Gönül Abdesti

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
gonulvermek.jpg


Görünürdeki cünüplük, seni Allah'ın evine girmekten ve O'nun Kitabını okumaktan alıkoyar.
Gizli cünüplük denen gâfillik,gâfletin ise, senin Allah'ın mânevî huzuruna girmene ve kelâmını anlamana engel olur.
Hayvanını nasıl başkasının tarlasına girmekten alıkoyuyorsan, nefsini de nefsânî istek ve arzulara yöneldiği zaman Allah'ın emir ve yasaklarına uyarak durdur.

Bakışlarını kıs; güzel gördüğü haramlara kaymasın. Kalbinin, daima şen ve bakımlı olmasını istersen, ihtiras ve tutkulardan, nefsânî özlem ve arzulardan onu koru.
Allah, şânına uygun olanı seçmiş, olmayanı da kâinata salıvermiştir.
Bu şuna benzer: Hükümdara hizmet etmesi için bazı köleler takdim edilir. Hükümdar bunlardan uygun gördüklerini yanında tutar. Sarayına uygun olmayanlar ise halka intikal eder.

Sahip olduğun hikmete veya günaha karşılık, boynunda nur gibi aydınlık veya gece gibi karanlık bir gerdanlık taşırsın.
Sen boynundaki gerdanı göremiyorsan dahi onu başkaları görmektedir. Görmüyor musun, güneşi körler dışında herkes görüyor.

Gelin Tâcı / İbn Atâullah İskenderî Hazretleri (kuddise sirruh)
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Gönül abdesti alalım!

pembecicek.jpg


Zıtların ahenginde dönen bu devranda, Hak ve batıl, hayır ve şer, iyi ve kötü, güzel ve çirkin, artı (+) ve eksi (-) her şey bir ve beraber olduğu sürece bir anlam ifade ediyor.

Tersinden ve düzünden her şey ve herkes birbirine muhtaç bu alemde.Her şey zıttıyla kaim.
Zıtların izdivacıyla devam ediyor hayat, fakat, bizler bütün bunlara rağmen hala, gerçeğin gökçek yüzüne hasret kalmanın dağınıklığı içinde, sosyal, siyasal ve ekonomik hayatın laf ve ihtilaf harmanlarında savrulup gidiyoruz.
Savrulmasına savruluyoruz da, sapı samandan ve taneyi harmandan bir türlü ayırıp kaldıramıyoruz.
Herkes kendi müşahedesinin mahkumiyeti içinde,
KENDİ DOĞRULARINI DAYATMAYA DEVAM EDİYOR.....

Herkesin, hepimizin yaşadığı, yaşadığımız bu mahkumiyet içinde, hakir fakir bencağaz diyorum ki, zıtların ahenginde, zıtların birliğinde dönen bu devaranın çözümsüz gizem dekorlarının yorumunu yaparken,
YA HEPİMİZ YANILIYORUZ YA DA HERKES DOĞRU SÖYLÜYOR!..
Som gerçek, mutlak hakikat, bizim kendisini bu iyreti kulluk halimizle hiçbir zaman kavrayıp kuşatamayacağımız kadar önsüz ve sonsuz bir ummandır.
Bu sonsuzluk ummanı içinde “ ol mahiler ki derya içre derya nedir bilmezler” i oynayan bizler,

YA HEPTEN YANILIYORUZ YA DA TOPTAN DOĞRU DÜŞÜNÜYORUZ.

Hayatın artılarına doğru, eksilerine eğri dediğimizi düşünelim.
Hayatın artı ve eksi kutupları birbirlerini TAMLAYAN ve TÜMLEYEN, zıtların birliğini oluşturan şeylerdir.Birine HOŞ, öbürüne BOŞ bakarsanız, hiçbir şeyin içinden çıkamazsınız.
Eğriye eğri, doğruya doğru demekten elbette vazgeçmeyeceğiz ammaaaaa, neler eğri, kimler doğru, eğri ne, doğru ne, işte muamma bu!..
Büyük insanlık ailesini birliğe ve dirliğe çağıran NİYAZİ MISRİ hazretlerinin naz ve niyaz ikliminde bu muammayı zevk etmeye çalışacağız.
Gelin bu muamma ummanında hiç vakit kaybetmeden bir GÖNÜL ABDESTİ ALALIM!
(Mustafa Özdamarın NİYAZİ MISRİ kitabından alıntıdır)
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Nefsini terk etmeden

Nefsini terk etmeden Rabbini arzularsın,
Hayvanlığı geçmeden, insanı arzularsın.

