Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Hadis-i Şerifler
Hadisleri yeniden anlamak
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 53049" data-attributes="member: 3"><p><strong>Hadislerin Vürûd Sebeplerinin Bilinmesi</strong></p><p></p><p style="margin-left: 20px">B. Hadislerin Vürûd Sebeplerinin Bilinmesi</p> <p style="margin-left: 20px">Bir sözün veya eylemin hangi ortamda, hangi sebeple ve hangi olgudan hareketle söylendigini veya yapildigini tespit etmek anlaminda “baglam”, anlamanin en belirleyici unsurudur. Tarihî bir metni anlamak için, yedi ayri baglam türünden söz etmek mümkündür:</p> <p style="margin-left: 20px">Dilsel baglam</p> <p style="margin-left: 20px">Tarihsel baglam</p> <p style="margin-left: 20px">Toplumsal baglam</p> <p style="margin-left: 20px">Konusal baglam</p> <p style="margin-left: 20px">Siniflandirici baglam</p> <p style="margin-left: 20px">Islevsel baglam</p> <p style="margin-left: 20px">Varolussal baglam </p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Hadislerin de saglikli bir sekilde anlasilabilmesi için, nassin serdedildigi sartlarla, onlari açiklamak üzere gelen ilgili hususlarin da bilinmesi gerekir. Ta ki, hadisten ne kastedildigi dikkatli bir sekilde belirlensin ve zanna dayanarak akla gelen her sey söylenmesin, ondan kastedilmeyen yüzeysel bir mânanin ardina düsülmesin. </p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Kur’ân’i anlamaya çalisan veya onu tefsir eden kimse için nüzûl sebeplerini bilmek nasil önemli ise, hadislerin anlasilmasi için hadislerin vürûd sebeplerini bilmek de son derece gereklidir. Zira Kur’ân genel ve evrensel kaideler içerirken, hadisler, çogu zaman bölgesel, muhataba göre degisen hususî ve detay meseleler içerebilmektedir.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Hz. Peygamber’in söylemlerini ve eylemlerini degerlendirirken, tarih içinde onlarin tarihsel ve toplumsal baglamlarini, zaman ve mekân boyutunu, yerellik ve evrenselligini, özel (hass) ve genel (âmm) oldugunu tespit etmek gerekmektedir. Hz. Peygamber, henüz hayatta iken, söyledikleri ve yaptiklari hususunda sebeplerin ve toplumsal sartlarin ne kadar etkili oldugunu bizzat göstermistir. Âlimlerin, nâsih-mensûh kategorisi içinde degerlendirdikleri hadislerin büyük bir kismi bunun canli göstergesidir. </p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Diger taraftan sahabe neslinin kendi aralarinda, hadislerin anlasilmasi ile ilgili tartismalarina baktigimiz zaman, büyük bir kisminin, esbâb-i vürûdun, anlami belirleyici etkisi görülmektedir. Hz. Âise’nin (ö.58/677), Ebû Hüreyre (ö.58/677) ve diger bazi sahabîlere itirazlari, onlarin hadisleri tarihsel ve toplumsal baglamlarindan kopararak yanlis anlamalari sebebiyledir. Dolayisiyla vürûdü’l-hadisi de göz önüne alarak hadislerin yeniden tasnifi düsünülmelidir. Böylece hadislerin anlasilmasi daha kolay olacaktir. </p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Örnegin, “Insanlar, Allah’tan baska ilah olmadigina, benim onun elçisi olduguma sahadet edinceye kadar onlarla savasmakla emrolundum. Sayet böyle söylerlerse kanlarini ve mallarini korumus olurlar. Ancak Allah’in hakki müstesna, onlar Allah’a aittir” hadisini ele alalim.