Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Hallaç Mansur
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ceylannur" data-source="post: 24177" data-attributes="member: 1208"><p><strong><span style="color: #006600"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-family: 'times new roman'">Hallaç Mansur</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="color: #006600"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Hüseyin Mansur... Bağdat... Mansur bir gün tanıdığı bir hallacın dükkanına uğrar. Mansur bir müddet sohbetten sonra, hallac arkadaşından rica da bulunur, arkadaşı kırmaz dükkanı ona emanet eder nasılsa kısa bir müddet içinde geri dönerim diye ayrılır. Ayrılır da iş pek rast gitmez, dönmek de dönemez bayağı gecikir. Darlanmasından dolayı biraz sitem ile Mansur'a: </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Hüseyin, senin işini halledeyim derken, kendi işimdende geri kaldım, müşterilere ne diyeceğim şimdi der? </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Mansur, gülümser, bunlar için mi üzülüyorsun der gibi parmağını henüz atılmamış pamuklara doğru uzatınca pamuklar tel tel olup bir tarafa, süprüntüsü, işe yaramazı bir tarafa ayrılır. Arkadaş hayret içinde kalır ve bunu kısa zamanda işitmeyen kalmaz. Ve <strong>Hallaç</strong> diye anılmaya başlar. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">... Ve dünyayı ayağa kaldıran malum seda: </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">-" <strong>Enelhak!</strong>" Hak benim! </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Büyük bir sarsıntı. Hayret. Dehşet. İsyan ve itham: </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Küfür. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Mansur, Hak O'dur de, Hak benim deme. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Bundan böyle onunla kimse konuşmasın.. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Zindanda... İdam fermanı... Halk akın akın ona koşmakta. Gene ölçüye sığmayan sözler. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Halife, iki defa iki büyük zatı gönderir: </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Sözünden dön, tövbe et, özür dile... </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Hallaç. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Sözü kim söylediyse, özürü de dilesin. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Zindan... Her yerde Mansur'u aradılar. Yok. Ertesi gece ne zindan ne Mansur. Üçüncü gece herşey yerli yerinde... Sordular ve Mansur cevapladı: </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- İlk gece beni aradınız, bulamadınız, ondaydım... Ertesi gece ne ben vardım ne de zindan, O buradaydı... Ve her şeyin yeri yerinde olduğu gece, yerli yerine gelmesi gereken gece. Ta ki, O'nun kanunu korunsun, emri yerine gelsin. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Her gün bin rekat namaz... Soru: </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Hem "Hak benim" diyorsun, hem bu kadar namaz kılıyorsun, söyle namazı kimin için kılyorsun? </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Cevap: </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Birbirimizin kadrini yine biz biliriz. Peki sizi zindandan kurtarayım mı? </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Nasıl olur? </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Elini kaldırır, parmak uçlarıyla işaret ettiği noktalarda kapılar, kapıların açıldığı yollarda da emin gizli yollar açılır, mahpusların ayaklarındaki zincirler çözülür. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Sorarlar: </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Ya sen kendini niçin kurtarmıyorsun? </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Biaz Allah'ın esiriyiz, kurtulmak istemeyiz.. Hakkın bize suçlaması vardır, bizi suçlandıran haktır, bize düşen cezamızı beklemektir. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Mahşeri bir gün... Herkes orada... Mansur getiriliyor ve hala aynı nida: </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- " <strong>Enelhak!</strong>" Hak benim! </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Bir derviş yaklşır ve sorar: </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Aşk nedir? </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Bugün ve yarın görürsün! </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">O gün asıldı ve bir gün sonra yakıldı. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Darağacında.... Mansura soruluyor: </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Tasavvuf nedir? </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- En aşağı derecesi bende gözüken bu hal. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Ya ileri derecesi? </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Onu görmeye yol gerek, o da sizde yok. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Taşlar... Kan... Kanlar içindeki Mansur... Ses yok.. Tebessüm... O esnada bir dost taş yerine bir gül atar. Bir inilti... Bir inilti ki; yürekler titrer ve sorarlar: </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Taş yağmuru altında inlemedin de bir güle karşı ne diye böyle inledin? </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Taş atanlar, halden anlamazlarki attıkları taşlar bizi incitsin. Ama ya halden anlayanlar, değil taş gül atsalar dahi o gül incitir, inletir. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Son sözleri: </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Allahım; bana senin için bu işkenceyi reva görenlerden rahmetini esirgeme! Senin aşkın uğruna bana bu işkenceyi yapan ve canımdan ayıran bu kullarını affet affet. Aşkın hürmetine affet... </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Gece, küllerinin Dicle'ye döküldüğü günün gecesi... Bir derviş Dicle'ye ulaşmak için yürüyor... </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Mansur'un vasiyeti aklında: </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Cesedimi yaktıktan sonra küllerim Dicle'ye dökülecek. Korkarım Dicle taşar, Bağdat'ı yutar. İstemem Bağdat'a bir şey olmasın... O gece hırkamı nehrin kenarına getir ve sulara at.. