Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Risale-i Nur
Günün Risale-i Nur dersi...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 673" data-attributes="member: 3"><p style="text-align: center"><img src="https://www.risalehaber.com/images/news/58363.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong>Günün Risale-i Nur dersi...</strong></span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong> Risale-i Nur'daki şefkat, bizi siyasetten men etmiş</strong></span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong> Bismillahirrahmanirrahim</strong></span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong> Bu defaki küçük müdafaatımda demiştim:</strong></span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong> "Risale-i Nur'daki şefkat, hakikat, hak, bizi siyasetten men etmiş. </strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong>Çünkü mâsumlar belâya düşerler; onlara zulmetmiş oluruz." Bazı zâtlar bunun izahını istediler. Ben de dedim:</strong></span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong> Şimdiki fırtınalı asırda gaddar medeniyetten neş'et eden hodgâmlık ve asabiyet-i unsuriye ve umumî harpten gelen istibdadat-ı askeriye ve dalâletten çıkan merhametsizlik cihetinde öyle bir eşedd-i zulüm ve eşedd-i istibdadat meydan almış ki, ehl-i hak, hakkını kuvvet-i maddiye ile müdafaa etse, ya eşedd-i zulüm ile, tarafgirlik bahanesiyle çok bîçareleri yakacak; o hâlette o da ezlem olacak ve mağlûp kalacak.</strong></span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong> Çünkü, mezkûr hissiyatla hareket ve taarruz eden insanlar, bir iki adamın hatasıyla yirmi otuz adamı, âdi bahanelerle vurur, perişan eder. Eğer ehl-i hak, hak ve adalet yolunda yalnız vuranı vursa, otuz zayiata mukabil yalnız biri kazanır, mağlûp vaziyetinde kalır.</strong></span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong> Eğer mukabele-i bilmisil kaide-i zâlimânesiyle, o ehl-i hak dahi bir ikinin hatasıyla yirmi otuz biçareleri ezseler, o vakit, hak namına dehşetli bir haksızlık ederler.</strong></span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong> İşte, Kur'ân'ın emriyle, gayet şiddetle ve nefretle siyasetten ve idareye karışmaktan kaçındığımızın hakikî hikmeti ve sebebi budur. Yoksa bizde öyle bir hak kuvveti var ki, hakkımızı tam ve mükemmel müdafaa edebilirdik.</strong></span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong> Hem madem herşey geçici ve fânidir ve ölüm ölmüyor ve kabir kapısı kapanmıyor. Ve zahmet ise rahmete kalb oluyor. Elbette biz sabır ve şükürle tevekkül edip sükût ederiz. Zarar ile, icbar ile sükûtumuzu bozdurmak ise, insafa, adalete, gayret-i vataniyeye ve hamiyet-i milliyeye bütün bütün zıttır, muhaliftir.</strong></span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong> Hülâsa-i kelâm: Ehl-i hükûmetin ve ehl-i siyasetin ve ehl-i idarenin ve inzibatın ve adliye ve zabıtanın bizimle uğraşacak hiçbir işleri yoktur. Olsa olsa, dünyada hiçbir hükûmetin müdafaa edemediği ve aklı başında hiçbir insanın hoşlanmadığı küfr-ü mutlak ve dehşetli bir tâun-u beşerî ve maddiyunluktan gelen zındıkanın taassubuyla, bir kısım gizli zındıklar şeytanetiyle bazı resmî memurları aldatarak evhamlandırıp, aleyhimize sevk etmek var. Biz de