Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Edebi, fikri, duygusal yazılarımız
Dilekçem: Vicdanımdaki Ürperti, Pişmanlık Tövbedir!
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="hacı anne" data-source="post: 3868" data-attributes="member: 4"><p><a href="https://www.ensevgiliye.net/forum/viewtopic.php?f=37&t=9243&start=0#p39784" target="_blank"><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Dilekçem: Vicdanımdaki Ürperti, Pişmanlık Tövbedir!</em></span></span></span></a></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Nefsimin, arzularımın tutsağıydım. Ben de özgür olmak istiyordum. Bir kuş gibi, tövbe ve istiğfar kanatlarıyla özgürlük semasına “Rıza” semasına uçabilmeliydim. Olabilirdi. Evet, İstesem yapabilirdim. </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Bazen “Sonunda falanca kişi de, Pişmanlık yasasından yararlandı” haberleri duyuyordum. Peki, ümit edilmeyen kişiler bile pişmanlık yasalarından yararlanabilirken, ben niye pişmanlık kanunundan(tövbe) yararlanmayayım? Evet, mahşerde o büyük diriliş gününde, belki benim içinde “Sonunda sende pişmanlık yasasından yararlandın” denilseydi, ne olurdu? Ahh…Ne olurdu… </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Pişmanlık yasalarından faydalananlar, itiraflar yaparlardı ve itiraflarına görede cezaları değişirdi. Bende onun huzurunda ellerimi açıp, kusurlarımı görüp onun “Settar” ismine sığınmalıydım. İtiraf edene merhamet ediliyordu. Banada “Erhamürrahimin” merhamet edecekti ve edeceğini müjdelemişti de. </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>"Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı anarlar, günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları Allah'tan başka bağışlayan kim vardır. Onlar yaptıklarında bile bile direnmezler" (Âl-i İmrân,135) </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Bu gibi müjdeler her an için geçerliydi, her yerde de yapılabilirdi. Evet her şeyin yüzü suyu hürmetine yaratıldığı Kutlu Nebi (s.a.s) "Yüce Allah kulunun tövbesini, ölüm anında boğazında hırıltı başlamadıkça, kabul eder" diyordu. Demek elimi çabuk tutmalıydım. Her an ecel aslanı pençesini indirebilirdi. Ben tövbemi, pişmanlığımı her yerde de yapabilirdim, çünkü O “her yerde hazır ve nazırdı”. Aracısızda yapabilirdim, çünkü O “her şeyi işitendi”… </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Onun affı rahmeti yağmur gibiydi. Her yere yağardı, ama kayaların yağmurdan hissesiz kalması gibi, katı yürekli pişmanlık ateşiyle gönlünü eritmeyenler, bundan nasipsiz kalacaktı. </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Bülbül her yere konar mıydı? Ancak pişmanlık ateşiyle günah kirlerinin yandığı, temiz bir gönül bahçesinde af bülbülü işitilebilirdi. </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Nerede Of Of diyeceğini bile bilemeyişime OF. </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Elimdeki bunca verilenlere şükür edemeyişime OF. </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Geçmiş zamanımı ibadet yağmurlarıyla sulamayıp, bir çöl gibi bırakmanın pişmanlığını duyamayışıma OF. </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Günahların ızdırabını içimde duyamayışıma OF. </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Çeşme gibi çeşmimden(göz) yaşlar akıtmam gerekti. Kutlu Nebinin(s.a.s) “Ürpermeyen kalpten sana sığınırım” dediği gibi, ben de günahlarımı her daim hatırlamalı ve bundan dolayı ürpermeli, bu halin olmayışından da ona sığınmalıydım. </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Kim bilir? Belkide, gözyaşlarıyla geçirilen bir gün veya pişmanlık sancılarıyla iki büklüm olup eda edilen bir namazın ardından gelecekti af kararı. </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>İşte, gerçekte