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Derviş acele acele yürüyor. Dizle kabarıyor kabarıyor.. Sular tam Bağdatı almak üzereyken, hırka sulara kavuşuyor.... </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Öldürüldüğü gece talebelerinden İbrahim Hatekoğlu rüyasında Allah'a soruyor: </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Allahım, ne sırdır ki, kulun Hüseyin Mansur'u bu hale getirdin? </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Cevap: </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">- Kendi sırrımı ona açtım, o, herkese gösterdi. Ben, ona bahşettim; o halkı kendi nefsine davet etti. </span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ceylannur, post: 24177, member: 1208"] [B][COLOR=#006600][FONT=Verdana][FONT=times new roman]Hallaç Mansur[/FONT] [/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black][FONT=Verdana]Hüseyin Mansur... Bağdat... Mansur bir gün tanıdığı bir hallacın dükkanına uğrar. Mansur bir müddet sohbetten sonra, hallac arkadaşından rica da bulunur, arkadaşı kırmaz dükkanı ona emanet eder nasılsa kısa bir müddet içinde geri dönerim diye ayrılır. Ayrılır da iş pek rast gitmez, dönmek de dönemez bayağı gecikir. Darlanmasından dolayı biraz sitem ile Mansur'a: [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Hüseyin, senin işini halledeyim derken, kendi işimdende geri kaldım, müşterilere ne diyeceğim şimdi der? [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Mansur, gülümser, bunlar için mi üzülüyorsun der gibi parmağını henüz atılmamış pamuklara doğru uzatınca pamuklar tel tel olup bir tarafa, süprüntüsü, işe yaramazı bir tarafa ayrılır. Arkadaş hayret içinde kalır ve bunu kısa zamanda işitmeyen kalmaz. Ve [B]Hallaç[/B] diye anılmaya başlar. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]... Ve dünyayı ayağa kaldıran malum seda: [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]-" [B]Enelhak![/B]" Hak benim! [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Büyük bir sarsıntı. Hayret. Dehşet. İsyan ve itham: [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Küfür. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Mansur, Hak O'dur de, Hak benim deme. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Bundan böyle onunla kimse konuşmasın.. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Zindanda... İdam fermanı... Halk akın akın ona koşmakta. Gene ölçüye sığmayan sözler. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Halife, iki defa iki büyük zatı gönderir: [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Sözünden dön, tövbe et, özür dile... [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Hallaç. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Sözü kim söylediyse, özürü de dilesin. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Zindan... Her yerde Mansur'u aradılar. Yok. Ertesi gece ne zindan ne Mansur. Üçüncü gece herşey yerli yerinde... Sordular ve Mansur cevapladı: [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- İlk gece beni aradınız, bulamadınız, ondaydım... Ertesi gece ne ben vardım ne de zindan, O buradaydı... Ve her şeyin yeri yerinde olduğu gece, yerli yerine gelmesi gereken gece. Ta ki, O'nun kanunu korunsun, emri yerine gelsin. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Her gün bin rekat namaz... Soru: [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Hem "Hak benim" diyorsun, hem bu kadar namaz kılıyorsun, söyle namazı kimin için kılyorsun? [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Cevap: [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Birbirimizin kadrini yine biz biliriz. Peki sizi zindandan kurtarayım mı? [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Nasıl olur? [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Elini kaldırır, parmak uçlarıyla işaret ettiği noktalarda kapılar, kapıların açıldığı yollarda da emin gizli yollar açılır, mahpusların ayaklarındaki zincirler çözülür. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Sorarlar: [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Ya sen kendini niçin kurtarmıyorsun? [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Biaz Allah'ın esiriyiz, kurtulmak istemeyiz.. Hakkın bize suçlaması vardır, bizi suçlandıran haktır, bize düşen cezamızı beklemektir. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Mahşeri bir gün... Herkes orada... Mansur getiriliyor ve hala aynı nida: [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- " [B]Enelhak![/B]" Hak benim! [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Bir derviş yaklşır ve sorar: [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Aşk nedir? [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Bugün ve yarın görürsün! [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]O gün asıldı ve bir gün sonra yakıldı. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Darağacında.... Mansura soruluyor: [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Tasavvuf nedir? [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- En aşağı derecesi bende gözüken bu hal. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Ya ileri derecesi? [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Onu görmeye yol gerek, o da sizde yok. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Taşlar... Kan... Kanlar içindeki Mansur... Ses yok.. Tebessüm... O esnada bir dost taş yerine bir gül atar. Bir inilti... Bir inilti ki; yürekler titrer ve sorarlar: [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Taş yağmuru altında inlemedin de bir güle karşı ne diye böyle inledin? [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Taş atanlar, halden anlamazlarki attıkları taşlar bizi incitsin. Ama ya halden anlayanlar, değil taş gül atsalar dahi o gül incitir, inletir. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Son sözleri: [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Allahım; bana senin için bu işkenceyi reva görenlerden rahmetini esirgeme! Senin aşkın uğruna bana bu işkenceyi yapan ve canımdan ayıran bu kullarını affet affet. Aşkın hürmetine affet... [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Gece, küllerinin Dicle'ye döküldüğü günün gecesi... Bir derviş Dicle'ye ulaşmak için yürüyor... [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Mansur'un vasiyeti aklında: [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Cesedimi yaktıktan sonra küllerim Dicle'ye dökülecek. Korkarım Dicle taşar, Bağdat'ı yutar. İstemem Bağdat'a bir şey olmasın... O gece hırkamı nehrin kenarına getir ve sulara at.. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Derviş acele acele yürüyor. Dizle kabarıyor kabarıyor.. Sular tam Bağdatı almak üzereyken, hırka sulara kavuşuyor.... [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Öldürüldüğü gece talebelerinden İbrahim Hatekoğlu rüyasında Allah'a soruyor: [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]- Allahım, ne sırdır ki, kulun Hüseyin Mansur'u bu hale getirdin? [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Cevap: - Kendi sırrımı ona açtım, o, herkese gösterdi. Ben, ona bahşettim; o halkı kendi nefsine davet etti. [/FONT][/COLOR][COLOR=black][FONT=Verdana][/FONT][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Hallaç Mansur
Üst
Alt