Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Efendimiz (s.a.v)'i Tanıyalım
Gassan Hükümdarı ve Yemame Emiri'nin İslam'a Davet Edilmesi.
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 13596" data-attributes="member: 3"><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">GASSAN HÜKÜMDARININ İSLAM'A DAVET EDİLMESİ</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Gassanîler, Suriye'de oturan en güçlü kabilelerden biri idi.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Hicret'in 7. senesi Muharrem ayında, Peygamber Efendimiz, bu kabilenin hükümdarı Haris b. Ebî Şimr'i de İslâm'a davet etmek üzere ashabtan Suca b. Vehb'i bir mektupla gönderdi.553</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Suca b. Vehb (r.a.), mektubu alır almaz sür'atle yola çıktı. Şam'a vardı, fakat hükümdar Haris'i sarayında bulamadı. Günlerce sarayın kapısında beklemek zorunda kaldı.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bu arada, hükümdarın kapıcısı ne için geldiğini sorunca, Re-sûl-i Ekrem'in Haris'e gönderilmiş elçisi olduğunu söyledi; sonra da Peygamber Efendimizin sıfatlarını ona anlattı. Kapıcı Mira, anlatılanlar karşısında gözyaşlarını tutamadı ve, "Ben İncil'i okudum. Bu Peygamber'in (s.a.v.) sıfatlarını onda aynen yazılı buldum." dedi. Sonra da Resûl-i Ekrem'in peygamberliğini tasdik ederek Müslüman oldu. Ancak, Haris'in kendisini öldürmesinden korktuğu için bu îmanını gizli tuttu.554</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Suca 'in, Hükümdara, Peygamberimizin Mektubunu Sunması</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Günlerden sonra Haris, bir gün tahtına oturdu. Elçi Şuca'ı kabul etti. Resûl-i Ekrem'in mektubunu elçi Suca b. Vehb'ten alan Hükümdar Haris, açıp bakınca şunların yazılı olduğunu gördü:</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">"Bismillahirrahmânirrahîm!</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">"Allah'ın Resulü Muhammed'den, Haris b. Ebî Şimr'e!..</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">"Doğru yolda gidenlere, Allah'a îman ve Peygamberini tasdik edenlere selâm olsun!</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">"Ben seni, eşi, ortağı olmayan bir Allah'a îmana davet ediyorum. Davetimi kabul edersen, hükümdar olarak yine mülkünde kalacaksın!"555</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bu sözler karşısında Haris'in tavrı birden değişti. Mübarek mektubu yere atıp hiddetli hiddetli, "Saltanatımı benden kim alacakmış, göreyim! O, Yemen'de de olsa, kendisine tâbi olanlarla üzerime gelmeden, ben onun üzerine gideceğim!" diye konuştu.556 Sonra da, atlarının nallanmasını adamlarına emretti. Elçi Suca Hazretlerine de dönerek, "Git, sahibine, gördüğünü haber ver." dedi.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Hükümdar Haris, Medine üzerine yürümeye kararlıydı. Bunu o sırada Kudüs'te bulunan Kayser'e yazdığ mektupta da açık açık belirtiyordu. Ancak Kayser'den gelen cevap, bu kararın hilâfınaydı. Kayser, ona, "Sakın onun üzerine yürüme!" tavsiyesinde bulunuyordu.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Kayser'in mektubunu aldıktan sonra Haris b. Ebî Şimr, biraz aklını başına toplamış olacak ki, elçi Suca Hazretlerini ikinci kere huzuruna çağırdı. Ne zaman gideceğini sorduktan sonra da, adamlarına, kendisine 100 miskal altın vermesini de emretti.557</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Saraydan ayrılıp Medine'ye gitmeye hazırlanan Şuca'ın (r.a.) yanına kapıcı Mira vardı. Onun için hazırladığı yol azığı ile elbiseyi verdikten sonra, "Allah Resulüne benden selâm söyle ve Müslüman olduğumu da ona haber ver." dedi.558</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Haris 'e Yapılan Beddua</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Suca b. Vehb, Medine'ye geldi; Hz. Resûlullah'ın huzuruna çıkarak, görüp duyduklarını bir bir anlattı.