deriz:</strong></span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong> Değil böyle bir kaç vehhamı, belki dünyayı aleyhimize sevk etseler, Kur'ân'ın kuvvetiyle, Allah'ın inâyetiyle kaçmayız. O irtidatkâr küfr-ü mutlaka ve o zındıkaya teslim-i silâh etmeyiz! (Şualar, 12. Şua)</strong></span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> Bediüzzaman Said Nursî</span></p> <p style="text-align: center"><strong></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 12px"> SÖZLÜK:</span></strong></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> ASABİYET-İ UNSURİYE : Irkçılık damarı.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">ASR : Yüzyıl</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> BELA : Musibetler. Afetler. Beliyyeler. Belâlar.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">DALÂLET : Hak ve hakîkatten, dinden sapma, ayrılma; azma.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">EHL-İ HAK : Hak yolda olanlar.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">EŞEDD-İ İSTİBDAD : İstibdâdın, baskı ve keyfî idârenin en şiddetlisi.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> EŞEDD-İ ZULÜM : Zulmün en şiddetlisi.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">EVHAM : Olmayan birşeyi olur zannı ile meraklanmak, vehimler, kuruntular.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> EZLEM : En zâlim.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">GADDAR : Çok zâlim. Kahredici.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> GAYRET-İ VATANİYE : Vatanı koruma gayreti, çabası.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">HAKİKAT : Gerçek.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> HAMİYET-İ MİLLİYE : Milletin hak, hukuk ve nâmusunu koruma konusunda gösterilen gayret ve titizlik.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> HODGÂMLIK : Yalnızca kendini dert edinerek.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> HULÂSA-İ KELÂM : Sözün özü.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> İCBAR : Mecburi, zorlama.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> İNÂYET : Yardım, lütuf.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> İNZİBAT : Âsayiş, düzen ve rahatlık; sağlamlaşmak; polis vazifesini gören asker.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> İRTİDATKÂR : Dinden çıkan.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> İSTİBDÂDÂT-I ASKERİYE : Askerî baskı.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> KABİR : Mezar.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> KÁİDE-İ ZÂLÎMÂNE : Zâlimce kural, kaide.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> KÜFR-Ü MUTLAK : Kesin ve tam bir inkâr.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> MADDİYUNLUK : Maddiyunların mesleği. Maddecilik. Hiçbir müsbet delile dayanmıyan ve sadece maddeye istinad eden ve ruhâniyatı ve mâneviyatı inkâr edenlerin sapık inanışları.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> MÂSUM : Günâhı, kötülüğü olmayan, suçsuz</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> MEDENİYET : Sosyal meselelerde, ilim, fen ve sanatta daha ileri gitmiş, gelişmiş cemiyet.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> MEZKÛR : Sözü edilen, zikredilen, bahsedilen.