Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Hadis-i Şerifler
Hadisleri yeniden anlamak
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 53051" data-attributes="member: 3"><p><strong>Hadislere Bütüncül Yaklasim</strong></p><p></p><p style="margin-left: 20px">D. Hadislere Bütüncül Yaklasim</p> <p style="margin-left: 20px">Ayni konuda gelen delil olmaya elverisli bütün hadisleri bir arada düsünerek bir sonuca varmak ve o konudaki hükümleri teyit etmek, hadislerdeki maksadi kavrama bakimindan da daha isabetli bir yöntemdir. Konuyla ilgili diger hadislere bakilmadan, üstelik sadece hadisin zâhiriyle yetinerek o konuda karar vermek, çogu zaman kisiyi hataya düsürmektedir.</p> <p style="margin-left: 20px">Bize ulasan bir hadiste kapali olan bir durum, ayni konuda gelen bir digerinde açiklanmis olabilir. Birinde açikça geçmeyen bir isim, diger rivâyette açikça zikredilebilir. Birinde kisaca anlatilan bir olay, bir digerinde bütün ayrintilariyla anlatilabilir. Ayrica bir dönem yasaklanmis bulunan bir konu, baska bir zaman serbest birakilmis olabilir. Yine herhangi bir kisiye yasaklanmis olan bir husus, baska birine müsaade edilmis olabilir. Hadisler incelendiginde bu tür örnekleri görmek mümkündür. Iste bu yüzden ayni konudaki hadisleri bir araya toplamak ve bir arada degerlendirmek, hadislerin anlasilmasi bakimindan oldukça önem arzetmektedir.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Diger taraftan “âdid”, “sevâhid”, “mütâbî” gibi basliklarla degisik rivâyetleri bir araya toplama çalismalari da, hadisleri anlamaya yardimci unsurlar olarak nitelendirilebilir. Belki de hadislerle hüküm vermede ilk yapilacak uygulama ayni konudaki hadisleri bir araya toplama merhalesidir. Bu faaliyet, dogal olarak ayni zamanda hadisler arasinda sahîh olan rivayetleri tercih etme imkâni da saglayacaktir.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">E. Hadislerin Kur’ân’a Arzi</p> <p style="margin-left: 20px">Hadisler veya sünnet, Kur’ân’a muhalif olamaz. Sâyet Kur’ân’a ters bir durum sözkonusu ise o taktirde o haber sahih olamaz. Sünnetin din içindeki fonksiyonunu Kur’ân belirlemektedir. Kur’ân’in belirlemedigi bir fonksiyon sünnete yüklenemez. Hz. Peygamber asla Kur’an’a ters düsecek bir söz söylemez. Zira ne beyânin, beyân edilenle çeliskiye düsmesi, ne de fer’in asila ters olma durumu vardir. Bunun içindir ki, Kur’ân’in muhkem âyetlerine ve açik belgelerine muâriz olan sahîh ve sabit hiçbir sünnet yoktur. Ne var ki, onun sözleri sonradan yazilmistir. Bu nedenle bir çok uydurma sözler ona isnat edilmistir. Sahîh olanlarla uydurma olanlarin ayirt edilebilmesi için muhakkak öncelikle Kur’ân’in hakemligine müracaat etme zorunlulugu bulunmaktadir.</p> <p style="margin-left: 20px">Esasen hadisleri degerlendirmede Kur’ân’i temel kriter olarak almak geçmis âlimlerden birçogu tarafindan da benimsenmis olan bir yöntemdir. Mesela, Hz. Âise, sahâbe tarafindan yanlis anlasilmis hadisleri düzeltirken Kur’ân’in yeterli delil oldugunu beyân etmistir. </p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Hadis mecmualarinin bir çogunda da hadisler, Kur’ân’daki bir asla dayandirilmaktadir. Basta Buhârî’nin Sahîh’i olmak üzere bir çok hadis mecmuasinda, bab basliklarinda, hadisler Kur’ân’in âyetleriyle irtibatlandirilmistir. Hatta sözkonusu eserde birçok kitap ve bab unvanini bir âyet teskil eder. Böylece o kitap ve babta olan hadislerin, bastaki âyetin tefsiri mahiyetinde oldugu anlatilmak istenir. Ayni metot, daha az uygulanmakla beraber, Müslim, Nesâî, Ibn Mâce ve Dârimî gibi muhaddislerin eserlerinde de