En Beğenilen hadislerden seçmeler

Romantikssv

Kurallara Uymadı
Üyemiz
Katılım
6 Şubat 2014
Mesajlar
42
Tepkime puanı
0
Şeytan artık Arap yarımadasında namaz kılanların kendisine ibadet etmelerinden ümidi kesti. Ancak onları aldatacaktır.'
Müslim, Münafikûn 65, (2812)
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'Kim korkarsa, akşam karanlığında yol alır. Kim gece yol alırsa, hedefine varır. Dikkat edin! Allahın malı pahalıdır! Dikkat edin! Allahın malı cennettir! '
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'Allah teâlâ buyuruyor: 'Ey insan! Kendini benim ibadetime ver ki, senin kalbini zenginlikle doldurayım, fakirliğinin önünü alayım. Bunu yapmazsan, ellerini devamlı olarak meşguliyetle doldururum da bir türlü fakirliğini gidermem.'
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.
Bir gün Resulullah, 'Cennette öyle köşkler vardır ki, ne kendisini yukarıya bağlayacak çengelleri ve ne de altında direkleri vardır' buyurdu. Bunu dinleyen Ashab, 'Ey Allah'ın Resulü, o köşklerin ehli oraya nasıl girecek? ' diye sordu. Resulullah (a.s.m.) , 'Onlar kuşlar misali uçarak girecekler' buyurdu. Cennette 'Reyyan' denilen bir nehir vardır. Üzerinde mercandan bir şehir kurulmuştur. Onun altın ve gümüşten yetmiş bin kapısı bulunur. İşte bu, hamil'i Kur'an'a mahsustur.
Büreyde radıyallahu anh anlatıyor: 'Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
'Bir yerde ölen Ashabımdan hiçbirisi yoktur ki, Kıyamet günü oranın ahalisine bir nur ve onlara (cennete sevkte) bir rehber olmasın.'
Tirmizi, Menakıb (3864)
'Cennette yüz derece vardır. Her iki derece arasında yüz yıl(lık yürüme mesafesi) vardır.'
Tirmizi, Cennet 4, (2531)
Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: 'Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
'Cennette siyah gözlülerin (hurilerin) toplanma yerleri vardır. Orada, benzerini mahlukâtın hiç işitmediği güzel bir sesle şarkı okurlar ve şöyle söylerler:
'Bizler ebedileriz, hiç ölmeyiz!
Bizler nimetlere mazharız, fakr bilmeyiz!
Rabbimizden razıyız, mükedder olmayız!
Kendisinin olduğumuz beylerimize ne mutlu! '
Tirmizi, Cennet 24, (2567) .
Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: 'Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: 'Cennette bir çarşı vardır. Ancak orada ne alış, ne de satış vardır. Sadece erkek ve kadın sûretleri vardır. Erkek bunlardan bir suret arzu ederse o sûrete girer.'
Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: 'Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: 'Hikmetli söz mü'minin yitiğidir. Onu nerede bulursa, onu hemen almaya ehaktır.'
Fudâle İbnu Ubeyd (radıyallâhu anh) anlatıyor: 'Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) halka namaz kıldırırken, bazı kimseler açlık sebebiyle kıyam sırasında yere yıkılırlardı. Bunlar Ashâb-ı Suffe idi. (Medine'de misâfireten bulunan) bedeviler, bunlara delirmiş derlerdi. Efendimiz namazdan çıkınca yanlarına uğrar ve:
'Eğer (bu çektiğiniz sıkıntı sebebiyIe) Allah indinde elde ettiğiniz mükâfaatı bilseydiniz, fakirlik ve ihtiyaç yönüyle daha da artmayı dilerdiniz' derdi.'
Cafer İbnu Muhammed, babasından naklen anlatıyor: 'Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (radıyallâhu anhümâ) , yüzüklerini sol ellerine takarlardı.'
Ebû Saîd el Hudrî (r.a.) ’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Cennetliklerin en aşağı derecede olanı seksen bin hizmetçisi ve yetmiş iki karısı vardır.'Subhanallahi velhamdülillahi velâ ilâhe
illallahü vallâhu ekber' in bir özelliğinden biri Bu cümleler onun,Cennette dikili agaci olur cennette bulunan kızıl yakuttan uçan atların iki kanadı bulunur tirmizi
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'isa ile benim aramda hiçbir peygamber yoktur. O, şüphesiz inecektir. Onu gördüğünüz zaman tanıyın! O, orta boylu, beyaza çalar kırmızı tenlidir. Sarıya boyalı iki elbise içinde olacak. Yağmur yağmasa da saçından su damlayacak. insanlarla, islâm için savaşacak. Mesihüddeccali öldürecek, sonra yeryüzünde tam kırk sene kalacak. Sonra ölecek ve namazını müslümanlar kılacaklar.'
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Buhârî.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'Dikkat edin! Bana 'Kitâb' verildi. Onunla beraber, 'bir o kadar daha' verildi.
Dikkat edin! Karnı tok bir adamın, sedirinin üstüne oturup, şöyle demesi yakındır:
'Aramızda Allahın kitabı vardır. Onun içinde helâl olarak bulduğumuzu helâl sayar, haram olarak gördüğümüzü de haram sayarız.'
Oysa, Allah Resûlünün haram kıldığı şey de, Allahın haram kıldığı şey gibidir.'
Mikdam radıyallahu anh. Ebû Dâvud.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'Size öyle bir zaman gelecektir ki, o zamanda şu üçten daha değerli bir şey olmayacaktır: Helâl para, candan arkadaşlık yapılacak bir kardeş, uygulanacak bir sünnet.'
Huzeyfe radıyallahu anh. Taberânî.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'Birkaç kelime vardır ki, her kim, o kelimeleri, meclisinden kalkmadan önce üç kere söylerse, günahlarına karşılık olur. Onları hayır ve zikir meclisinde söylerse, yazılara vurulan mühür gibi, o meclis o kelimelerle mühürlenir. işte o kelimeler de şunlardır:
'Allahım! Seni hamdinle tesbih ederim. Senden başka ilah yoktur. Senden mağfiret diler ve sana tevbe ederim.'
İbn Amr radıyallahu anh. Ebû Dâvud.
Nesai'nin bir rivayetinde: 'Sabah namazından önce kılınacak iki rekat nafile namaz dünyanın tamamından daha hayırlıdır.' denmiştir.
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
'Gece namazı kılmalısınız. Çünkü bu, sizden önceki iyi insanların âdetidir. Zira, gece namazı kişiyi Allaha yaklaştırır, günahlardan alıkoyar, kötülüklere karşılıktır, bedenden hastalıkları giderir.'
Bilâl radıyallahu anh. Tirmizî.
Allahümme salli âlâ seyyidinâ Muhammedin ve âlâ âli seyyidinâ Muhammed.
Rabbenâ âtina fiddünya haseneten ve filâhireti haseneten ve kınâ azâbennâr.
Amin.
 

