Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Hadis-i Şerifler
Dava (Kaza) ve Hüküm
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ömr-ü diyar" data-source="post: 11896" data-attributes="member: 376"><p>HÜKMÜN KEYFİYETİ</p><p> </p><p>4862 - Hâris İbnu Amr İbni Ahî'l-Mugîre İbni Şu'be, Muâz radıyallahu anh'tan naklen anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Muaz'ı Yemen'e gönderdiği zaman kendisine sorar: "Sana bir dâva geldiği vakit nasıl hükmedeceksin?"</p><p> </p><p>"Allah'ın kitabıyla hükmedeceğim" der Muâz.</p><p> </p><p>"(Meseleyi Kitabullah'ta) bulamazsan?"</p><p> </p><p>"Resûlullah'ın sünnetiyle hükmedeceğim."</p><p> </p><p>"Ne Kitabullah'ta ve ne de Resûlullah'ın sünnetinde bulamazsan?"</p><p> </p><p>"Kendi re'yimle ictihad edeceğim, (hüküm vermekten) geri durmayacağım."</p><p> </p><p>Hz. Muaz der ki: "Bu cevabım üzerine Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (memnun kaldı), göğsüme eliyle vurup:</p><p> </p><p>"Allah'ın elçisinin elçisini, Allah'ın elçisini memnun edecek usûlde muvaffak kılan Allah'a hamdolsun!" buyurdular."</p><p> </p><p>Ebu Dâvud, Akdiye 11, (3592, 3593); Tirmizi, Ahkâm 3, (1327, 1328).</p><p> </p><p>4863 - Ümmü Seleme radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, odasının kapısında bir münakaşa işitmişti. Yanlarına çıkıp:</p><p> </p><p>"Ben bir beşerim. Bana ihtilaflılar gelir. Bunlardan biri, diğerine nazaran daha belâgatlı (ikna edici) olur. Ben de onun doğru söylediğini zanneder, lehine hükmederim. Ancak kime bir müslümanın hakkını vermiş isem, bunun ateşten bir parça olduğunu bilsin. O ateşi ister yüklensin, ister terketsin (kendisi bilir)" buyurdular."</p><p> </p><p>4864 - Sahiheyn'in bir rivayetinde hadis şöyledir: "Ben de sizin gibi bir insanım. Siz dâvalarınızın halli için bana geliyorsunuz. Bazınızın hüccet yönüyle, diğer bazısından daha ikna edici olması, böylece benim, işittiğime dayanarak onun lehine hükmetmem mümkündür. Kimin lehine, kardeşinin hakkından bir şey hükmetmişsem (bilsin ki), onun için cehennemden bir ateş parçası kesmiş oluyorum."</p><p> </p><p>Burari, Şehâdât 27, Mezâlim 16, Hiyel 9, Ahkâm 20, 29, 31; Müslim, Akdiye 5, (1713); Muvatta, Akdiye 1, (2, 719); Ebu Dâvud, Akdiye 7, (3583, 3584); Tirmizi, Ahkam 11, (1339); Nesâi, Kudat 13, (8, 233).</p><p> </p><p>4865 - Eş'as İbnu Kays'ın anlattığına göre, Humus'tan bir köleyi Abdullah'tan yirmibin (dirhem)e satın almış ve Abdullah kölenin bedelini almak üzere kendisine bir adam göndermiştir. Adam gelince Eş'as:</p><p> </p><p>"Ben onu onbine satın aldım" dedi. Abdullah da:</p><p> </p><p>"Öyleyse seninle benim arama (hakem olacak) bir kimse tayin et!" dedi. Eş'as: "Benimle kendi aranda sen hakem ol!" dedi. Bunun üzerine Abdullah:</p><p> </p><p>"Ben Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın: "Alış-veriş yapan iki kişi ihtilafa düşerlerse ve aralarında da delil yoksa, mal sahibinin söylediği esas alınır veya (alış-verişi) terkederler" dediğini işittim" dedi."</p><p> </p><p>Ebu Dâvud, Büyü 74, (3511); Nesâi, Büyü 82, (7, 302, 303). Nesai'de sadece müsned (Resûlullah'a ait) kısım kaydedilmiştir.