- Katılım
- 23 Nisan 2011
- Mesajlar
- 3,345
- Tepkime puanı
- 25
Pek re’fetli, çok rahmet eden.”
“Kulları hakkında kolaylık murat eden.”
“Allah, sizin imanınızı zayi edecek değildir. Şüphesiz, Allah, Raûf’tur, Rahîm’dir.”
(Bakara Sûresi, 2/143) Re’fetin lügat mânâsı ‘acımak, merhamet etmek’tir. Raûf ismi, “her mahlukunun bütün ihtiyaçlarını gören ve onu düşmanlarından emin kılacak her türlü duygularla ve organlarla donatan” demektir. Yani, Raûf ismi, merhameti çok fazla olan, bol ihsan eden mânâsına gelir.
Raûf ismi, Rahîm ismine göre daha bir mübalağa ifade eder.
Allah’ın re’feti de rahmeti de kul tarafından lâyıkıyla anlaşılamaz. Ancak aralarındaki farka, ruhumuza ilâhî bir ihsan olarak konulan iki duygu vasıtasıyla bir derece bakabiliriz:
İnsanda bir ‘kalb yumuşaklığı’, bir de ‘acıma duygusu’ vardır. Birincisi re’fete, ikincisi ise merhamete misaldir. Yumuşak kalpli insanlarda acıma duygusu fazlaca bulunur. Böylece bu insanlar muhtaçlara yardım elini daha fazla uzatırlar. Demek oluyor ki, yardım etmek, ‘acımanın ve merhametin’ neticesidir; merhamet ise yumuşak kalplerde bulunur.
Bir insan, muhtaçlara acıdığı, onların dertleriyle dertlendiği ve gücü yettiğince kendilerine ikram ve ihsanda bulunduğu nisbette bu isimden feyiz alır.
“Kulları hakkında kolaylık murat eden.”
“Allah, sizin imanınızı zayi edecek değildir. Şüphesiz, Allah, Raûf’tur, Rahîm’dir.”
(Bakara Sûresi, 2/143) Re’fetin lügat mânâsı ‘acımak, merhamet etmek’tir. Raûf ismi, “her mahlukunun bütün ihtiyaçlarını gören ve onu düşmanlarından emin kılacak her türlü duygularla ve organlarla donatan” demektir. Yani, Raûf ismi, merhameti çok fazla olan, bol ihsan eden mânâsına gelir.
Raûf ismi, Rahîm ismine göre daha bir mübalağa ifade eder.
Allah’ın re’feti de rahmeti de kul tarafından lâyıkıyla anlaşılamaz. Ancak aralarındaki farka, ruhumuza ilâhî bir ihsan olarak konulan iki duygu vasıtasıyla bir derece bakabiliriz:
İnsanda bir ‘kalb yumuşaklığı’, bir de ‘acıma duygusu’ vardır. Birincisi re’fete, ikincisi ise merhamete misaldir. Yumuşak kalpli insanlarda acıma duygusu fazlaca bulunur. Böylece bu insanlar muhtaçlara yardım elini daha fazla uzatırlar. Demek oluyor ki, yardım etmek, ‘acımanın ve merhametin’ neticesidir; merhamet ise yumuşak kalplerde bulunur.
Bir insan, muhtaçlara acıdığı, onların dertleriyle dertlendiği ve gücü yettiğince kendilerine ikram ve ihsanda bulunduğu nisbette bu isimden feyiz alır.