Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Efendimiz (s.a.v)'i Tanıyalım
Efendimizin Hükümdarları İslam'a Daveti.
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 13593" data-attributes="member: 3"><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) dini ve daveti umumîdir, hitabı bütün insanlığadır; diğer peygamberler gibi bir kavme, bir kabileye, bir millete veya bir bölgeye münhasır değildir.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Cenâbı Hakk, birçok âyeti kerîmede bu hususu beyan buyurmuştur: "(Resulüm!..) De ki: 'Ey insanlar!.. Ben, sizin hepinize gelen, Allah'ın Peygamberiyim!"498</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Buna binâen, Peygamber Efendimizin daveti elbette yalnız bazı Arap kabilelerine, birtakım insanlara ve belli bölgelere münhasır kalamazdı. B>ütün insanlığa bu îman ve İslâm daveti sesinin duyurulması gerekiyordu.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bunun için, Hudeybiye Sulhu sonrası, en müsait bir zamandı. Zîra, anlaşma gereğince 10 yıl harb yapılmaycaktı.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Hicret'in 7. senesi, Muharrem ayı idi.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Peygamber Efendimiz, bir gün Ashabı Kiram'ı toplayarak, "Allah, beni bütün insanlara rahmet olarak gönderdi. İslâm'ı yayma hususunda bana yardımcı olun! Havarilerin Meryem oğlu İsa'ya muhalefetleri gibi, siz de bana karşı muhalefette bulunmayın!" buyurdu.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Sahabîler, "Yâ Resûlallah!.. Havariler, İsa'ya (a.s.) nasıl muhalefet etmişlerdi?" diye sordular.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Resûli Ekrem izah etti: "Benim sizi davet ettiğim vazifeye, o da havarilerini davet etmişti. Ancak onun yakın yere gönderdiği kimseler, isteyerek gidip selâmete eriştiler; uzak yere göndermek istedikleri kimseler ise, gitmekten kaçındılar. İsa (a.s.), bu durumu Allah'a arzetti ve şikâyette bulundu. Gitmeye üşenenlerin her biri, gönderilecekleri milletlerin dillerini konuşur oldukları hâlde sabahladılar. İsa (a.s.), onlara, 'Bu, Allah'ın sizin için kesinleştirdiği ve ehemmiyet verdiği bir iştir. Haydi, gidiniz!' demişti; onlar da gitmişlerdi!"4''9</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bunun üzerine sahabîler, "Yâ Resûlallah!.." dediler, "Biz, sana bu hususta yardımcı olacağız: Bizi arzu ettiğin yere gönder!" dediler.500</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Kim, Nereye ve Kime Gönderildi?</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Bunun üzerine Resûli Kibriya Efendimiz, İslâm'a davet maksadıyla ashabından</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Dıhyetû'lKelbî'yi Rum Kayseri* Heraklius'a, Amr b. Ümeyye edDemrî'yi, Habeş Necâşîsi Ashame'ye, Abdullah b. Huzafe'yi, İran Kisrâsı Hüsrev Perviz'e, Hatıb b. Ebî Beltaa'yı, Mısır Firavunu Mukavkıs'a, Salit b. Amr'ı, Yerrıame Valisi Havza b. Ali'ye, Suca b. Vehb'i, Gassan Meliki Münzir b. Haris b. Ebî Şemir'e gönderdi.501</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">O zamanlar Rum (Bizans) devlet başkanına Kayser, İran şahına Kisrâ, Mısır devlet başkanına Firavun, Yemen hükümdarına Tubba, Habeş hükümdarına ise Necaşî denilmekteydi. </span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Gönderilen elçilerin hepsi de, gönderildikleri memleketlerin dillerini biliyorlardı. Peygamber Efendimiz, bu elçilerine, mezkûr hükümdarlara verilmek üzere birer mektup da yazarak teslim etti.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Mektupları yazdığı sırada, sahabîler, hükümdarların mühürsüz mektup okumadıklarını bildirince, Resûli Ekrem Efendimiz, gümüşten bir mühür yüzük üzerine alt alta gelmek suretiyle şu şekilde imzasını da yazdırdı:</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">"Allah Resul Muhammed"502</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Kâinatın Efendisi, bu yüzüğünü vefatına kadar takmıştır. Vefatından sonra sırasıyla, Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman takmışlardır. Günün birinde Hz. Osman'ın elinden Eriş Kuyusuna düşerek kaybolmuştur. Kuyunun bütün suyu çektirildiği hâlde bir türlü bulunamamıştır.503</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">--------------------------------------------------------------------------------</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">498 A'raf, 158. Konuyla ilgili diğer âyetler için bkz.: Nisa, 79, 170, 174; Tevbe, 33; Sebe, 28; Hacc, 67; Ahzab, 40.