Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Allah (c.c)
Esma-ül Hüsna
Esmâ-ül Hüsnâ -Açıklamalı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 2898" data-attributes="member: 3"><p>el-MUHSÎ</p><p>Herşey'in sayısını bir bir bilen</p><p></p><p>İlmi herşey'i ihâta eden ve herşey'in miktarını bilip eksiksiz tastamam sayabilen Allah'dır</p><p></p><p>Allah Teâlâ, herşey'i olduğu gibi görür ve bilir, yani, bütün mevcûdatı toptan bir yığın hâlinde birbirinden seçilmez karışık bir şekilde değil; cinslerini, nev'ilerini, sınıflarını, ferdlerini, zerrelerini birer birer saymış gibi gayet açık görür ve bilir</p><p></p><p></p><p></p><p>el-MÜBDİ'</p><p>Mahlûkatı maddesiz ve örneksiz olarak ilk baştan yaratan</p><p></p><p>Mübdi, bir mânada îcad demektir Muîd ism-i şerîfi de îcad mânasına gelir İcadın bir benzeri daha evvel yaratılmış, meydana getirilmiş ise, iâde; değilse, yani, benzeri, maddesi olmayan yeni bir şey ise ibdâ denir</p><p></p><p></p><p></p><p>el-MUÎD</p><p>Yaratılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratan</p><p></p><p>Herşey mukadder olan ömrünü tamamlayıp öldükten sonra, Allah'tan başka kimse kalmaz, fakat varken yok olan bu insanları âhiret günü Allah Teâlâ diriltip yeniden hayatlandırır, yeniden yaratır Sonra da dünya hayatlarında yaptıkları işlerden hesaba çeker</p><p></p><p></p><p></p><p>el-MUHYÎ</p><p>Hayat veren, can bağışlayan, sağlık veren</p><p></p><p>Allah Teâlâ, cansız maddelere hayat ve can verir</p><p></p><p>Her gün, her saat, her saniye yeryüzünde milyonlarca varlık hayat bulup dünyaya gelmektedir Bütün bunlar, Allah'ın emr ü fermaniyle, yaratmasıyle ve müsaadesiyle olmaktadır Allah yoğu var edip hayat verdiği gibi, ölüyü de tekrar canlandırabilir Buna ihyâ, yani, diriltme denir Hayatı hiç yoktan veren zâtın, ölülere yeniden hayat verip diriltmesi elbette son derece kolaydır</p><p></p><p></p><p></p><p>el-MÜMÎT</p><p>Canlı bir mahlûkun ölümünü yaratan</p><p></p><p>Allah, yarattığı her canlıya muayyen bir ömür takdîr etmiştir Canlı varlıklar için ölüm mukadder ve muhakkaktır Hayatı yaratan Allah olduğu gibi, ölümü yaratan da yine O'dur</p><p></p><p>Ancak bu ölüm, yok oluş, hiçliğe gidiş değil, bil'akis fâni hayattan bâkî hayat geçiştir</p><p></p><p></p><p></p><p>el-HAYY</p><p>Diri; her şey'i bilen ve her şey'e gücü yeten</p><p></p><p>Hayy, diri demektir, bunun zıddına meyyit denir ki, ölü mânasına gelir</p><p></p><p>Allah Teâlâ ölmez, daima hâzır ve nâzırdır Yaşayan mahlûkatın hayatını veren de O'dur O olmasaydı hayattan eser olmazdı O daima fenâdan, zevalden, hatâdan münezzehtir Her an Alîm, her an Habîr, her an Kadîr'dir</p><p></p><p></p><p></p><p>el-KAYYÛM</p><p>Gökleri, yeri, her şey'i ayakta tutan...</p><p></p><p>Kayyûm, kâim'in mübalâğasıdır. "Her şey üzerinde kâim" demektir. Bunun mânası "Bir şey'in kıyâmı, yani, bir varlık sâhibi olarak durabilmesi neye bağlı ise, onu veren" demektir.