görülmektedir. </p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Çagdas yazarlardan Muhammed Gazalî (ö. 1996), Kur’ân’a, akla ve tecrübeye muhalefeti nedeniyle bir çok hadisi reddetmekten çekinmez. Nitekim o, bir çok hadisi Kur’ân’a arzetmek suretiyle reddettigi gibi, kadinin diyetinin erkegin diyetinin yarisi oldugunu gösteren rivâyetleri, Maide Sûresinin 45-46. âyetlerine muhalefeti dolayisiyla; kâfire karsi Müslüman’in öldürülemeyecegini ifade eden haberleri de yine ayni sûrenin 45, 48 ve 50. âyetleriyle; yakinlarinin aglamasi sebebiyle ölenin kabrinde aci duyacagini bildiren haberleri, Hz. Aise’nin de yaptigi gibi, En’âm Sûresi 164. âyetini delil göstererek reddetmektedir. </p> <p style="margin-left: 20px">Yine asrimizin degerli âlimlerinden Yusuf el-Kardâvî, Kur’ân’a ters düsen hadislere örnek olarak Ebû Davud’un Sünen’inde rivâyet ettigi “Kizini diri diri gömen kadin da, gömülen çocuk da cehennemdedir” hadisini göstermekte ve konuyla ilgili olarak sunlari söylemektedir: “Ben bu hadisi görünce tevakkuf ettim. Hadisi okudugumda gögsüm daraldi ve belki hadis zayiftir; bu sahanin ehlinin de bildigi gibi Ebû Dâvûd’un Sünen’inde rivâyet ettigi her hadis sahih degildir, dedim. Ama açikça onun sahih olduguna hükmedenleri buldum. Ona benzer bir hadis de söyledir: “Kizi diri diri gömen kadin ve gömülen kiz cehennemdedir. Su istisnayla ki, gömen Islâm’a yetissin de Müslüman olsun.” Yani gömen kadinin cehennemden kurtulma firsati var; ama gömülenin hiç sansi yok! Burada ben diyorum ki, hadi kizi gömen cehennemde, peki gömülenin durumu nedir? Halbuki onun da cehennemde olduguna hükmetmek, Allah Teâla’nin “Kiz çocugunun hangi suçtan dolayi öldürüldügü kendisine soruldugu zaman...” âyetine ters düsmektedir. Hadisi hangi yönde anladiklarini ve serhedenlerin ne dediklerini görmek için serhlere basvurdum, fakat sadra sifa veren hiçbir sey bulamadim. </p> <p style="margin-left: 20px"></p><p style="text-align: center"><img src="https://www.islamiforumlar.net/resim/images/okisareti.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p> </p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 53051, member: 3"] [b]Hadislere Bütüncül Yaklasim[/b] [INDENT]D. Hadislere Bütüncül Yaklasim Ayni konuda gelen delil olmaya elverisli bütün hadisleri bir arada düsünerek bir sonuca varmak ve o konudaki hükümleri teyit etmek, hadislerdeki maksadi kavrama bakimindan da daha isabetli bir yöntemdir. Konuyla ilgili diger hadislere bakilmadan, üstelik sadece hadisin zâhiriyle yetinerek o konuda karar vermek, çogu zaman kisiyi hataya düsürmektedir. Bize ulasan bir hadiste kapali olan bir durum, ayni konuda gelen bir digerinde açiklanmis olabilir. Birinde açikça geçmeyen bir isim, diger rivâyette açikça zikredilebilir. Birinde kisaca anlatilan bir olay, bir digerinde bütün ayrintilariyla anlatilabilir. Ayrica bir dönem yasaklanmis bulunan bir konu, baska bir zaman serbest birakilmis olabilir. Yine herhangi bir kisiye yasaklanmis olan bir husus, baska birine müsaade edilmis olabilir. Hadisler incelendiginde bu tür örnekleri görmek mümkündür. Iste bu yüzden ayni konudaki hadisleri bir araya toplamak ve bir arada degerlendirmek, hadislerin anlasilmasi bakimindan oldukça önem arzetmektedir. Diger taraftan “âdid”, “sevâhid”, “mütâbî” gibi basliklarla degisik rivâyetleri bir araya toplama çalismalari da, hadisleri anlamaya yardimci unsurlar olarak nitelendirilebilir. Belki de hadislerle hüküm vermede ilk yapilacak uygulama ayni konudaki hadisleri bir araya toplama merhalesidir. Bu faaliyet, dogal olarak ayni zamanda hadisler arasinda sahîh olan rivayetleri