Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Sahabe,Tabiin ve Evliyalar
Eshâbı Kirâm
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 2361" data-attributes="member: 3"><p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>Peygamber Efendimizi hayatta iken ve peygamber olarak bir ân gören, eğer âmâ ise bir ân konuşan mü’mine “Sahâbî” denir. Birkaç tânesine (çoğuluna) “Eshâb” veya “Sahâbe” denir. Hürmet olarak Eshâb-ı kirâm denir. Peygamberimizi, kâfir iken görüp de, Resûlullah’ın vefâtından sonra îmâna gelen veya Müslüman iken, sonra mürted olan ya’nî Müslümanlıktan çıkan sahâbî olamaz.</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>Zaten Peygamber Efendimiz, Eshâbından hiçbirinin sonradan kâfir olmıyacağını, ya’nî Müslümanlıktan çıkmıyacağını, hepsinin Cennete gideceklerini haber verdi.</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>Ehl-i Sünnet âlimleri, Eshâb-ı Kirâmı üçe ayırmıştır:</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>1. Muhâcirler: Mekke şehri alınmadan önce, Mekke’den veya başka yerlerden, vatanlarını, yakınlarını terk ederek, Medîne şehrine hicret edenlerdir.</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>2. Ensâr: Peygamber Efendimize ve Muhâcirlere her türlü yardımda ve fedâkârlıkta bulunacaklarına söz veren Medîne şehrinde veya bu şehre yakın yerlerde bulunan Müslümanlardır.</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>3. Diğer Eshâb-ı Kirâm: Mekke şehri alındığı zaman ve daha sonra Mekke’de veya başka yerlerde îmâna gelenlerdir.</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>Eshâb-ı Kirâmın en üstünleri, Resûlullah (sav.)’in dört halîfesidir. Bu dört halifeden başka ayrıca Cennet ile müjdelenmiş olan Talhâ, Zübeyr bin Avvâm, Abdurrahmân bin Avf, Sa’d bin Ebî Vakkâs, Saîd bin Zeyd, Ebû Ubeyde bin Cerrâh, ve Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’dir.</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>Eshâb-ı Kirâmın adedi: Mekke’nin fethinde on bin, Tebük Gazâsında yetmiş bin, Vedâ Haccında doksan bin ve Resûlullah Efendimiz vefât ettiği zaman yeryüzünde yüz yirmi dört binden fazla sahâbî vardı. Bu konuda başka rivâyetler de vardır.</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>Allahü Teâlâ, Eshâb-ı Kirâmdan râzı olduğunu, onları sevdiğini Kur’ân-ı Kerîmde bildiriyor ve meâlen:</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>- “Allah onlardan râzı, onlar da Allahtan râzıdır” ve:</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>- “Hepsine hüsnâyı, Cenneti va’dettik”, buyuruluyor. Allahü Teâlânın sıfatları ebedîdir, sonsuzdur. Bu bakımdan Eshâb-ı Kirâmdan râzı olması da sonsuzdur.Bunun için bu mübârek insanlardan bahsederken sıradan bir insandan bahseder gibi konuşmamalıdır. Her zaman edebli, terbiyeli olmalıdır.</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>Peygamber Efendimizi sevenin, O’nun Ehl-i beytini ve Eshâbını, ya’nî arkadaşlarını da sevmesi lâzımdır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>- Sırât köprüsünden ayakları kaymadan geçenler, Ehl-i beytimi ve Eshâbımı çok sevenlerdir.