Romantikssv

Kurallara Uymadı
Üyemiz
Katılım
6 Şubat 2014
Mesajlar
42
Tepkime puanı
0
Kayda değer hadislerden Harun yahya

...Ebu Hüreyre (Radiyallahü anh) 'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
'Kim bir müslümandan dünya kederlerinden bir keder giderirse Allah ondan ahiret günü kederlerinden bir keder giderecektir. Kim de müslümanı örterse Allah onu dünya ve ahirette örtecektir. Ve kim bir fakir borçluya kolaylık gösterirse, Allah ona dünyada ve ahirette kolaylık gösterecektir. Kul, (din) kardeşinin yardımında olduğu müddetçe Allah da onun yardımcısıdır. Kim bir yola giderek onda ilim ararsa, bu çalışması sebebi ile Allah ona Cennet'e giden bir yolu kolaylaştıracaktır. Allah'ın evlerinden birisinde toplanıp Kur'an okuyarak onu birbirlerine öğreten her cemaatı melekler ziyaret eder, onların etrafından dönerler, o toplumun üzerine iç huzuru ve rahatı iner, ilahi rahmet onları kaplar, katında bulunan melekler yanında Allah onları (övgü ile) anar. Ameli yüzünden geri kalan bir kimse nesebi (nin şerefi) ile sür'at alamaz.'