</p><p> </p><p>DÂVÂLAR VE BEYYİNELER</p><p> </p><p>4866 - İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bana dedi ki: "Beyyine dâvacı üzerine, yemin de dâvalı üzerine düşer."</p><p> </p><p>Tirmizî, Ahkâm 12, (1341).</p><p> </p><p>4867 - İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor: "İki kadın bir odada deri dikiyorlardı. Bunlardan biri avucuna bîz batırılmış olarak dışarı çıktı. Bunu diğerinin yaptığını iddia etti. Dâva İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ'ya götürüldü. İbnu Abbâs dedi ki:</p><p> </p><p>"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurmuşlardı: "Eğer insanlara sırf iddialarıyla, (delil olmadan) talep ettikleri verilseydi, insanlar başkalarının kan ve mallarını istemeye kalkarlardı. Ancak iddia sahibine beyyine gerekmektedir. İddiayı inkâr edene de yemin gerekmektedir. (Bu kadına) Allah'ı (yalan yere yemin etmenin günahını) hatırlatın. Ona şu âyeti okuyun: "Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir pahaya değişenler, işte bunlar için ahirette hiçbir nasib yoktur" (Âl-i İmrân 77).</p><p> </p><p>Kadına bu hatırlatıldı. Bunun üzerine kadın suçunu itiraf etti."</p><p> </p><p>Buhari, Tefsir, Al-i İmran 3, Rükün 6; Müslim, Akdiye 2, (1711); Ebu Dâvud, Akdiye 23, (3619); Tirmizi, Ahkâm 13, (1343); Nesâi, Kudât 35, (8, 248).</p><p> </p><p>4868 - Yine İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (iddia sahibi iki şahid bulamazsa) bir yemin ve bir şahid(in yeterli olacağın)a hükmetmiştir."</p><p> </p><p>Müslim, Akdiye 3, (1712); Ebu Dâvud, Akdiye 21, (3608).</p><p> </p><p>4869 - Abdullah İbnu Ubeydillah İbni Ebî Müleyke anlatıyor: "Beni Süheyb radıyallahu anh, Mervân nezdinde, iki ev ve bir odanın kendilerine ait olduğunu, bunları (babaları) Süheyb'e Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın verdiğini iddia ettiler. Mervân: "Söylediğiniz şeye şahidiniz var mı?" dedi. Onlar: "İbnu Ömer!" dediler. Mervan, İbnu Ömer'i çağırdı. O, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın Süheyb radıyallahu anh'a iki ev ve bir oda verdiğini söyledi. Mervân sadece onun şehâdediyle onlar lehine hükmetti."</p><p> </p><p>Buhari, Hibe 30.</p><p> </p><p>4870 - Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm zamanında iki kişi bir deve hakkında iddiada bulundular. Her biri, iki tane şâhid getirdi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam deveyi ikiye bölerek aralarında taksim etti."</p><p> </p><p>Ebu Dâvud, Akdiye 22, (3613, 3614, 3615); Nesai, Kudât 34, (8, 248).</p><p> </p><p>4871 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (bir mal hususunda ihtilaf eden, fakat beyyineleri olmayan) bir kavme yemin teklif etti. (İki taraf da) birden yemin etmeye koştu. Bunun üzerine (önce) yemin (edecek tarafın tesbiti için) kur'a çekilmesini emretti."</p><p> </p><p>Buhari, Şehadat 24; Ebu Dâvud, Akdiye 22, (3616, 3617, 3618).</p><p> </p><p>4872 - Ebu Gatafân İbnu Tarîf el Mürri anlatıyor: "Zeyd İbnu Sâbit ve İbnu Mutî' aralarındaki bir ev sebebiyle (Medine Valisi) Mervân'a dava açtılar. Mervân, minberde yemin etmesi şartıyla, evin Zeyd Sâbit'e ait olduğuna hükmetti. Zeyd:</p><p> </p><p>"Ben onun için şu yerimde yemin ederim!" dedi. Mervan da:</p><p> </p><p>"Hayır! Hukukun kesinleştiği yerde yemin edeceksin!" dedi. Bunun üzerine Zeyd "Hakkım haktır" diye yemin etmeye başladı ve minberde yemin etmekten imtina etti.