Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Hadis-i Şerifler
Hadis-i Şerifleri İnkârda: Dört Aşamalı İnkâr Metodu ve Varılan Sonuç
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ÖmerZ" data-source="post: 111047" data-attributes="member: 15242"><p>Nedenini niçinini Allah ne sana ne bana soracak değil. Sen sana nakil olanı doğru anlamaya Hz. Peygamber sallalahu aleyhi vesellem gibi sahabeyi kiram gibi doğru anlamaya bak.</p><p></p><p><strong>Hz. İsa (as) Kıyamete Yakın Yeryüzüne İnecek mi, İnmeyecek mi?</strong></p><p></p><p>“İsa peygamber, kıyamete yakın tekrar yeryüzüne inmeyecektir. Çünkü bu rivayetler</p><p>Kur’an ayetleriyle çelişmektedir. Kur’an’da, İsa peygamberin vefat ettiği ve Muhammed</p><p>Peygamber’den önce kimsenin ölümsüz kılınmadığı belirtilmektedir.</p><p></p><p>“(Ey Muhammed) Ve senden önce bir beşeri, ebedi (ölümsüz) kılmadık.” (Enbiya suresi, 34)</p><p>“Ey İsa, seni vefat ettireceğim, seni kendime yükselteceğim, seni inkâr edenlerden</p><p>arındıracağım…” (Âli İmran Suresi, 35)</p><p></p><p>“…(Ya Rab) İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine kontrolcü idim. Beni vefat</p><p>ettirince artık onlar üzerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeyi hakkıyla görensin.”</p><p>(Maide suresi, 117)</p><p></p><p>Ayetlere göre Hz. İsa vefat etmiştir ve kıyamete yakın ineceğine dair bir bilgi yoktur.”</p><p>denilir.</p><p></p><p><strong>Cevap: </strong>Kur’an’da Hz. İsa’nın (as) tekrar yeryüzüne ineceğine işaret eden deliller,</p><p>ayetler vardır. Hz. İsa’nın (as) tekrar yeryüzüne ineceğine dair açıkça ifade edilmiş hadis-i</p><p>şerifler ise tevatür düzeyindedir. Yani yanlış üzerinde ittifak etmeleri mümkün olmayan</p><p>büyük bir topluluk Hz. Peygamber’den (sav) bu rivayetleri aktarmıştır.</p><p>İslam âlimleri, Hz. İsa’nın (as) kıyamete yakın tekrar yeryüzüne gelişini, akide</p><p>(inanılan ve itikad edilen esas) konusu olarak değerlendirmektedir. Ehlisünnetin inanç</p><p>konularını açıklayan hemen hemen tüm eserlerde Hz. İsa’nın (as) kıyametten önce yeryüzüne</p><p>geleceği, Deccal ile mücadele edip onu öldüreceği, gerçek din ahlakını dünyaya hâkim</p><p>kılacağı yer almaktadır. İslam âlimleri, Kur’an-ı Kerim’de yer alan delilleri ve hadislerde</p><p>bildirilen haberleri bir arada değerlendirerek Hz. İsa’nın (as) dönüşüne inanmayı önemli bir</p><p>inanç esası olarak kabul etmişlerdir.531</p><p></p><p>Hz. İsa’nın (as) kıyamete yakın tekrar yeryüzüne geleceğini nakleden âlimlerin</p><p>başında sahabeden hadis dersleri alan ve yüzlerce sahabi görmüş âlimlerden ilim tahsil eden</p><p></p><p>İmam-ı Azam Ebu Hanife (ra) gelmektedir. Ebu Hanife, Fıkh-ı Ekber adlı eserinin son</p><p>bölümünde şunları bildirmektedir:</p><p></p><p>“Deccal’in, Ye'cüc ve Me'cüc’ün çıkması, Güneş’in batıdan doğması, Hz. İsa’nın (as) gökten</p><p>inmesi ve diğer kıyamet alametleri, sahih haberlerde varid olduğu vech ile haktır,</p><p>olacaktır.”532</p><p></p><p>Hz. İsa’nın (as) nüzuluna ilişkin ayet ve hadis-i şeriflerden delillere geçmeden önce</p><p>Hz. İsa’nın (as) tekrar yeryüzüne inmeyeceğine dair öne sürülen iddiaları cevaplandıralım:</p><p></p><p>- “Ve senden önce bir beşeri, ebedî (ölümsüz) kılmadık.” (Enbiya suresi, 34)</p><p>Enbiya suresi 34. ayette belirtildiği gibi Allah (cc) kimseye ölümsüzlük vermemiştir.</p><p></p><p><strong>Ancak ayetin Hz. İsa’nın (as) yeryüzüne inmeyeceğiyle bir bağlantısı olamaz. Çünkü Hz. İsa</strong></p><p><strong>(as) yeryüzüne tekrar indikten bir süre sonra zaten ölecektir. Yani ölümsüz değildir. Ayrıca</strong></p><p><strong>Hz. İsa (as) Hz. Muhammed’in (sav) şeriatıyla hükmedecektir. Dolayısıyla Hz. İsa (as), Hz.</strong></p><p><strong>Muhammed’den (sav) sonra yeni bir din getirmeyecektir. Bu yüzden Hz. İsa’nın (as) tekrar</strong></p><p><strong>yeryüzüne inmesi, Hz. Muhammed’in (sav) son peygamber olması meselesine de zıt bir konu</strong></p><p><strong>değildir.</strong>533</p><p></p><p>- Hz. İsa’nın (as) vefat ayetleri</p><p></p><p>“Ey İsa, seni vefat ettireceğim, seni kendime yükselteceğim, seni inkâr edenlerden</p><p>arındıracağım…” (Âli İmran Suresi, 55)</p><p></p><p>“… (Ya Rab) İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine kontrolcü idim. Beni vefat</p><p>ettirince artık onlar üzerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen, her şeyi hakkıyla görensin.”