</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>- Eshâbıma dil uzatmakta, Allahü Teâlâ’dan korkunuz! Benden sonra onları kötü niyetlerinize hedef tutmayınız! Nefsinize uyup, kin bağlamayınız! Onları sevenler, beni sevdikleri için severler. Onları sevmiyenler, beni sevmedikleri için sevmezler. Onlara el ile, dil ile eziyet edenler, onları gücendirenler, Allahü teâlâya eziyet etmiş olurlar ki, bunun da muâhezesi, ibret cezâsı gecikmez, verilir.</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>- Allahü Teâlânın, meleklerin ve bütün insanların la’neti, Eshâbıma kötü söz söyliyenin, üzerine olsun! Kıyâmette Allahü Teâlâ, böyle kimselerin farzlarını da, nâfile ibâdetlerini de kabûl etmez!</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>- Kıyâmette, insanların hepsinin kurtulma ümidi vardır. Eshâbıma söğenler bunlardan müstesnâdır. Onlara kıyâmet halkı da la’net eder.</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>Eshâb-ı Kirâm, seçilmiş insanlardı. Üstünlükleri diğer ümmetlerden çok fazlaydı. Meselâ, Hz. Ebû Bekir, Peygamberlerden sonra insanların en üstünü idi. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>- Allahü Teâlâ, beni bütün insanlar arasından ayırıp seçti. Bana eshâb ve akrabâ olarak en iyi insanları seçti. Bunlardan sonra, birçok kimse gelir ki, eshâbıma ve akrabâma dil uzatırlar. Onlara yakışmıyan iftirâlar söyliyerek, kötülemeye uğraşırlar. Böyle kimselerle oturmayınız! Birlikte yiyip içmeyiniz! Bunlardan kız alıp vermeyiniz.</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"><strong>Eshâb-ı Kirâmın herbirinin ismini hürmetle, saygı ile söylemelidir. Birinin adı söylenince “Radıyallahü anh = Allah ondan râzı olsun” denir. İkisi için “Radıyallahü Anhümâ = Allahü Teâlâ o ikisinden râzı olsun” Birkaçı veya hepsi söylenince “Rıdvânullahi Teâlâ Aleyhim Ecmaîn” veya kısaca “radıyallahü anhüm = Allah onların hepsinden râzı olsun” denir. </strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 2361, member: 3"] [INDENT][SIZE=3][B]Peygamber Efendimizi hayatta iken ve peygamber olarak bir ân gören, eğer âmâ ise bir ân konuşan mü’mine “Sahâbî” denir. Birkaç tânesine (çoğuluna) “Eshâb” veya “Sahâbe” denir. Hürmet olarak Eshâb-ı kirâm denir. Peygamberimizi, kâfir iken görüp de, Resûlullah’ın vefâtından sonra îmâna gelen veya Müslüman iken, sonra mürted olan ya’nî Müslümanlıktan çıkan sahâbî olamaz.[/B][/SIZE] [SIZE=3][B]Zaten Peygamber Efendimiz, Eshâbından hiçbirinin sonradan kâfir olmıyacağını, ya’nî Müslümanlıktan çıkmıyacağını, hepsinin Cennete gideceklerini haber verdi.[/B][/SIZE] [SIZE=3][B]Ehl-i Sünnet âlimleri, Eshâb-ı Kirâmı üçe ayırmıştır:[/B][/SIZE] [SIZE=3][B]1. Muhâcirler: Mekke şehri alınmadan önce, Mekke’den veya başka yerlerden, vatanlarını, yakınlarını terk ederek, Medîne şehrine hicret edenlerdir.[/B][/SIZE] [SIZE=3][B]2. Ensâr: Peygamber Efendimize ve Muhâcirlere her türlü yardımda ve fedâkârlıkta bulunacaklarına söz veren Medîne şehrinde veya bu şehre yakın yerlerde bulunan Müslümanlardır.[/B][/SIZE] [SIZE=3][B]3. Diğer Eshâb-ı Kirâm: Mekke şehri alındığı zaman ve daha sonra Mekke’de veya başka yerlerde îmâna gelenlerdir.