Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
İlmihal/Fıkıh
Fıkıh nedir
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Turab" data-source="post: 5427" data-attributes="member: 2"><p>fıkıh nedir, fıkıh ne anlama gelir, ilmihal nedemek, fıkıh nedemek</p><p></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Courier New'">"FIKIH" Arapça "fe-ku-he" maddesinden gelir. Sözlük anlamı ile "bir şeyi iyi kavramak, anlayışlı olmak, bilmek" demektir. Bu açıdan "ilim"den biraz farklıdır. "İlim" nasıl olursa olsun bilmek, "fıkıh" ise, işin esprisini kavramak, inceden inceye bilmek, demektir. <span style="color: Red">"Fıkıh" sonradan şeriat ilimlerini (Kitap ve Sünneti) bilmeye ad olmuştur. </span><span style="color: Green">Daha sonra da hüküm isteyen furû mes'elelerine ve onları bilmeye denmiştir.</span> Rasûlullah (sav) döneminde "fıkıh", bugünkü tahsîsî (spesifik) anlamında değildi. Meselâ o: "Allah kime hâyir dilerse onu dinde fakîh kılar", "İnsanlar madenler gibidirler. Cahiliyette seçkin olanları, fıkhettikleri takdirde Islâm'da da seçkin olanlardır." Ibn Abbas için: "Allah'ım, onu dinde "fakîh" kıl ve ona Kur'ân'ın te'vilini öğret" buyururlarken "fıkhı", hep bu genel anlamda, yani iyice anlama ve kavrama anlamında kullanmıştır. Fıkıh, tabiin dönemine kadar bu anlamda kullanılmış olacak ki, İmam-i Azam onu: "Kişinin lehine ve aleyhine olan şeyleri bilmesidir" diye tarif etmiş ve itikad esaslarından bahseden eserine "el-Fıkhu'l-Ekber" yanî, iyi anlaşılması gereken en önemli mes'eleler adını vermiştir. Daha sonra, ilimlerin çok detaylı ihtisas dallarına ayrılmasıyla da fıkıh, "şer'î ve amelî mes'eleleri bilmektir" diye tanımlanmıştır.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Courier New'"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Courier New'">Her ne olursa olsun, fıkıhla ilgisi olmayan bir müslüman düşünülemez. İşte bu mulahaza ile bizler "fıkıh" penceresini biraz aralayacak ve onun genellikle tahsîsî anlamıyla, günübirlik mes'elelerimize çare arayacağız. Şimdilik yapacağımız sadece nakil anlamında fıkıhtır. Yani bizler şu anda, fıkıhla meşgul olduğumuz için mecazî manâda fakihiz. Halimize, şu ana kadar aldığımız yola, yapılması gerekenlere göre yaptıklarımıza baktığımızda hakiki anlamda fakîh, yani müctehid olamayacağımızdan korkuyoruz. Ama Allah'ın lütfûnu, bize: "Ya Rab, bizi muttakilere imam kıl" diye dua öğretmesini ve O'nun sonsuz hazinesini düşündükçe yani olana değil, oldurana baktıkça da bunun zor olmadığını görüyoruz ve istiyoruz.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Courier New'"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Courier New'">İşin diğer yönüne gelince:</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Courier New'"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Courier New'">"Fetvaya en cüretkâr olanınız ateşe de en cüretkâr olanınızdır" hadîs-i şerifini biliyoruz. Bu cüretkârlığı göze alamayız. Onun için yazacaklarımız terim anlamıyla "fetva" olmayacaktır. Çünkü gerçek anlamı ile "fetva" "müftî"nin işidir. Müftî ise müctehid olmalıdır. Biz şimdilik müctehid olmadığımıza göre yapacağımız işe de "fetva" vermek değil, fıkıhtan verilmiş fetvalardan aktarmalarla güncel meselelerimize çareler teklif etmek olacaktır. Şimdilik müctehid değiliz, dememiz iddiali olarak karşılanmamalıdır. Çünkü biz bunu söylerken kendimizi değil, işaret ettiğimiz gibi verecek olanı düşünerek söylüyoruz. O'nun vergisine sınır getirme hakkına sahip değiliz.