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> MUKABELE-İ BİLMİSİL : Aynıyle mukabele etmek, karşılık vermek.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> MÜDÂFAÂT : Savunmalar.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> NEŞ'ET : Çıkma, doğma, meydana gelme, kaynaklanma, yetişme.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> SÜKÛT : Suskunluk, sessizlik.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> ŞEFKAT : Karşılıksız, samimi sevgi besleme; başkasının kederiyle alâkalı olma, acıyarak merhamet etme.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> ŞEYTÂNET : Şeytanlık.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> TAARRUZ : Sataşmak, ilişmek, saldırmak.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> TAASSUB : Şiddetli ve aşırı bağlılık.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> TÂUN-U BEŞERÎ : İnsanlığın salgın hastalığı.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> TEVEKKÜL : Sebeplere sarıldıktan sonra neticesini Allah'a bırakma, neticeye rıza gösterme.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"> ZINDIKA : Dinsizlik, inançsızlık.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 673, member: 3"] [CENTER][IMG]https://www.risalehaber.com/images/news/58363.jpg[/IMG] [SIZE=3][B]Günün Risale-i Nur dersi...[/B][/SIZE] [SIZE=3][B] Risale-i Nur'daki şefkat, bizi siyasetten men etmiş[/B][/SIZE] [SIZE=3][B] Bismillahirrahmanirrahim[/B][/SIZE] [SIZE=3][B] Bu defaki küçük müdafaatımda demiştim:[/B][/SIZE] [SIZE=3][B] "Risale-i Nur'daki şefkat, hakikat, hak, bizi siyasetten men etmiş. Çünkü mâsumlar belâya düşerler; onlara zulmetmiş oluruz." Bazı zâtlar bunun izahını istediler. Ben de dedim:[/B][/SIZE] [SIZE=3][B] Şimdiki fırtınalı asırda gaddar medeniyetten neş'et eden hodgâmlık ve asabiyet-i unsuriye ve umumî harpten gelen istibdadat-ı askeriye ve dalâletten çıkan merhametsizlik cihetinde öyle bir eşedd-i zulüm ve eşedd-i istibdadat meydan almış ki, ehl-i hak, hakkını kuvvet-i maddiye ile müdafaa etse, ya eşedd-i zulüm ile, tarafgirlik bahanesiyle çok bîçareleri yakacak; o hâlette o da ezlem olacak ve mağlûp kalacak.[/B][/SIZE] [SIZE=3][B] Çünkü, mezkûr hissiyatla hareket ve taarruz eden insanlar, bir iki adamın hatasıyla yirmi otuz adamı, âdi bahanelerle vurur, perişan eder. Eğer ehl-i hak, hak ve adalet yolunda yalnız vuranı vursa, otuz zayiata mukabil yalnız biri kazanır, mağlûp vaziyetinde kalır.[/B][/SIZE] [SIZE=3][B] Eğer mukabele-i bilmisil kaide-i zâlimânesiyle, o ehl-i hak dahi bir ikinin hatasıyla yirmi otuz biçareleri ezseler, o vakit, hak namına dehşetli bir haksızlık ederler.[/B][/SIZE] [SIZE=3][B] İşte, Kur'ân'ın emriyle, gayet şiddetle ve nefretle siyasetten ve idareye karışmaktan kaçındığımızın hakikî hikmeti ve sebebi budur. Yoksa bizde öyle bir hak kuvveti var ki, hakkımızı tam ve mükemmel müdafaa edebilirdik.[/B][/SIZE] [SIZE=3][B] Hem madem herşey geçici ve fânidir ve ölüm ölmüyor ve kabir kapısı kapanmıyor. Ve zahmet ise rahmete kalb oluyor. Elbette biz sabır ve şükürle tevekkül edip sükût ederiz. Zarar ile, icbar ile sükûtumuzu bozdurmak ise, insafa, adalete, gayret-i vataniyeye ve hamiyet-i milliyeye bütün bütün zıttır, muhaliftir.