Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Sağlıklı yaşam
Kadın Sağlığı
gebelikte kansızlık ve nedenleri
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="NiDa" data-source="post: 21328" data-attributes="member: 1238"><p>Gebelik ve Kansızlık... </p><p></p><p>Kadınlarda en sık karşılaşılan anemi türü demir eksikliği anemisidir. Kadınların erkeklere göre anemiye biraz daha eğilimli olmalarının nedeni, adet kanamaları ile</p><p></p><p>Kadınlarda en sık karşılaşılan anemi türü demir eksikliği anemisidir. Kadınların erkeklere göre anemiye biraz daha eğilimli olmalarının nedeni, adet kanamaları ile düzenli ve sürekli olarak kan kaybetmeleridir. Kadınların beslenme alışkanlıklarının erkeklerden farklı olması da anemiyi arttırmaktadır. Hamilelik de anemi riskini artıran bir süreçtir.Kan, temel olarak iki bölümden oluşur. Birinci bölüm şekilli elemanlar denilen akyuvar (lökositler) ve alyuvar (eritrosit) gibi hüreler, ikinci kısım ise bu şekilli elemanları taşıyan sıvı, yani plazmadır. Kırmızı kürelerin (alyuvar / eritrosit) plazmaya göre olan yüzdesine hematokrit adı verilir. Hematokritin normal değeri %38-45 arasındadır. Yani kanın %38-45’i şekilli elemanlar, geri kalanı ise plazma tarafından teşkil edilmektedir. Hamilelik sırasında kan hacmi yaklaşık %50 artar. Bu artışın büyük bir bölümü plazma kısmındadır. Eritrositler plazma kadar hızlı çoğalamazlar. Bu durumda kan içinde eritrosit konsantrasyonu azalır ve hamilelik öncesi dönemde olduğundan daha aşağılara iner. Bu durum özellikle hamileliğin ilk yarısında belirgindir. Hamilelik ilerledikçe eritrosit yapımı artar. Yapım artışı ise demire olan ihtiyacı arttırır. İlk başlarda gerek duyulan demir, vücuttaki depolardan karşılanır, ancak çoğu zaman bu depolar ihtiyacı karşılamada yetersiz kalır. Bu tür anemiye hemodilüsyonel anemi denir. Hamile kadınların yaklaşık %20’sinin anemik olduğu bilinmektedir. Ek demir alımına ihtiyaç vardır. Ama bu demirin uygun koşullarda alınması gerekir. WHO’nun (Dünya Sağlık Örgütü) Cenevre 1993 raporunda bu dururm şöyle vurgulanmıştır: Fe+2, Fe+3’ten daha iyi absorbe edilir. Dolayısıyla günümüzde tedavide kullanılan tüm demir preparatları Fe+2 içermelidir.</p><p>Hemodilisyon varlığında hematokrit düzeyi %38-45’den %34 civarına düşer. Buna gebeliğin fizyolojik anemi’si denir. Hemokritteki değişiklikler eritrosit konsantrasyonu ve hematokritte azalma şeklinde görülür. Bu, plazma hacminin göreceli olarak daha fazla artmasına bağlıdır. Böylece kanın viskozitesi düşer, normal gebelerde hemoglobin konsantrasyonu ölçüldüğü zaman ortalama 15 gr bulunmuş ve ancak %6’sında 11 gr civarında görülmüştür. Böylece eğer hemoglobin %11’in altındaysa bu hipervoleminden çok, yani plazmanın artmasından çok demir eksikliğine bağlanmaktadır.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="NiDa, post: 21328, member: 1238"] Gebelik ve Kansızlık... Kadınlarda en sık karşılaşılan anemi türü demir eksikliği anemisidir. Kadınların erkeklere göre anemiye biraz daha eğilimli olmalarının nedeni, adet kanamaları ile Kadınlarda en sık karşılaşılan anemi türü demir eksikliği anemisidir. Kadınların erkeklere göre anemiye biraz daha eğilimli olmalarının nedeni, adet kanamaları ile düzenli ve sürekli olarak kan kaybetmeleridir. Kadınların beslenme alışkanlıklarının erkeklerden farklı olması da anemiyi arttırmaktadır. Hamilelik de anemi riskini artıran bir süreçtir.Kan, temel olarak iki bölümden oluşur. Birinci bölüm şekilli elemanlar denilen akyuvar (lökositler) ve alyuvar (eritrosit) gibi hüreler, ikinci kısım ise bu şekilli elemanları taşıyan sıvı, yani plazmadır. Kırmızı kürelerin (alyuvar / eritrosit) plazmaya göre olan yüzdesine hematokrit adı verilir. Hematokritin normal değeri %38-45 arasındadır. Yani kanın %38-45’i şekilli elemanlar, geri kalanı ise plazma tarafından teşkil edilmektedir. Hamilelik sırasında kan hacmi yaklaşık %50 artar. Bu artışın büyük bir bölümü plazma kısmındadır. Eritrositler plazma kadar hızlı çoğalamazlar. Bu durumda kan içinde eritrosit konsantrasyonu azalır ve hamilelik öncesi dönemde olduğundan daha aşağılara iner. Bu durum özellikle hamileliğin ilk yarısında belirgindir. Hamilelik ilerledikçe eritrosit yapımı artar. Yapım artışı ise demire olan ihtiyacı arttırır. İlk başlarda gerek duyulan demir, vücuttaki depolardan karşılanır, ancak çoğu zaman bu depolar ihtiyacı karşılamada yetersiz kalır. Bu tür anemiye hemodilüsyonel anemi denir. Hamile kadınların yaklaşık %20’sinin anemik olduğu bilinmektedir. Ek demir alımına ihtiyaç vardır. Ama bu demirin uygun koşullarda alınması gerekir. WHO’nun (Dünya Sağlık Örgütü) Cenevre 1993 raporunda bu dururm şöyle vurgulanmıştır: Fe+2, Fe+3’ten daha iyi absorbe edilir. Dolayısıyla günümüzde tedavide kullanılan tüm demir preparatları Fe+2 içermelidir. Hemodilisyon varlığında hematokrit düzeyi %38-45’den %34 civarına düşer. Buna gebeliğin fizyolojik anemi’si denir. Hemokritteki değişiklikler eritrosit konsantrasyonu ve hematokritte azalma şeklinde görülür. Bu, plazma hacminin göreceli olarak daha fazla artmasına bağlıdır. Böylece kanın viskozitesi düşer, normal gebelerde hemoglobin konsantrasyonu ölçüldüğü zaman ortalama 15 gr bulunmuş ve ancak %6’sında 11 gr civarında görülmüştür. Böylece eğer hemoglobin %11’in altındaysa bu hipervoleminden çok, yani plazmanın artmasından çok demir eksikliğine bağlanmaktadır. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Sağlıklı yaşam
Kadın Sağlığı
gebelikte kansızlık ve nedenleri
Üst
Alt