(İbni Mace/ 1. cilt/ syf.389

Mümin kişinin durumu ne kadar şaşırtıcıdır! Zira her işi onun için bir hayırdır. Bu durum sadece mümine hastır, başkasına değil: Ona memnun olacağı birsey gelse şükreder, bu ise hayırdır: bir zarar gelse sabreder bu da hayırdır.'

(Suheyb Ibnu Sinan r.a. kutub-ı sıtte, 2. Cilt, Sf. 208)

Allah Teala hazretleri, bana: Mütevazi olun, öyle ki, kimse kimseye zulmetmesin, kimse kimseye karşı böbürlenmesin.'

Malik'e İbn Umer'den şöyle haber veriyorlardı: Rasulullah (S) : 'Elbisesini kibirle yerlerde sürüyen kimseye Allah (merhamet bakışı ile) bakmaz' buyurmuştur.

..Harise ibnu Vehb el-Huzai şöyle demiştir: Ben Peygamber(S) 'den işittim: 'Size cennet ehline delalet edip bildireyim: Her zaif olan insanlar tarafından zaif görülen (mütevazı') mümindir. O şayet Allah bir şey üzerine yemin etse, Allah muhakkak onu yemininde gerçek çıkarırdı. Size cehennem ehlini de bildireyim: Onlar da her katı yürekli, kibirli ve hileci, ululuk taslayan kimselerdir.' buyuruyordu.

(Sahih-i Buhari, Cilt 14, syf.6537)

Iyaz bin Himar (r.a.) 'den rivayet edildiğine göre: Peygamber (s.a.v.) onlara bir konuşma yaparak şöyle buyurmuştur:
'Allah (Azze ve Celle) : Birbirinize karşı alçak gönüllülük ediniz ki hiç kimseye üstünlük taslamasın, diye bana vahiy etti.'

Peygamber Efendimiz (sav) 'in Cennet ile İlgili Sözleri

... Kadının boynundaki incilerin bir tanesi garble(Batı) şark(Doğu) arasını aydınlatır... Başında bulunan taçların en küçük incisi de yine şarkla garb arasını aydınlatır.

Bir kerpici gümüş, bir kerpici altın, harcı keskin kokulu misk, döşemesi inci ve yakut, toprağı ise za'feran olup, oraya giren mutlu olur, umutsuz olmaz, ebedi olur, ölmez.

(Büyük Hadis Külliyatı-5, s. 408/10088)

Cennette bir köşk vardır. Etrafı burçlar (hisar, kule) , otluk, sulak yerlerle çevrilidir. Beş bin de kapısı vardır...

Cennette altından bir direk ve üzerinde zebercedden (zümrüt cinsinden parlak, yeşil, kıymetli bir taş) şehirler vardır ki, onlar cennete yıldızlar gibi ışık verirler...

Cennetin içinde inciden bir saray vardır. O sarayın içinde kırmızı yakuttan yetmiş konak vardır. Her konağın içinde yeşil zebercedden (zümrüt cinsinden parlak, yeşil, kıymetli bir taş) yetmiş ev vardır. Her evin içinde yetmiş taht, her taht üzerinde de her renkten yetmiş yatak vardır. Her evin içinde yetmiş sofra, her sofranın üzerinde de yetmiş çeşit yemek vardır. Keza her evin içinde yetmiş adet hizmetçi vardır...