</p><p> </p><p>Mervan bu duruma hayret etti."</p><p> </p><p>Muvatta, Akdiye 12, (2, 728).</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ömr-ü diyar, post: 11896, member: 376"] HÜKMÜN KEYFİYETİ 4862 - Hâris İbnu Amr İbni Ahî'l-Mugîre İbni Şu'be, Muâz radıyallahu anh'tan naklen anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Muaz'ı Yemen'e gönderdiği zaman kendisine sorar: "Sana bir dâva geldiği vakit nasıl hükmedeceksin?" "Allah'ın kitabıyla hükmedeceğim" der Muâz. "(Meseleyi Kitabullah'ta) bulamazsan?" "Resûlullah'ın sünnetiyle hükmedeceğim." "Ne Kitabullah'ta ve ne de Resûlullah'ın sünnetinde bulamazsan?" "Kendi re'yimle ictihad edeceğim, (hüküm vermekten) geri durmayacağım." Hz. Muaz der ki: "Bu cevabım üzerine Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (memnun kaldı), göğsüme eliyle vurup: "Allah'ın elçisinin elçisini, Allah'ın elçisini memnun edecek usûlde muvaffak kılan Allah'a hamdolsun!" buyurdular." Ebu Dâvud, Akdiye 11, (3592, 3593); Tirmizi, Ahkâm 3, (1327, 1328). 4863 - Ümmü Seleme radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, odasının kapısında bir münakaşa işitmişti. Yanlarına çıkıp: "Ben bir beşerim. Bana ihtilaflılar gelir. Bunlardan biri, diğerine nazaran daha belâgatlı (ikna edici) olur. Ben de onun doğru söylediğini zanneder, lehine hükmederim. Ancak kime bir müslümanın hakkını vermiş isem, bunun ateşten bir parça olduğunu bilsin. O ateşi ister yüklensin, ister terketsin (kendisi bilir)" buyurdular." 4864 - Sahiheyn'in bir rivayetinde hadis şöyledir: "Ben de sizin gibi bir insanım. Siz dâvalarınızın halli için bana geliyorsunuz. Bazınızın hüccet yönüyle, diğer bazısından daha ikna edici olması, böylece benim, işittiğime dayanarak onun lehine hükmetmem mümkündür. Kimin lehine, kardeşinin hakkından bir şey hükmetmişsem (bilsin ki), onun için cehennemden bir ateş parçası kesmiş oluyorum." Burari, Şehâdât 27, Mezâlim 16, Hiyel 9, Ahkâm 20, 29, 31; Müslim, Akdiye 5, (1713); Muvatta, Akdiye 1, (2, 719); Ebu Dâvud, Akdiye 7, (3583, 3584); Tirmizi, Ahkam 11, (1339); Nesâi, Kudat 13, (8, 233). 4865 - Eş'as İbnu Kays'ın anlattığına göre, Humus'tan bir köleyi Abdullah'tan yirmibin (dirhem)e satın almış ve Abdullah kölenin bedelini almak üzere kendisine bir adam göndermiştir. Adam gelince Eş'as: "Ben onu onbine satın aldım" dedi. Abdullah da: "Öyleyse seninle benim arama (hakem olacak) bir kimse tayin et!" dedi. Eş'as: "Benimle kendi aranda sen hakem ol!" dedi. Bunun üzerine Abdullah: "Ben Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın: "Alış-veriş yapan iki kişi ihtilafa düşerlerse ve aralarında da delil yoksa, mal sahibinin söylediği esas alınır veya (alış-verişi) terkederler" dediğini işittim" dedi." Ebu Dâvud, Büyü 74, (3511); Nesâi, Büyü 82, (7, 302, 303). Nesai'de sadece müsned (Resûlullah'a ait) kısım kaydedilmiştir. DÂVÂLAR VE BEYYİNELER 4866 - İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bana dedi ki: "Beyyine dâvacı üzerine, yemin de dâvalı üzerine düşer." Tirmizî, Ahkâm 12, (1341). 