- Katılım
- 23 Nisan 2011
- Mesajlar
- 3,344
- Tepkime puanı
- 25
Etiyopatogenetik olarak, öncelikle eklem kıkırdağını ilgilendiren bir hastalıktır; inflamasyon, hastalığı başlatan etken değildir.
Primer osteoartroz genellikle yaşın ilerlemesine paralel olarak artan sıklıkta ve diz (gonartroz), kalça (koksartroz) eklemleri ile vertebra faset eklemlerinde görülür. Yerel olarak adlandırılan bu tiplerin yanısıra, yaygın primer osteoartroz olarak adlandırılan ve kalıtımsal yönü (HLA 1-B8) bulunan tablolar da vardır. Primer tipin oluşumunda, yineleyen küçük travmaların rolü olduğuna inanılmaktadır. Ancak; ne yaşlanma ne travma, patogenezi açıklamada tek başlarına yeterli değildir. Eklem kıkırdağında yaşlanmaya bağlı değişiklikler, osteoartrozdaki değişiklikler ile örtüşmez:
Sekonder osteoartrozlar ise, daha genç yaşlarda ortaya çıkabilirler ve bilinen bir nedene bağlıdırlar. Bunlar arasında, sinovya ve periartiküler kemiğin hastalıkları (ör.: aseptik nekroz), kristal birikimleri (ör.: kalsiyum pirofosfat dihidrat), eklem içine kanamaya neden olan hastalıklar (ör.: hemofili A ve B) ve kıkırdağın yapısından kaynaklanan bozukluklar (ör.: akondroplazi) sayılabilir. Diyabetlilerde, özellikle metatarslarda görülen Charcot eklemi bir nöropatik artropati olarak sekonder osteoartrozlar arasında yer alır. Spor yaralanmaları da sekonder osteoartroz nedenleri arasındadır.
Eklem kıkırdağının yapımından olduğu gibi, yıkımından da kondrositler sorumludur. Ancak, osteoartroz patogenezinde kondrositlerin yıkıcı yönünü neyin uyardığı belli değildir. Erkeklerde diz eklemi, kadınlarda ise el eklemleri daha sık olarak tutulur. Kalça eklemi tutulumu kadın-erkek farkı göstermez. Altmış beş yaşlarında kadın ve erkeklerin %80'den fazlasında değişik derecelerde dejeneratif eklem hastalığı bulunur. Hastalık, klinikopatolojik olarak
* başlangıç,
* ilerleme ve
* ağırlaşma
dönemlerine ayrılabilir. Başlangıçta, matriks parçalanması ve kondrosit proliferasyonu ilk bulgu olarak dikkati çeker. Bu dönemde, kondrositlerden salgılanan interlökin 1 ve TNF-alfa gibi sitokinler matriks proteoglikanlarının parçalanmasını artırmada önemli rol oynar.
Sonraki dönemlerde;
* kıkırdak yıkımı daha da artar,
* bazofilinin yerini eozinofili alır,
* su miktarı artar,
* eklem kıkırdağında histopatolojik olarak seçilen yarılmalar oluşur ve
* subkondral kemikte proliferatif değişiklikler belirginleşir.
alıntı
Primer osteoartroz genellikle yaşın ilerlemesine paralel olarak artan sıklıkta ve diz (gonartroz), kalça (koksartroz) eklemleri ile vertebra faset eklemlerinde görülür. Yerel olarak adlandırılan bu tiplerin yanısıra, yaygın primer osteoartroz olarak adlandırılan ve kalıtımsal yönü (HLA 1-B8) bulunan tablolar da vardır. Primer tipin oluşumunda, yineleyen küçük travmaların rolü olduğuna inanılmaktadır. Ancak; ne yaşlanma ne travma, patogenezi açıklamada tek başlarına yeterli değildir. Eklem kıkırdağında yaşlanmaya bağlı değişiklikler, osteoartrozdaki değişiklikler ile örtüşmez:
Sekonder osteoartrozlar ise, daha genç yaşlarda ortaya çıkabilirler ve bilinen bir nedene bağlıdırlar. Bunlar arasında, sinovya ve periartiküler kemiğin hastalıkları (ör.: aseptik nekroz), kristal birikimleri (ör.: kalsiyum pirofosfat dihidrat), eklem içine kanamaya neden olan hastalıklar (ör.: hemofili A ve B) ve kıkırdağın yapısından kaynaklanan bozukluklar (ör.: akondroplazi) sayılabilir. Diyabetlilerde, özellikle metatarslarda görülen Charcot eklemi bir nöropatik artropati olarak sekonder osteoartrozlar arasında yer alır. Spor yaralanmaları da sekonder osteoartroz nedenleri arasındadır.
Eklem kıkırdağının yapımından olduğu gibi, yıkımından da kondrositler sorumludur. Ancak, osteoartroz patogenezinde kondrositlerin yıkıcı yönünü neyin uyardığı belli değildir. Erkeklerde diz eklemi, kadınlarda ise el eklemleri daha sık olarak tutulur. Kalça eklemi tutulumu kadın-erkek farkı göstermez. Altmış beş yaşlarında kadın ve erkeklerin %80'den fazlasında değişik derecelerde dejeneratif eklem hastalığı bulunur. Hastalık, klinikopatolojik olarak
* başlangıç,
* ilerleme ve
* ağırlaşma
dönemlerine ayrılabilir. Başlangıçta, matriks parçalanması ve kondrosit proliferasyonu ilk bulgu olarak dikkati çeker. Bu dönemde, kondrositlerden salgılanan interlökin 1 ve TNF-alfa gibi sitokinler matriks proteoglikanlarının parçalanmasını artırmada önemli rol oynar.
Sonraki dönemlerde;
* kıkırdak yıkımı daha da artar,
* bazofilinin yerini eozinofili alır,
* su miktarı artar,
* eklem kıkırdağında histopatolojik olarak seçilen yarılmalar oluşur ve
* subkondral kemikte proliferatif değişiklikler belirginleşir.
alıntı