- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,111
- Tepkime puanı
- 79

Erlerin güzelliği dillerinde gizlidir
Okul çocukları, öğretmenden eziyet çekmişler, çalışmaktan bıkmışlar, usanmışlardı.
Öğretmeni zor durumda bırakmak, okula gitmemek için birbirleriyle danışıp görüştüler.
Öğretmen, hastalanmıyor ki birkaç gün okuldan uzaklaşsın da diyorlardı;
Biz de okulda mahpus kalmaktan, daralmaktan, çalışmaktan kurtulalım. Mermer kaya gibi yerinde durup duruyor.
İçlerinden en zekileri, şuna karar verdi: Hoca diyecekti, neden böyle sararmışsın?
Hayır olsun, betin benzin yerinde değil; bu, ya soğuk algınlığından, yahut sıtmadan.
Benim bu sözümden hoca, birazcık vehme düşer ya dedi; kardeş, sen de bu çeşit yardım et bana.
Okul kapısından girdin mi, hayır ola usta de, bu halin ne?
Vehmi, biraz daha artar... Vehimle, akıllı kişi bile delirir.
Üçüncü, dördüncü, beşinci gelen de bizim ardımızdan, hoca için gamlanır, açıklanır.
Otuz çocuk da bu haberi verirse, otuzu da aynı sözleri söylerse hastalık, yerleşir gider.
Çocukların hepsi de aferin a zeki çocuk dediler; bahtın, boyuna yaver olsun, aferin.
İçlerinden birisi bile dönmemek üzere bu işi kararlaştırdılar, ahdettiler.
Ondan sonra o çocuk, koğucunun birinin, olayı koğulamamasını sağlamak için hepsine and içirdi.
O çocuğun buluşu, hepsinden de üstündü; aklı, sürünün en ilerisindeydi.
Güzellerin, nasıl birbirlerinden farkları, üstünlükleri varsa insanların akıllarında da fark vardır.
Ahmed de (a.s.m.) sözlerinin birinde bu çeşit buyurdu: "Erlerin güzelliği, dillerinde gizlidir" dedi.