- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
ERVÂH:
Ruhlar. (Bkz. Rûh)
ESAHH:
En sahîh, en sıhhatli, en doğru olan. Bir mes'elenin hükmü hakkında müctehid âlimlerin kavillerinden (sözlerinden, ictihadlarından) en doğru olanı. "Esahh" sözü, "sahîh, doğru" sözünden daha kuvvetlidir.
Bir müctehidden bir iş hakkında iki kavil (söz) bildirilip, birisinde "o esahhdır", diğerinde ise "o sahîhdir" şeklinde söylenmiş ise, fetvâ (cevâb) esahh kavle göre verilir. (İbn-i Âbidîn)
İki ayrı imâmdan (müctehid âlimden) kaviller (ictihadlar, fetvâlar) bildirilir ve sonunda da: "Bu ikinci birinciden esahhdır." denirse, esahh kavle göre fetvâ verilir. (Allâme Kâsım)
İki ayrı imâm (müctehid âlim) ikisi de bir mes'elede "esahh" veya "sahîh" demişlerse ve ikisi de aynı tabakadan yâni ilim bakımından aynı derecede iseler, müftî (fetvâ veren âlim) istediği ile fetvâ verebilir. (İbn-i Âbidîn)
Dişlerin arasında veya diş çukurunda bulunan şey, gusül abdestine zarar vermez diye fetvâ veren varsa da, bu şey katı olup, altına su geçmez ise, gusül abdesti câiz olmaz. Yâni gusül abdesti olmaz. Esahh olan da budur. (İbn-i Âbidîn)
ESBÂB-I NÜZÛL:
Kur'ân-ı kerîm âyetlerinin, Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimize indiriliş sebebleri.
Tefsîr yapabilmek (kelâm-ı ilâhîden murâd-ı ilâhîyi, yâni Allahü teâlânın âyet-i kerîmede ne buyurmak istediğini) anlamak için bilinmesi lâzım olan on beş ilimden bir tânesi de esbâb-ı nüzûldür. (Muhammed Hâdimî)
Âyet-i kerîmelerin esbâb-ı nüzûlünü ve bunlarla ilgili hâdiseleri bilmeden tefsîr yapmak mümkün değildir. (Vâhidî)
Esbâb-ı nüzûlün bilinmesi, Kur'ân-ı kerîmin mânâsını anlamada en kuvvetli yoldur. (İbn-i Dakîk-ul-Îyd)
Ruhlar. (Bkz. Rûh)
ESAHH:
En sahîh, en sıhhatli, en doğru olan. Bir mes'elenin hükmü hakkında müctehid âlimlerin kavillerinden (sözlerinden, ictihadlarından) en doğru olanı. "Esahh" sözü, "sahîh, doğru" sözünden daha kuvvetlidir.
Bir müctehidden bir iş hakkında iki kavil (söz) bildirilip, birisinde "o esahhdır", diğerinde ise "o sahîhdir" şeklinde söylenmiş ise, fetvâ (cevâb) esahh kavle göre verilir. (İbn-i Âbidîn)
İki ayrı imâmdan (müctehid âlimden) kaviller (ictihadlar, fetvâlar) bildirilir ve sonunda da: "Bu ikinci birinciden esahhdır." denirse, esahh kavle göre fetvâ verilir. (Allâme Kâsım)
İki ayrı imâm (müctehid âlim) ikisi de bir mes'elede "esahh" veya "sahîh" demişlerse ve ikisi de aynı tabakadan yâni ilim bakımından aynı derecede iseler, müftî (fetvâ veren âlim) istediği ile fetvâ verebilir. (İbn-i Âbidîn)
Dişlerin arasında veya diş çukurunda bulunan şey, gusül abdestine zarar vermez diye fetvâ veren varsa da, bu şey katı olup, altına su geçmez ise, gusül abdesti câiz olmaz. Yâni gusül abdesti olmaz. Esahh olan da budur. (İbn-i Âbidîn)
ESBÂB-I NÜZÛL:
Kur'ân-ı kerîm âyetlerinin, Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimize indiriliş sebebleri.
Tefsîr yapabilmek (kelâm-ı ilâhîden murâd-ı ilâhîyi, yâni Allahü teâlânın âyet-i kerîmede ne buyurmak istediğini) anlamak için bilinmesi lâzım olan on beş ilimden bir tânesi de esbâb-ı nüzûldür. (Muhammed Hâdimî)
Âyet-i kerîmelerin esbâb-ı nüzûlünü ve bunlarla ilgili hâdiseleri bilmeden tefsîr yapmak mümkün değildir. (Vâhidî)
Esbâb-ı nüzûlün bilinmesi, Kur'ân-ı kerîmin mânâsını anlamada en kuvvetli yoldur. (İbn-i Dakîk-ul-Îyd)