(Men arefe nefsehü, fekad arefe rabbeh)
Kendini sen bilmeden, Sübhanı arzularsın.

Sen evin kapısını, henüz bulup açmadan,
Maşuka kavuşacak, zamanı arzularsın.

Dışarı üfürmekle, yakılır mı bu ocak?
Gönlün Hakka vermeden, ihsanı arzularsın.

Dağlar gibi kuşatmış, tembellik seni kardeş,
Günahını bilmeden, gufranı arzularsın.

Misafire evin yok, hiç hazırlığın da yok,
Issız dağın başında, mihmanı arzularsın.

Bostanı, bağı gezdim; hiç meyve bulamadım,
Sen söğüt ağacından, rummanı arzularsın.

Küçük çocuklar gibi, binersin ağaç ata,
Tecrüben yok, topun yok, meydanı arzularsın.

Karıncalar gibi sen, çok yavaş yürürsün,
Meleklerden ileri, seyranı arzularsın.

Topuğuna çıkmadan, suyu deniz sanırsın,
Sen dereyi geçmeden, ummanı arzularsın.

Biraz yavaş ol kardeş, atma oku ileri,
Derdiyle kul olmadan, sultanı arzularsın.

Sanki sayıklar gibi, anlaşılmaz söz ile,
Sen de mi ey Niyazi, irfanı arzularsın? "

Niyâzi Mısri
 

BEDİR MUHAMMED ALİ

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Şubat 2012
Mesajlar
677
Tepkime puanı
3
Yaş
67
evet insan toprak gibi olabilmeli. ve beden arzını allaha tahsis etmesi kişinin özünü idrak etmesinden başka birşey değil. allah razı olsun güzel bir tebliğ. ruhul emin
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
gsisizmkonu.jpg


Hayvanını nasıl başkasının tarlasına girmekten alıkoyuyorsan, nefsini de nefsânî istek ve arzulara yöneldiği zaman
Allah'ın emir ve yasaklarına uyarak durdur...
Bakışlarını kıs; güzel gördüğü haramlara kaymasın.
Kalbinin, daima şen ve bakımlı olmasını istersen, ihtiras ve tutkulardan, nefsânî özlem ve arzulardan onu koru..
Rabbim içimizin dışımıza çevrileceği zaman içimizi güzel, nurlu eylesin!...amin..

Sahip olduğun hikmete veya günaha karşılık, boynunda nur gibi aydınlık veya gece gibi karanlık bir gerdanlık taşırsın.
Sen boynundaki gerdanı göremiyorsan dahi, onu başkaları görmektedir.
Görmüyor musun, güneşi körler dışında herkes görüyor..
o halde her daim Gönül Abdesti ile bulun...
.......
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
damlacik.jpg


GÖNÜL ABDESTİ ALALIM!
Bedenin abdesti su ile, Nefsin abdesti gözyaşı ile,
Aklın abdesti ilim ile, Ruhun abdesti aşk ve muhabbet iledir..
Gönül temizliği elbette su ile temizlenmez.
Gönül temizliği ikrarla, tövbeyle temizlenir.
Tövbe: İnsan yaratıcı karşısında sürekli bir biçimde noksanlığını görmeli ve ondan yeterince olgunlaşmadığında da af dilemelidir.
Allah’tan af dilemek, günah işlemek demek değildir.
Sürekli boyut değiştiren ve yükselen benlik bir önceki halinde eksiklik görüp ve ona tövbe etmesidir...
 
Üst Alt