(Tezkireti'l Kurtubi, s. 323/554)

Muhakkak cennette öyle çarşılar var ki orada alışveriş yoktur. Fakat cennet ahalisi oraya vardığı zaman taze ve parlak inci ve misk toprak üzerine yaslanarak otururlar. Dünyada oldukları gibi o cennetlerde tanışırlar. Dünyada nasıl olduklarını ve Rablerine ibadetlerinin nasıl olduğunu, geceleri nasıl ihya ettiklerini, gündüzleri nasıl oruç tuttuklarını, dünyanın zenginliği ile fakirliğinin nasıl olduğunu, ölümün nasıl olduğunu ve... nasıl cennet ahalisinden olduklarını konuşup müzakere (ve sohbet) ederler.

(Tezkireti'l Kurtubi, s. 326/565)

Sidretü'l-Münteha ağacının meyvesinden her bir meyve yarılınca içinden yetmiş iki renk ve çeşit yemek çıkar ki orada öbürüne benzeyen hiçbir renk ve çeşit yoktur.

(Tezkireti'l Kurtubi, s. 312/517)

... Cennetin meyvesindan koparınca, yerine yenisi biter.

(Ramuz el-Ehadis-1, s. 98/9)

Bir köylü Arap, 'Ey Allah'ın Resulü cennetin içinde meyve var mıdır? ' diye sordu. Resulullah: 'Evet Tuba denilen bir ağaç vardır' buyurdu. O zat: 'Ya Resulullah bizim arazimizdeki hangi ağaç ona benzer? ' dedi. Resulullah: 'Senin arazindeki ağaçlardan hiçbir şey ona benzemez. Fakat sen hiç Şam'a geldin mi? Çünkü orada ceviz denilen bir ağaç var ki bir gövde üzerine biterek yukarısı -yani dalları- yayılır. İşte bu ağaç Tuba ağacına benzer' buyurdu. O zat: 'Ya Resulullah, o ağacın dip gövdesinin kalınlığı ne kadardır? ' dedi. Allah'ın Resulü: 'Senin ev halkının develerinden beş yaşına basan genç bir deve yola çıksa dibini dolaşıp kuşatamaz da nihayet ihtiyarlığından boynu kırılır' buyurdu. Köylü Arap: 'Cennette üzüm var mı? ' diye tekrar sordu. Resulullah: 'Evet vardır' buyurdu. O zat: 'O üzümün salkımının büyüklüğü ne kadardır? ' dedi. Resul-i Ekrem: 'Alaca karganın hiç durmadan bir aylık uçup gideceği mesafe kadar' buyurdu. O zat: 'O üzümün taneleri(nin büyüklüğü) ne kadardır? ' dedi. Allah'ın Resulü: 'Büyük kova gibidir' buyurdu. O zat: 'Ey Allah'ın Resulu, o üzüm tanesi beni ve ev halkımı muhakkak doyurur' dedi. Resulullah: 'Evet seni ve ev halkını ve akrabanın ekserisini doyurur. Cennetin hurması ağacın dibinden dallarına doğru intizamlı bir şekilde yığılıp istif edilmiştir. Meyveleri büyük testiler misalidir. Ne zaman bir meyve koparılsa yerine başkası gelir. Cennetin suyu çukur olmayan yerlerden akar. Cennet üzümünün her bir salkımı on iki arşındır.'

(Tezkireti'l Kurtubi, s. 312-313/518)

Bir kişi, 'Ya Resulullah cennetin içinde hurma var mıdır? Çünkü ben hurmayı seviyorum' diye sordu. Resulullah: 'Evet vardır.... cennet hurmalarının altından dalları vardır. Budaklarının başları altındandır. Altından budakları vardır. Alemlerden herhangi bir kimsenin görmekte olduğu elbiselerin en güzeli gibi yaprakları vardır. Altından hurma salkımları vardır. Hurma salkımlarının çöpü de altındandır. Altından hurma tanesinin dibinde yapışık pul gibi şeyler vardır. Büyük küpler gibi meyveler var ki (onlar) köpükten yumuşak, baldan tatlıdır.'

(Tezkireti'l Kurtubi, s. 315/522)

Cennetteki hurma ağacının dalları kırmızı altındır. Sapları yeşil zümrüttür. Yaprakları ipek gibidir. Meyvesi kule gibi iri taneli, kaymaktan yumuşak ve çekirdeksizdir.