</p><p>(Maide suresi, 117)</p><p></p><p>Âli İmran süresindeki ayette yer alan “ref” kavramı, cansız varlıklarla ilgili olarak</p><p>zikredilince maddi, insanlar hakkında kullanılınca manevi yükseltmeyi ifade eder. Kur’an’da</p><p>ref, bazen mutlak olarakta geçer ve mertebenin veya ruhun yükseltilmesi kastedilir.</p><p></p><p>Dolayısıyla ayette ifade edilen tabir Hz. İsa’nın (as) biyolojik vefatı değildir. Ayetlerde (Âli</p><p>İmran, 3/55; Nisa, 4/158) Hz. İsa’nın (as) Allah (cc) katına yükseltildiği bildirilir fakat bunun</p><p>mahiyetine yani bu yükselmenin nasıl olduğuna ilişkin herhangi bir açıklama yapılmaz. Ali</p><p>İmran suresinin 55. ayetinde yer alan, “Ey İsa! Seni vefat ettireceğim ve kendi nezdime</p><p>yükselteceğim!” mealindeki cümlede geçen ve “vefat ettireceğim” diye tercüme edilmiş</p><p>kelime “ölmek” anlamında değil, “yeryüzünden çekip almak ve kendi katına yükseltmek” anlamına gelir.534</p><p></p><p>Kur’an’ın Türkçe mealine “vefat” tercüme edilen kelimenin bildiğimiz</p><p>manada ölüm olmadığının bir diğer delili yine ayetlerden anlaşılır. Hz. İsa’nın (as) vefat</p><p>etmediği, öldürülmediği Kur’an ayetlerinde açık ve nettir. Çünkü Yahudilerin “İsa’yı</p><p>öldürdük.” demelerine karşın cevap Kur’an’dan şu şekilde gelir:</p><p></p><p>“Hâlbuki onu (İsa) ne öldürdüler ne de astılar. Sadece onlara öyle göründü. Onun hakkında</p><p>anlaşmazlığa düşenler, bu konuda kesin bir şüphe içindedirler. O hususta hiçbir bilgileri</p><p>yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesin olarak öldürmediler. Fakat Allah onu kendisine</p><p>yükseltmiştir. Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Nisa suresi, 157-158)</p><p></p><p>Görüldüğü gibi Hz. İsa (as) ölmemiştir. Maide suresi 117. ayette Hz. İsa’nın (as) vefat</p><p>etmesiyle ilgili “teveffi” kavramı ise şu şekilde geçer: “Ya Rabbi! Ben aralarında olduğum</p><p>müddetçe onları kolladım. Fakat sen beni vefat ettirince/aralarından tutup alınca artık onların</p><p>gözetleyicisi sen oldun.” (Maide suresi, 117)</p><p></p><p>Burada yine “vefat” diye meal verilen kelime, “tutup almak, çıkarıp almak” anlamına</p><p>da gelir. Ayetin asıl meali “Fakat sen beni onların aralarından çekip alınca...” şeklindedir.</p><p>Dolayısıyla bu ayette Hz. İsa’nın (as) vefat ettiğine delil getirilemez. Nisa suresi 157. ayette</p><p>Hz. İsa’nın (as) öldürülmediği, Yahudilere öyle gösterildiği açıkça bildirilmişken bu ayetlere</p><p>“Vefat etti.” manası verilemez. Hz. İsa’nın (as) tekrardan yeryüzüne ineceğini reddedenlerin,</p><p>mealde yaptığı bir kavram karışıklığı söz konusudur. Kur’an Türkçe kelimelerle değil Arapça</p><p>dil bilgisiyle anlaşılabilir. Çünkü çeviri kelimeler her zaman manayı tam vermeyebilir. Sonuç</p><p>olarak, ortada Hz. İsa’nın (as) kıyamet yaklaştığında tekrar yeryüzüne ineceğini reddeden bir</p><p>delil yoktur.</p><p></p><p><strong>Hz. İsa’nın Tekrar Yeryüzüne İneceğine Ayetlerden Deliller</strong></p><p></p><p>Ehlisünnet âlimleri Hz. İsa’nın (as) kıyamete yakın tekrar yeryüzüne indirileceğine</p><p>yönelik ayetlerden pek çok delil zikretmiştir. Biz burada, bu delillerden üçünü zikredeceğiz:</p><p></p><p><strong>Delil 1: …O (İsa) Kıyamet Saati İçin Bir İlimdir…</strong></p><p></p><p>Zuhruf Suresi 57-60 ayetleri arasında Hz. İsa’dan (as) şu şekilde bahsedilmektedir:</p><p>“Meryem oğlu (İsa) bir örnek olarak verilince senin kavmin hemen ondan (keyifle söz edip)</p><p>kahkahalarla gülüyorlar. Dediler ki ‘Bizim ilahlarımız mı daha hayırlı, yoksa o mu?’ Onu</p><p>yalnızca bir tartışma konusu olsun diye (örnek) verdiler. Hayır, onlar “tartışmacı ve düşman”</p><p>bir kavimdir. O, yalnızca bir kuldur, kendisine nimet verdik ve onu İsrailoğullarına bir örnek</p><p>kıldık. Eğer biz dilemiş olsaydık elbette sizden melekler kılardık. Yeryüzünde (size) halef</p><p>(yerinize geçenler) olurlardı.” (Zuhruf suresi, 57-60)</p><p></p><p>Zuhruf suresi 57-60. ayetlerde Hz. İsa’dan (as) bahsederken hemen peşine gelen Zuhruf suresi 61. ayet şöyle devam etmektedir:</p><p></p><p>“Şüphesiz o, kıyamet saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan yana hiçbir kuşkuya kapılmayın ve</p><p>bana uyun. Dosdoğru yol budur.” (Zuhruf suresi, 61)</p><p></p><p>Ayette Hz. İsa’nın (as) kıyamet saati için bir ilim yani kıyametin yaklaştığını gösteren</p><p>bir işaret olduğu vurgulanmıştır. Bu da Hz. İsa’nın (as) tekrar yeryüzüne ineceğinin açık bir</p><p>göstergesidir ki Hz. İsa’nın (as) dünyaya ilk gelişi Peygamberimizden (sav) altı asır öncedir.