- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185
En çok Üye Olma Sebebi;
-"Rüya yorumlatmak "
-"son zamanlarda gördügüm rüyaları dine uygun yorumlatmak"
-"rüyalarimin anlamlarina yorum aramak"
-"Rüya tabiri"
-"rüyalarimin ne anlama geldiğini öğrenmek için"
-"mistik rüyalarımın açıklanması hususunda ikinci bir sağlam kaynak aramam."
-"rüya yorumlanması"
-"rüyam ve gördüğüm rüyalar hakkında bilgi alma"
-"rüya
Geçmişten günümüze kadar,İnsanlar gördükleri rüyaların anlamlarını hep merak etmişlerdir.
Rüyaların, sadece insanların geçmiş yaşamları için değil, gelecekleri hakkında da çeşitli bilgiler verme konusunda da haberci nitelikle olananlarda bulunuyor...
Tasavvufçular (Sufiler) rüyayı özellikle seyru süluk sırasında bilgi yollarından biri olarak görmüş ve görülen rüyalardan manevî terakkiye işaret ve deliller çıkarmışlardır.
Rüyayı, batılı bilginlerin “gün içinde karşılaştığımız olayların bilinçaltında büründüğü hal” olarak tanımlamasına karşılık doğulu bilginler, bu görüşe katılmakla beraber, onu daha çok bir ilahi ve uyarıcı mesaj olarak görmüş ve önemsemişlerdir.
İslam’a göre rüya görme, insan nefsinin, kendi iç dünyasında, bir an için olayların hakikatinin suretlerini mütalaa etmesi olarak değerlendirilebilir.
Biz de Rasulullah (s.a.v.) efendimizin tasnifine göre rüyaları üçe ayırarak sınıflandıracağız:
1) Sadık Rüyalar: Doğrudan doğruya Allah tarafından veya melek vasıtasıyla kalbe yansıyan ve gaybî manaları taşıyan rüyalardır. Rüyanın bu kısmına “sadık rüya” veya “salih rüya” denilmektedir. Bu tür rüyalar için; İslami kaynaklarda Rahmani veya ruhani rüya terimleri de kullanılmaktadır.
2) Cismani Rüya: Genel olarak uykuya yatılan ilk saatlerde kendini gösteren, günlük hayatın bir devamı şeklinde ortaya çıkan rüyalardır.
Zira uykunun başlangıcında insanın sinir ve duygu gibi hassaları tıpkı motorun durmasından sonra pervanelerin bir müddet daha çalışması gibi bir faaliyet gösterirler.
Örneğin insanın çalıştığı işte eksik bıraktığı bir faaliyet, rüyada tamamlanmış ya da devam ediyor görülebilir. Bu tip rüyalar genelde önemsiz kabul edilir.
3) Nefsanî Rüya: Bir hadiste, şeytanın uykuda insanla oynadığı bildirilir. Dolayısıyla bu tür rüyalar, böyle bir irtibat neticesinde, bir kişiyi mahzun etmek için şeytan tarafından gösterilir.
Tasavvufçular, rüyayı bilgi edinme yollarından saymışlardır. Bu konuda Erzurumlu İbrahim Hakkı şöyle der: “Kalp ve ruh temizliği içinde uykuya dalan bir kimsenin ruhu, bedeni terk ederek âlem-i melekût’a kadar yükselebildiğinde akl-ı evvel ile karşılaşır ve ruhlar âleminin idrak melekesi ve vasıtası olan bu akl-ı evvel ile maddi olaylar dünyası ile sırf ruhlar dünyası arasında bir dünya olan ve bütün varlık ve olayların kendisinde yaşadığı Berzah âlemini idrak edebilir ve bu şekildeki bir idrakle insan ruhu idrakinin konusu olan varlık veya olay hakkında bilgi sahibi olabilir.
Rüya yoluyla bilgi sahibi olmak Kur’an’a göre insanın önüne konulmuş bir amaç değildir. İnsanın asıl sorumlu olduğu alan, uyanıkken yaşadığı alandır ve asıl önemli olan da o zaman dilimindeki Allah’ı unutmadan sürekli olumlu bir aktivite içinde hayatını sürdürmesidir. Çünkü uyku insanın sorumluluğunu düşünen bir olgudur.
