Gerede-bolu depremi

ceylannur

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
2 Eylül 2011
Mesajlar
3,872
Tepkime puanı
37
GEREDE-BOLU DEPREMİ
(01 ŞUBAT 1944)

1 Şubat 1944 sabahı saat 0521 de Richter ölçeğine göre 74 şiddetinde meydana gelen deprem Çerkeş Mengen Gerede ve Bolu’da büyük; komşu Ankara Zonguldak illerinde de dikkate değer hasarlara neden olmuştur. Buralarda tespit edilen ölü sayısı yedi bine yakın yıkılan ve harab olan evler de yirmi üç binden fazla olmuştur.
Memleketimiz tarihin kaydettiği çağdan beri zaman zaman yer sarsıntılarına sahne olmuştur Bununla beraber 1938 deki Yerköy depremine kadar birçok seneler sükûnla geçmiş ve son yıllarda sık ve yıkıcı depremler olmamıştı Gerçekten 1938 Mart’ından beri geçen altı sene içinde sekiz defa afet halini alan depremler büyük can ve mal zararlarına neden olmuştur Yerköy (1938) Dikili (1939) Erzincan (1939) Çorum (1942) Erbaa (1942) Tosya (1943) Gerede (1944) depremleri ayrı ayrı kapsamlı yıkımlar yapmışlardır.
Gerede-Bolu depremi ismini verdiğimiz bu son sarsıntının yıkımı doğuda Çerkeş kuzeyde Devrek güneyde Beypazarı batıda Düzce ile çevrelenen sahada hissedilmiş en büyük zararı işaret edilen fay hattı üzerinde olmuştur.

Deprem sabahleyin daha ortalık karanlık iken yaz saati ile 05.21 de olmuştur. Uyanık olan görgü tanıkları korkunç bir uğultu ile beraber önce doğudan batıya ve batıdan doğuya şiddetli bir sarsılmanın ardından aşağıdan yukarı itilme ve dönme (rotation) duyduklarını bildirmektedirler. Bazıları bu esnada bir ışık gördüklerini de iddia etmişlerdir. Bu gözlem Gerede’de olduğu gibi Bolu’da ve Düzce’de de bağımsız olarak doğrulandığı için kayda değer görülmüştür. Uçak sesi gök gürlemesi top seslerini andıran uğultunun sarsıntıya dönüştüğü anlaşılmaktadır. Bu gürültü Gerede’de yeraltından ve kuzeyden Bolu’da gene yeraltından ve güneyden Düzce’de yeraltından geldiği hissedilmiştir. Gerede’de fay hattının şehir içinden ve kuzeyde Mengen’den Bolu’da, güneyde Ilıca yolundan geçtiğine göre fay hattı ile bu gürlemeler arasında bir ilişki kurmak yerinde olur 1 Şubat sarsıntısından sonra Bolu’da 2 Şubat sabahı şiddetli ikinci bir sarsıntı olduğu gibi bunu takip eden günlerde de bazen günde bir kaç defa deprem hissedilmiştir. 23 Marttan 1 Nisana kadar bu bölgede bulunduğum esnada yani büyük depremden yedi sekiz hafta sonra hafif yer sarsıntıları devam etmekte idi.

Gök gürültüsü gibi çıkan sesler bilhassa gece sessizliğinde iyice işitilmektedir. Halk bu gürültüyü işittikten sonra yer sarsıntısını beklediklerini ifade etmişlerdir. Bu olayı açıkça bir Adapazarlının gözlemi kuvvetlendirmektedir. 20 Haziran 1943 günü bağda otururken ailece ya bir uçak filosu ya da bir kamyon kafilesi geçiyor zannıyla dışarı çıkıp bakmışlar. Gürültü kendilerine doğru yaklaşınca yer de sallanmağa başlamıştır
Çerkeş’ten Gerede’ye ve Bolu’ya uzanan fay hattı Abant Gölünden de geçmiştir. 1 Şubat sabahı göl donmuş bulunuyordu Depremle beraber bir çatırtı ile buzların kırıldığını ve bazı parçaların havaya fırladığını revir bekçisi ifade etmiştir.