</p><p></p><p>Allah Teâlâ, her şey'in mukadder olan vaktine kadar durması için sebeblerini ihsân etmiştir. Onun için herşey Hak ile kâimdir.</p><p></p><p></p><p></p><p>el-VÂCİD</p><p>Hiçbir şey'e ihtiyacı olmayan; istediğini, istediği vakit bulan. Kendisi için lüzumlu olan şeylerin hiç birinden mahrum olmayan...</p><p></p><p>Ulûhiyet sıfatları ve bunların kemâli hususunda kendisine gerekli olan herbir şey, şânı yüce olan Allah'ın zâtında mevcuddur.</p><p></p><p></p><p></p><p>el-MÂCİD</p><p>Kadr ü şânı büyük, kerem ve semâhati bol...</p><p></p><p>Allah Teâlâ'nın kendisiyle âşinalığı olan kullarına kerem ve semâhati ifadeye sığmaz, ölçüye gelmez. Meselâ: Onları temiz ahlâk sâhibi olmaya, iyi işler yapmaya muvaffak kılar da, sonra yaptıkları o güzel işleri, hâiz oldukları seçkin vasıfları sebebiyle onları över, sitayişlerde bulunur. Kusurlarını afveder, kötülüklerini mahveder.</p><p></p><p></p><p></p><p>Tek...</p><p></p><p>Zâtında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde, hükümlerinde asla şerîki (ortağı) veya nazîri (benzeri) ve dengi bulunmayan...</p><p></p><p></p><p></p><p>es-SAMED</p><p>Hâcetlerin bitirilmesi, ızdırapların giderilmesi için tek merci', ihtiyaç ve dileklerde kendisine müracaat edilen, arzu ve bütün istekler kendisine sunulan...</p><p></p><p>Allah Teâlâ, her dileğin biricik merciidir. Yerde, gökte bütün hâcet sâhipleri yüzlerini O'na döndürmekte, gönüllerini O'na bağlamakta, el açarak yalvarmalarını O'na arzetmektedirler. Buna lâyık olan da yalnız O'dur.</p><p></p><p></p><p></p><p>el-KÂDİR</p><p>İstediğini, istediği gibi yapmağa gücü yeten</p><p></p><p>Allah Teâlâ, kudretine bir ayna olmak üzere kâinatı yaratmıştır Gök boşluğunun ölçülmesi mümkün olmayan genişliği içinde, akıllara hayret ve dehşet verecek derecede birbirlerine uzak mesafelerde milyarlarca güneşleri yandırmak Fezalarda, sayısı belirsiz âlemleri birbirine çarpmadan koşturmak Bir damla suyun içinde, birbirine temas etmeden hesapsız hayvanatı yüzdürmek Kâdir isminin tecelliyatındandır</p><p></p><p></p><p></p><p>el-MUKTEDİR</p><p>Kuvvet ve kudret sâhipleri üzerinde istediği gibi tasarruf eden...</p><p></p><p>Allah Teâlâ her şey'e karşı mutlak ve ekmel surette Kâdirdir. Her şey'e kâdir olduğu içindir ki, dilediği şey'i yaratır ve isterse onda dilediği kadar kuvvet ve kudret de yaratır.</p><p></p><p></p><p></p><p>el-MUKADDİM</p><p>İstediğini ileri geçiren, öne alan...</p><p></p><p>Allah Teâlâ bütün mahlûkatı yaratmıştır. Fakat, ancak seçtiklerini ileri almıştır. İnsanların bâzısını dince, dünyaca bâzısı üzerine derece derece yükseltmiştir. Fakat bu yükseltme ve seçme, kulların kendi amelleri ile ona lâyık olmaları neticesinde olmuştur.</p><p></p><p></p><p></p><p>el-MUAHHİR</p><p>İstediğini geri koyan, arkaya bırakan...