- Katılım
- 17 Mart 2011
- Mesajlar
- 152
- Tepkime puanı
- 1
“Evlerinizde vakarla oturun (evlerinizi KARARGÂH edinin), ilk cahiliye (kadınları)nın süslerini açığa vurması gibi, siz de süslerinizi açığa vurmayın; namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, ALLAH'a ve elçisine itaat edin. Ey Ehl-i Beyt, gerçekten ALLAH, sizden kiri (günah ve çirkinliği) gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister.
Evlerinizde okunmakta olan ALLAH'ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz ALLAH, latiftir, haberdar olandır.”(Ahzab 33-34)
“Bu ilâhi emir, mü’minlerin annelerinin eve kapanıp dışarı asla çıkmamaları anlamına gelmez. Bu ancak, onların yaşayacakları yerde aslolan mekânın “ev” olduğunu ince bir üslupla işaretlemektedir. Evet ev, meskendir, karargâhtır. Evin haricinde bulunmaları ise istisna nev’indendir, geçicidir. Orada uzun uzadıya kalıp oturmazlar. Bir iş için, ihtiyaç için çıkmışlardır. İhtiyaçları nispetinde kalır, işleri biter bitmez yuvalarına dönerler.
Ev, kadının yeri ve yuvasıdır. Kadın bu yuvada; ALLAH’ın iradesine uygun aslî hüviyet ve hakikati içinde kendini bulur. Çirkinleşmemiş, yoldan sapmamış, batağa batmamış ve Yüce Yaratıcının -onun tabiatına uygun olarak- tayin ettiği vazifenin haricine çıkıp didinip durmamış olarak bulur kendini.
İslâm, aile yuvasına gerekli havayı sağlamak ve içindeki yavruların en iyi vasıfta yetişmelerini temin etmek için geçimi erkeğin omzuna yüklemiştir. Çoluğun çocuğun geçimini temine çalışmak aile reisi olan erkeğe farz kılınmıştır. Henüz tüyü bitmemiş taze yavrularına -kalp huzuru ile, sükûn ve emniyet içinde- bakıp yetiştirmek için çaba sarfetmek, zaman harcamak anneye aittir. Bu imkâna sahip olan anne, evi düzenleyecek, yuvaya güzel koku ve ferahlık getirecektir.”(Fizilâl-il-Kur’an, cilt:12, sf. 24-25)
Evlerinizde okunmakta olan ALLAH'ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz ALLAH, latiftir, haberdar olandır.”(Ahzab 33-34)
“Bu ilâhi emir, mü’minlerin annelerinin eve kapanıp dışarı asla çıkmamaları anlamına gelmez. Bu ancak, onların yaşayacakları yerde aslolan mekânın “ev” olduğunu ince bir üslupla işaretlemektedir. Evet ev, meskendir, karargâhtır. Evin haricinde bulunmaları ise istisna nev’indendir, geçicidir. Orada uzun uzadıya kalıp oturmazlar. Bir iş için, ihtiyaç için çıkmışlardır. İhtiyaçları nispetinde kalır, işleri biter bitmez yuvalarına dönerler.
Ev, kadının yeri ve yuvasıdır. Kadın bu yuvada; ALLAH’ın iradesine uygun aslî hüviyet ve hakikati içinde kendini bulur. Çirkinleşmemiş, yoldan sapmamış, batağa batmamış ve Yüce Yaratıcının -onun tabiatına uygun olarak- tayin ettiği vazifenin haricine çıkıp didinip durmamış olarak bulur kendini.
İslâm, aile yuvasına gerekli havayı sağlamak ve içindeki yavruların en iyi vasıfta yetişmelerini temin etmek için geçimi erkeğin omzuna yüklemiştir. Çoluğun çocuğun geçimini temine çalışmak aile reisi olan erkeğe farz kılınmıştır. Henüz tüyü bitmemiş taze yavrularına -kalp huzuru ile, sükûn ve emniyet içinde- bakıp yetiştirmek için çaba sarfetmek, zaman harcamak anneye aittir. Bu imkâna sahip olan anne, evi düzenleyecek, yuvaya güzel koku ve ferahlık getirecektir.”(Fizilâl-il-Kur’an, cilt:12, sf. 24-25)