- Katılım
- 28 Mart 2011
- Mesajlar
- 2,123
- Tepkime puanı
- 26

HANİ SÖZ VERMİŞTİK!
“Hani Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahitler kılmıştı: ‘Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?’ (demişti de ) onlar: ‘Evet (Rabbimizsin), şahit olduk’ demişlerdi. (Bu,) kıyamet günü: ‘Biz, bundan habersizdik’ dememeniz içindir. Ya da: ‘Bizden önce ancak atalarımız şirk koşmuştu, biz ise onlardan sonra gelme bir kuşağız. İşleri bâtıl olanların yaptıklarından dolayı bizi helâk mı edeceksin?’ dememeniz için.
İşte Biz, ayetleri böyle birer birer açıklarız, umulur ki dönerler.” (A’râf, 7/172-174)
Âlemlerin Rabbi



Hani hatırlayın o ânı ki, Rabbiniz

Âdemoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları. Kendi nefislerine şahitler kılmıştı… Kendi şahitleri, yine kendileri olmuştu… Öyle bir şahidlik ki, asla inkâr edilemez… Bir başkası değil, kişinin kendisine şahidlik etmesi kadar sağlam bir şahidlik olamaz…
“Hayır, insan kendi nefsine karşı bir basirettir (kendi kendini gözleyen bir şahiddir).
Kendi mazeretlerini ortaya atsa bile.” (Kıyamet, 75/14-15)
“

Sonunda oraya geldikleri zaman, işitme, görme (duyuları) ve derileri kendi aleyhlerine şahidlik edecektir.
Kendi derilerine dediler ki: ‘Niye aleyhimize şahidlik ettiniz?’ dediler ki: ‘Her şeye nutku verip konuşturan

Siz, işitme, görme (duyularınız) ve derilerinizi aleyhinize şahidlik eder diye sakınmıyordunuz. Aksine yaptıklarınızın birçoğunu

İşte bu, sizin zannınız Rabbiniz hakkında beslediğiniz zannınız, sizi bir yıkıma uğrattı. Böylelikle Hüsrana uğrayan kimseler olarak sabahladınız.” (Fussilet, 41/19-23)
“Bugün Biz, onların ağızlarını mühürleriz. (Günahtan ve sevabdan yana) kazandıklarını, elleri Bize söylemekte, ayakları (aleyhlerinde) şahidlik etmektedir.” (Yasin, 36/65)
“Namus sahibi, bir şeyden habersiz mü’min kadınlara (zinâ suçu) atanlar, dünyada ve ahirette lânetlenmişlerdir. Ve onlar için büyük bir azab vardır.
O gün, kendi dilleri, elleri ve ayakları aleyhlerinde yaptıklarına dair şahidlikte bulunacaklardır.
O gün,


İnsanın kendisine şahidlik etmesi, en sahih şahidlik olduğu malumdur… Bu şahidlik en doğru ve inandırıcı şahidliktir… Sonraki bir zamanda dönüşü olmayan ve aksine söz söylenmeyen şahidlik!..
Rabbimiz

“Ben, sizin Rabbiniz değimliyim?”
O Misak anında bütün insanlar:
— Evet, (Rabbimizsin), şahid olduk, demişlerdi.
Bu ahd ve bu şahidlik, imtihan sahası olan dünya hayatından sonra gelen kıyamet gününde:
— Biz, bundan habersizdik! dememeleri ve itiraz etmemeleri içindi.
Ya da şöyle bir mazeret ileri sürmemeleri içindi:
— Bizden önce ancak atalarımız şirk koşmuştu. Biz ise, onlardan sonra gelen bir kuşağız. İşleri bâtıl olanların yaptıklarından dolayı bizi helâk mı edeceksin?
Misak ahdi ve insanların kendi kendilerine şahid tutulmaları, böyle bir mazeret ortaya atma kapısını kapatmıştır… Çünkü onların hepsi,

Misak ahdini inkâr ve reddeden küfür ve şirk cephesinde yer alanların durumları malumdur:
“Şübhesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da onlar için fark etmez, inanmazlar.

Onlar, Âlemlerin Rabbi


Rabbimiz

“Kendi hevâsını (istek ve tutkularını) ilâh edineni gördün mü? Şimdi ona karşı sen mi vekil olacaksın?