</p><p>Dolayısıyla “Kıyamet için ilimdir.” ifadesinden anlaşılan kıyamete yakın tekrar ineceğidir.</p><p></p><p>Hadislerde de bu bahis, kıyamet alametlerinin içinde zikredilir.</p><p>Bu ayette “O, kıyamet saati için bir ilimdir.” ifadesinde geçen “o” zamirinden kastın</p><p>Hz. İsa (as) değil, Kur’an olduğunu söyleyenlerin görüşü ise zayıftır. Çünkü Kur’an’da,</p><p>Kur’an hakkında “o” zamiri kullanıldığında mutlaka ayetin öncesinde veya sonrasında veya</p><p>ayetin içinde Kur’an’ı anlatan başka ifadeler de bulunmaktadır (Şuara, 26/192-196; Neml,</p><p>27/77; Tekvir, 81/19 ve Tarık, 86/13’te olduğu gibi). Ancak bu ifadenin öncesindeki ayetler</p><p>tamamen Hz. İsa’dan (as) bahsetmektedir. Bu nedenle “o (hu)” zamirinin bir önceki ayetlerle</p><p>ilgili olduğu ve Hz. İsa’yı (as) anlattığı görülmektedir. Bu da Hz. İsa’nın (as) tekrar yeryüzüne</p><p>ineceğine delil teşkil eder.535</p><p></p><p><strong>Delil 2: Hz. İsa’nın (as) Kitabı Öğretecek Olması</strong></p><p></p><p>Hz. İsa’nın (as) yeryüzüne tekrar geleceğine işaret eden diğer bir ayet de şöyledir:</p><p>“Hani melekler, dediler ki ‘Meryem, doğrusu Allah kendinden bir kelimeyi sana</p><p>müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih’tir. O, dünyada ve ahirette seçkin, onurlu,</p><p>saygındır ve (Allah’a) yakın kılınanlardandır. Beşikte de yetişkinliğinde de insanlarla</p><p>konuşacaktır ve o, salihlerdendir. ‘Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken, nasıl bir çocuğum</p><p>olabilir?’ dedi. (Fakat) Allah neyi dilerse yaratır. Bir işin olmasına karar verirse yalnızca ona</p><p>‘Ol!’ der, o da hemen oluverir. Ona Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretecek.” (Âli İmran</p><p>suresi, 45-48)</p><p></p><p>“Allah şöyle diyecek: ‘Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben, seni</p><p>Ruhulkudüs ile destekledim, beşikte iken de yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana</p><p>Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğrettim.” (Maide suresi, 110)</p><p></p><p>Her iki ayette de geçen “Kitap” ifadesini incelediğimizde bunun Kur’an olduğunu</p><p>anlarız. Ayetlerde Tevrat ve İncil dışında gönderilen son hak kitabın Kur’an olduğu</p><p>bildirilmektedir. (Hz. Davud’a verilen Zebur da Eski Ahit’in içindedir. Bu yüzden kitaptan</p><p>kasıt Zebur olamaz.) Yani ayete göre Hz. İsa (as) insanlara İncil’i, Tevrat’ı ve Kitabı öğretecekse bahsedilen bu kitabın Kur’an olmasından başka bir ihtimal kalmamaktadır.</p><p></p><p>Kur’an’ın başka ayetlerinde “Kitap” kelimesi, İncil ve Tevrat’ın yanında kullanıldığında</p><p>Kur’an’ı ifade etmiştir. Mesela bir ayette şöyle buyurulur:</p><p>“Allah… Ondan başka ilah yoktur. Diridir, kaimdir. O, sana Kitab’ı hak ve kendinden</p><p>öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi. O, Tevrat ve İncil’i de indirmişti.” (Âli İmran suresi, 2-3)</p><p></p><p>Kitap kelimesinin Kur’an’a işaret ederek kullanıldığı başka ayetler de şu şekildedir:</p><p></p><p>“Allah katından yanlarında olanı (Tevrat) doğrulayan bir Kitap (Kur’an) geldiği zaman, -ki</p><p>bundan önce inkâr edenlere karşı fetih istiyorlardı- işte bilip tanıdıkları gelince onu inkâr</p><p>ettiler. Artık, Allah’ın laneti kâfirlerin üzerinedir.” (Bakara suresi, 89)</p><p></p><p>“Öyle ki size kendinizden size ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size Kitap ve hikmeti</p><p>öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir elçi gönderdik.” (Bakara suresi, 151)</p><p></p><p>Bu durumda Hz. İsa’ya (as) öğretilecek olan üçüncü kitabın Kur’an olduğu ve bunun</p><p>da ancak Hz. İsa’nın (as) ahir zamanda dünyaya dönüşüyle mümkün olabileceği ortadadır.</p><p></p><p>Çünkü Hz. İsa (as) Kur’an’ın indirilmesinden yaklaşık 600 sene önce yaşamıştır.</p><p></p><p><strong>Delil 3: Hz. İsa (as) Ölmeden Önce Ehlikitabın Ona İman Edecek Olması</strong></p><p></p><p>“Bu, bir de inkârlarından, Meryem’e büyük bir iftirada bulunmalarından ve ‘Meryem oğlu İsa</p><p>Mesih’i, Allah’ın elçisini öldürdük.’ demelerinden ötürüdür. Oysa onu öldürmediler ve</p><p>asmadılar fakat onlara öyle göründü. Ayrılığa düştükleri şeyde doğrusu şüphedelerdir. Bu</p><p>husustaki bilgileri ancak sanıya uymaktan ibarettir. Kesin olarak onu öldürmediler, bilakis</p><p>Allah (cc) onu kendi katına yükseltti. Allah (cc) güçlüdür, Hâkim’dir. Ehlikitaptan her biri,</p><p>ölümünden önce ona (İsa) muhakkak iman edecektir. Kıyamet gününde de o, onlara şahit</p><p>olacaktır.” (Nisa suresi, 156-159)</p><p></p><p>Nisa suresi 159’da geçen “Ölmeden önce ona inanacaklar.” ifadesinde ölecek olandan</p><p>kasıt Hz. İsa’dır (as) ve Hz. İsa (as) ölmeden önce Yahudi ve Hristiyanlar kendisinin</p><p>peygamber olduğuna ve ilah olmadığına iman edecektir.536 Burada bazıları, “o” zamirinin Hz.</p><p>İsa (as) yerine Kur’an’a baktığını düşünmüşler ve ayete Kitap Ehlinin ölmeden Kur’an’a iman</p><p>edeceği şeklinde bir yorumda bulunmuşlardır. Oysa bu ayetin öncesindeki iki ayette de “o”</p><p>zamiri tartışmasız bir biçimde Hz. İsa (as) için kullanılmıştır. Bu ayetlerin hemen arkasından</p><p>gelen yukarıdaki ayette kullanılan “o” zamirinin Hz. İsa’dan (as) başka bir varlığı</p><p>kastettiğinin hiçbir delili yoktur. Yukarıda da değindiğimiz gibi Kur’an’da Kur’an için “o” ilgili ayetin tefsiri zamirinin kullanıldığı yerlerde, mutlaka ayetin öncesinde veya sonrasında veya ayetin içinde</p><p>Kur’an’ı anlatan başka ifadeler de bulunmaktadır.</p><p></p><p>Ayette ölecek olanlar ifadesinde kastedilen, Yahudi Hristiyanların kendi ölümleri de</p><p>değil, Hz. İsa’nın (as) ölümüdür (mevti-hi). Şayet “ölmeden iman edecek olanlar” ifadesinden</p><p>kasıt, Yahudi, Hristiyanların ölümü olmuş olsaydı önümüzde bir çelişki olur. Çünkü Hz. İsa</p><p>(as) Dönemi’nde “Kitap Ehli” tanımlamasına dâhil olan Yahudiler ona iman etmemiş bununla</p><p>da yetinmeyerek Hz. İsa’yı (as) öldürmek için tuzak kurmuşlardır. Daha sonra da onu öldü</p><p>sanıp inkârlarını sürdürmüşlerdir. Aynı durum, bugünkü Yahudiler için de geçerlidir çünkü</p><p>günümüzde de Yahudiler Hz. İsa’yı (as) peygamber olarak kabul etmemektelerdir. Bugüne</p><p>kadar Hz. İsa’ya (as) iman etmemiş milyonlarca Ehlikitap Yahudi yaşamış ve Hz. İsa’ya (as)</p><p>iman etmeden ölmüştür. Dolayısıyla ayette söz konusu olan Kitap Ehlinin değil, Hz. İsa’nın</p><p>(as) ölümüdür. Sonuç olarak:</p><p></p><p>1. Ayette gelecekten bahsedildiği açıktır. Çünkü Hz. İsa’nın (as) ölümü söz</p><p>konusudur. Oysa Hz. İsa (as), ayetin başında da anlaşıldığı üzere ölmemiş Allah (cc) katına</p><p>yükselmiştir. Hz. İsa (as) dünyaya yeniden gelecek ve her insan gibi yaşayıp ölecektir.</p><p></p><p>2. Ayete göre Hz. İsa’nın (as) ölümünden önce Hz. İsa’ya (as) Ehlikitabın iman etmesi</p><p>söz konusudur. Bu da kesin olarak gerçekleşeceği bildirilen bir olaydır. Dolayısıyla buradaki</p><p>“ölümünden önce” ifadesinin işaret ettiği kişi Hz. İsa’dır (as).</p><p></p><p>Kitap Ehli onu görüp bilecek, ona Müslüman olarak itaat edecek ve Hz. İsa (as) da onların durumlarıyla ilgili ahirette</p><p>şahitlik edecektir. Ayete dayanarak yapılan, ehli kitabın kendi ölümlerinden önce Hz. İsa’yı</p><p>görüp ona iman edecekleri görüşü fasittir, geçersizdir.537</p><p></p><p><strong>Hz. İsa’nın Tekrar Yeryüzüne İneceğine Hadis-i Şeriflerden Deliller</strong></p><p></p><p>Hz. İsa’nın (as) gelişi konusunda nakledilen hadisler tevatür derecesindedir. Tevatür,</p><p>içinde yalan ihtimali olmayan bir cemaate dayanan kuvvetli haber anlamına gelmektedir.</p><p></p><p>Hiçbir sahabi de Hz. İsa’nın (as) tekrar yeryüzüne ineceğini yalanlamamıştır.</p><p></p><p>“Sizler on alameti görmedikçe hiçbir zaman kıyamet kopmaz... Biri de İsa’nın inmesi.”538</p><p></p><p>“Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki Meryem oğlu İsa’nın adalet sahibi olarak</p><p>inmesi yakındır.”539</p><p></p><p>“Muhakkak ve muhakkak Meryem oğlu İsa inecek, hem adil bir hakem adaletli bir hükümdar</p><p>olarak inecek.”540</p><p></p><p>KAYNAKLAR:</p><p>530 Taberi, Camiu’l-Beyan fi Te’vili’l-Kur’an, 11/519; Razi, et-Tefsiru’l-Kebir, Beyrut, 1999, 10/246; Ebu</p><p>Hayyan, el-Bahru’l-Muhit fi’t-Tefsir, Beyrut, 1992, 10/14; Kurtubi, el-Cami’ li Ahkami’l-Kur’an, Beyrut, 1988,17/65</p><p>531 İlmü'l-Kelam, İbn Hazm, s. 56-57; İslam İnancı Açısından Nüzul-i İsa Meselesi, Dr. Zeki Sarıtoprak,</p><p>Çağlayan Yayınları, İzmir, 1997, s. 53</p><p>532 Fıkh-ı Ekber, Ebu Hanife, Nu'man b. Sabit (150/767), Çeviren: H. Basri Çantay, Ankara, 1982</p><p>533 bk. Buhari, Büyü, 102; Müslim, İmân, 242-243. 