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Haris'in, elçisine ve mektubuna karşı takındığı menfî muameleyi öğrenen Resûl-i Kibriya, "Saltanatı yok olsun!"559 diye ona beddua etti.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Aradan fazla bir zaman geçmeden, Hicret'in 8. yılında, bu bedduanın tesiriyle Haris dünyadan kâfir olarak göçüp gitti ve Gassanî saltanatı Cebele b. Eyhem'e geçti. O ise, Gassanî saltanatının son hükümdarı oldu.560</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">YEMAME EMÎRİNİN İSLÂM'A DAVET EDİLMESİ</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Yemame Hükümdarı Hevze b. Ali, Hıristiyandı.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Peygamber Efendimiz, Hicret'in 7. senesi Muharrem ayında bu hükümdarı da İslâmiyete davet etmek üzere Salit bin Amr'ı vazifelendirdi ve yazdığı bir mektupla onu Yemame'ye gönderdi.561</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Mektubu alan Salit b. Amr, durup dinlenmeden yol alarak hükümdarın yanına vardı ve Efendimizin mektubunu ona verdi. Mektubu okutunca, Resûl-i Ekrem'in kendisine şöyle hitab ettiğini gördü:</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">"Bismillahirrahmânirrahîm!</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">"Allah'ın Resulü Muhammed'den, Hevze b. Ali'ye!..</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">"Doğru yolda gidenlere selâm olsun!</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">"Şunu iyi bilmelisin ki, benim dinim yakında dünyanın en uzak ufuklarına kadar parlayacaktır! Binâenaleyh, ey Hevze, sen de Müslüman ol ki, selâmete eresin! Ben de, hükmün altındaki memleketin idaresini sana bırakayım!"562</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Hevze, bu daveti kabul edemeyeceğini nâzik bir üslûbla ifade etti. Ancak, Salit (r.a.), bu hareketinin yanlış olduğunu söyleyerek onu davete icabete çağırdı. Fakat, Hevze, saadet dairesinden uzak kaldı. Şüphesiz, bu uzak kalışta saltanatta kalma arzusu büyük rol oynuyordu. Bunu, kendisi de, bizzat bir Hıristiyan büyüğüne şöyle ifade etmişti: "Ben, kavmimin hükümdarı bulunuyorum; ona tâbi olaydım, o takdirde hükümdarlık yapmayacaktım!"563</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bununla birlikte Hevze, Peygamber Efendimize verilmek üzere, bir mektupla birtakım hediyeleri elçi Hz. Salit vasıtasıyla gönderdi.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Peygamberimizin Hevze 'ye Bedduası</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Salit b. Amr (r.a.), Medine'ye dönerek, Resûl-i Ekrem Efendimizin huzuruna vardı. Olup bitenleri anlattıktan sonra, Hevze'nin gönderdiği mektubu Efendimize verdi. Hevze, mektubunda, Efendimize şöyle diyordu:</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">"Davet ettiğin şey çok iyi, çok güzel!</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Ben, kavmimin hatibi ve şâiriyim! Araplar da benim kavmimden korkarlar! Bana, işinden bazı salâhiyetler ver de sana tâbi olayım!"564</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Resûl-i Ekrem Efendimiz, bu yersiz teklif için, "Yerdeki bir hurma koruğunu bile istese, ona vermem!" buyurduktan sonra, kendisine tâbi onca insanın hidâyetine de mâni olduğundan dolayı Hevze'ye, "Elindeki her şey yok olsun!" diye beddua etti.565</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bu tarihten bir yıl sonra Cebrail (a.s.) gelip, Efendimize, Hevze'nin kâfir olarak öldüğünü haber verdi.566</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Böylece, Resûl-i Ekrem Efendimiz, gönderdiği elçiler ve davet mektupları ile, cihanşümul İslâm dâvasını o zamanın bütün devlet reislerine bildirmiş, İslâm'ın sesini bütün dünyaya duyurmuş oluyordu.