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Courier New'"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Courier New'"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Courier New'"></span></strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Turab, post: 5427, member: 2"] fıkıh nedir, fıkıh ne anlama gelir, ilmihal nedemek, fıkıh nedemek [SIZE=4][B][FONT=Courier New]"FIKIH" Arapça "fe-ku-he" maddesinden gelir. Sözlük anlamı ile "bir şeyi iyi kavramak, anlayışlı olmak, bilmek" demektir. Bu açıdan "ilim"den biraz farklıdır. "İlim" nasıl olursa olsun bilmek, "fıkıh" ise, işin esprisini kavramak, inceden inceye bilmek, demektir. [COLOR=Red]"Fıkıh" sonradan şeriat ilimlerini (Kitap ve Sünneti) bilmeye ad olmuştur. [/COLOR][COLOR=Green]Daha sonra da hüküm isteyen furû mes'elelerine ve onları bilmeye denmiştir.[/COLOR] Rasûlullah (sav) döneminde "fıkıh", bugünkü tahsîsî (spesifik) anlamında değildi. Meselâ o: "Allah kime hâyir dilerse onu dinde fakîh kılar", "İnsanlar madenler gibidirler. Cahiliyette seçkin olanları, fıkhettikleri takdirde Islâm'da da seçkin olanlardır." Ibn Abbas için: "Allah'ım, onu dinde "fakîh" kıl ve ona Kur'ân'ın te'vilini öğret" buyururlarken "fıkhı", hep bu genel anlamda, yani iyice anlama ve kavrama anlamında kullanmıştır. Fıkıh, tabiin dönemine kadar bu anlamda kullanılmış olacak ki, İmam-i Azam onu: "Kişinin lehine ve aleyhine olan şeyleri bilmesidir" diye tarif etmiş ve itikad esaslarından bahseden eserine "el-Fıkhu'l-Ekber" yanî, iyi anlaşılması gereken en önemli mes'eleler adını vermiştir. Daha sonra, ilimlerin çok detaylı ihtisas dallarına ayrılmasıyla da fıkıh, "şer'î ve amelî mes'eleleri bilmektir" diye tanımlanmıştır. Her ne olursa olsun, fıkıhla ilgisi olmayan bir müslüman düşünülemez. İşte bu mulahaza ile bizler "fıkıh" penceresini biraz aralayacak ve onun genellikle tahsîsî anlamıyla, günübirlik mes'elelerimize çare arayacağız. Şimdilik yapacağımız sadece nakil anlamında fıkıhtır. Yani bizler şu anda, fıkıhla meşgul olduğumuz için mecazî manâda fakihiz. Halimize, şu ana kadar aldığımız yola, yapılması gerekenlere göre yaptıklarımıza baktığımızda hakiki anlamda fakîh, yani müctehid olamayacağımızdan korkuyoruz. Ama Allah'ın lütfûnu, bize: "Ya Rab, bizi muttakilere imam kıl" diye dua öğretmesini ve O'nun sonsuz hazinesini düşündükçe yani olana değil, oldurana baktıkça da bunun zor olmadığını görüyoruz ve istiyoruz. İşin diğer yönüne gelince: "Fetvaya en cüretkâr olanınız ateşe de en cüretkâr olanınızdır" hadîs-i şerifini biliyoruz. Bu cüretkârlığı göze alamayız. Onun için yazacaklarımız terim anlamıyla "fetva" olmayacaktır. Çünkü gerçek anlamı ile "fetva" "müftî"nin işidir. Müftî ise müctehid olmalıdır. Biz şimdilik müctehid olmadığımıza göre yapacağımız işe de "fetva" vermek değil, fıkıhtan verilmiş fetvalardan aktarmalarla güncel meselelerimize çareler teklif etmek olacaktır. Şimdilik müctehid değiliz, dememiz iddiali olarak karşılanmamalıdır. Çünkü biz bunu söylerken kendimizi değil, işaret ettiğimiz gibi verecek olanı düşünerek söylüyoruz. O'nun vergisine sınır getirme hakkına sahip değiliz. [/FONT][/B][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
İlmihal/Fıkıh
Fıkıh nedir
Üst
Alt