(Ramuz el-Ehadis-2, s. 451/4)
 

Romantikssv

Kurallara Uymadı
Üyemiz
Katılım
6 Şubat 2014
Mesajlar
42
Tepkime puanı
0
Kayda değer hadislerden Harun yahya 2

Kolaylaştırın, güçleştirmeyin. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Birbirinizle iyi geçinin, ihtilafa düşmeyin.'

(Hz. Said ibni Ebu Berde r.a.) (Ramuz El-Hadis 2. Cilt, s. 510)

(Tezkireti'l Kurtubi, s. 314)

Peygamber Efendimiz (sav) bir tabak incir hediye edilip ondan yedi ve sahabelerine: 'Bundan yeyiniz. Eğer ben bir meyvenin cennetten indiğini söylersem işte cennetten inen meyve bu incirdir.' buyurdu.

Karpuzdan faydalanınız ve ona ta'zim (saygı) ediniz. Çünkü onun suyu cennetten, tadı da cennet tadındandır... karpuz cennet (meyvelerin) dendir.

Cennet halkının ekmek katığının en faziletlisi, en nefisi ettir. Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun.

(Tezkireti'l Kurtubi, s. 363/654)

Cennetteki huriler yakut ve mercan gibidirler. Adam onlardan birinin yüzüne bakar da, kendini onun yanağında, aynada gördüğünden daha berrak görür. Onların incilerinin en ednası (en küçük, en önemsiz) şark ile garbi ışıklandırır.

(Ramuz el-Ehadis-2, s. 337/7)

Cennet ehlinin vücudu kılsız, yüzü sakalsız, gözleri sürmelidir, gençlikleri zail olmaz (tükenmez) , elbiseleri eskimez.

((Tirmizi) , Kütüb-i Sitte-14, s. 451/6)

'Ya Resulullah! Allah Teala'nın: 'İri gözlü hurilerdir' (Vakıa Suresi, 22) sözünü bana anlat' dedim. 'Onlar beyaz tenli, iri gözlü, kara kuşun kanatları gibi sürmelidir' dedi. 'Ya Resulullah! Allah'ın: 'sanki o kadınlar birer yakut ve mercandır' (Rahman Suresi, 58) ayetini anlat' dedim. 'Onlar el değmemiş sedefteki inci gibi güzeldirler' dedi. 'Ya Resulullah! Allah'ın: 'O cennetlerde iyi ahlaklı güzel kadınlar vardır' (Rahman Suresi, 70) ayetini anlat' dedim. 'Onlar çok güzel huylu ve güzel yüzlüdürler' buyurdu. 'Ya Resulullah! Allah'ın: 'Onlar, toz konmamış yumurta gibidirler' (Saffat Suresi, 49) ayetini anlat' dedim. 'Onlar yumurtanın zarı gibi beyaz ve naziktirler' dedi. 'Ya Resulullah! Allah'ın: 'Kocalarına sevimli ve birbirlerinin akranıdırlar' (Vakıa Suresi, 37) ayetini söyle' dedim. 'Onlar dünyada ihtiyar, gözleri çapaklı, saçları ağarmış ve zayıf olarak ölmüşken, Allah onları cennette bakire, kocalarına sevimli, aşık ve bağlı, birbirlerinin akranı kılacak' buyurdu. 'Ya Resulullah! Dünya kadınları mı üstündür, yoksa iri gözlü huriler mi? ' dedim. 'Elbisenin yüzü astarından kıymetli olduğu gibi, dünya kadınları da hurilerden üstündürler' dedi. 'Neden ya Resulullah? ' dedim, şöyle açıkladı: 'Namazları, oruçları ve Allah'a ibadetleri sebebiyle Allah onların yüzlerini nurlandırır, kendilerine ipek elbiseler giydirir. Onların tenleri beyaz, elbiseleri yeşil, ziynetleri sarı, buhurdanlıkları (tütsülükleri) inci ve tarakları altındır. Onlar şöyle söylerler: 'Biz burada ebedi kalacağız. Biz sevimli ve mutluyuz. Asla üzülüp sıkılmayız. Başka aleme göçmeden hep burada kalacağız. Biz bu halimizden memnunuz ve herşeye razıyız. Hiç kimseye kızmaz ve öfkelenmeyiz. Ne mutlu kendilerine eş olduğumuz ve bize eş olan kimselere.'

