- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
Biliyor musun?!
Sen gülerken ne çok öpmek isterdim gülüşlerini. Islak dudaklarındaki mutluluk; içime kazınsın diye…
"Gülmek Sana Yakışıyor"
Gülmek bir kadına; işte bu kadar yakışır…
Her gülen gördüğümde ya da duyduğumda dönüp bakar oldum.
Belki gülmediğimden sensizlikte; belki de senin gülüşlerini özlediğimden…
Kim bilir!
Bir an bakakaldığım o gülüş sesinin sahibi sen olmadığını gördüğüm an doluyor gözlerim, inan. Amma senmişsin gibi baktığıma da, bakma.
Sırf seni anımsattığı için (o gülerken) mahzun mahzun bakışlarımı gizleyemiyorum…
Yoksa yokluğunda: Ben nasıl var olabilirim ki?! Nasıl bir gülüşe aldanabilirim ki?! Ya da senin olmayan, nasıl bir gülüşü duyabilirim?!
Bin yıl oldu; yalnızım… Ben! Sensiz… Ben! Bensiz… Ben! Bizsiz…
Hani ‘gülerken gözlerinin içi gülüyor’ derler ya! Kesinlikle sana söylenmiş bir söz…
Güzel gözlüm, güzel dudaklım. Güzel gülüşlüm…
Duymadım ya gülüşlerini. Görmedim ya! Benimkisi öylesine bir tasvir işte… Kusura bakma: Uzaktaki yakın, yakındaki uzak; sevdam…
Biri gülerken; biçimli dudakların gelir gözlerimin önüne. Mutlaka çok sık baktığımdandır resimlerine…
Biliyor musun?!
Sen gülerken ne çok öpmek isterdim gülüşlerini. Islak dudaklarındaki mutluluk; kazınsın diye içime…
Sesli, sessiz, kahkahalı gülüşlerinle; ne kadar da güzelsin! İnan gülmek sana çok yakışıyor…
Her kadına yakışmaz gülmek. Ya da ben yakıştıramıyorum; senin gülüşlerini gördükten sonra…
Bugün Cumartesi…
Yalnızım. Sensizim. Sessizim… Yorgun, uykusuz, virane…
Akşamdan kalmalığıma ihanet ediyorum, şu an belki de…
Hani, o uzaktan; kısık bir sesle gelen gülüşlerini duyuyordum ya çakırkeyfinde… İşte ondan…
Ama sen hep gül. İnan gülmek sana çok yakışıyor…
Ben olsam da, olmasam da; sen gül…
Gülmek sana çok, çok yakışıyor…
Şahabettin Mert
Sen gülerken ne çok öpmek isterdim gülüşlerini. Islak dudaklarındaki mutluluk; içime kazınsın diye…
"Gülmek Sana Yakışıyor"
Gülmek bir kadına; işte bu kadar yakışır…
Her gülen gördüğümde ya da duyduğumda dönüp bakar oldum.
Belki gülmediğimden sensizlikte; belki de senin gülüşlerini özlediğimden…
Kim bilir!
Bir an bakakaldığım o gülüş sesinin sahibi sen olmadığını gördüğüm an doluyor gözlerim, inan. Amma senmişsin gibi baktığıma da, bakma.
Sırf seni anımsattığı için (o gülerken) mahzun mahzun bakışlarımı gizleyemiyorum…
Yoksa yokluğunda: Ben nasıl var olabilirim ki?! Nasıl bir gülüşe aldanabilirim ki?! Ya da senin olmayan, nasıl bir gülüşü duyabilirim?!
Bin yıl oldu; yalnızım… Ben! Sensiz… Ben! Bensiz… Ben! Bizsiz…
Hani ‘gülerken gözlerinin içi gülüyor’ derler ya! Kesinlikle sana söylenmiş bir söz…
Güzel gözlüm, güzel dudaklım. Güzel gülüşlüm…
Duymadım ya gülüşlerini. Görmedim ya! Benimkisi öylesine bir tasvir işte… Kusura bakma: Uzaktaki yakın, yakındaki uzak; sevdam…
Biri gülerken; biçimli dudakların gelir gözlerimin önüne. Mutlaka çok sık baktığımdandır resimlerine…
Biliyor musun?!
Sen gülerken ne çok öpmek isterdim gülüşlerini. Islak dudaklarındaki mutluluk; kazınsın diye içime…
Sesli, sessiz, kahkahalı gülüşlerinle; ne kadar da güzelsin! İnan gülmek sana çok yakışıyor…
Her kadına yakışmaz gülmek. Ya da ben yakıştıramıyorum; senin gülüşlerini gördükten sonra…
Bugün Cumartesi…
Yalnızım. Sensizim. Sessizim… Yorgun, uykusuz, virane…
Akşamdan kalmalığıma ihanet ediyorum, şu an belki de…
Hani, o uzaktan; kısık bir sesle gelen gülüşlerini duyuyordum ya çakırkeyfinde… İşte ondan…
Ama sen hep gül. İnan gülmek sana çok yakışıyor…
Ben olsam da, olmasam da; sen gül…
Gülmek sana çok, çok yakışıyor…
Şahabettin Mert