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bu davete, o zamanın iki büyük devleti olan Habeşistan ve Bizans hükümdarlarının cevabı gayet müsbet geliyordu. Hattâ, Necâşî, İslâm'la şereflendi. Heraklius ise, Peygamberimizin hak peygamber olduğunu anladığı hâlde sâdece dünya saltanatı için îman etmekten çekiniyordu. Aynı şekilde, Mısır Hükümdarı Mukavkıs da, Hz. Resûlullah'ın elçisini ve mektubunu gayet iyi karşılıyor ve müsbet cevapta bulunuyordu. Bu davete muhatab olan Yemame Hükümdarı Hevze b. Ali de, Hz. Resûlullah'ın elçisine gayet iyi muamelede bulunuyor ve daveti nâzik bir üslûbla kabul etmediğini belirtiyordu.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Geri kalan iki kişi ise, bu davete, menfî cevapta bulunuyordu. Hattâ, bunlardan biri olan İran Kisrâsı, küstahça Peygamberimizin mektubunu yırtıyordu. Diğer biri olan Gassan Hükümdarı Haris b. Ebî Şimr ise, haddini aşarak Efendimizin davet mektubunu yere atıyordu.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">--------------------------------------------------------------------------------</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">553 İbn-i Hişam, Sîre, c. 4, s. 254; ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 261.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">554 İbn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 261; Halebî, Insanû'l-Uyûn, c. 3, s. 305</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">555 Ibn-i Kayyim, Zâdû'l-Maad, c. 3, s. 72; Halebî, A.g.e., c. 3, s. 304.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">556 ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 261; Halebî, A.g.e., c. 3, s. 305.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">557 Halebî, A.g.e., c. 3, s. 305.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">558 ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 261; Halebî, A.g.e., c. 3, s. 305</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">559 İbn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 261; Halebî, A.g.e., c. 3, s. 305.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">560 ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 261; Halebî, A.g.e., c. 2, s. 43.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">561 ibn-i Hişam, Sîre, c. 4, s. 254.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">562 ibn-i Kayyim, Zâdû'l-Maacl, c. 3, s. 74; Halebî, Insanû'l-Uyûn, c. 3, s. 303.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">563 Ibn-i Seyyid, Uyûnû'l-Eser, c. 2, s. 270.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">564 ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 262; Halebî, Insanû'I-Uyûn, c. 3, s. 303.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">565 Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 262; Ibn-i Kayyım, Zâdû'l-Maad, c. 3, s. 74;Halebî, A.g.e., c. 3, s. 303.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">566 Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 262; Ibn-i Seyyid, A.g.e., c. 2, s. 270. </span></span></strong></p><p> <strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p> <strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 13596, member: 3"] [B][SIZE=3][FONT=Arial] GASSAN HÜKÜMDARININ İSLAM'A DAVET EDİLMESİ Gassanîler, Suriye'de oturan en güçlü kabilelerden biri idi. Hicret'in 7. senesi Muharrem ayında, Peygamber Efendimiz, bu kabilenin hükümdarı Haris b. Ebî Şimr'i de İslâm'a davet etmek üzere ashabtan Suca b. Vehb'i bir mektupla gönderdi.553 Suca b. Vehb (r.a.), mektubu alır almaz sür'atle