Neticede Rüya, ilmî bir delil değildir. Buna dayalı olarak bir hüküm verilemez. Bunları gören kimse, başkalarını o yolla elde ettiği bilgilere davet edemez. Fakat gördükleri şeyler İslam’ın ölçülerine aykırı değilse, görenlerin kendileri onlara göre hareket edebilir. Zaten bu durumda İslam’ın mubah kıldığı dairede hareket etmiş olurlar. Mesela gördüğü rüya, hadislerde olduğu şekli ile sadık rüya ise rüyadaki mesajı doğru çözerek hayatına tatbik edebilir.
Rüya tabir etmek Allah vergisidir. Herkes rüya tabir edemez. Akıl ve mantık bu iş için yeterli değildir. Rüya merhametli ve öğüt verebilecek durumda olanlara anlatılmalıdır. Rüya gören adam; rüyasını düşmanına, cahil kimselere, haset, tamah, kibir ve kendini beğenme gibi kötü ahlak sahiplerine anlatmamalıdır.
rüyanı gerçekleştirmek istiyorsan önce uyanman lazım..
Rüyalar,Hayatı yeniden sorgulayıp, farklı açıdan bakmamızı sağlar.. "RÜYA" bir "HATIRLATMADIR"..illa hû... Yâ hû...
Ben rüyaları elimden, dilimden, kalbimden ,tecrübelerimden ,geldiğince yorumlamaya çalışırım!!
ama velhasılı kelam kendi rüyasının yorumunu okuyanın içsel ve görsel ,samimi ve idrak,algılamasına göre mana değişimine uğrar ve anlar kişi...
Dedim ya Herkes idrakınca, kadarınca, kaderince nasibince payını alır okur ve idrak edebilir ancak...
Neden mi çünkü herşey nasip meselesi.Sen hala anlamadın mı Herkes ancak nasibince faydalanıyor hayattan ve her şeyden..
Herkes ancak nasibince alır bu rüya yorumlarından.
.
-"Rüya yorumlatmak "
-"son zamanlarda gördügüm rüyaları dine uygun yorumlatmak"
-"rüyalarimin anlamlarina yorum aramak"
-"Rüya tabiri"
-"rüyalarimin ne anlama geldiğini öğrenmek için"
-"mistik rüyalarımın açıklanması hususunda ikinci bir sağlam kaynak aramam."
-"rüya yorumlanması"
-"rüyam ve gördüğüm rüyalar hakkında bilgi alma"
-"rüya
Geçmişten günümüze kadar,İnsanlar gördükleri rüyaların anlamlarını hep merak etmişlerdir.
Rüyaların, sadece insanların geçmiş yaşamları için değil, gelecekleri hakkında da çeşitli bilgiler verme konusunda da haberci nitelikle olananlarda bulunuyor...
Tasavvufçular (Sufiler) rüyayı özellikle seyru süluk sırasında bilgi yollarından biri olarak görmüş ve görülen rüyalardan manevî terakkiye işaret ve deliller çıkarmışlardır.
Rüyayı, batılı bilginlerin “gün içinde karşılaştığımız olayların bilinçaltında büründüğü hal” olarak tanımlamasına karşılık doğulu bilginler, bu görüşe katılmakla beraber, onu daha çok bir ilahi ve uyarıcı mesaj olarak görmüş ve önemsemişlerdir.
İslam’a göre rüya görme, insan nefsinin, kendi iç dünyasında, bir an için olayların hakikatinin suretlerini mütalaa etmesi olarak değerlendirilebilir.
Biz de Rasulullah (s.a.v.) efendimizin tasnifine göre rüyaları üçe ayırarak sınıflandıracağız:
1) Sadık Rüyalar: Doğrudan doğruya Allah tarafından veya melek vasıtasıyla kalbe yansıyan ve gaybî manaları taşıyan rüyalardır. Rüyanın bu kısmına “sadık rüya” veya “salih rüya” denilmektedir. Bu tür rüyalar için; İslami kaynaklarda Rahmani veya ruhani rüya terimleri de kullanılmaktadır.
