Hamd Allah'a mahsustur

imanilmihali

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
6 Nisan 2014
Mesajlar
47
Tepkime puanı
0
HAMD ALLAH'A MAHSUSTUR
Hamd hep Allah'a, ki başların üstündeki gökleri ve ayakların altındaki yeri yarattı ve karanlıkları ve nuru yaptı. Şu halde onun bunlar üzerindeki mülk ve saltanatı, sahipliği, yalnız var olduklarından sonraki tedbir ve olgunlaşmaları, sonra gelen arızalar üzerinde cereyan eden, zâtı ve tabiatlarına mahkum bulunan bağımlı ve hasta bir mülk ve sahiplik değil, daha önce yaratma ve yapma ile bütün varlıklarına da hâkim olan bir mülk ve saltanattır. Ve bunun için bütün hamd ve senâ, bütün ululama ve teşekkür ancak ve ancak Allah'ın hakkıdır. Zât ve sıfatı bakımından Allah'a mahsustur.
Kur'ân'da beş sûrenin başında "hamd" kelimesi zikredilmiştir.
Birinci olarak Fâtiha'da "Hamd âlemlerin Rabb'i olan Allah'a mahsustur."
İkincisi bu sûrede (En'am 6/1) "Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve nuru var eden Allah'a mahsustur."
Üçüncüsü Kehf sûresinde "Hamd, kuluna Kitab indiren Allah'a mahsustur".
Dördüncüsü Sebe sûresinde "Hamd, göklerde ve yerde bulunanların hepsi kendisinin olan Allah'a mahsustur".
Beşincisi Fâtır sûresinde "Hamd, gökleri yaratan, melekleri elçiler yapan Allah'a mahsustur" buyurulmuştur ki hepsi Fâtiha'daki "hamd, âlemlerin Rabb'i olan Allah'a mahsustur." hamdiyle âlemlerde ilâhî mülkiyetin çeşitleri ile açıklama ve izahıdır.
Sonra bütün bu nimetlere nankörlük edip küfredenler O yaratan Rab'larına bu yaratılmışları veya bunlardan bazılarını denk tutuyorlar. Bir kısmı tutuyor eşyanın tabiatına tapıyor bir kısmı tutuyor yıldızlara, güneşe tapıyor. Bir kısmı tutuyor hayır ilâhı, şer ilâhı, Yezdan ve Ehremen diye karanlığa ve nûra tapıyor, bir kısmı tutuyor sıcağa, ateşe tapıyor, bir kısmı tutuyor taşlara, topraklara, madenlere ve bunlardan yaptıkları putlara tapıyor, bir kısmı tutuyor bitkilere ve hayvanlara tapıyor, bir kısmı insanlara tapıyor. Bir kısmı tutuyor Firavun ve Nemrud gibi azgın Tağutlara tapıyor. Bir kısmı da İsa ve anası veya Me lekler gibi Allah'ın kullarına tapıyorlar. Ki bütün bunların yaratıcı Allah'a karşı ne büyük bir küfür, ne kadar bir utanmazlık olduğu açıktır. (EHY)
Allah öyle âlemlerin Rabbidir ki maddiyât ve mâneviyâtiyle gökleri ve yeri, ve arasındakileri yaratmış, karanlıkları ve nûru yapmıştır. Allah o kadar yücedir ki; kainatın en uzak köşesindeki yıldızla bir toz zerresinin projesi aynıdır.
O, Milyonlarca tür ve milyarlarca canlıya hayat veren, rızklandıran, evrende kusursuz bir denge ve ahenk kuran, ilmin, kudretin ve rahmetin sahibi Allah'tır. Yaratandır, öldürendir, tekrar diriltecek olandır. Güneşi, ayı, evcil hayvanları, gökten inen tatlı suyu, topraktan fışkıran başakları veren hep O'dur. O herşeyin yaratanı, herşeyin sahibidir. Eşi, ortağı, yardımcısı yoktur.
Bu nedenle tek sığınacak limanımız, tek serinleyecek gölgemiz Allah'ındır.
Dualarımız, imanımız, tövbelerimiz, şükürlerimiz ve hamd'lerimiz yalnız ve yalnız Alemlerin Rabbi olan Allah'adır.
 
Üst Alt