tercih etme imkâni da saglayacaktir. E. Hadislerin Kur’ân’a Arzi Hadisler veya sünnet, Kur’ân’a muhalif olamaz. Sâyet Kur’ân’a ters bir durum sözkonusu ise o taktirde o haber sahih olamaz. Sünnetin din içindeki fonksiyonunu Kur’ân belirlemektedir. Kur’ân’in belirlemedigi bir fonksiyon sünnete yüklenemez. Hz. Peygamber asla Kur’an’a ters düsecek bir söz söylemez. Zira ne beyânin, beyân edilenle çeliskiye düsmesi, ne de fer’in asila ters olma durumu vardir. Bunun içindir ki, Kur’ân’in muhkem âyetlerine ve açik belgelerine muâriz olan sahîh ve sabit hiçbir sünnet yoktur. Ne var ki, onun sözleri sonradan yazilmistir. Bu nedenle bir çok uydurma sözler ona isnat edilmistir. Sahîh olanlarla uydurma olanlarin ayirt edilebilmesi için muhakkak öncelikle Kur’ân’in hakemligine müracaat etme zorunlulugu bulunmaktadir. Esasen hadisleri degerlendirmede Kur’ân’i temel kriter olarak almak geçmis âlimlerden birçogu tarafindan da benimsenmis olan bir yöntemdir. Mesela, Hz. Âise, sahâbe tarafindan yanlis anlasilmis hadisleri düzeltirken Kur’ân’in yeterli delil oldugunu beyân etmistir. Hadis mecmualarinin bir çogunda da hadisler, Kur’ân’daki bir asla dayandirilmaktadir. Basta Buhârî’nin Sahîh’i olmak üzere bir çok hadis mecmuasinda, bab basliklarinda, hadisler Kur’ân’in âyetleriyle irtibatlandirilmistir. Hatta sözkonusu eserde birçok kitap ve bab unvanini bir âyet teskil eder. Böylece o kitap ve babta olan hadislerin, bastaki âyetin tefsiri mahiyetinde oldugu anlatilmak istenir. Ayni metot, daha az uygulanmakla beraber, Müslim, Nesâî, Ibn Mâce ve Dârimî gibi muhaddislerin eserlerinde de görülmektedir. Çagdas yazarlardan Muhammed Gazalî (ö. 1996), Kur’ân’a, akla ve tecrübeye muhalefeti nedeniyle bir çok hadisi reddetmekten çekinmez. Nitekim o, bir çok hadisi Kur’ân’a arzetmek suretiyle reddettigi gibi, kadinin diyetinin erkegin diyetinin yarisi oldugunu gösteren rivâyetleri, Maide Sûresinin 45-46. âyetlerine muhalefeti dolayisiyla; kâfire karsi Müslüman’in öldürülemeyecegini ifade eden haberleri de yine ayni sûrenin 45, 48 ve 50. âyetleriyle; yakinlarinin aglamasi sebebiyle ölenin kabrinde aci duyacagini bildiren haberleri, Hz. Aise’nin de yaptigi gibi, En’âm Sûresi 164. âyetini delil göstererek reddetmektedir. Yine asrimizin degerli âlimlerinden Yusuf el-Kardâvî, Kur’ân’a ters düsen hadislere örnek olarak Ebû Davud’un Sünen’inde rivâyet ettigi “Kizini diri diri gömen kadin da, gömülen çocuk da cehennemdedir” hadisini göstermekte ve konuyla ilgili olarak sunlari söylemektedir: “Ben bu hadisi görünce tevakkuf ettim. Hadisi okudugumda gögsüm daraldi ve belki hadis zayiftir; bu sahanin ehlinin de bildigi gibi Ebû Dâvûd’un Sünen’inde rivâyet ettigi her hadis sahih degildir, dedim. Ama açikça onun sahih olduguna hükmedenleri buldum. Ona benzer bir hadis de söyledir: “Kizi diri diri gömen kadin ve gömülen kiz cehennemdedir. Su istisnayla ki, gömen Islâm’a yetissin de Müslüman olsun.” Yani gömen kadinin cehennemden kurtulma firsati var; ama gömülenin hiç sansi yok! Burada ben diyorum ki, hadi kizi gömen cehennemde, peki gömülenin durumu nedir? Halbuki onun da cehennemde olduguna hükmetmek, Allah Teâla’nin “Kiz çocugunun hangi suçtan dolayi öldürüldügü kendisine soruldugu zaman...” âyetine ters düsmektedir. Hadisi hangi yönde anladiklarini ve serhedenlerin ne dediklerini görmek için serhlere basvurdum, fakat sadra sifa veren hiçbir sey bulamadim. [CENTER][IMG]https://www.islamiforumlar.net/resim/images/okisareti.gif[/IMG][/CENTER][/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Hadis-i Şerifler
Hadisleri yeniden anlamak
Üst
Alt