hakiki beraat gecesi, hakiki bayram ona denilecekti. </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Hz. Ali’nin “Bugün amel var, hesap yok. Yarın da hesap var, amel yok.” Sözünü hatırlayıp kalemim elimden alınmadan, imtihan bitti zili “ecel” çalmadan gözyaşlarımla, dilimdeki tövbe, gönlümdeki sancı, vicdanımdaki ürpertiler ile amel yapıp hayat sahifemi süslemeliydim… </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Gidenler hesap, bugün ve yarınlar ise fırsattı. </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Şartlarına uyarak yaptığımız bir işten nasıl netice bekliyorsak, tövbenin şartlarına uyduğumuzda da Allah’ın rahmetini ummalıyız. </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Kutlu nebinin “Pişmanlık Tövbedir” sözü gereği tövbe üzerinde biraz duralım. </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Tövbe; pişmanlığın mırıltılarıdır, geçmişte yapılan kusurlara pişmanlık ve şimdiki varsa yanlış hal ve vaziyetin terk edilip, gelecekte istikametli bir yürüyüş sergileme kararlılığıdır. Tövbede en can alıcı nokta “Sağılmış olan sütün hayvanın memesine dönmesi nasıl mümkün değilse, öylece o günaha bir daha dönmemek anlamında” ki kararlı bir tövbe olmasıdır. Ki buna da “Nasuh Tövbe” denir. </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Günahlara hayat hakkı vermemek lazım. “İnsan hayatında ömrü en az, en kısa olması gereken şey hata ve günahlar olmalıdır”. Günahkâr zehirlenmiş bir insan gibidir, zehirlenen kişi için vakit geçirmek nasıl tehlikeli ise günah işleyeninde tövbede gecikmesi o derece risklidir. </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Tövbe; kendini yenilemek, bir iç onarım, günah çukuruna girmiş kişinin hoplayıp çıkması, nefsanî arzulara dur deyip erkekçe duruşun adıdır. İradenin günahlara geçit vermemesidir. Benliğin, nefsin arzularıyla düellosu da diyebiliriz. </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Efendimiz buyururlar ki “Herkes hata işler, hata işleyenlerin en hayırlıları da tövbe edenlerdir.” Zamanın dehşetinden dolayı günah zemininden uzak durmak en selametli yoldur. Yoksa yarın mahşerin dehşeti içinde duyacağımız pişmanlığın hiç mi hiç faydası olmayacaktır. Nitekim mahşer gününün o büyük diriliş gününün bir ismi de “Pişmanlık Günü” dür. </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em></em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Vicdanında, hatalarına kusurlarına tiksinti duyanlara </em></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: purple"><em>Tövbe ve istiğfar ilacını günahlarına sürenlere SELAM OLSUN.</em></span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="hacı anne, post: 3868, member: 4"] [URL="https://www.ensevgiliye.net/forum/viewtopic.php?f=37&t=9243&start=0#p39784"][FONT=Garamond][SIZE=6][COLOR=purple][I]Dilekçem: Vicdanımdaki Ürperti, Pişmanlık Tövbedir![/I][/COLOR][/SIZE][/FONT][/URL] [FONT=Garamond][SIZE=6][COLOR=purple][I]Nefsimin, arzularımın tutsağıydım. Ben de özgür olmak istiyordum. Bir kuş gibi, tövbe ve istiğfar kanatlarıyla özgürlük semasına “Rıza” semasına uçabilmeliydim. Olabilirdi. Evet, İstesem yapabilirdim. Bazen “Sonunda falanca kişi de, Pişmanlık yasasından yararlandı” haberleri duyuyordum. Peki, ümit edilmeyen kişiler bile pişmanlık yasalarından yararlanabilirken, ben niye pişmanlık kanunundan(tövbe) yararlanmayayım? Evet, mahşerde o büyük diriliş gününde, belki benim içinde “Sonunda sende pişmanlık yasasından yararlandın” denilseydi, ne olurdu? Ahh…Ne olurdu… Pişmanlık yasalarından faydalananlar, itiraflar yaparlardı ve itiraflarına görede cezaları değişirdi. Bende onun huzurunda ellerimi açıp, kusurlarımı görüp onun “Settar” ismine sığınmalıydım. İtiraf edene merhamet ediliyordu. Banada “Erhamürrahimin” merhamet edecekti ve