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">499 ibni Hişam, Sîre, c. 4, s. 254. </span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">500 İbni Hişam, Sîre, c. 3, s. 507. </span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">501 İbni Hişam, A.g.e., c. 4, s. 254; ibni Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 258; Belâzurî,Ensab, c. 1, s. 531; Taberî, Tarih, c. 3, s. 84; ibni Kesir, A.g.e., c. 3, s. 343.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">502 Ibni Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 258.</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">503 Buharî, Sahih, c. 7, s. 54; Müslim, Sahih, c. 3, s. 1656.</span></span></strong></p><p> <strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p> <strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 13593, member: 3"] [B][SIZE=3][FONT=Arial] Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) dini ve daveti umumîdir, hitabı bütün insanlığadır; diğer peygamberler gibi bir kavme, bir kabileye, bir millete veya bir bölgeye münhasır değildir. Cenâbı Hakk, birçok âyeti kerîmede bu hususu beyan buyurmuştur: "(Resulüm!..) De ki: 'Ey insanlar!.. Ben, sizin hepinize gelen, Allah'ın Peygamberiyim!"498 Buna binâen, Peygamber Efendimizin daveti elbette yalnız bazı Arap kabilelerine, birtakım insanlara ve belli bölgelere münhasır kalamazdı. B>ütün insanlığa bu îman ve İslâm daveti sesinin duyurulması gerekiyordu. Bunun için, Hudeybiye Sulhu sonrası, en müsait bir zamandı. Zîra, anlaşma gereğince 10 yıl harb yapılmaycaktı. Hicret'in 7. senesi, Muharrem ayı idi. Peygamber Efendimiz, bir gün Ashabı Kiram'ı toplayarak, "Allah, beni bütün insanlara rahmet olarak gönderdi. İslâm'ı yayma hususunda bana yardımcı olun! Havarilerin Meryem oğlu İsa'ya muhalefetleri gibi, siz de bana karşı muhalefette bulunmayın!" buyurdu. Sahabîler, "Yâ Resûlallah!.. Havariler, İsa'ya (a.s.) nasıl muhalefet etmişlerdi?" diye sordular. Resûli Ekrem izah etti: "Benim sizi davet ettiğim vazifeye, o da havarilerini davet etmişti. Ancak onun yakın yere gönderdiği kimseler, isteyerek gidip selâmete eriştiler; uzak yere göndermek istedikleri kimseler ise, gitmekten kaçındılar. İsa (a.s.), bu durumu Allah'a arzetti ve şikâyette bulundu. Gitmeye üşenenlerin her biri, gönderilecekleri milletlerin dillerini konuşur oldukları hâlde sabahladılar. İsa (a.s.), onlara, 'Bu, Allah'ın sizin için kesinleştirdiği ve ehemmiyet verdiği bir iştir. Haydi, gidiniz!' demişti; onlar da gitmişlerdi!"4''9 Bunun üzerine sahabîler, "Yâ Resûlallah!.." dediler, "Biz, sana bu hususta yardımcı olacağız: Bizi arzu ettiğin yere gönder!" dediler.500 Kim, Nereye ve Kime Gönderildi? Bunun üzerine Resûli Kibriya Efendimiz, İslâm'a davet maksadıyla ashabından Dıhyetû'lKelbî'yi Rum Kayseri* Heraklius'a, Amr b. Ümeyye edDemrî'yi, Habeş Necâşîsi Ashame'ye, Abdullah b. Huzafe'yi, İran Kisrâsı Hüsrev Perviz'e, Hatıb b. Ebî Beltaa'yı, Mısır Firavunu Mukavkıs'a, Salit b. Amr'ı, Yerrıame Valisi Havza b. Ali'ye, Suca b. Vehb'i, Gassan Meliki Münzir b. Haris b. Ebî Şemir'e gönderdi.501 O zamanlar Rum (Bizans) devlet başkanına Kayser, İran şahına Kisrâ, Mısır devlet başkanına Firavun, Yemen hükümdarına Tubba, Habeş hükümdarına ise Necaşî denilmekteydi. Gönderilen elçilerin hepsi de, gönderildikleri memleketlerin dillerini biliyorlardı. Peygamber Efendimiz, bu elçilerine, mezkûr hükümdarlara verilmek üzere birer mektup da yazarak teslim etti. Mektupları yazdığı sırada, sahabîler, hükümdarların mühürsüz mektup okumadıklarını bildirince, Resûli Ekrem Efendimiz, gümüşten bir mühür yüzük üzerine alt alta gelmek suretiyle şu şekilde imzasını da yazdırdı: "Allah Resul Muhammed"502 Kâinatın Efendisi, bu yüzüğünü vefatına kadar takmıştır. Vefatından sonra sırasıyla, Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman takmışlardır. Günün birinde Hz. Osman'ın elinden Eriş Kuyusuna düşerek kaybolmuştur. Kuyunun bütün suyu çektirildiği hâlde bir türlü bulunamamıştır.503 -------------------------------------------------------------------------------- 498 A'raf, 158. Konuyla ilgili diğer âyetler için bkz.: Nisa, 79, 170, 174; Tevbe, 33; Sebe, 28; Hacc, 67; Ahzab, 40. 499 ibni Hişam, Sîre, c. 4, s. 254. 500 İbni Hişam, Sîre, c. 3, s. 507. 501 İbni Hişam, A.g.e., c. 4, s. 254; ibni Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 258; Belâzurî,Ensab, c. 1, s. 531; Taberî, Tarih, c. 3, s. 84; ibni Kesir, A.g.e., c. 3, s. 343. 502 Ibni Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 258. 503 Buharî, Sahih, c. 7, s. 54; Müslim, Sahih, c. 3, s. 1656. [/FONT][/SIZE][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Efendimiz (s.a.v)'i Tanıyalım
Efendimizin Hükümdarları İslam'a Daveti.
Üst
Alt