</p><p></p><p>Allah Teâlâ istediğini ileri, istediğini geri aldığı gibi, bâzan da kullarının teşebbüslerini, onların bekledikleri zamanda semerelendirmez, maksadlarını arkaya bırakır. Bunda birçok hikmetleri vardır. Bu hikmetleri araştırmalı, sezmeğe çalışmalıdır.</p><p></p><p></p><p></p><p>el-EVVEL</p><p>Her varlıktan mukaddem olan, başlangıcı olmayan...</p><p></p><p>Allah Teâlâ bütün varlıklar üzerine mukaddem olup kendi varlığının evveli yoktur. Kendisi için asla başlangıç tasavvur olunamaz. Onun için Ona EVVEL demek, "ikincisi var" demek değildir. "Sâbık'ı, yani, kendisinden evvel bir varlık sâhibi yok" demektir.</p><p></p><p></p><p></p><p>el-ÂHİR</p><p>Sonu olmayan...</p><p></p><p>Herşey biter, helâk ve fenaya gider, ancak O kalır. Varlığının sonu yoktur. Evveliyetine bidayet olmadığı gibi, âhiriyetine nihayet yoktur. Onun için Ona "Âhir" demek, "Bir sâbık'ı yani, kendisinden evvel bir varlık sâhibi var" demek değildir. "Bir lâhıkı yok" demektir.</p><p></p><p></p><p></p><p>ez-ZÂHİR</p><p>Âşikâr olan, kat'î delillerle bilinen...</p><p></p><p>Allah Teâlâ'nın varlığı herşeyden âşikârdır. Gözümüzün gördüğü her manzara, kulağımızın işittiği her nağme, elimizin tuttuğu, dilimizin tattığı her şey, fikirlerimizin üzerine çalıştığı her mâna, hâsılı, gerek içimizde, gerek dışımızda şimdiye kadar anlayıp sezebildiğimiz her şey O'nun varlığına, birliğine, kemal sıfatlarına şâhiddir.</p><p></p><p></p><p>el-BÂTIN</p><p></p><p>Allah'ın isimlerinden biri Gizli, yaratıkların gözlerinden gizli olan, görülemeyen anl----- Allah Teâlâ'nın varlığı, hem aşikâr, hem gizlidir Aşikârdır; çünkü varlığını bildiren işleri, nişanları, gözsüzler bile görmüş ve bu eşyanın hakikatler hakikatı yüce varlığa umumi şehadetini, sağırlar bile işitmiştir Gizlidir; çünkü kul, Allah'ı künhüyle bilemez, ama varlığını hisseder Allah'ı tam bir biliş ile tanımak hiçbir mahlûk için mümkün değildir Akıl ve bilgi sonludur, sınırlıdır, ezel ve ebedin bilgisine ulaşamaz</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 2898, member: 3"] el-MUHSÎ Herşey'in sayısını bir bir bilen İlmi herşey'i ihâta eden ve herşey'in miktarını bilip eksiksiz tastamam sayabilen Allah'dır Allah Teâlâ, herşey'i olduğu gibi görür ve bilir, yani, bütün mevcûdatı toptan bir yığın hâlinde birbirinden seçilmez karışık bir şekilde değil; cinslerini, nev'ilerini, sınıflarını, ferdlerini, zerrelerini birer birer saymış gibi gayet açık görür ve bilir el-MÜBDİ' Mahlûkatı maddesiz ve örneksiz olarak ilk baştan yaratan Mübdi, bir mânada îcad demektir Muîd ism-i şerîfi de îcad mânasına gelir İcadın bir benzeri daha evvel yaratılmış, meydana getirilmiş ise, iâde; değilse, yani, benzeri, maddesi olmayan yeni bir şey ise ibdâ denir el-MUÎD Yaratılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratan Herşey mukadder olan ömrünü tamamlayıp öldükten sonra, Allah'tan başka kimse kalmaz, fakat varken yok olan bu insanları âhiret günü Allah Teâlâ diriltip yeniden