- Katılım
- 23 Nisan 2011
- Mesajlar
- 3,344
- Tepkime puanı
- 25
AHMET MIROGLU
60 Yillik Nafile Ibadete Denk Adalet
Serdar-i Ekrem Ibrahim Pasa, sehri kusatmaya aldiginda Kurban Bayrami'nin üçüncü günüydü. Düsman eman dilemek zorunda kalmisti. Pasa, kale anahtarlarini padisaha gönderdi. Bunun üzerine padisah kalenin zapti ve hazinenin muhafazasi için on bin asker yolladi. Ertesi gün de bizzat kendisi sehre girdi.
Böyle bir kaleyi gözler görmüs degildi. Çarsi pazari zengin ve ferahti, evleri saray gibiydi, sokaklari ise genisti ve mermer döseliydi. Padisah yürüdü, kral sarayina girdi. Saatlerce seyrettikten sonra dedi ki:
- Ah n'olaydi, bu saray Istanbulumuzda, Sarayburnu'nda olaydi!
Ve ardindan ekledi:
- Allah ile ahdim olsun, bu gaza mali ile Kudüs'e ve Medine'ye birer kale yaptirayim ve Istanbul'a kemerlerle su getireyim.
Kudüs'te ve Medine'de kale kalmadiysa da, ahdini yerine getirdigine Kemerburgaz su kemerleri sahittir.
Padisah gezintisine devam ederken sehir halkindan biri yanina yaklasti ve saray disinda bir kisim askerin halka zulmetmekte oldugunu bildirip yardim istedi. Bunun üzerine koca sultan sarayin duvarina kendi el yazisi ile bir beyit yazdi. Beyit, sehir 150 yil sonra elden çikana kadar o duvarda durdu.
“Gâziler meskenidir, bunda bey'im gayrulmaz / Bunda zulmedenin âkibeti hayrolmaz.”
Zira adalet karsisinda bey de, pasa da birdi, hiç kimse kayrilmazdi ve zalimin sonu kendisi için asla hayirli olmazdi.
Aradan yillar geçti. Ünlü seyyah Evliya Çelebi bu sarayi ziyaret etti. Hâlâ orada durmakta olan sultan gönlünden ve kaleminden çikma o beytin altina “Bir saat adalet etmek, yetmis sene (nafile) ibadetten efdaldir.” hadis-i serifini yazdi.
Kale Budin kalesi idi, padisah da Batililarin Muhtesem Süleyman dedikleri Kanuni...
Budin, Evliya Çelebi'nin yazdigina göre, Osmanli'nin 25 cami, 47 mescit, 12 medrese, 16 mektep, 10 tekke/türbe, 2 hamam, 9 han, 8 ilica, 75 sebil, 3500 ev, 1 çesme, 1 baruthane, 1 saat kulesi, 1 bedesten insa ettikleri 24 mahalleli ve bizzat Evliya Çelebi'nin ifadesiyle “Macari az bir Türk sehri” idi. Osmanli mülkünde Istanbul, Bursa ve Edirne'den sonra en sevilen sehir burasiydi. Çok sevildigi, için “Nazli Budin” denirdi.
Yani böylesine mamur, böylesine bayindir bir yerdi. Nasil öyle olmasin ki? Bu ülkenin Ilimler Akademisi tarafindan ortaya çikartilip yayinlanan bir belgeye göre, Osmanli Devleti bu topraklara hakim oldugu devirlerde, halktan yillik 7 milyon akçe vergi toplayip, yine yillik 7 milyon akçe yatirim yapiyordu.
Budin neresi çikartamadiniz degil mi? Macaristan'in ortasinda, Tuna nehrinin üzerinde iki büyük ve güzel sehir vardir. Buda ve Peste. Iki sehir, 19. yüzyilda birlesmis, Budapeste adiyla Macaristan'in baskenti olmustur. Iste Macarlarin Buda dedikleri nehrin batisindaki yer bizim “Budinimiz”dir.
Peki ya Budin'in kuzeyinde bir sinir kalesi olan Estergon'u bilir misiniz?.. Hani su marsi, mehter kösünü gümbür gümbür gümleten, akincilarin cirit attigi, Viyana'nin bir adim berisindeki Estergon'u? Ya da Kanije'yi veya Mohaç ovasini... Ve dahi Kanuni'nin iç organlarinin defnedildigi, sonradan Avrupalilarin üzerine kilise diktikleri Zigetvar'i?
Üzerine türküler yakilmis, siirler yazilmis, ask hikayeleri anlatilmis güzel Tuna'nin ortasindan aktigi bir ülkeden söz ediyoruz. Osmanli'nin uzun süre Engürüs olarak andigi, yönettigi, imar ettigi ve Nemçeli'ye (Avusturyalilar) kaptirdigi Macaristan'dan. Bugün itibariyle 3 bin (Patrick Burke-Texas Austin, Eastern Europe, Raintree Steck-Vaughn Publishers, 1997, s. 25.), veya 10 bin (Macar Islâm Cemiyetinin iddiasina göre) müslümanin yasadigi eski ihtisamli imparatorluk günlerini arayan bir ülkeden...
