- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185

Sevgili anne – babalar!
Kaygı normal düzeyde olduğu sürece pek çok artıya ulaşma vesilesi olabilir.
Peki, nedir bu kaygı ,endise dediğimiz şey?
Kaygı, stresli durumlarda ortaya çıkan hayatımızın ayrılmaz ve çok doğal bir parçasıdır.
Bu yüzden hayatımda hiç kaygılanmadım diyen kişi ya yalan söylüyordur ya da kaygı kavramının ne olduğunu bilmiyor demektir.
Eğer çocuğunuz girdiği sınavlarında eski performansını göstertemiyor ve kalem tutamaz hale geliyorsa bunun yanında aşırı terleme ve titremeler, sürekli gergin ve sinirli günler yaşıyorsanız bunun adı sınav kaygısıdır, başarısızlık ve beceriksizlik değildir.
Sınav kaygısı normal düzeyde olduğunda motivasyonu arttırmada faydası olur.
Peki, ne zaman tehlike arz eder. Çocuğunuzun bilinçaltına sürekli “ya başaramazsam” endişesini empoze ederseniz çocuğunuzu başarıdan çok başarısızlığa hazırlıklı hale getirirsiniz.Çocuğunuzun duyduğu kaygıyı hiçbir zaman küçümsemeyin. “Araştırmalar sınav kaygısının ameliyat kaygısından bile yüksek olduğunu göstermektedir.”
Çocuğunuz sınavlara hazırlanıyor siz de onu destekliyorsunuz. Özellikle çocuklarımızı desteklemenin onları hayata hazırlamanın göreviniz olduğunu düşünüyorsunuz ki çok doğru. Onların başarısı ile sizler de gurur duyuyorsunuz. Çünkü onlar sizin bir parçanız.
Öyleyse onların başarılı olmasını istiyorsunuz; istemekle de haklısınız. Onlar için birçok fedakârlık yapıyorsunuz ve karşılığında da haklı olarak birtakım beklentiler içerisine giriyorsunuz.
Peki, beklentilerinizin onlar için aşırı bir yük olup olmadığını hiç düşündünüz mü?
Beklentileriniz çocuklarınız için mi yoksa kendinizin bir zamanlar olmak isteyip de olamadığınız meslekleri çocuklarınızın olması için onları zorluyor bir nevi kendi egonuzu tatmin etmek için çocuğunuzun ego dünyasını ve hayatını hiçe mi sayıyorsunuz?
Sakın çocuklarınızı kendi yaralarınızı kapatmak için yara bandı olarak kullanıyor olmayasınız...
Yapılan bir araştırmaya göre gençlerin anne – babalarının kendilerine neden değer verdikleri sorusuna verdikleri iki yanıt büyük bir yüzdeyi oluşturuyor:
1. Bize onların istediklerini yaptığımız zaman değer veriyorlar.
2. Başarılı olduğumuz zaman değer veriyorlar.
Hemen arkasından da ekliyorlar:
“Oysa bize sadece kendimiz olduğumuz için değer verselerdi.”
Çocuklarınızı motive etmek için kaygı ve tehdit yolunu tercih etmeyiniz.
“Bu gidişle kazanamazsın, bu kadarcık çalışma ile bir şey olmaz, elinden geleni yapmıyorsun” gibi ifadeler sadece kaygıyı arttırır, çocuğun özgüvenini azaltır.
Çocuğunuzu kesinlikle bir başka çocukla kıyaslamayınız. Çocuğunuzu sürekli başka çocuklarla kıyaslamak “filanca şurayı kazandı aman bizi mahcup etme” veya “senin tek sorumluluğun ders çalışmak senin için nelere katlanıyoruz senden beklentimiz ise sadece iyi bir yeri kazanman” şeklinde ifadeler kullanmak çocuğunuzu çalışmaya teşvik etmeyeceği gibi, baskı altına girmesine, kaygısının yükselmesine ve potansiyelini kullanamamasına yol açar.
Sınava ne kadar süre kaldığını çocuğunuza hatırlatmayınız. Emin olun onlar sizden daha iyi biliyorlardır ne kadar sürenin kaldığını. Bu da onların bir miktar kaygı içerisinde olduğunu gösterir.
Eğer siz de sürekli sınava ne kadar süre kaldığını hatırlatırsanız onları daha da kaygılandırmış olursunuz.