yola çıktı. Şam'a vardı, fakat hükümdar Haris'i sarayında bulamadı. Günlerce sarayın kapısında beklemek zorunda kaldı. Bu arada, hükümdarın kapıcısı ne için geldiğini sorunca, Re-sûl-i Ekrem'in Haris'e gönderilmiş elçisi olduğunu söyledi; sonra da Peygamber Efendimizin sıfatlarını ona anlattı. Kapıcı Mira, anlatılanlar karşısında gözyaşlarını tutamadı ve, "Ben İncil'i okudum. Bu Peygamber'in (s.a.v.) sıfatlarını onda aynen yazılı buldum." dedi. Sonra da Resûl-i Ekrem'in peygamberliğini tasdik ederek Müslüman oldu. Ancak, Haris'in kendisini öldürmesinden korktuğu için bu îmanını gizli tuttu.554 Suca 'in, Hükümdara, Peygamberimizin Mektubunu Sunması Günlerden sonra Haris, bir gün tahtına oturdu. Elçi Şuca'ı kabul etti. Resûl-i Ekrem'in mektubunu elçi Suca b. Vehb'ten alan Hükümdar Haris, açıp bakınca şunların yazılı olduğunu gördü: "Bismillahirrahmânirrahîm! "Allah'ın Resulü Muhammed'den, Haris b. Ebî Şimr'e!.. "Doğru yolda gidenlere, Allah'a îman ve Peygamberini tasdik edenlere selâm olsun! "Ben seni, eşi, ortağı olmayan bir Allah'a îmana davet ediyorum. Davetimi kabul edersen, hükümdar olarak yine mülkünde kalacaksın!"555 Bu sözler karşısında Haris'in tavrı birden değişti. Mübarek mektubu yere atıp hiddetli hiddetli, "Saltanatımı benden kim alacakmış, göreyim! O, Yemen'de de olsa, kendisine tâbi olanlarla üzerime gelmeden, ben onun üzerine gideceğim!" diye konuştu.556 Sonra da, atlarının nallanmasını adamlarına emretti. Elçi Suca Hazretlerine de dönerek, "Git, sahibine, gördüğünü haber ver." dedi. Hükümdar Haris, Medine üzerine yürümeye kararlıydı. Bunu o sırada Kudüs'te bulunan Kayser'e yazdığ mektupta da açık açık belirtiyordu. Ancak Kayser'den gelen cevap, bu kararın hilâfınaydı. Kayser, ona, "Sakın onun üzerine yürüme!" tavsiyesinde bulunuyordu. Kayser'in mektubunu aldıktan sonra Haris b. Ebî Şimr, biraz aklını başına toplamış olacak ki, elçi Suca Hazretlerini ikinci kere huzuruna çağırdı. Ne zaman gideceğini sorduktan sonra da, adamlarına, kendisine 100 miskal altın vermesini de emretti.557 Saraydan ayrılıp Medine'ye gitmeye hazırlanan Şuca'ın (r.a.) yanına kapıcı Mira vardı. Onun için hazırladığı yol azığı ile elbiseyi verdikten sonra, "Allah Resulüne benden selâm söyle ve Müslüman olduğumu da ona haber ver." dedi.558 Haris 'e Yapılan Beddua Suca b. Vehb, Medine'ye geldi; Hz. Resûlullah'ın huzuruna çıkarak, görüp duyduklarını bir bir anlattı. Haris'in, elçisine ve mektubuna karşı takındığı menfî muameleyi öğrenen Resûl-i Kibriya, "Saltanatı yok olsun!"559 diye ona beddua etti. Aradan fazla bir zaman geçmeden, Hicret'in 8. yılında, bu bedduanın tesiriyle Haris dünyadan kâfir olarak göçüp gitti ve Gassanî saltanatı Cebele b. Eyhem'e geçti. O ise, Gassanî saltanatının son hükümdarı oldu.560 YEMAME EMÎRİNİN İSLÂM'A DAVET EDİLMESİ Yemame Hükümdarı Hevze b. Ali, Hıristiyandı. Peygamber Efendimiz, Hicret'in 7. senesi Muharrem ayında bu hükümdarı da İslâmiyete davet etmek üzere Salit bin Amr'ı vazifelendirdi ve yazdığı bir mektupla onu Yemame'ye gönderdi.561 Mektubu alan Salit b. Amr, durup dinlenmeden yol alarak hükümdarın yanına vardı ve Efendimizin mektubunu ona verdi. Mektubu okutunca, Resûl-i Ekrem'in kendisine şöyle hitab ettiğini gördü: "Bismillahirrahmânirrahîm! "Allah'ın Resulü Muhammed'den, Hevze b. Ali'ye!.. "Doğru yolda gidenlere selâm olsun! "Şunu iyi bilmelisin ki, benim dinim yakında dünyanın en uzak ufuklarına kadar parlayacaktır! Binâenaleyh, ey Hevze, sen de Müslüman ol ki, selâmete eresin! Ben de, hükmün altındaki memleketin idaresini sana bırakayım!"562 Hevze, bu daveti kabul edemeyeceğini nâzik bir üslûbla ifade etti. Ancak, Salit (r.a.), bu hareketinin yanlış olduğunu söyleyerek onu davete icabete çağırdı. Fakat, Hevze, saadet