Allah Rasûlü: “Hırsızlığın en kötüsü, namazını çalmaktır.” buyurur. Bunun üzerine: “Ya Resûlallah, kişi namazını nasıl çalar?” diye sorarlar. Şu cevabı verir: “Rükûsunu ve secdelerini tam yapmayarak (hakkını vermeyerek). [B]Sücûd:[/B] Aslına Dön! Secdeye… Aslına… Topraktan geldin ve dönüşün ona. Acziyetini iliklerine kadar hisset. O’nun yüceliğini özümseyerek: “’Sübhâne rabbiye’l-a’lâ” de. Bir, üç, beş, yedi… Tutma kendini. Ne kadar söyleyebilirsen… Tekebbür etme şeytan gibi. Âdem ol. Tevbe et. Secde et, yakınlaş ( 96/19 ) ve adam ol! Her şey O’nu tesbih ve O’na secde ediyor. Sen de katıl bu evrensel koroya. Sesin tek başına cılız kalmasın. Onlar ki âdeta hep secde halindeler; kişilikleri, kimlikleri, karakterleri secde olmuş. Bu nur yüzlerine sirayet etmiş: “Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün. Allah’tan lütuf ve rıza isterler. Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır.” (Fetih 48/29) Şeytanın seni kandırmasına fırsat verme. Bir defa değil iki defa secde et. Biri topraktan geldiğini, diğeri toprağa gideceğini hatırlatsın. [B]Kâde-i Âhire: [/B]Elveda Dünya! Edeple diz çök. Tahiyyatla miraca çık, Allah ile Peygamber’in sohbetlerine ‘Kelime-i Şehadet’ getirerek sen de iştirak et. Bütün güzelliklerin Allah’a has olduğunu zikret. Rasûl’e selam gönder. Takipçisi olduğunu yinele. Anne-baban ve tüm müminler için dua et. Yolun sonuna yaklaşıyorsun. Birazdan sona erecek serüvenin. Hayatının da böyle sonu gelecek. Son nefeste imanlı olabilmek için yardım iste. Çünkü elinin öne sürdüğünü göreceksin ötelerde: cennet meyvesi veya acı azab olarak. Bir sonraki vakte kadar ayrı kalmanın hüznüyle selam ver… Namazdan ayrılmak için üşengeç bir hâl içinde bulun, münafıkların aksine: “Onlar (münafıklar) namaza kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah’ı da pek az hatıra getirirler.” (Nisa 4/142) Namaz kıldıkça bedenin ve ruhun selamet bulacak, göreceksin. Bu güzelliği yakınlarınla özellikle de ailenle paylaş. Onların mahrum kalmalarına, ateşin yakıtı olmalarına seyirci kalma: “Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et.” (Taha 20/132) Sonraki vaktin ezanını bekleme. Dur Rabbinin huzurunda: kuşluk, ebvabin, duha, teheccüd, şükür, tehiyyetü’l-mescid… Namaz kılmak için fırsat kolla. Güneş ve ay mı tutuldu, gece mi oldu, bir şeye mi sevindin, korktun mu… Hemen! Hemen! Hatice TURAN [/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Namaz
Hayatın Farzı On İki: Altısı Dışından Altısı İçinden
Üst
Alt