[/B][/SIZE] [SIZE=3][B]Eshâb-ı Kirâmın en üstünleri, Resûlullah (sav.)’in dört halîfesidir. Bu dört halifeden başka ayrıca Cennet ile müjdelenmiş olan Talhâ, Zübeyr bin Avvâm, Abdurrahmân bin Avf, Sa’d bin Ebî Vakkâs, Saîd bin Zeyd, Ebû Ubeyde bin Cerrâh, ve Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’dir.[/B][/SIZE] [SIZE=3][B]Eshâb-ı Kirâmın adedi: Mekke’nin fethinde on bin, Tebük Gazâsında yetmiş bin, Vedâ Haccında doksan bin ve Resûlullah Efendimiz vefât ettiği zaman yeryüzünde yüz yirmi dört binden fazla sahâbî vardı. Bu konuda başka rivâyetler de vardır.[/B][/SIZE] [SIZE=3][B]Allahü Teâlâ, Eshâb-ı Kirâmdan râzı olduğunu, onları sevdiğini Kur’ân-ı Kerîmde bildiriyor ve meâlen:[/B][/SIZE] [SIZE=3][B]- “Allah onlardan râzı, onlar da Allahtan râzıdır” ve:[/B][/SIZE] [SIZE=3][B]- “Hepsine hüsnâyı, Cenneti va’dettik”, buyuruluyor. Allahü Teâlânın sıfatları ebedîdir, sonsuzdur. Bu bakımdan Eshâb-ı Kirâmdan râzı olması da sonsuzdur.Bunun için bu mübârek insanlardan bahsederken sıradan bir insandan bahseder gibi konuşmamalıdır. Her zaman edebli, terbiyeli olmalıdır.[/B][/SIZE] [SIZE=3][B]Peygamber Efendimizi sevenin, O’nun Ehl-i beytini ve Eshâbını, ya’nî arkadaşlarını da sevmesi lâzımdır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:[/B][/SIZE] [SIZE=3][B]- Sırât köprüsünden ayakları kaymadan geçenler, Ehl-i beytimi ve Eshâbımı çok sevenlerdir.[/B][/SIZE] [SIZE=3][B]- Eshâbıma dil uzatmakta, Allahü Teâlâ’dan korkunuz! Benden sonra onları kötü niyetlerinize hedef tutmayınız! Nefsinize uyup, kin bağlamayınız! Onları sevenler, beni sevdikleri için severler. Onları sevmiyenler, beni sevmedikleri için sevmezler. Onlara el ile, dil ile eziyet edenler, onları gücendirenler, Allahü teâlâya eziyet etmiş olurlar ki, bunun da muâhezesi, ibret cezâsı gecikmez, verilir.[/B][/SIZE] [SIZE=3][B]- Allahü Teâlânın, meleklerin ve bütün insanların la’neti, Eshâbıma kötü söz söyliyenin, üzerine olsun! Kıyâmette Allahü Teâlâ, böyle kimselerin farzlarını da, nâfile ibâdetlerini de kabûl etmez![/B][/SIZE] [SIZE=3][B]- Kıyâmette, insanların hepsinin kurtulma ümidi vardır. Eshâbıma söğenler bunlardan müstesnâdır. Onlara kıyâmet halkı da la’net eder.[/B][/SIZE] [SIZE=3][B]Eshâb-ı Kirâm, seçilmiş insanlardı. Üstünlükleri diğer ümmetlerden çok fazlaydı. Meselâ, Hz. Ebû Bekir, Peygamberlerden sonra insanların en üstünü idi. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:[/B][/SIZE] [SIZE=3][B]- Allahü Teâlâ, beni bütün insanlar arasından ayırıp seçti. Bana eshâb ve akrabâ olarak en iyi insanları seçti. Bunlardan sonra, birçok kimse gelir ki, eshâbıma ve akrabâma dil uzatırlar. Onlara yakışmıyan iftirâlar söyliyerek, kötülemeye uğraşırlar. Böyle kimselerle oturmayınız! Birlikte yiyip içmeyiniz! Bunlardan kız alıp vermeyiniz.[/B][/SIZE] [SIZE=3][B]Eshâb-ı Kirâmın herbirinin ismini hürmetle, saygı ile söylemelidir. Birinin adı söylenince “Radıyallahü anh = Allah ondan râzı olsun” denir. İkisi için “Radıyallahü Anhümâ = Allahü Teâlâ o ikisinden râzı olsun” Birkaçı veya hepsi söylenince “Rıdvânullahi Teâlâ Aleyhim Ecmaîn” veya kısaca “radıyallahü anhüm = Allah onların hepsinden râzı olsun” denir. [/B][/SIZE] [/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günde beş vakit kıldığımız nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Sahabe,Tabiin ve Evliyalar
Eshâbı Kirâm
Üst
Alt