edeceğini müjdelemişti de. "Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı anarlar, günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları Allah'tan başka bağışlayan kim vardır. Onlar yaptıklarında bile bile direnmezler" (Âl-i İmrân,135) Bu gibi müjdeler her an için geçerliydi, her yerde de yapılabilirdi. Evet her şeyin yüzü suyu hürmetine yaratıldığı Kutlu Nebi (s.a.s) "Yüce Allah kulunun tövbesini, ölüm anında boğazında hırıltı başlamadıkça, kabul eder" diyordu. Demek elimi çabuk tutmalıydım. Her an ecel aslanı pençesini indirebilirdi. Ben tövbemi, pişmanlığımı her yerde de yapabilirdim, çünkü O “her yerde hazır ve nazırdı”. Aracısızda yapabilirdim, çünkü O “her şeyi işitendi”… Onun affı rahmeti yağmur gibiydi. Her yere yağardı, ama kayaların yağmurdan hissesiz kalması gibi, katı yürekli pişmanlık ateşiyle gönlünü eritmeyenler, bundan nasipsiz kalacaktı. Bülbül her yere konar mıydı? Ancak pişmanlık ateşiyle günah kirlerinin yandığı, temiz bir gönül bahçesinde af bülbülü işitilebilirdi. Nerede Of Of diyeceğini bile bilemeyişime OF. Elimdeki bunca verilenlere şükür edemeyişime OF. Geçmiş zamanımı ibadet yağmurlarıyla sulamayıp, bir çöl gibi bırakmanın pişmanlığını duyamayışıma OF. Günahların ızdırabını içimde duyamayışıma OF. Çeşme gibi çeşmimden(göz) yaşlar akıtmam gerekti. Kutlu Nebinin(s.a.s) “Ürpermeyen kalpten sana sığınırım” dediği gibi, ben de günahlarımı her daim hatırlamalı ve bundan dolayı ürpermeli, bu halin olmayışından da ona sığınmalıydım. Kim bilir? Belkide, gözyaşlarıyla geçirilen bir gün veya pişmanlık sancılarıyla iki büklüm olup eda edilen bir namazın ardından gelecekti af kararı. İşte, gerçekte hakiki beraat gecesi, hakiki bayram ona denilecekti. Hz. Ali’nin “Bugün amel var, hesap yok. Yarın da hesap var, amel yok.” Sözünü hatırlayıp kalemim elimden alınmadan, imtihan bitti zili “ecel” çalmadan gözyaşlarımla, dilimdeki tövbe, gönlümdeki sancı, vicdanımdaki ürpertiler ile amel yapıp hayat sahifemi süslemeliydim… Gidenler hesap, bugün ve yarınlar ise fırsattı. Şartlarına uyarak yaptığımız bir işten nasıl netice bekliyorsak, tövbenin şartlarına uyduğumuzda da Allah’ın rahmetini ummalıyız. Kutlu nebinin “Pişmanlık Tövbedir” sözü gereği tövbe üzerinde biraz duralım. Tövbe; pişmanlığın mırıltılarıdır, geçmişte yapılan kusurlara pişmanlık ve şimdiki varsa yanlış hal ve vaziyetin terk edilip, gelecekte istikametli bir yürüyüş sergileme kararlılığıdır. Tövbede en can alıcı nokta “Sağılmış olan sütün hayvanın memesine dönmesi nasıl mümkün değilse, öylece o günaha bir daha dönmemek anlamında” ki kararlı bir tövbe olmasıdır. Ki buna da “Nasuh Tövbe” denir. Günahlara hayat hakkı vermemek lazım. “İnsan hayatında ömrü en az, en kısa olması gereken şey hata ve günahlar olmalıdır”. Günahkâr zehirlenmiş bir insan gibidir, zehirlenen kişi için vakit geçirmek nasıl tehlikeli ise günah işleyeninde tövbede gecikmesi o derece risklidir. Tövbe; kendini yenilemek, bir iç onarım, günah çukuruna girmiş kişinin hoplayıp çıkması, nefsanî arzulara dur deyip erkekçe duruşun adıdır. İradenin günahlara geçit vermemesidir. Benliğin, nefsin arzularıyla düellosu da diyebiliriz. Efendimiz buyururlar ki “Herkes hata işler, hata işleyenlerin en hayırlıları da tövbe edenlerdir.” Zamanın dehşetinden dolayı günah zemininden uzak durmak en selametli yoldur. Yoksa yarın mahşerin dehşeti içinde duyacağımız pişmanlığın hiç mi hiç faydası olmayacaktır. Nitekim mahşer gününün o büyük diriliş gününün bir ismi de “Pişmanlık Günü” dür. Vicdanında, hatalarına kusurlarına tiksinti duyanlara Tövbe ve istiğfar ilacını günahlarına sürenlere SELAM OLSUN.[/I][/COLOR][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Edebi, fikri, duygusal yazılarımız
Dilekçem: Vicdanımdaki Ürperti, Pişmanlık Tövbedir!
Üst
Alt