60 Yillik Nafile Ibadete Denk Adalet
Serdar-i Ekrem Ibrahim Pasa, sehri kusatmaya aldiginda Kurban Bayrami'nin üçüncü günüydü. Düsman eman dilemek zorunda kalmisti. Pasa, kale anahtarlarini padisaha gönderdi. Bunun üzerine padisah kalenin zapti ve hazinenin muhafazasi için on bin asker yolladi. Ertesi gün de bizzat kendisi sehre girdi.
Böyle bir kaleyi gözler görmüs degildi. Çarsi pazari zengin ve ferahti, evleri saray gibiydi, sokaklari ise genisti ve mermer döseliydi. Padisah yürüdü, kral sarayina girdi. Saatlerce seyrettikten sonra dedi ki:
- Ah n'olaydi, bu saray Istanbulumuzda, Sarayburnu'nda olaydi!
Ve ardindan ekledi:
- Allah ile ahdim olsun, bu gaza mali ile Kudüs'e ve Medine'ye birer kale yaptirayim ve Istanbul'a kemerlerle su getireyim.
Kudüs'te ve Medine'de kale kalmadiysa da, ahdini yerine getirdigine Kemerburgaz su kemerleri sahittir.
Padisah gezintisine devam ederken sehir halkindan biri yanina yaklasti ve saray disinda bir kisim askerin halka zulmetmekte oldugunu bildirip yardim istedi. Bunun üzerine koca sultan sarayin duvarina kendi el yazisi ile bir beyit yazdi. Beyit, sehir 150 yil sonra elden çikana kadar o duvarda durdu.
“Gâziler meskenidir, bunda bey'im gayrulmaz / Bunda zulmedenin âkibeti hayrolmaz.”
Zira adalet karsisinda bey de, pasa da birdi, hiç kimse kayrilmazdi ve zalimin sonu kendisi için asla hayirli olmazdi.
Aradan yillar geçti. Ünlü seyyah Evliya Çelebi bu sarayi ziyaret etti. Hâlâ orada durmakta olan sultan gönlünden ve kaleminden çikma o beytin altina “Bir saat adalet etmek, yetmis sene (nafile) ibadetten efdaldir.” hadis-i serifini yazdi.
Kale Budin kalesi idi, padisah da Batililarin Muhtesem Süleyman dedikleri Kanuni...
Budin, Evliya Çelebi'nin yazdigina göre, Osmanli'nin 25 cami, 47 mescit, 12 medrese, 16 mektep, 10 tekke/türbe, 2 hamam, 9 han, 8 ilica, 75 sebil, 3500 ev, 1 çesme, 1 baruthane, 1 saat kulesi, 1 bedesten insa ettikleri 24 mahalleli ve bizzat Evliya Çelebi'nin ifadesiyle “Macari az bir Türk sehri” idi. Osmanli mülkünde Istanbul, Bursa ve Edirne'den sonra en sevilen sehir burasiydi. Çok sevildigi, için “Nazli Budin” denirdi.
Yani böylesine mamur, böylesine bayindir bir yerdi. Nasil öyle olmasin ki? Bu ülkenin Ilimler Akademisi tarafindan ortaya çikartilip yayinlanan bir belgeye göre, Osmanli Devleti bu topraklara hakim oldugu devirlerde, halktan yillik 7 milyon akçe vergi toplayip, yine yillik 7 milyon akçe yatirim yapiyordu.
Budin neresi çikartamadiniz degil mi? Macaristan'in ortasinda, Tuna nehrinin üzerinde iki büyük ve güzel sehir vardir. Buda ve Peste. Iki sehir, 19. yüzyilda birlesmis, Budapeste adiyla Macaristan'in baskenti olmustur. Iste Macarlarin Buda dedikleri nehrin batisindaki yer bizim “Budinimiz”dir.
Peki ya Budin'in kuzeyinde bir sinir kalesi olan Estergon'u bilir misiniz?.. Hani su marsi, mehter kösünü gümbür gümbür gümleten, akincilarin cirit attigi, Viyana'nin bir adim berisindeki Estergon'u? Ya da Kanije'yi veya Mohaç ovasini... Ve dahi Kanuni'nin iç organlarinin defnedildigi, sonradan Avrupalilarin üzerine kilise diktikleri Zigetvar'i?
Üzerine türküler yakilmis, siirler yazilmis, ask hikayeleri anlatilmis güzel Tuna'nin ortasindan aktigi bir ülkeden söz ediyoruz. Osmanli'nin uzun süre Engürüs olarak andigi, yönettigi, imar ettigi ve Nemçeli'ye (Avusturyalilar) kaptirdigi Macaristan'dan. Bugün itibariyle 3 bin (Patrick Burke-Texas Austin, Eastern Europe, Raintree Steck-Vaughn Publishers, 1997, s. 25.), veya 10 bin (Macar Islâm Cemiyetinin iddiasina göre) müslümanin yasadigi eski ihtisamli imparatorluk günlerini arayan bir ülkeden...