Konuya cevap cer

Mesaj

<blockquote data-quote="Elifgül" data-source="post: 48823" data-attributes="member: 1043">Hedefi ve gayesi olmayan izdivaçlar, niyetsiz ameller gibi&nbsp; bereketsizdirler. Gaye olmayınca bazen dinine-diyanetine bakılmadan hiç&nbsp; tanınmayan birisiyle sırf boyuna posuna bakılarak evliliğe benzeyen bir&nbsp; araya gelmeler uhrevî derinliğinin olmaması yanında çok defa&nbsp; imtizaçsızlıklar ve geçimsizliklerle sonuçlanır. Hele bir de, Kur'ân'a&nbsp; inanan ve inanmayan, Resûlullah'ı (sallallahu aleyhi ve sellem) tanıyan&nbsp; ve tanımayan iki kişi bir araya gelmişse.. evet, aileler arasında inanma&nbsp; ve inanmama açısından zıt düşünceler söz konusu ise, dinî, fikrî&nbsp; sürtüşmeler kaçınılmaz olur ve telâfisi imkânsız uyuşmazlıklar baş&nbsp; gösterir.&quot;Gayeli izdivaç&quot;, enine-boyuna düşünülerek, hissin&nbsp; yanında aklî-mantıkî olan izdivaçtır. Ve evlenmede &quot;maksat&quot; düşünülerek&nbsp; hareket edildiğinden ailede huzur vardır. Neticesi düşünülmeden ve bir&nbsp; gaye gözetilmeden yapılan evliliklerin neticesinde ise, değişik&nbsp; sıkıntılar söz konusudur. Böyle bir yuvada, aile fertleri sürekli&nbsp; huzursuzluk yaşarlar.Din, bir taraftan evlenmeyi meşrû kılıp onu&nbsp; teşvik ederken diğer taraftan da meseleyi gaye ile sınırlandırmaktadır.&nbsp; Zaten insanın her işinde ve davranışında bir gaye olmalıdır ki, teşebbüs&nbsp; ve atılımlarında da kararlı olabilsin ve o hedefe ulaşmaya çalışsın.&nbsp; Şayet o bir gaye gözetmiyorsa, mesaisini de tanzim edemez ve hiçbir&nbsp; zaman hedefe ulaşamaz. Buna &quot;metod&quot;, &quot;usûl&quot; ya da gayeyi nazara almanız&nbsp; itibarıyla &quot;finalite&quot; de diyebilirsiniz. Şu bir gerçektir ki, hareket ve&nbsp; davranışlarımızda gaye gözetmiyorsak, başarı şansımızı da büyük ölçüde&nbsp; kaybetmiş sayılırız.</blockquote>

[QUOTE="Elifgül, post: 48823, member: 1043"] Hedefi ve gayesi olmayan izdivaçlar, niyetsiz ameller gibi bereketsizdirler. Gaye olmayınca bazen dinine-diyanetine bakılmadan hiç tanınmayan birisiyle sırf boyuna posuna bakılarak evliliğe benzeyen bir araya gelmeler uhrevî derinliğinin olmaması yanında çok defa imtizaçsızlıklar ve geçimsizliklerle sonuçlanır. Hele bir de, Kur'ân'a inanan ve inanmayan, Resûlullah'ı (sallallahu aleyhi ve sellem) tanıyan ve tanımayan iki kişi bir araya gelmişse.. evet, aileler arasında inanma ve inanmama açısından zıt düşünceler söz konusu ise, dinî, fikrî sürtüşmeler kaçınılmaz olur ve telâfisi imkânsız uyuşmazlıklar baş gösterir. "Gayeli izdivaç", enine-boyuna düşünülerek, hissin yanında aklî-mantıkî olan izdivaçtır. Ve evlenmede "maksat" düşünülerek hareket edildiğinden ailede huzur vardır. Neticesi düşünülmeden ve bir gaye gözetilmeden yapılan evliliklerin neticesinde ise, değişik sıkıntılar söz konusudur. Böyle bir yuvada, aile fertleri sürekli huzursuzluk yaşarlar. Din, bir taraftan evlenmeyi meşrû kılıp onu teşvik ederken diğer taraftan da meseleyi gaye ile sınırlandırmaktadır. Zaten insanın her işinde ve davranışında bir gaye olmalıdır ki, teşebbüs ve atılımlarında da kararlı olabilsin ve o hedefe ulaşmaya çalışsın. Şayet o bir gaye gözetmiyorsa, mesaisini de tanzim edemez ve hiçbir zaman hedefe ulaşamaz. Buna "metod", "usûl" ya da gayeyi nazara almanız itibarıyla "finalite" de diyebilirsiniz. Şu bir gerçektir ki, hareket ve davranışlarımızda gaye gözetmiyorsak, başarı şansımızı da büyük ölçüde kaybetmiş sayılırız. [/QUOTE]

Adı

İnsan doğrulaması

Günün ilk namazı hangi namazdır