(Gençlik ve Ölüm, s. 422-423)

... Hurilerden her kadının üzerinde yetmiş kat elbise vardır ki birinin rengi diğerinde yoktur. Keza kendisine diğerinde bulunmayan yetmiş çeşit renkli koku verilir. Hurilerden her kadın için, inci ile süslenmiş kırmızı yakuttan yetmiş taht, her taht üstünde yetmiş döşek, her döşek üzerinde koltuk vardır. Hurilerden her kadın için ihtiyacı ve hizmeti için yetmiş bin hizmetçi kız ve yetmiş bin hizmetçi erkek vardır. Her hizmetçinin beraberinde, içinde çeşitli yemek bulunan altından tepsiler vardır ki müminlerden biri öbüründe önceki kapta bulamadığı tadı, lezzeti bulur...

(Tezkireti'l Kurtubi, s. 333/591)

.. Orada muazzam köşkler, geniş nehirler, bol ve olgun meyveler, güzel ve dilber zevceler (kadın, eş) , ebedi pek çok ve renkli güzel elbiseler vardır. Orası yüksek, güzel ve selim yurtlardan parlak hayat sürülen bir yerdir...

(Ramuz el-Ehadis-1, s. 170/1)

. Cennetin giyecekleri dokunmaz. Cennetin meyveleri yarılır da ondan elbise çıkar...

(Tezkire-i Kurtubi-1, s. 21)

Cennette hurma ağaçlarının dalları yeşil zümrüttür. Budakları kırmızı altındır. Yaprakları cennet ahalisi için giyecek kıyafetleridir. Onun bir kısmı kısa (iç) elbiseleri, bir kısmı da içi astarlı dış elbiseleridir...

Üzerinde yetmiş kat elbisesi olur. En aşağısı Tuba ağacından yapılmış, gelincik çiçeği gibi...

Cennet ağaçlarının dip gövdesi inci ve altın, yukarısı da meyvedir.

(Tezkireti'l Kurtubi, s. 315/523)

Cennette hiçbir ağaç yoktur ki gövdesi, altından olmasın.

((Tirmizi) , Kütüb-i Sitte-14, s. 427/10)

Gümüş tuğladan ve altın tuğladan! Harcı da kokulu misk. Cennetin çakılları inci ve yakuttan, toprağı da zâferandır...

Ehli cennetin en aşağı dereceli olanının cennetteki mülkünü temaşası (seyretmesi, gezmesi) iki bin sene sürer ve bu mülkün en uzak kısmını en yakını gibi görür...

Cennetliklerin başlarında taçlar vardır. Taçtaki tek inci, meşrık (Doğu) ile mağrib (Batı) arasını aydınlatır.

((Tirmizi) , Kütüb-i Sitte-14, s. 451/6)

Rabbim bana dokuz şey emretti: Gizli halde de aleni halde de Allah'tan korkmamı, öfke ve rıza halinde de adaletli söz söylememi, fakirlikte de zenginlikte de iktisat yapmamı, benden kopana da sıla-ı rahim (dostluk) yapmamı, beni mahrum edene de vermemi, bana zulmedeni affetmemi, susma halimin tefekkür olmasını, konuşma halimin zikir olmasını, bakışımın ibret olmasını, marufu (doğru ve güzel olanı) emretmemi.

(Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 317)

Sizler insanları mallarınızla memnun edemezsiniz, onları güzel yüz ve güzel huyla hoşnut edersiniz.'

Bezzar, Ebu Yala, Taberani; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 3. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 111

Mümin kişi, diğer mümine karşı duvar gibidir, birbirlerini takviye ederler.'
 
Üst Alt