[/B][/SIZE] [SIZE=3][B] Hülâsa-i kelâm: Ehl-i hükûmetin ve ehl-i siyasetin ve ehl-i idarenin ve inzibatın ve adliye ve zabıtanın bizimle uğraşacak hiçbir işleri yoktur. Olsa olsa, dünyada hiçbir hükûmetin müdafaa edemediği ve aklı başında hiçbir insanın hoşlanmadığı küfr-ü mutlak ve dehşetli bir tâun-u beşerî ve maddiyunluktan gelen zındıkanın taassubuyla, bir kısım gizli zındıklar şeytanetiyle bazı resmî memurları aldatarak evhamlandırıp, aleyhimize sevk etmek var. Biz de deriz:[/B][/SIZE] [SIZE=3][B] Değil böyle bir kaç vehhamı, belki dünyayı aleyhimize sevk etseler, Kur'ân'ın kuvvetiyle, Allah'ın inâyetiyle kaçmayız. O irtidatkâr küfr-ü mutlaka ve o zındıkaya teslim-i silâh etmeyiz! (Şualar, 12. Şua)[/B][/SIZE] [SIZE=3] Bediüzzaman Said Nursî[/SIZE] [B] [SIZE=3] SÖZLÜK:[/SIZE][/B] [SIZE=3] ASABİYET-İ UNSURİYE : Irkçılık damarı.[/SIZE] [SIZE=3]ASR : Yüzyıl[/SIZE] [SIZE=3] BELA : Musibetler. Afetler. Beliyyeler. Belâlar.[/SIZE] [SIZE=3]DALÂLET : Hak ve hakîkatten, dinden sapma, ayrılma; azma.[/SIZE] [SIZE=3]EHL-İ HAK : Hak yolda olanlar.[/SIZE] [SIZE=3]EŞEDD-İ İSTİBDAD : İstibdâdın, baskı ve keyfî idârenin en şiddetlisi.[/SIZE] [SIZE=3] EŞEDD-İ ZULÜM : Zulmün en şiddetlisi.[/SIZE] [SIZE=3]EVHAM : Olmayan birşeyi olur zannı ile meraklanmak, vehimler, kuruntular.[/SIZE] [SIZE=3] EZLEM : En zâlim.[/SIZE] [SIZE=3]GADDAR : Çok zâlim. Kahredici.[/SIZE] [SIZE=3] GAYRET-İ VATANİYE : Vatanı koruma gayreti, çabası.[/SIZE] [SIZE=3]HAKİKAT : Gerçek.[/SIZE] [SIZE=3] HAMİYET-İ MİLLİYE : Milletin hak, hukuk ve nâmusunu koruma konusunda gösterilen gayret ve titizlik.[/SIZE] [SIZE=3] HODGÂMLIK : Yalnızca kendini dert edinerek.[/SIZE] [SIZE=3] HULÂSA-İ KELÂM : Sözün özü.[/SIZE] [SIZE=3] İCBAR : Mecburi, zorlama.[/SIZE] [SIZE=3] İNÂYET : Yardım, lütuf.[/SIZE] [SIZE=3] İNZİBAT : Âsayiş, düzen ve rahatlık; sağlamlaşmak; polis vazifesini gören asker.[/SIZE] [SIZE=3] İRTİDATKÂR : Dinden çıkan.[/SIZE] [SIZE=3] İSTİBDÂDÂT-I ASKERİYE : Askerî baskı.[/SIZE] [SIZE=3] KABİR : Mezar.[/SIZE] [SIZE=3] KÁİDE-İ ZÂLÎMÂNE : Zâlimce kural, kaide.[/SIZE] [SIZE=3] KÜFR-Ü MUTLAK : Kesin ve tam bir inkâr.[/SIZE] [SIZE=3] MADDİYUNLUK : Maddiyunların mesleği. Maddecilik. Hiçbir müsbet delile dayanmıyan ve sadece maddeye istinad eden ve ruhâniyatı ve mâneviyatı inkâr edenlerin sapık inanışları.[/SIZE] [SIZE=3] MÂSUM : Günâhı, kötülüğü olmayan, suçsuz[/SIZE] [SIZE=3] MEDENİYET : Sosyal meselelerde, ilim, fen ve sanatta daha ileri gitmiş, gelişmiş cemiyet.[/SIZE] [SIZE=3] MEZKÛR : Sözü edilen, zikredilen, bahsedilen.[/SIZE] [SIZE=3] MUKABELE-İ BİLMİSİL : Aynıyle mukabele etmek, karşılık vermek.[/SIZE] [SIZE=3] MÜDÂFAÂT : Savunmalar.[/SIZE] [SIZE=3] NEŞ'ET : Çıkma, doğma, meydana gelme, kaynaklanma, yetişme.[/SIZE] [SIZE=3] SÜKÛT : Suskunluk, sessizlik.[/SIZE] [SIZE=3] ŞEFKAT : Karşılıksız, samimi sevgi besleme; başkasının kederiyle alâkalı olma, acıyarak merhamet etme.[/SIZE] [SIZE=3] ŞEYTÂNET : Şeytanlık.[/SIZE] [SIZE=3] TAARRUZ : Sataşmak, ilişmek, saldırmak.[/SIZE] [SIZE=3] TAASSUB : Şiddetli ve aşırı bağlılık.[/SIZE] [SIZE=3] TÂUN-U BEŞERÎ : İnsanlığın salgın hastalığı.[/SIZE] [SIZE=3] TEVEKKÜL : Sebeplere sarıldıktan sonra neticesini Allah'a bırakma, neticeye rıza gösterme.[/SIZE] [SIZE=3] ZINDIKA : Dinsizlik, inançsızlık. [/SIZE][/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Risale-i Nur
Günün Risale-i Nur dersi...
Üst
Alt