247, Fiten, 34, 39; Tirmizî, Fiten, 21, 54, 59, 62</p><p>534 bk. Taberi, ilgili ayetin tefsiri</p><p>535 Elmalılı, ilgili ayetin tefsiri</p><p>536 Taberi,</p><p>537 bk. Taberi, İlgili ayetin tefsiri</p><p>538 Müslim, Kitabü’l-Fiten, 39</p><p>539 Buhari, Kitabü'l-Büyu', 102, Mezâlim: 31, Enbiya 49; Müslim, İman, 242, 155; Ebu Davud, Melahim, 14,</p><p>4324; Tirmizi, Fiten, 54, 2234</p><p>540 Nevevi, Müslim Şerhi, 2/192; Kenzul Ummal, Kitabul-İman, Bab-ı Nüzul-i İsa İbn-i Meryem, 14/332</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ÖmerZ, post: 111047, member: 15242"] Nedenini niçinini Allah ne sana ne bana soracak değil. Sen sana nakil olanı doğru anlamaya Hz. Peygamber sallalahu aleyhi vesellem gibi sahabeyi kiram gibi doğru anlamaya bak. [B]Hz. İsa (as) Kıyamete Yakın Yeryüzüne İnecek mi, İnmeyecek mi?[/B] “İsa peygamber, kıyamete yakın tekrar yeryüzüne inmeyecektir. Çünkü bu rivayetler Kur’an ayetleriyle çelişmektedir. Kur’an’da, İsa peygamberin vefat ettiği ve Muhammed Peygamber’den önce kimsenin ölümsüz kılınmadığı belirtilmektedir. “(Ey Muhammed) Ve senden önce bir beşeri, ebedi (ölümsüz) kılmadık.” (Enbiya suresi, 34) “Ey İsa, seni vefat ettireceğim, seni kendime yükselteceğim, seni inkâr edenlerden arındıracağım…” (Âli İmran Suresi, 35) “…(Ya Rab) İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine kontrolcü idim. Beni vefat ettirince artık onlar üzerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeyi hakkıyla görensin.” (Maide suresi, 117) Ayetlere göre Hz. İsa vefat etmiştir ve kıyamete yakın ineceğine dair bir bilgi yoktur.” denilir. [B]Cevap: [/B]Kur’an’da Hz. İsa’nın (as) tekrar yeryüzüne ineceğine işaret eden deliller, ayetler vardır. Hz. İsa’nın (as) tekrar yeryüzüne ineceğine dair açıkça ifade edilmiş hadis-i şerifler ise tevatür düzeyindedir. Yani yanlış üzerinde ittifak etmeleri mümkün olmayan büyük bir topluluk Hz. Peygamber’den (sav) bu rivayetleri aktarmıştır. İslam âlimleri, Hz. İsa’nın (as) kıyamete yakın tekrar yeryüzüne gelişini, akide (inanılan ve itikad edilen esas) konusu olarak değerlendirmektedir. Ehlisünnetin inanç konularını açıklayan hemen hemen tüm eserlerde Hz. İsa’nın (as) kıyametten önce yeryüzüne geleceği, Deccal ile mücadele edip onu öldüreceği, gerçek din ahlakını dünyaya hâkim kılacağı yer almaktadır. İslam âlimleri, Kur’an-ı Kerim’de yer alan delilleri ve hadislerde bildirilen haberleri bir arada değerlendirerek Hz. İsa’nın (as) dönüşüne inanmayı önemli bir inanç esası olarak kabul etmişlerdir.531 Hz. İsa’nın (as) kıyamete yakın tekrar yeryüzüne geleceğini nakleden âlimlerin başında sahabeden hadis dersleri alan ve yüzlerce sahabi görmüş âlimlerden ilim tahsil eden İmam-ı Azam Ebu Hanife (ra) gelmektedir. Ebu Hanife, Fıkh-ı Ekber adlı eserinin son bölümünde şunları bildirmektedir: “Deccal’in, Ye'cüc ve Me'cüc’ün çıkması, Güneş’in batıdan doğması, Hz. İsa’nın (as) gökten inmesi ve diğer kıyamet alametleri, sahih haberlerde varid olduğu vech ile haktır, olacaktır.”532 Hz. İsa’nın (as) nüzuluna ilişkin ayet ve hadis-i şeriflerden delillere geçmeden önce Hz. İsa’nın (as) tekrar yeryüzüne inmeyeceğine dair öne sürülen iddiaları cevaplandıralım: - “Ve senden önce bir beşeri, ebedî (ölümsüz) kılmadık.” (Enbiya suresi, 34) Enbiya suresi 34. ayette belirtildiği gibi Allah (cc) kimseye ölümsüzlük vermemiştir. [B]Ancak ayetin Hz. İsa’nın (as) yeryüzüne inmeyeceğiyle bir bağlantısı olamaz. Çünkü Hz. İsa (as) yeryüzüne tekrar indikten bir süre sonra zaten ölecektir. Yani ölümsüz değildir. Ayrıca Hz. İsa (as) Hz. Muhammed’in (sav) şeriatıyla hükmedecektir. Dolayısıyla Hz. İsa (as), Hz. Muhammed’den (sav) sonra yeni bir din getirmeyecektir. Bu yüzden Hz. İsa’nın (as) tekrar yeryüzüne inmesi, Hz. Muhammed’in (sav) son peygamber olması meselesine de zıt bir konu değildir.