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Sözkonusu hadis, ilk anda her ne surette olursa olsun, insanlarin tamami Müslüman oluncaya dek onlarla savasmak gerektigi gibi bir anlam çagristirmaktadir. Oysa vürud sebebine bakildiginda hadisin böyle bir anlama gelmedigi, aksine savas esnasinda sahadet getiren insanlarin, Müslüman olduklari kabul edilerek öldürülemeyeceklerini tembih etmektedir. Söyle ki: Hayber kalesi kusatildiginda Allah Resulü: “Yarin sancagi öyle birine verecegim ki, Allah ve Resulü onu sever, onun eliyle fetih müyesser olacaktir” buyurdu. Bunun üzerine ashab arasindan pek çok kisi bu müjdeye nail olabilmek için heyecanla sabahi beklediler. Sabah olunca Resûlullah (a.s.), “Ali nerede?” diye sordu. Hz. Ali gözleri rahatsiz oldugu halde geldi. Allah Resûlü, Ali’nin (r.a.) gözlerine tükrügünden sürdü ve ona dua etti. Tamamen iyilesen Ali (r.a.), Yâ Resûlallah! Bizim gibi Müslüman oluncaya dek onlarla savasacagim dedi. Bunun üzerine Resûlullah (a.s.) söyle buyurdu:</p> <p style="margin-left: 20px">“Ya Ali yavas ol! Tâki sükûnetle Hayberlilerin sahasina iner, sonra onlari Islâm’a davet eder ve üzerlerine vâcip olan Islâm esaslarini haber verirsin. Ya Ali! Tek bir kisinin senin irsadinla Müslüman olmasi, senin kizil develere sahip olmandan daha hayirlidir.” </p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Görüldügü gibi bu bilgiler isiginda sözkonusu olayla ilgili geçen ilk rivayet daha kolay ve daha dogru anlasilmaktadir. Aksi halde bir hadisin vürud sebebi bilinmedigi zaman, o hadise baska mânalar yükleyerek yanlis yorumlama tehlikesi ortaya çikmaktadir. Nitekim sözü edilen hadis, baglamindan koparilarak düsünüldügünde farkli yorumlanmis; sevgi ve baris dini olan Islâmiyet, kiliç dini olarak algilanmistir. Süphesiz Islâm dininde yeri gelince savasmak da emrolunmaktadir. Ancak buna genellikle can ve mal emniyeti ve nefsi müdafaa için müsaade edilmistir. Kaldi ki, Allah Resûlü hiç bir kabile ya da devlete sebepsiz yere sirf saldiri amaçli savas açmamistir; zira o savas degil, rahmet peygamberidir. Dolayisiyla hadislerin saglikli bir sekilde anlasilabilmesi için hangi sartlarda ne maksatla söylendigini arastirmak önemlidir. Bu sayede, böyle yanlis anlamalara da meydan verilmemis olacaktir. </p> <p style="margin-left: 20px"></p><p style="text-align: center"><img src="https://www.islamiforumlar.net/resim/images/okisareti.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p> </p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 53049, member: 3"] [b]Hadislerin Vürûd Sebeplerinin Bilinmesi[/b] [INDENT]B. Hadislerin Vürûd Sebeplerinin Bilinmesi Bir sözün veya eylemin hangi ortamda, hangi sebeple ve hangi olgudan hareketle söylendigini veya yapildigini tespit etmek anlaminda “baglam”, anlamanin en belirleyici unsurudur. Tarihî bir metni anlamak için, yedi ayri baglam türünden söz etmek mümkündür: Dilsel baglam Tarihsel baglam Toplumsal baglam Konusal baglam Siniflandirici baglam Islevsel baglam Varolussal baglam Hadislerin de saglikli bir sekilde anlasilabilmesi için, nassin serdedildigi sartlarla, onlari açiklamak üzere gelen ilgili hususlarin da bilinmesi gerekir. Ta ki, hadisten ne kastedildigi dikkatli bir sekilde belirlensin ve zanna dayanarak akla gelen her sey söylenmesin, ondan kastedilmeyen yüzeysel bir mânanin ardina düsülmesin. Kur’ân’i anlamaya çalisan veya onu tefsir eden kimse için nüzûl sebeplerini bilmek nasil önemli ise, hadislerin anlasilmasi için hadislerin vürûd sebeplerini bilmek de son derece gereklidir. Zira Kur’ân genel ve evrensel kaideler içerirken, hadisler, çogu zaman bölgesel, muhataba göre degisen hususî ve detay meseleler içerebilmektedir. Hz. Peygamber’in söylemlerini ve eylemlerini degerlendirirken, tarih içinde onlarin tarihsel ve toplumsal