Hadislerle Ramazan ve Oruç

elifgibi

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Mart 2011
Mesajlar
2,125
Tepkime puanı
26

İbn-İ Mesud (ra): “Allah Resulü (sav) oruçlu günümde tertemiz ve başı taranmış olmamı vasiyet etti ve buyurdu ki: Oruçlu gününde, sakın yüzü asık olma!”

“Nice oruçlu kimseler vardır ki oruçtan nasibi, sadece açlık ve susuzluktur.” Çünkü bu tür insanlar dedikodu eder, hak yer, zulüm ederler. Oruçtan nasip alamazlar.

“Oruçlu eğer yalan sözü ve başkalarını kandırmayı bırakmazsa Allah’ın onun yemesini, içmesini bırakmasına ihtiyacı yoktur. Yani gerçek bir oruç tutmuş olmaz. Bu orucun manevi bereketini kazanamaz.”

“Ramazan’ın ilk gecesi olduğu zaman, cehennem kapıları kapanır, onun hiçbir kapısı açılmaz. Cennet kapıları açılır, o kapılardan hiçbiri kapanmaz. Bir seslenici şöyle seslenir: ’Ey hayır isteyen gel, koş! Ey şer isteyen, (kötülüklere karşı) kendini tut!’ O ayda Allah’ın cehennemden azatlıları vardır. Bu, ramazan bitinceye dek her gece tekrarlanır.” (Tirmizi)

“Her kim inanarak ve karşılığını sırf Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari, Müslim)

“Ayların efendisi ramazandır.” (Bezzar)

“Her şeyin bir zekátı vardır, cesedin zekátı ise oruçtur. Oruç sabrın yarısıdır.” (İbn-i Mace)

“Ramazan ayı girdiği zaman cennet kapıları açılır; cehennem kapıları kilitlenir; şeytanlar zincire vurulur.” (Buhari, Müslim)

“Cennette Reyyan adında bir kapı vardır. Bu kapıdan oruçlular çağrılır. Kim oruçlulardan ise oraya girer, giren ise asla susamaz.” (Buhari, Müslim)

“Kim Allah yolunda farz orucu olarak bir gün oruç tutarsa Allah, onu cehennemden, yerler ve gökler arasındaki mesafe kadar uzaklaştırır.” (Taberani)

“Ben uyuyorken, iki adam gelip iki koltuğumdan tutarak çıkması zor bir dağa götürdüler ve:

- Buraya çık, dediler. Ben:

- Çıkamam, deyince:

- Biz sana onu kolaylaştırırız, dediler. Bunun üzerine dağa çıkmaya başladım. Ortasına gelince aniden kuvvetli sesler duyuldu. Ben:

- Bu sesler nedir? deyince:

- Cehennem halkının feryadı, dediler. Tekrar gitmeye başladık. Bir de gördük ki avurtları yarılmış, bu yarıklardan kanlar akan, ayakları bağlanmış bir topluluk!

Ben: - Bunlar kim? dedim.

- Oruç tutmayanlar, dediler.

Nihat Hatipoğlu

 
Üst Alt