2) Cismani Rüya: Genel olarak uykuya yatılan ilk saatlerde kendini gösteren, günlük hayatın bir devamı şeklinde ortaya çıkan rüyalardır.
Zira uykunun başlangıcında insanın sinir ve duygu gibi hassaları tıpkı motorun durmasından sonra pervanelerin bir müddet daha çalışması gibi bir faaliyet gösterirler.
Örneğin insanın çalıştığı işte eksik bıraktığı bir faaliyet, rüyada tamamlanmış ya da devam ediyor görülebilir. Bu tip rüyalar genelde önemsiz kabul edilir.
3) Nefsanî Rüya: Bir hadiste, şeytanın uykuda insanla oynadığı bildirilir. Dolayısıyla bu tür rüyalar, böyle bir irtibat neticesinde, bir kişiyi mahzun etmek için şeytan tarafından gösterilir.
Tasavvufçular, rüyayı bilgi edinme yollarından saymışlardır. Bu konuda Erzurumlu İbrahim Hakkı şöyle der: “Kalp ve ruh temizliği içinde uykuya dalan bir kimsenin ruhu, bedeni terk ederek âlem-i melekût’a kadar yükselebildiğinde akl-ı evvel ile karşılaşır ve ruhlar âleminin idrak melekesi ve vasıtası olan bu akl-ı evvel ile maddi olaylar dünyası ile sırf ruhlar dünyası arasında bir dünya olan ve bütün varlık ve olayların kendisinde yaşadığı Berzah âlemini idrak edebilir ve bu şekildeki bir idrakle insan ruhu idrakinin konusu olan varlık veya olay hakkında bilgi sahibi olabilir.
Rüya yoluyla bilgi sahibi olmak Kur’an’a göre insanın önüne konulmuş bir amaç değildir. İnsanın asıl sorumlu olduğu alan, uyanıkken yaşadığı alandır ve asıl önemli olan da o zaman dilimindeki Allah’ı unutmadan sürekli olumlu bir aktivite içinde hayatını sürdürmesidir. Çünkü uyku insanın sorumluluğunu düşünen bir olgudur.
Neticede Rüya, ilmî bir delil değildir. Buna dayalı olarak bir hüküm verilemez. Bunları gören kimse, başkalarını o yolla elde ettiği bilgilere davet edemez. Fakat gördükleri şeyler İslam’ın ölçülerine aykırı değilse, görenlerin kendileri onlara göre hareket edebilir. Zaten bu durumda İslam’ın mubah kıldığı dairede hareket etmiş olurlar. Mesela gördüğü rüya, hadislerde olduğu şekli ile sadık rüya ise rüyadaki mesajı doğru çözerek hayatına tatbik edebilir.
Rüya tabir etmek Allah vergisidir. Herkes rüya tabir edemez. Akıl ve mantık bu iş için yeterli değildir. Rüya merhametli ve öğüt verebilecek durumda olanlara anlatılmalıdır. Rüya gören adam; rüyasını düşmanına, cahil kimselere, haset, tamah, kibir ve kendini beğenme gibi kötü ahlak sahiplerine anlatmamalıdır.
rüyanı gerçekleştirmek istiyorsan önce uyanman lazım..
Rüyalar,Hayatı yeniden sorgulayıp, farklı açıdan bakmamızı sağlar.. "RÜYA" bir "HATIRLATMADIR"..illa hû... Yâ hû...
Ben rüyaları elimden, dilimden, kalbimden ,tecrübelerimden ,geldiğince yorumlamaya çalışırım!!
ama velhasılı kelam kendi rüyasının yorumunu okuyanın içsel ve görsel ,samimi ve idrak,algılamasına göre mana değişimine uğrar ve anlar kişi...
Dedim ya Herkes idrakınca, kadarınca, kaderince nasibince payını alır okur ve idrak edebilir ancak...
Neden mi çünkü herşey nasip meselesi.Sen hala anlamadın mı Herkes ancak nasibince faydalanıyor hayattan ve her şeyden..
Herkes ancak nasibince alır bu rüya yorumlarından.
.
