Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Efendisinin kulağını çeken köle
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ceylannur" data-source="post: 24234" data-attributes="member: 1208"><p><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Efendisinin kulağını çeken köle </span></span></strong></p><p></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Hazret-i Ömer (r.a) hilâfeti zemânında, Şâm şehrine gitmek îcâb etmişdi. Se'âdet ve izzetle, Eshâb-ı güzînden bir cemâ'ati de yanlarına alıp, Medîne-i Münevvereden çıkıp, yola revân oldular. Hazret-i Ömerin bir deveden başka bineceği yokdu. Mugîre adlı bir köle var idi. Bir sâat hazret-i Ömer (r.a) o deveye binerdi. Mugîre yaya kalınca, deveyi yederdi. Bir sâat Mugîre binerdi. Hazret-i Ömer önünde piyâde olurdu. Allahü teâlânın hikmeti, Şâm şehrine girecekleri vakt, deveye binmek nöbeti Mugîreye gelmişdi. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Eshâb-ı güzîn, hazret-i Ömere geldiler, dediler ki, </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">-Efendim, ihsân eyleyin. Bu sâatde deveye se'âdetle sizin binmenizi ricâ ederiz. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Hazret-i Ömer buyurdu ki, </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">-Önce nöbet benim idi, bu sâat nöbet Mugîrenindir. Deveye niçin ben bineyim. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Eshâb-ı güzîn dediler ki, </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">-Bugün Şâm şehrine girilecekdir. Şâm şehrinin bütün ileri gelenleri, sizi karşılamağa gelirler. Onlar atlı, siz halîfe iken yaya yürümek münâsib değildir. Lutfunuzdan ümmîd ederiz ki, ricâmızı makbûl tutup, red etmeyiniz.</span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Hazret-i Ömer (r.a) huzûrsuz olup, dedi ki, </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">-Siz bu evhâmdan kurtulmadınız mı? İslâm dîninin kadrini böyle mi anladınız. Bize islâm şerefi yetmez mi. İslâm dîninden ekrem ve eşref bir nesne var mıdır. Bu se'âdet ve bu devlet ve bu izzeti Allahü teâlâ hazretleri bize ihsân eylemişdir. Dîn-i islâm tâcını başına koymak, kime müyesser olmuşdur. Resûlullahın (sav) getirdiği islâm elbisesini arkamıza giydirdi. Kelime-i şehâdeti dilimize çırağ eyledi. Kur'ân-ı azîm ile kalbimizi münevver eyledi. İslâmiyyetin kadrini acaba niçin anlamamışsınız ki, kendinizi halka, at ile, don ile göstermek istersiniz. Yalnız Habîb-i ekremin (sav)ümmeti olmak şerefi size yetmez mi, diye cevâb verince, kimse söze kâdir olamayıp, bir şey diyemediler. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Mugîre, bu güç zemânda deve hâzırlayıp, hazret-i Ömerin (r.a) huzûr-ı şerîflerine getirip, çökdürdü ve dedi ki, </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">-Yâ halîfe! O Allahü teâlâ hakkı için ki, ondan gayri Allah yokdur. Bu ahvâl gönlümden geçmişdir. Eshâbın rey'i ile değildir ben düşündüm. Kalbimden halâl eyledim. İhsân eyle ve benim isteğimi kabûl eyle. Bugün deveye se'âdetle sizin binmenizi ricâ ederim, dedi. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Emîr-ül mü'minîn önünde eğilip, </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">-Yâ halîfe arkama basıp, devenin üzerine devletle bin diye iltimâs eyledi. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Hazret-i Ömer (r.a) Mugîrenin cân-ı gönülden ricâsını görünce, hâtırı için o gün se'âdetle deveye bindiler.</span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Ondan sonra, bütün islâm askeri içinde nidâ etdirdi ki, </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">-İşte bugün Şâm şehrine girmek müyesser oldu. Buradan sağ ve selâmetle çıkacağımızı Allahü teâlâ bilir. Her kimin bizde hakkı var ise, gelip bizden taleb eylesin. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Bütün islâm askeri hazret-i Ömere hayr düâ eylediler. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Dediler ki, </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">-Yâ Allahü teâlânın halîfesi. Senden herkes râzıdır. Senden kimse huzûrsuz değildir. Bir ferdin sizde hakkı yokdur. Münâdîler yüksek sesle çağırdılar. Hiçbir kimse gelip, bir hak taleb etmedi. Hepsi şükrân üzere olduklarını hazret-i Ömere haber verdiler. Halk arasından kimse gelmeyince, hazret-i Ömerin Mugîre adlı kölesi ileri gelip, dedi ki, </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">-Yâ Emîr-el mü'minîn! Birgün, hiç suçum yok iken, kulağımı çekip, ağrıtdın. Diyorsunuz ki, kimin hakkı var ise dünyâda iken taleb etsin. Hâlâ bu hakkım sizin üzerinizdedir, bilmiş olunuz. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Hazret-i Ömer (r.a) buyurdu ki, </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">-Yâ Mugîre gel, sen de benim kulağımı çek, berâber olalım. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Eshâb-ı güzîn hep birden tekbîr getirdiler. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Arablarda âdetdir ki, bunun gibi bir acâib ahvâl zuhûr etdikde, tekbîr getirirler. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Dediler ki, </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">-Yâ halîfe, senin gibi âdil pâdişâh gelmemişdir. İ'tikâdımız budur ki, şimdiden sonra da gelmiyecekdir. Kölenin, bu şeklde küstâhlığa cür'et etmesi uygun mudur. Husûsen kişi, kendi kölesini azârlamasına bir şey lâzım gelmez. Nerede kaldı ki, bir mikdâr kulağını çekmiş olsun. Kölenin üzerine gidip, </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">-Niçin edebsizlik eyledin diye azarladılar. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Hazret-i Ömer (r.a) buyurdular ki, ey Eshâb-ı güzîn! Lutf edip, incitmeyin ki, âhıretde cezâsını çekmekden ise, dünyâda çekip, kurtulmak evlâdır. Sonra, yâ Mugîre, gel sen de benim kulağımı çek. Dünyâda senin ile halâllaşalım, âhırete kalmasın, dedi. Mugîre de hazret-i Ömerin kulağına yapışıp, bir mikdâr çekdi. Hazret-i Ömer, buyurdu, </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">-Yâ Mugîre, niçin ziyâde çekmedin. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Mugîre dedi ki, </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">-Ahıretde kısâsdan korkarım. Çok çekersem, senin hakkın benim üzerimde kalır. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Hazret-i Ömer (r.a) böyle sultân idi ki, kölesi hakkında bunun gibi durumu kabûlden çekinmeyip, dünyâda cezâsını çekdi. Kölesi de, acâib değilmidir ki, efendisi hakkında bu şekilde cezâ verdi. Efendisi Hak ehli olduğunu muhakkak bilip, değil huzûrsuz olmak, kalb-i şerîflerine zerre kadar bir şübhe gelmediğine iitikâdı temâm olduğundan, bu fi'ile cesâret etmişdir. Belki hazret-i Ömerin (r.a) Mugîrenin böyle yapması ile muhabbeti şerîfleri ona, evvelki durumundan dahâ çok artmışdır. </span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Hazret-i Ömerin (r.a) menâkıb-ı şerîflerine nihâyet yokdur. Yalnız bu yetmez mi ki, rey'lerine uygun olarak onyedi yerde, Cebrâîl aleyhissalâm Resûlullah (sav) hazretlerine âyet-i kerîme getirmişdir. Tefsîr ve târîh kitâblarında da vardır. </span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ceylannur, post: 24234, member: 1208"] [B][/B][B][COLOR=black][FONT=Verdana]Efendisinin kulağını çeken köle [/FONT][/COLOR][/B][B][/B] [B][COLOR=black][FONT=Verdana][/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black][FONT=Verdana]Hazret-i Ömer (r.a) hilâfeti zemânında, Şâm şehrine gitmek îcâb etmişdi. Se'âdet ve izzetle, Eshâb-ı güzînden bir cemâ'ati de yanlarına alıp, Medîne-i Münevvereden çıkıp, yola revân oldular. Hazret-i Ömerin bir deveden başka bineceği yokdu. Mugîre adlı bir köle var idi. Bir sâat hazret-i Ömer (r.a) o deveye binerdi. Mugîre yaya kalınca, deveyi yederdi. Bir sâat Mugîre binerdi. Hazret-i Ömer önünde piyâde olurdu. Allahü teâlânın hikmeti, Şâm şehrine girecekleri vakt, deveye binmek nöbeti Mugîreye gelmişdi. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Eshâb-ı güzîn, hazret-i Ömere geldiler, dediler ki, [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]-Efendim, ihsân eyleyin. Bu sâatde deveye se'âdetle sizin binmenizi ricâ ederiz. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Hazret-i Ömer buyurdu ki, [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]-Önce nöbet benim idi, bu sâat nöbet Mugîrenindir. Deveye niçin ben bineyim. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Eshâb-ı güzîn dediler ki, [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]-Bugün Şâm şehrine girilecekdir. Şâm şehrinin bütün ileri gelenleri, sizi karşılamağa gelirler. Onlar atlı, siz halîfe iken yaya yürümek münâsib değildir. Lutfunuzdan ümmîd ederiz ki, ricâmızı makbûl tutup, red etmeyiniz. Hazret-i Ömer (r.a) huzûrsuz olup, dedi ki, [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]-Siz bu evhâmdan kurtulmadınız mı? İslâm dîninin kadrini böyle mi anladınız. Bize islâm şerefi yetmez mi. İslâm dîninden ekrem ve eşref bir nesne var mıdır. Bu se'âdet ve bu devlet ve bu izzeti Allahü teâlâ hazretleri bize ihsân eylemişdir. Dîn-i islâm tâcını başına koymak, kime müyesser olmuşdur. Resûlullahın (sav) getirdiği islâm elbisesini arkamıza giydirdi. Kelime-i şehâdeti dilimize çırağ eyledi. Kur'ân-ı azîm ile kalbimizi münevver eyledi. İslâmiyyetin kadrini acaba niçin anlamamışsınız ki, kendinizi halka, at ile, don ile göstermek istersiniz. Yalnız Habîb-i ekremin (sav)ümmeti olmak şerefi size yetmez mi, diye cevâb verince, kimse söze kâdir olamayıp, bir şey diyemediler. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Mugîre, bu güç zemânda deve hâzırlayıp, hazret-i Ömerin (r.a) huzûr-ı şerîflerine getirip, çökdürdü ve dedi ki, [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]-Yâ halîfe! O Allahü teâlâ hakkı için ki, ondan gayri Allah yokdur. Bu ahvâl gönlümden geçmişdir. Eshâbın rey'i ile değildir ben düşündüm. Kalbimden halâl eyledim. İhsân eyle ve benim isteğimi kabûl eyle. Bugün deveye se'âdetle sizin binmenizi ricâ ederim, dedi. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Emîr-ül mü'minîn önünde eğilip, [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]-Yâ halîfe arkama basıp, devenin üzerine devletle bin diye iltimâs eyledi. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Hazret-i Ömer (r.a) Mugîrenin cân-ı gönülden ricâsını görünce, hâtırı için o gün se'âdetle deveye bindiler. Ondan sonra, bütün islâm askeri içinde nidâ etdirdi ki, [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]-İşte bugün Şâm şehrine girmek müyesser oldu. Buradan sağ ve selâmetle çıkacağımızı Allahü teâlâ bilir. Her kimin bizde hakkı var ise, gelip bizden taleb eylesin. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Bütün islâm askeri hazret-i Ömere hayr düâ eylediler. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Dediler ki, [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]-Yâ Allahü teâlânın halîfesi. Senden herkes râzıdır. Senden kimse huzûrsuz değildir. Bir ferdin sizde hakkı yokdur. Münâdîler yüksek sesle çağırdılar. Hiçbir kimse gelip, bir hak taleb etmedi. Hepsi şükrân üzere olduklarını hazret-i Ömere haber verdiler. Halk arasından kimse gelmeyince, hazret-i Ömerin Mugîre adlı kölesi ileri gelip, dedi ki, [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]-Yâ Emîr-el mü'minîn! Birgün, hiç suçum yok iken, kulağımı çekip, ağrıtdın. Diyorsunuz ki, kimin hakkı var ise dünyâda iken taleb etsin. Hâlâ bu hakkım sizin üzerinizdedir, bilmiş olunuz. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Hazret-i Ömer (r.a) buyurdu ki, [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]-Yâ Mugîre gel, sen de benim kulağımı çek, berâber olalım. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Eshâb-ı güzîn hep birden tekbîr getirdiler. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Arablarda âdetdir ki, bunun gibi bir acâib ahvâl zuhûr etdikde, tekbîr getirirler. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Dediler ki, [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]-Yâ halîfe, senin gibi âdil pâdişâh gelmemişdir. İ'tikâdımız budur ki, şimdiden sonra da gelmiyecekdir. Kölenin, bu şeklde küstâhlığa cür'et etmesi uygun mudur. Husûsen kişi, kendi kölesini azârlamasına bir şey lâzım gelmez. Nerede kaldı ki, bir mikdâr kulağını çekmiş olsun. Kölenin üzerine gidip, [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]-Niçin edebsizlik eyledin diye azarladılar. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Hazret-i Ömer (r.a) buyurdular ki, ey Eshâb-ı güzîn! Lutf edip, incitmeyin ki, âhıretde cezâsını çekmekden ise, dünyâda çekip, kurtulmak evlâdır. Sonra, yâ Mugîre, gel sen de benim kulağımı çek. Dünyâda senin ile halâllaşalım, âhırete kalmasın, dedi. Mugîre de hazret-i Ömerin kulağına yapışıp, bir mikdâr çekdi. Hazret-i Ömer, buyurdu, [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]-Yâ Mugîre, niçin ziyâde çekmedin. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Mugîre dedi ki, [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]-Ahıretde kısâsdan korkarım. Çok çekersem, senin hakkın benim üzerimde kalır. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Hazret-i Ömer (r.a) böyle sultân idi ki, kölesi hakkında bunun gibi durumu kabûlden çekinmeyip, dünyâda cezâsını çekdi. Kölesi de, acâib değilmidir ki, efendisi hakkında bu şekilde cezâ verdi. Efendisi Hak ehli olduğunu muhakkak bilip, değil huzûrsuz olmak, kalb-i şerîflerine zerre kadar bir şübhe gelmediğine iitikâdı temâm olduğundan, bu fi'ile cesâret etmişdir. Belki hazret-i Ömerin (r.a) Mugîrenin böyle yapması ile muhabbeti şerîfleri ona, evvelki durumundan dahâ çok artmışdır. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana]Hazret-i Ömerin (r.a) menâkıb-ı şerîflerine nihâyet yokdur. Yalnız bu yetmez mi ki, rey'lerine uygun olarak onyedi yerde, Cebrâîl aleyhissalâm Resûlullah (sav) hazretlerine âyet-i kerîme getirmişdir. Tefsîr ve târîh kitâblarında da vardır. [/FONT][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Efendisinin kulağını çeken köle
Üst
Alt