Gerede’de fay üzerindeki bazı binalar iki metre kadar doğu-batı istikametinde sürüklendiği gibi büyük çatlağın kuzey tarafına isabet edenler 30—40 santimetreden 1 metreye kadar aşağı kaymıştır. Çongarlı oğlu Şeref ve İbrahim Urgancı evleri söz edilebilecek örnekler arasındadır. Burada kaymanın batıdan doğuya olduğu binaların yolu kaparcasına sokak içine kaymalarından anlaşılır Bazı evler yalnız doğu-batı istikametinde kaymakla kalmamış bir eksen etrafında da dönmüşlerdir Bu suretle birbirleriyle çatışmış birçok evler görülmüştür.

Bolu’da büyük fay Bolu-Ilıca yolu üzerinde Ilıcadan 1 km kuzeyde yolu kuzeybatı yönünde kesmiş ve yolun güney kısmını üç metre batıya itmiştir Burada da Gerede’de olduğu gibi fayın kuzey tarafı bir metre kadar çökmüştür. Deprem yıkımı Gerede’de % 73 kadar olduğu halde Bolu’da % 27 kadar olması fayın Gerede’de şehrin içinden geçmesinden Bolu’da 4 km kadar güneyde olmasından ileri gelmiştir. Zira Bolunun güney köyleri özellikle sözü edilen faya yakın olanlar pek çok harab olmuşlardır Sultanköy’de harab olmayan ev kalmadığı gibi birçok insan ve hayvan toplu ölümleri de olmuştur Bolunun 5 km güneyindeki küçük Ilıcanın suyu depremde kesilmiş fakat iki hafta sonra eskisinden fazla gelmeğe başlamıştır.

Gerede’de ise şehrin güneyindeki köyler nispeten az hasar görmüşlerdir Gerede; Kretase devrine ait olduğu tahmin edilen silisli konglomera ve gri kumtaşlarından oluşmuş Esen Tepenin güney yamacında 1320 metre yüksekliktedir ve aynı adı taşıyan ovanın altında diyorit porfir taşları vardır Hâlbuki Bolu 9–10 km genişliğinde Pliosen ve daha genç henüz sabit yerleşmemiş çökeltilerle örtülü bir vadi ortasındadır Düzce’nin bulunduğu ova ise aynı genç çökeltilerle örtülü 20 km genişliğindedir.

Bolu ovasının kuzeyinde Sarıcalarda Düzce’nin kuzeyinde Üskübü’de üçüncül tortul kayalar güney dağlarında kireç taşları ve sert kayalar görülmektedir Bu gözlemler her iki ovanın birer "Çöküntü hendeği" oluşu hakkındaki düşünceyi doğrular niteliktedir.
Bolu gözlem istasyonunda senenin ilk üç ayı içindeki istatistikler incelendiğinde büyük deprem öncesi Ocak ayında orta şiddette üç yer sarsıntısı kaydedildiği görülür Bu üç ay içinde barometre asgarî 677 mm azamî 704 mm basınç göstermiştir Sonrasında 17 Ocak’ta orta şiddette bir sarsıntı kaydedilmesi hava basıncı ile yer sarsıntısı arasında bir ilişki ihtimalini çağrıştırsa da bu hususta daha çok incelemeler yapmadan kesin bir söz söylenemez Bununla beraber olayın tamamen de tesadüf olmadığı düşünülmektedir.
Binalardaki hasarın büyük bir kısmı genç çökeltiler üzerine yapılmış olanlarda ve bilhassa bunların kâgir olanlarında görülmüştür. Temelleri esaslı bir alan üzerinde olan binalar nispeten az zarar görmüşlerdir. Bununla beraber ana çatlak üzerinde veya yakınında olan binanın inşa tarzı veya temeli ne olursa olsun zarar görmüştür.

Gerede — Bolu depreminin Çerkeş doğusundaki fay boyunca oluşan hareketler sonucu meydana gelen tektonik bir deprem olduğu kabul edilebilir Erzincan’dan Kelkit vadisi boyunca uzanan ve az çok doğu-batı istikametinde devam ederek Bolu-İzmit-Ganos’dan (Tekirdağ ilinde bir dağ) geçen sismik zon üzerinde denge yerleşmeleri zaman zaman az veya çok şiddette sarsıntılara sebep olmaktadır
Bununla beraber bazı jeolojik tavsiyelerde bulunmak yerindedir:
1- Alüvyon gibi arazide inşaattan kaçınmak
2- Bariz çatlaklar üzerinde veya yakınında sağlam bir formasyon olsa bile yapı yapmamak
3- Ahşap evleri kâgirlere tercih etmek Mükellef bina yapılmak istendiğinde bunun betonarme olmasına önem vermek
 
Üst Alt