hayatlandırır, yeniden yaratır Sonra da dünya hayatlarında yaptıkları işlerden hesaba çeker el-MUHYÎ Hayat veren, can bağışlayan, sağlık veren Allah Teâlâ, cansız maddelere hayat ve can verir Her gün, her saat, her saniye yeryüzünde milyonlarca varlık hayat bulup dünyaya gelmektedir Bütün bunlar, Allah'ın emr ü fermaniyle, yaratmasıyle ve müsaadesiyle olmaktadır Allah yoğu var edip hayat verdiği gibi, ölüyü de tekrar canlandırabilir Buna ihyâ, yani, diriltme denir Hayatı hiç yoktan veren zâtın, ölülere yeniden hayat verip diriltmesi elbette son derece kolaydır el-MÜMÎT Canlı bir mahlûkun ölümünü yaratan Allah, yarattığı her canlıya muayyen bir ömür takdîr etmiştir Canlı varlıklar için ölüm mukadder ve muhakkaktır Hayatı yaratan Allah olduğu gibi, ölümü yaratan da yine O'dur Ancak bu ölüm, yok oluş, hiçliğe gidiş değil, bil'akis fâni hayattan bâkî hayat geçiştir el-HAYY Diri; her şey'i bilen ve her şey'e gücü yeten Hayy, diri demektir, bunun zıddına meyyit denir ki, ölü mânasına gelir Allah Teâlâ ölmez, daima hâzır ve nâzırdır Yaşayan mahlûkatın hayatını veren de O'dur O olmasaydı hayattan eser olmazdı O daima fenâdan, zevalden, hatâdan münezzehtir Her an Alîm, her an Habîr, her an Kadîr'dir el-KAYYÛM Gökleri, yeri, her şey'i ayakta tutan... Kayyûm, kâim'in mübalâğasıdır. "Her şey üzerinde kâim" demektir. Bunun mânası "Bir şey'in kıyâmı, yani, bir varlık sâhibi olarak durabilmesi neye bağlı ise, onu veren" demektir. Allah Teâlâ, her şey'in mukadder olan vaktine kadar durması için sebeblerini ihsân etmiştir. Onun için herşey Hak ile kâimdir. el-VÂCİD Hiçbir şey'e ihtiyacı olmayan; istediğini, istediği vakit bulan. Kendisi için lüzumlu olan şeylerin hiç birinden mahrum olmayan... Ulûhiyet sıfatları ve bunların kemâli hususunda kendisine gerekli olan herbir şey, şânı yüce olan Allah'ın zâtında mevcuddur. el-MÂCİD Kadr ü şânı büyük, kerem ve semâhati bol... Allah Teâlâ'nın kendisiyle âşinalığı olan kullarına kerem ve semâhati ifadeye sığmaz, ölçüye gelmez. Meselâ: Onları temiz ahlâk sâhibi olmaya, iyi işler yapmaya muvaffak kılar da, sonra yaptıkları o güzel işleri, hâiz oldukları seçkin vasıfları sebebiyle onları över, sitayişlerde bulunur. Kusurlarını afveder, kötülüklerini mahveder. Tek... Zâtında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde, hükümlerinde asla şerîki (ortağı) veya nazîri (benzeri) ve dengi bulunmayan... es-SAMED Hâcetlerin bitirilmesi, ızdırapların giderilmesi için tek merci', ihtiyaç ve dileklerde kendisine müracaat edilen, arzu ve bütün istekler kendisine sunulan... Allah Teâlâ, her dileğin biricik merciidir. Yerde, gökte bütün hâcet sâhipleri yüzlerini O'na döndürmekte, gönüllerini O'na bağlamakta, el açarak yalvarmalarını O'na arzetmektedirler. Buna lâyık olan da yalnız O'dur. el-KÂDİR İstediğini, istediği gibi yapmağa gücü yeten Allah Teâlâ, kudretine bir ayna olmak üzere kâinatı