dairesinden uzak kaldı. Şüphesiz, bu uzak kalışta saltanatta kalma arzusu büyük rol oynuyordu. Bunu, kendisi de, bizzat bir Hıristiyan büyüğüne şöyle ifade etmişti: "Ben, kavmimin hükümdarı bulunuyorum; ona tâbi olaydım, o takdirde hükümdarlık yapmayacaktım!"563 Bununla birlikte Hevze, Peygamber Efendimize verilmek üzere, bir mektupla birtakım hediyeleri elçi Hz. Salit vasıtasıyla gönderdi. Peygamberimizin Hevze 'ye Bedduası Salit b. Amr (r.a.), Medine'ye dönerek, Resûl-i Ekrem Efendimizin huzuruna vardı. Olup bitenleri anlattıktan sonra, Hevze'nin gönderdiği mektubu Efendimize verdi. Hevze, mektubunda, Efendimize şöyle diyordu: "Davet ettiğin şey çok iyi, çok güzel! Ben, kavmimin hatibi ve şâiriyim! Araplar da benim kavmimden korkarlar! Bana, işinden bazı salâhiyetler ver de sana tâbi olayım!"564 Resûl-i Ekrem Efendimiz, bu yersiz teklif için, "Yerdeki bir hurma koruğunu bile istese, ona vermem!" buyurduktan sonra, kendisine tâbi onca insanın hidâyetine de mâni olduğundan dolayı Hevze'ye, "Elindeki her şey yok olsun!" diye beddua etti.565 Bu tarihten bir yıl sonra Cebrail (a.s.) gelip, Efendimize, Hevze'nin kâfir olarak öldüğünü haber verdi.566 Böylece, Resûl-i Ekrem Efendimiz, gönderdiği elçiler ve davet mektupları ile, cihanşümul İslâm dâvasını o zamanın bütün devlet reislerine bildirmiş, İslâm'ın sesini bütün dünyaya duyurmuş oluyordu. Bu davete, o zamanın iki büyük devleti olan Habeşistan ve Bizans hükümdarlarının cevabı gayet müsbet geliyordu. Hattâ, Necâşî, İslâm'la şereflendi. Heraklius ise, Peygamberimizin hak peygamber olduğunu anladığı hâlde sâdece dünya saltanatı için îman etmekten çekiniyordu. Aynı şekilde, Mısır Hükümdarı Mukavkıs da, Hz. Resûlullah'ın elçisini ve mektubunu gayet iyi karşılıyor ve müsbet cevapta bulunuyordu. Bu davete muhatab olan Yemame Hükümdarı Hevze b. Ali de, Hz. Resûlullah'ın elçisine gayet iyi muamelede bulunuyor ve daveti nâzik bir üslûbla kabul etmediğini belirtiyordu. Geri kalan iki kişi ise, bu davete, menfî cevapta bulunuyordu. Hattâ, bunlardan biri olan İran Kisrâsı, küstahça Peygamberimizin mektubunu yırtıyordu. Diğer biri olan Gassan Hükümdarı Haris b. Ebî Şimr ise, haddini aşarak Efendimizin davet mektubunu yere atıyordu. -------------------------------------------------------------------------------- 553 İbn-i Hişam, Sîre, c. 4, s. 254; ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 261. 554 İbn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 261; Halebî, Insanû'l-Uyûn, c. 3, s. 305 555 Ibn-i Kayyim, Zâdû'l-Maad, c. 3, s. 72; Halebî, A.g.e., c. 3, s. 304. 556 ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 261; Halebî, A.g.e., c. 3, s. 305. 557 Halebî, A.g.e., c. 3, s. 305. 558 ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 261; Halebî, A.g.e., c. 3, s. 305 559 İbn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 261; Halebî, A.g.e., c. 3, s. 305. 560 ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 261; Halebî, A.g.e., c. 2, s. 43. 561 ibn-i Hişam, Sîre, c. 4, s. 254. 562 ibn-i Kayyim, Zâdû'l-Maacl, c. 3, s. 74; Halebî, Insanû'l-Uyûn, c. 3, s. 303. 563 Ibn-i Seyyid, Uyûnû'l-Eser, c. 2, s. 270. 564 ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 262; Halebî, Insanû'I-Uyûn, c. 3, s. 303. 565 Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 262; Ibn-i Kayyım, Zâdû'l-Maad, c. 3, s. 74;Halebî, A.g.e., c. 3, s. 303. 566 Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 262; Ibn-i Seyyid, A.g.e., c. 2, s. 270. [/FONT][/SIZE][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günde beş vakit kıldığımız nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Efendimiz (s.a.v)'i Tanıyalım
Gassan Hükümdarı ve Yemame Emiri'nin İslam'a Davet Edilmesi.
Üst
Alt