baglamlarini, zaman ve mekân boyutunu, yerellik ve evrenselligini, özel (hass) ve genel (âmm) oldugunu tespit etmek gerekmektedir. Hz. Peygamber, henüz hayatta iken, söyledikleri ve yaptiklari hususunda sebeplerin ve toplumsal sartlarin ne kadar etkili oldugunu bizzat göstermistir. Âlimlerin, nâsih-mensûh kategorisi içinde degerlendirdikleri hadislerin büyük bir kismi bunun canli göstergesidir. Diger taraftan sahabe neslinin kendi aralarinda, hadislerin anlasilmasi ile ilgili tartismalarina baktigimiz zaman, büyük bir kisminin, esbâb-i vürûdun, anlami belirleyici etkisi görülmektedir. Hz. Âise’nin (ö.58/677), Ebû Hüreyre (ö.58/677) ve diger bazi sahabîlere itirazlari, onlarin hadisleri tarihsel ve toplumsal baglamlarindan kopararak yanlis anlamalari sebebiyledir. Dolayisiyla vürûdü’l-hadisi de göz önüne alarak hadislerin yeniden tasnifi düsünülmelidir. Böylece hadislerin anlasilmasi daha kolay olacaktir. Örnegin, “Insanlar, Allah’tan baska ilah olmadigina, benim onun elçisi olduguma sahadet edinceye kadar onlarla savasmakla emrolundum. Sayet böyle söylerlerse kanlarini ve mallarini korumus olurlar. Ancak Allah’in hakki müstesna, onlar Allah’a aittir” hadisini ele alalim. Sözkonusu hadis, ilk anda her ne surette olursa olsun, insanlarin tamami Müslüman oluncaya dek onlarla savasmak gerektigi gibi bir anlam çagristirmaktadir. Oysa vürud sebebine bakildiginda hadisin böyle bir anlama gelmedigi, aksine savas esnasinda sahadet getiren insanlarin, Müslüman olduklari kabul edilerek öldürülemeyeceklerini tembih etmektedir. Söyle ki: Hayber kalesi kusatildiginda Allah Resulü: “Yarin sancagi öyle birine verecegim ki, Allah ve Resulü onu sever, onun eliyle fetih müyesser olacaktir” buyurdu. Bunun üzerine ashab arasindan pek çok kisi bu müjdeye nail olabilmek için heyecanla sabahi beklediler. Sabah olunca Resûlullah (a.s.), “Ali nerede?” diye sordu. Hz. Ali gözleri rahatsiz oldugu halde geldi. Allah Resûlü, Ali’nin (r.a.) gözlerine tükrügünden sürdü ve ona dua etti. Tamamen iyilesen Ali (r.a.), Yâ Resûlallah! Bizim gibi Müslüman oluncaya dek onlarla savasacagim dedi. Bunun üzerine Resûlullah (a.s.) söyle buyurdu: “Ya Ali yavas ol! Tâki sükûnetle Hayberlilerin sahasina iner, sonra onlari Islâm’a davet eder ve üzerlerine vâcip olan Islâm esaslarini haber verirsin. Ya Ali! Tek bir kisinin senin irsadinla Müslüman olmasi, senin kizil develere sahip olmandan daha hayirlidir.” Görüldügü gibi bu bilgiler isiginda sözkonusu olayla ilgili geçen ilk rivayet daha kolay ve daha dogru anlasilmaktadir. Aksi halde bir hadisin vürud sebebi bilinmedigi zaman, o hadise baska mânalar yükleyerek yanlis yorumlama tehlikesi ortaya çikmaktadir. Nitekim sözü edilen hadis, baglamindan koparilarak düsünüldügünde farkli yorumlanmis; sevgi ve baris dini olan Islâmiyet, kiliç dini olarak algilanmistir. Süphesiz Islâm dininde yeri gelince savasmak da emrolunmaktadir. Ancak buna genellikle can ve mal emniyeti ve nefsi müdafaa için müsaade edilmistir. Kaldi ki, Allah Resûlü hiç bir kabile ya da devlete sebepsiz yere sirf saldiri amaçli savas açmamistir; zira o savas degil, rahmet peygamberidir. Dolayisiyla hadislerin saglikli bir sekilde anlasilabilmesi için hangi sartlarda ne maksatla söylendigini arastirmak önemlidir. Bu sayede, böyle yanlis anlamalara da meydan verilmemis olacaktir. [CENTER][IMG]https://www.islamiforumlar.net/resim/images/okisareti.gif[/IMG][/CENTER][/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Hadis-i Şerifler
Hadisleri yeniden anlamak
Üst
Alt