Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Gönül Sızım
Çik Şu oyundan artik
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Gönül sızım" data-source="post: 54701" data-attributes="member: 1049"><p><img src="https://a8.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc7/s320x320/425338_362545220431624_261107530575394_1276245_951679069_n.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p><p></p><p>"<span style="color: Black">Bu dünya hayatı bir eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, işte gerçek hayat odur; keşke bilselerdi." Ankebut Suresi-64" </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">"Büyük bir oyunun içindeyiz" dedim. Sustu,... Başını kaldırıp kuşlara baktı: "Belki de son duraktayız" dedi. </span></p><p><span style="color: Black">Kuşlar bile kaderlerine göre uçarlarmış! Kuşlar göç ederken; ölüm sonbahar gibi saplanıverdi içimize. </span></p><p><span style="color: Black">Binalar üstümüze geliyor, arabalar ve insanlar hızla ilerliyorlardı. Sanki bir filmin içindeydik. Yüzümüzde tedirgin ve şaşkın bir ifade. Öylece kalakaldık. Oyuncaklarımızdan kurtulamazsak, bu oyundan çıkamayacaktık! Oyuncaklarımız peşimizi bırakmıyor, biz akşama sarılıyorduk. </span></p><p><span style="color: Black">"Kendini bilenler; kendilerini bildirme gayesi gütmezler" dedim. Öyleyse nedendi bu bilinme gayesi?</span></p><p><span style="color: Black">Neyi ispatlamaya çalışıyorduk! Tek kişilik değildi bu oyun. </span></p><p><span style="color: Black">Bu oyunu bir yöneten vardı. Ama bizler oyunu yönetenin sözlerine kulak asmamaya başlamıştık. </span></p><p><span style="color: Black">Oyunu amacından saptırmaya çalışan şeytana ve nefsimize uyuyorduk. </span></p><p><span style="color: Black">Yöneteni tanımaya çalışmıyorduk! Bu kadar büyük bir oyunu yeni mi fark ediyorduk? </span></p><p><span style="color: Black">Farkediyor muyduk sahiden dünyayı? Sorular bitmiyor; akşam inceden inceye kanıyordu... Anadolu'nun içten kentlerinden birinden bir tren geçiyordu. "Bu tren bizi alabilir mi?" dedi Ayşe. "Bu tren isteyen herkesi alır" dedim. Bir istasyon bulup, trene atladık. Kalbimizi yol yapıp, yolun sahibine doğru yürüdük. Pusulamızı elimizden ve yüreğimizden hiç düşürmedik. Bir yağmura benzettik kelimelerimizi. Pörsümüş cümlelerimizden kurtulduk. Sözlerimizin en güzelini yolun sahibine adadık. Artık yolun sonu hiç de uzak değildi. Sabah oluyordu... </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Az kaldı bekleyelim; Reyyan kapıları açılacak </span></p><p><span style="color: Black">Sükut edelim; şeytanlar zincirlere vurulacak! </span></p><p><span style="color: Black">Alinti</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Gönül sızım, post: 54701, member: 1049"] [IMG]https://a8.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc7/s320x320/425338_362545220431624_261107530575394_1276245_951679069_n.jpg[/IMG] "[COLOR="Black"]Bu dünya hayatı bir eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, işte gerçek hayat odur; keşke bilselerdi." Ankebut Suresi-64" "Büyük bir oyunun içindeyiz" dedim. Sustu,... Başını kaldırıp kuşlara baktı: "Belki de son duraktayız" dedi. Kuşlar bile kaderlerine göre uçarlarmış! Kuşlar göç ederken; ölüm sonbahar gibi saplanıverdi içimize. Binalar üstümüze geliyor, arabalar ve insanlar hızla ilerliyorlardı. Sanki bir filmin içindeydik. Yüzümüzde tedirgin ve şaşkın bir ifade. Öylece kalakaldık. Oyuncaklarımızdan kurtulamazsak, bu oyundan çıkamayacaktık! Oyuncaklarımız peşimizi bırakmıyor, biz akşama sarılıyorduk. "Kendini bilenler; kendilerini bildirme gayesi gütmezler" dedim. Öyleyse nedendi bu bilinme gayesi? Neyi ispatlamaya çalışıyorduk! Tek kişilik değildi bu oyun. Bu oyunu bir yöneten vardı. Ama bizler oyunu yönetenin sözlerine kulak asmamaya başlamıştık. Oyunu amacından saptırmaya çalışan şeytana ve nefsimize uyuyorduk. Yöneteni tanımaya çalışmıyorduk! Bu kadar büyük bir oyunu yeni mi fark ediyorduk? Farkediyor muyduk sahiden dünyayı? Sorular bitmiyor; akşam inceden inceye kanıyordu... Anadolu'nun içten kentlerinden birinden bir tren geçiyordu. "Bu tren bizi alabilir mi?" dedi Ayşe. "Bu tren isteyen herkesi alır" dedim. Bir istasyon bulup, trene atladık. Kalbimizi yol yapıp, yolun sahibine doğru yürüdük. Pusulamızı elimizden ve yüreğimizden hiç düşürmedik. Bir yağmura benzettik kelimelerimizi. Pörsümüş cümlelerimizden kurtulduk. Sözlerimizin en güzelini yolun sahibine adadık. Artık yolun sonu hiç de uzak değildi. Sabah oluyordu... Az kaldı bekleyelim; Reyyan kapıları açılacak Sükut edelim; şeytanlar zincirlere vurulacak! Alinti[/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Gönül Sızım
Çik Şu oyundan artik
Üst
Alt