yaratmıştır Gök boşluğunun ölçülmesi mümkün olmayan genişliği içinde, akıllara hayret ve dehşet verecek derecede birbirlerine uzak mesafelerde milyarlarca güneşleri yandırmak Fezalarda, sayısı belirsiz âlemleri birbirine çarpmadan koşturmak Bir damla suyun içinde, birbirine temas etmeden hesapsız hayvanatı yüzdürmek Kâdir isminin tecelliyatındandır el-MUKTEDİR Kuvvet ve kudret sâhipleri üzerinde istediği gibi tasarruf eden... Allah Teâlâ her şey'e karşı mutlak ve ekmel surette Kâdirdir. Her şey'e kâdir olduğu içindir ki, dilediği şey'i yaratır ve isterse onda dilediği kadar kuvvet ve kudret de yaratır. el-MUKADDİM İstediğini ileri geçiren, öne alan... Allah Teâlâ bütün mahlûkatı yaratmıştır. Fakat, ancak seçtiklerini ileri almıştır. İnsanların bâzısını dince, dünyaca bâzısı üzerine derece derece yükseltmiştir. Fakat bu yükseltme ve seçme, kulların kendi amelleri ile ona lâyık olmaları neticesinde olmuştur. el-MUAHHİR İstediğini geri koyan, arkaya bırakan... Allah Teâlâ istediğini ileri, istediğini geri aldığı gibi, bâzan da kullarının teşebbüslerini, onların bekledikleri zamanda semerelendirmez, maksadlarını arkaya bırakır. Bunda birçok hikmetleri vardır. Bu hikmetleri araştırmalı, sezmeğe çalışmalıdır. el-EVVEL Her varlıktan mukaddem olan, başlangıcı olmayan... Allah Teâlâ bütün varlıklar üzerine mukaddem olup kendi varlığının evveli yoktur. Kendisi için asla başlangıç tasavvur olunamaz. Onun için Ona EVVEL demek, "ikincisi var" demek değildir. "Sâbık'ı, yani, kendisinden evvel bir varlık sâhibi yok" demektir. el-ÂHİR Sonu olmayan... Herşey biter, helâk ve fenaya gider, ancak O kalır. Varlığının sonu yoktur. Evveliyetine bidayet olmadığı gibi, âhiriyetine nihayet yoktur. Onun için Ona "Âhir" demek, "Bir sâbık'ı yani, kendisinden evvel bir varlık sâhibi var" demek değildir. "Bir lâhıkı yok" demektir. ez-ZÂHİR Âşikâr olan, kat'î delillerle bilinen... Allah Teâlâ'nın varlığı herşeyden âşikârdır. Gözümüzün gördüğü her manzara, kulağımızın işittiği her nağme, elimizin tuttuğu, dilimizin tattığı her şey, fikirlerimizin üzerine çalıştığı her mâna, hâsılı, gerek içimizde, gerek dışımızda şimdiye kadar anlayıp sezebildiğimiz her şey O'nun varlığına, birliğine, kemal sıfatlarına şâhiddir. el-BÂTIN Allah'ın isimlerinden biri Gizli, yaratıkların gözlerinden gizli olan, görülemeyen anl----- Allah Teâlâ'nın varlığı, hem aşikâr, hem gizlidir Aşikârdır; çünkü varlığını bildiren işleri, nişanları, gözsüzler bile görmüş ve bu eşyanın hakikatler hakikatı yüce varlığa umumi şehadetini, sağırlar bile işitmiştir Gizlidir; çünkü kul, Allah'ı künhüyle bilemez, ama varlığını hisseder Allah'ı tam bir biliş ile tanımak hiçbir mahlûk için mümkün değildir Akıl ve bilgi sonludur, sınırlıdır, ezel ve ebedin bilgisine ulaşamaz [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Allah (c.c)
Esma-ül Hüsna
Esmâ-ül Hüsnâ -Açıklamalı
Üst
Alt