4867 - İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor: "İki kadın bir odada deri dikiyorlardı. Bunlardan biri avucuna bîz batırılmış olarak dışarı çıktı. Bunu diğerinin yaptığını iddia etti. Dâva İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ'ya götürüldü. İbnu Abbâs dedi ki: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurmuşlardı: "Eğer insanlara sırf iddialarıyla, (delil olmadan) talep ettikleri verilseydi, insanlar başkalarının kan ve mallarını istemeye kalkarlardı. Ancak iddia sahibine beyyine gerekmektedir. İddiayı inkâr edene de yemin gerekmektedir. (Bu kadına) Allah'ı (yalan yere yemin etmenin günahını) hatırlatın. Ona şu âyeti okuyun: "Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir pahaya değişenler, işte bunlar için ahirette hiçbir nasib yoktur" (Âl-i İmrân 77). Kadına bu hatırlatıldı. Bunun üzerine kadın suçunu itiraf etti." Buhari, Tefsir, Al-i İmran 3, Rükün 6; Müslim, Akdiye 2, (1711); Ebu Dâvud, Akdiye 23, (3619); Tirmizi, Ahkâm 13, (1343); Nesâi, Kudât 35, (8, 248). 4868 - Yine İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (iddia sahibi iki şahid bulamazsa) bir yemin ve bir şahid(in yeterli olacağın)a hükmetmiştir." Müslim, Akdiye 3, (1712); Ebu Dâvud, Akdiye 21, (3608). 4869 - Abdullah İbnu Ubeydillah İbni Ebî Müleyke anlatıyor: "Beni Süheyb radıyallahu anh, Mervân nezdinde, iki ev ve bir odanın kendilerine ait olduğunu, bunları (babaları) Süheyb'e Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın verdiğini iddia ettiler. Mervân: "Söylediğiniz şeye şahidiniz var mı?" dedi. Onlar: "İbnu Ömer!" dediler. Mervan, İbnu Ömer'i çağırdı. O, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın Süheyb radıyallahu anh'a iki ev ve bir oda verdiğini söyledi. Mervân sadece onun şehâdediyle onlar lehine hükmetti." Buhari, Hibe 30. 4870 - Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm zamanında iki kişi bir deve hakkında iddiada bulundular. Her biri, iki tane şâhid getirdi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam deveyi ikiye bölerek aralarında taksim etti." Ebu Dâvud, Akdiye 22, (3613, 3614, 3615); Nesai, Kudât 34, (8, 248). 4871 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (bir mal hususunda ihtilaf eden, fakat beyyineleri olmayan) bir kavme yemin teklif etti. (İki taraf da) birden yemin etmeye koştu. Bunun üzerine (önce) yemin (edecek tarafın tesbiti için) kur'a çekilmesini emretti." Buhari, Şehadat 24; Ebu Dâvud, Akdiye 22, (3616, 3617, 3618). 4872 - Ebu Gatafân İbnu Tarîf el Mürri anlatıyor: "Zeyd İbnu Sâbit ve İbnu Mutî' aralarındaki bir ev sebebiyle (Medine Valisi) Mervân'a dava açtılar. Mervân, minberde yemin etmesi şartıyla, evin Zeyd Sâbit'e ait olduğuna hükmetti. Zeyd: "Ben onun için şu yerimde yemin ederim!" dedi. Mervan da: "Hayır! Hukukun kesinleştiği yerde yemin edeceksin!" dedi. Bunun üzerine Zeyd "Hakkım haktır" diye yemin etmeye başladı ve minberde yemin etmekten imtina etti. Mervan bu duruma hayret etti." Muvatta, Akdiye 12, (2, 728). [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Hadis-i Şerifler
Dava (Kaza) ve Hüküm
Üst
Alt