[/B]533 - Hz. İsa’nın (as) vefat ayetleri “Ey İsa, seni vefat ettireceğim, seni kendime yükselteceğim, seni inkâr edenlerden arındıracağım…” (Âli İmran Suresi, 55) “… (Ya Rab) İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerine kontrolcü idim. Beni vefat ettirince artık onlar üzerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen, her şeyi hakkıyla görensin.” (Maide suresi, 117) Âli İmran süresindeki ayette yer alan “ref” kavramı, cansız varlıklarla ilgili olarak zikredilince maddi, insanlar hakkında kullanılınca manevi yükseltmeyi ifade eder. Kur’an’da ref, bazen mutlak olarakta geçer ve mertebenin veya ruhun yükseltilmesi kastedilir. Dolayısıyla ayette ifade edilen tabir Hz. İsa’nın (as) biyolojik vefatı değildir. Ayetlerde (Âli İmran, 3/55; Nisa, 4/158) Hz. İsa’nın (as) Allah (cc) katına yükseltildiği bildirilir fakat bunun mahiyetine yani bu yükselmenin nasıl olduğuna ilişkin herhangi bir açıklama yapılmaz. Ali İmran suresinin 55. ayetinde yer alan, “Ey İsa! Seni vefat ettireceğim ve kendi nezdime yükselteceğim!” mealindeki cümlede geçen ve “vefat ettireceğim” diye tercüme edilmiş kelime “ölmek” anlamında değil, “yeryüzünden çekip almak ve kendi katına yükseltmek” anlamına gelir.534 Kur’an’ın Türkçe mealine “vefat” tercüme edilen kelimenin bildiğimiz manada ölüm olmadığının bir diğer delili yine ayetlerden anlaşılır. Hz. İsa’nın (as) vefat etmediği, öldürülmediği Kur’an ayetlerinde açık ve nettir. Çünkü Yahudilerin “İsa’yı öldürdük.” demelerine karşın cevap Kur’an’dan şu şekilde gelir: “Hâlbuki onu (İsa) ne öldürdüler ne de astılar. Sadece onlara öyle göründü. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, bu konuda kesin bir şüphe içindedirler. O hususta hiçbir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesin olarak öldürmediler. Fakat Allah onu kendisine yükseltmiştir. Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Nisa suresi, 157-158) Görüldüğü gibi Hz. İsa (as) ölmemiştir. Maide suresi 117. ayette Hz. İsa’nın (as) vefat etmesiyle ilgili “teveffi” kavramı ise şu şekilde geçer: “Ya Rabbi! Ben aralarında olduğum müddetçe onları kolladım. Fakat sen beni vefat ettirince/aralarından tutup alınca artık onların gözetleyicisi sen oldun.” (Maide suresi, 117) Burada yine “vefat” diye meal verilen kelime, “tutup almak, çıkarıp almak” anlamına da gelir. Ayetin asıl meali “Fakat sen beni onların aralarından çekip alınca...” şeklindedir. Dolayısıyla bu ayette Hz. İsa’nın (as) vefat ettiğine delil getirilemez. Nisa suresi 157. ayette Hz. İsa’nın (as) öldürülmediği, Yahudilere öyle gösterildiği açıkça bildirilmişken bu ayetlere “Vefat etti.” manası verilemez. Hz. İsa’nın (as) tekrardan yeryüzüne ineceğini reddedenlerin, mealde yaptığı bir kavram karışıklığı söz konusudur. Kur’an Türkçe kelimelerle değil Arapça dil bilgisiyle anlaşılabilir. Çünkü çeviri kelimeler her zaman manayı tam vermeyebilir. Sonuç olarak, ortada Hz. İsa’nın (as) kıyamet yaklaştığında tekrar yeryüzüne ineceğini reddeden bir delil yoktur. [B]Hz. İsa’nın Tekrar Yeryüzüne İneceğine Ayetlerden Deliller[/B] Ehlisünnet âlimleri Hz. İsa’nın (as) kıyamete yakın tekrar yeryüzüne indirileceğine yönelik ayetlerden pek çok delil zikretmiştir. Biz burada, bu delillerden üçünü zikredeceğiz: [B]Delil 1: …O (İsa) Kıyamet Saati İçin Bir İlimdir…[/B] Zuhruf Suresi 57-60 ayetleri arasında Hz. İsa’dan (as) şu şekilde bahsedilmektedir: “Meryem oğlu (İsa) bir örnek olarak verilince senin kavmin hemen ondan (keyifle söz edip) kahkahalarla gülüyorlar. Dediler ki ‘Bizim ilahlarımız mı daha hayırlı, yoksa o mu?’ Onu yalnızca bir tartışma konusu olsun diye (örnek) verdiler. Hayır, onlar “tartışmacı ve düşman” bir kavimdir. O, yalnızca bir kuldur, kendisine nimet verdik ve onu İsrailoğullarına bir örnek kıldık. Eğer biz dilemiş olsaydık elbette sizden melekler kılardık. Yeryüzünde (size) halef (yerinize geçenler) olurlardı.” (Zuhruf suresi, 57-60) Zuhruf suresi 57-60. ayetlerde Hz. İsa’dan (as) bahsederken hemen peşine gelen Zuhruf suresi 61. ayet şöyle devam etmektedir: “Şüphesiz o, kıyamet saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan yana hiçbir kuşkuya kapılmayın ve bana uyun. Dosdoğru yol budur.” (Zuhruf suresi, 61) Ayette Hz. İsa’nın (as) kıyamet saati için bir ilim yani kıyametin yaklaştığını gösteren bir işaret olduğu vurgulanmıştır. Bu da Hz. İsa’nın (as) tekrar yeryüzüne ineceğinin açık bir göstergesidir ki Hz. İsa’nın (as) dünyaya ilk gelişi Peygamberimizden (sav) altı asır öncedir. Dolayısıyla “Kıyamet için ilimdir.” ifadesinden anlaşılan kıyamete yakın tekrar ineceğidir. Hadislerde de bu bahis, kıyamet alametlerinin içinde zikredilir. Bu ayette “O, kıyamet saati için bir ilimdir.” ifadesinde geçen “o” zamirinden kastın Hz. İsa (as) değil, Kur’an olduğunu söyleyenlerin görüşü ise zayıftır. Çünkü Kur’an’da, Kur’an hakkında “o” zamiri kullanıldığında mutlaka ayetin öncesinde veya sonrasında veya ayetin içinde Kur’an’ı anlatan başka ifadeler de bulunmaktadır (Şuara, 26/192-196; Neml, 27/77; Tekvir, 81/19 ve Tarık, 86/13’te olduğu gibi). Ancak bu ifadenin öncesindeki ayetler tamamen Hz. İsa’dan (as) bahsetmektedir. Bu nedenle “o (hu)” zamirinin bir önceki ayetlerle ilgili olduğu ve Hz. İsa’yı (as) anlattığı görülmektedir. Bu da Hz. İsa’nın (as) tekrar yeryüzüne ineceğine delil teşkil eder.535 [B]Delil 2: Hz. İsa’nın (as) Kitabı Öğretecek Olması[/B] Hz. İsa’nın (as) yeryüzüne tekrar geleceğine işaret eden diğer bir ayet de şöyledir: “Hani melekler, dediler ki ‘Meryem, doğrusu Allah kendinden bir kelimeyi sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih’tir. O, dünyada ve ahirette seçkin, onurlu, saygındır ve (Allah’a) yakın kılınanlardandır. Beşikte de yetişkinliğinde de insanlarla konuşacaktır ve o, salihlerdendir. ‘Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken, nasıl bir çocuğum olabilir?’ dedi. (Fakat) Allah neyi dilerse yaratır. Bir işin olmasına karar verirse yalnızca ona ‘Ol!’ der, o da hemen oluverir. Ona Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretecek.” (Âli İmran suresi, 45-48) “Allah şöyle diyecek: ‘Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben, seni Ruhulkudüs ile destekledim, beşikte iken de yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğrettim.” (Maide suresi, 110) Her iki ayette de geçen “Kitap” ifadesini incelediğimizde bunun Kur’an olduğunu anlarız. Ayetlerde Tevrat ve İncil dışında gönderilen son hak kitabın Kur’an olduğu bildirilmektedir. (Hz. Davud’a verilen Zebur da Eski Ahit’in içindedir. Bu yüzden kitaptan kasıt Zebur olamaz.) Yani ayete göre Hz. İsa (as) insanlara İncil’i, Tevrat’ı ve Kitabı öğretecekse bahsedilen bu kitabın Kur’an olmasından başka bir ihtimal kalmamaktadır. Kur’an’ın başka ayetlerinde “Kitap” kelimesi, İncil ve Tevrat’ın yanında kullanıldığında Kur’an’ı ifade etmiştir. Mesela bir ayette şöyle buyurulur: “Allah… Ondan başka ilah yoktur. Diridir, kaimdir. O, sana Kitab’ı hak ve kendinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi. O, Tevrat ve İncil’i de indirmişti.” (Âli İmran suresi, 2-3) Kitap kelimesinin Kur’an’a işaret ederek kullanıldığı başka ayetler de şu şekildedir: “Allah katından yanlarında olanı (Tevrat) doğrulayan bir Kitap (Kur’an) geldiği zaman, -ki bundan önce inkâr edenlere karşı fetih istiyorlardı- işte bilip tanıdıkları gelince onu inkâr ettiler. Artık, Allah’ın laneti kâfirlerin üzerinedir.” (Bakara suresi, 89) “Öyle ki size kendinizden size ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size Kitap ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir elçi gönderdik.” (Bakara suresi, 151) Bu durumda Hz. İsa’ya (as) öğretilecek olan üçüncü kitabın Kur’an olduğu ve bunun da ancak Hz. İsa’nın (as) ahir zamanda dünyaya dönüşüyle mümkün olabileceği ortadadır. Çünkü Hz. İsa (as) Kur’an’ın indirilmesinden yaklaşık 600 sene önce yaşamıştır. [B]Delil 3: Hz. İsa (as) Ölmeden Önce Ehlikitabın Ona İman Edecek Olması[/B] “Bu, bir de inkârlarından, Meryem’e büyük bir iftirada bulunmalarından ve ‘Meryem oğlu İsa Mesih’i, Allah’ın elçisini öldürdük.’ demelerinden ötürüdür. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar fakat onlara öyle göründü. Ayrılığa düştükleri şeyde doğrusu şüphedelerdir. Bu husustaki bilgileri ancak sanıya uymaktan ibarettir. Kesin olarak onu öldürmediler, bilakis Allah (cc) onu kendi katına yükseltti. Allah (cc) güçlüdür, Hâkim’dir. Ehlikitaptan her biri, ölümünden önce ona (İsa) muhakkak iman edecektir. Kıyamet gününde de o, onlara şahit olacaktır.” (Nisa suresi, 156-159) Nisa suresi 159’da geçen “Ölmeden önce ona inanacaklar.” ifadesinde ölecek olandan kasıt Hz. İsa’dır (as) ve Hz. İsa (as) ölmeden önce Yahudi ve Hristiyanlar kendisinin peygamber olduğuna ve ilah olmadığına iman edecektir.536 Burada bazıları, “o” zamirinin Hz. İsa (as) yerine Kur’an’a baktığını düşünmüşler ve ayete Kitap Ehlinin ölmeden Kur’an’a iman edeceği şeklinde bir yorumda bulunmuşlardır. Oysa bu ayetin öncesindeki iki ayette de “o” zamiri tartışmasız bir biçimde Hz. İsa (as) için kullanılmıştır. Bu ayetlerin hemen arkasından gelen yukarıdaki ayette kullanılan “o” zamirinin Hz. İsa’dan (as) başka bir varlığı kastettiğinin hiçbir delili yoktur. Yukarıda da değindiğimiz gibi Kur’an’da Kur’an için “o” ilgili ayetin tefsiri zamirinin kullanıldığı yerlerde, mutlaka ayetin öncesinde veya sonrasında veya ayetin içinde Kur’an’ı anlatan başka ifadeler de bulunmaktadır. Ayette ölecek olanlar ifadesinde kastedilen, Yahudi Hristiyanların kendi ölümleri de değil, Hz. İsa’nın (as) ölümüdür (mevti-hi). Şayet “ölmeden iman edecek olanlar” ifadesinden kasıt, Yahudi, Hristiyanların ölümü olmuş olsaydı önümüzde bir çelişki olur. Çünkü Hz. İsa (as) Dönemi’nde “Kitap Ehli” tanımlamasına dâhil olan Yahudiler ona iman etmemiş bununla da yetinmeyerek Hz. İsa’yı (as) öldürmek için tuzak kurmuşlardır. Daha sonra da onu öldü sanıp inkârlarını sürdürmüşlerdir. Aynı durum, bugünkü Yahudiler için de geçerlidir çünkü günümüzde de Yahudiler Hz. İsa’yı (as) peygamber olarak kabul etmemektelerdir. Bugüne kadar Hz. İsa’ya (as) iman etmemiş milyonlarca Ehlikitap Yahudi yaşamış ve Hz. İsa’ya (as) iman etmeden ölmüştür. Dolayısıyla ayette söz konusu olan Kitap Ehlinin değil, Hz. İsa’nın (as) ölümüdür. Sonuç olarak: 1. Ayette gelecekten bahsedildiği açıktır. Çünkü Hz. İsa’nın (as) ölümü söz konusudur. Oysa Hz. İsa (as), ayetin başında da anlaşıldığı üzere ölmemiş Allah (cc) katına yükselmiştir. Hz. İsa (as) dünyaya yeniden gelecek ve her insan gibi yaşayıp ölecektir. 2. Ayete göre Hz. İsa’nın (as) ölümünden önce Hz. İsa’ya (as) Ehlikitabın iman etmesi söz konusudur. Bu da kesin olarak gerçekleşeceği bildirilen bir olaydır. Dolayısıyla buradaki “ölümünden önce” ifadesinin işaret ettiği kişi Hz. İsa’dır (as). Kitap Ehli onu görüp bilecek, ona Müslüman olarak itaat edecek ve Hz. İsa (as) da onların durumlarıyla ilgili ahirette şahitlik edecektir. Ayete dayanarak yapılan, ehli kitabın kendi ölümlerinden önce Hz. İsa’yı görüp ona iman edecekleri görüşü fasittir, geçersizdir.537 [B]Hz. İsa’nın Tekrar Yeryüzüne İneceğine Hadis-i Şeriflerden Deliller[/B] Hz. İsa’nın (as) gelişi konusunda nakledilen hadisler tevatür derecesindedir. Tevatür, içinde yalan ihtimali olmayan bir cemaate dayanan kuvvetli haber anlamına gelmektedir. Hiçbir sahabi de Hz. İsa’nın (as) tekrar yeryüzüne ineceğini yalanlamamıştır. “Sizler on alameti görmedikçe hiçbir zaman kıyamet kopmaz... Biri de İsa’nın inmesi.”538 “Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki Meryem oğlu İsa’nın adalet sahibi olarak inmesi yakındır.”539 “Muhakkak ve muhakkak Meryem oğlu İsa inecek, hem adil bir hakem adaletli bir hükümdar olarak inecek.”540 KAYNAKLAR: 530 Taberi, Camiu’l-Beyan fi Te’vili’l-Kur’an, 11/519; Razi, et-Tefsiru’l-Kebir, Beyrut, 1999, 10/246; Ebu Hayyan, el-Bahru’l-Muhit fi’t-Tefsir, Beyrut, 1992, 10/14; Kurtubi, el-Cami’ li Ahkami’l-Kur’an, Beyrut, 1988,17/65 531 İlmü'l-Kelam, İbn Hazm, s. 56-57; İslam İnancı Açısından Nüzul-i İsa Meselesi, Dr. Zeki Sarıtoprak, Çağlayan Yayınları, İzmir, 1997, s. 53 532 Fıkh-ı Ekber, Ebu Hanife, Nu'man b. Sabit (150/767), Çeviren: H. Basri Çantay, Ankara, 1982 533 bk. Buhari, Büyü, 102; Müslim, İmân, 242-243. 247, Fiten, 34, 39; Tirmizî, Fiten, 21, 54, 59, 62 534 bk. Taberi, ilgili ayetin tefsiri 535 Elmalılı, ilgili ayetin tefsiri 536 Taberi, 537 bk. Taberi, İlgili ayetin tefsiri 538 Müslim, Kitabü’l-Fiten, 39 539 Buhari, Kitabü'l-Büyu', 102, Mezâlim: 31, Enbiya 49; Müslim, İman, 242, 155; Ebu Davud, Melahim, 14, 4324; Tirmizi, Fiten, 54, 2234 540 Nevevi, Müslim Şerhi, 2/192; Kenzul Ummal, Kitabul-İman, Bab-ı Nüzul-i İsa İbn-i Meryem, 14/332 [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün 3 rekat olan son namazı nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Hadis-i Şerifler
Hadis-i Şerifleri İnkârda: Dört Aşamalı İnkâr Metodu ve Varılan Sonuç
Üst
Alt