Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
İslam ve Osmanlı Tarihi
Yakın Tarih
CHP'nin kuruluşu gerçekleri
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Turab" data-source="post: 9629" data-attributes="member: 2"><p><span style="font-size: 12px">Mustafa Müftüoglu</span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>CHP’nin kurulusu ile alâkali bazi gerçekler</strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">23 Nisan 1920 Cuma günü Ankara’da açilan Ilk Büyük Millet Meclisi kabul ettigi “Nizâb-i Müzakere” Kanunu’nun birinci maddesine göre: “Hilâfet ve saltanatin, vatan ve milletin kurtulus ve istiklâlinden ibaret olan gayesine ulasincaya kadar fasilasiz toplanarak” çalismalarini sürdürürken, 1923 yilinin 1 Nisan Persembe günü alinan bir kararla seçimin yenilenmesine gidilerek Ilk Meclis dagilmistir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Ikinci Büyük MilletMeclisi seçimleri hazirliklarinda ilk defa “Halkin Firkasi/Partisi”nde söz edilmis, milletvekilligi adayligi için 16 Nisan 1923’te yayinlanan tebligde “Müdafaa-i Hukuk Gurubu ve Halk Firkasi namzettigine/adayligina talip olacaklar” denilirken, yeni Firka/Parti’nin Müdafaa-i Hukuk’un devami olacagi düsünülmüs, seçimler dolayisiyla yayinlanan bildirilerde de, hem Müdafaa-i Hukuk’tan hem de Halk Firkasi’ndan bahsedilmistir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Ikinci Büyük Millet Meclisi için seçim 22 Haziran 1923 günü yapilmis ve 11 Agustos Pazartesi günü ilk toplantisini yapan bu Meclis bir milletvekili disinda tamamen Müdafaa-i Hukuk mensuplarindan tesekkül etmistir. Ilk Meclis’teki “Ikinci Gurup” milletvekillerinden, yâni, muhaliflerden çogu Ikinci BMM seçiminde aday gösterilmemislerdir. Bu Meclis’te yegâne muhalif–müstakil meb’us, Gümüshane Milletvekili Zeki (Kadirbeyoglu) Bey’dir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Ikinci BM Meclisi’nin açilmasindan hemen sonra Müdafaa-i Hukuk mensuplari, Halk Firkasi kurulusu için çalismaya baslamislardir. Firka/Parti 9 Eylül 1923’te kurulmus ve Dahiliye Vekâleti’ne/Içisleri Bakanligi’na verilen bir dilekçe ile tescili istenmistir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Mustafa Kemal Pasa’nin imzasini tasiyan bu dilekçe ile resmî makamlara bildirilen “Halk Firkasi”nin kurulusu 9 Eylül 1923 ise de, yine Mustafa Kemal’in 1927 Kurultayi açis nutkundan ögrendigimize göre, Halk Firkasi/Partisi, Müdafaa-i Hukuk’un devami olup, kurulusu “Sivas Kongresi”dir (4–11 Eylül 1919) ve bu Kongre, Firka’nin/Parti’nin ilk kurultayidir. Bu mevzuda diyor ki, Mustafa Kemal Pasa:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">“– Bütün Anadolu ve Rumeli’ye samil olmak üzere ilk kongremiz Sivas’ta akd’edilmistir. Gerçi o zaman kullandigimiz ünvanla, bugünkü ünvan arasinda fark vardir. Fakat teskilât esas itibariyle mahfuz kalmisti. Bugün siyasî firka/parti halinde tecelli eden mevcudiyete mebde teskil edilmistir.”</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">“Prognami yoktur dediler”</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Bu ifadeye göre kurulusu “Sivas Kongresi”ne kadar uzanan Halk Firkasi’nin ilk Genel Baskani Mustafa Kemal Pasa’dir. Baskan Yardimciligi’na Ismet (Inönü) Pasa, Genel Sekreterligi’ne ise Recep (Peker) getirilmis ve ilk Umumî Heyet: Celâl (Bayar), Sabit (Sagiroglu), Cemil (Ubaydin), Dr. Refik (Saydam), Saffet (Arikan), Münir Hüsrev (Göle), Zülfü (Tigrel) ve Kâzim Hüsnü’den tesekkül etmistir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Firka’nin/Parti’nin ilk programi mevzuunda Mustafa Kemal Pasa “Nutuk”ta der ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">“– Gerek bâzi zevattan aldigim tahriri mütalâattan (yazili görüslerden) ve gerek halk ile müdavele-i efkârdan (fikir alisverisinden) çok istifade ettim. Nihayet 6 Nisan 1923 tarihinde nokta-i nazarlarimi (görüslerimi) “dokuz umde” halinde tespit ettim. Ikinci Büyük Millet Meclisi’nin seçimi esnasinda nesir ve ilân ettigim bu program, Firka’nin tesekkülüne esas olmustur. Nesrettigim programi bir siyasî firka/parti için gayrikâfi, kisa bulanlar oldu. Halk Firkasi’nin programi yoktur, dediler.”</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Böyle Halk Firkasi’nin/Partisi’nin kurulusuna esas olan “9 Umde” mevzuunda Mete Tuncay, tek parti ile alâkali tetkikinde der ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">“– Anadolu-Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerine gönderilen “9 Umde Beyannâmesi” tepkisiz kalmamistir. Halk Firkasi’na dönüstürülmeye karsi direnmelerin ilginç bir örnegi Trabzon’dur. Burada, eski Vali Deli Hamid Bey, Belediye Reisi Gazzaz-zâde Hüseyin Efendi, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Baskani Barutçu-zâde Ahmed ve oglu “Istikbâl” gazetesi sahibi Faik Ahmed Beylerin önderligindeki muhalif bir çevre, Trabzon Meb’usu Ali Sükrü Bey’in Topal Osman’ca öldürülmesi olayindan ötürü, zaten galeyana gelmis bir durumdaydilar. Bu hava içinde Anadolu-Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Halk Firkasi’na dönüstürme girisimi, Trabzon Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nce kisisel yönetime varacak, üstelik dernek tüzügüne aykiri bir tasari olarak degerlendirilmis ise bu itiraz, Beyannâme’ye bir cevapla bildirilmistir. Bunun üzerine, Trabzon’a iki milletvekilinden olusan bir sorusturma kurulu gönderilmis ve sonuçta, eski heyet-i merkeziyeye isten el çektirilip yeni bir heyet-i mütesebbise kurulmustur.”</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Bir görüs daha</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Sonralari “Terakkiperver Cumhuriyet Firkasi’nin/Partisi’nin” kurulusu dolayisiyla Halk Firkasi programi yine bahismevzuu olmus ve “Terakkiperver Cumhuriyet Firkasi’ni kuranlarin belli prensiplere sahip olmadiklari, sirf iktidar hirsiyla Halk Firkasi’ndan ayrilip muhalefete geçtikleri” iddiasina Ali Fuad (Cebesoy) Pasa’nin cevabi su olmustur:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">“– Firkamizin/Partimizin kurulusu bir çok ta’rizlere ve itirazlara vesile teskil etti. Bunlarin baslicasi, Halk Firkasi ile Firkamiz programlari arasinda hiç bir fark bulunmadigi halde, yeni bir Firka teskil etmemiz, yâni, muayyen prensip ve gâyelere degil, sahsî ihtiraslara tâbi bulunmamiz iddiasidir. Iki Firka’nin programlari arasinda bir fark bulunup bulunmadigini anlamak için, iki programi karsilastirmak lâzimdir. Halbuki, Halk Firkasi’nin yazilmis bir programi bile yoktur. Mevcut olmayan bir seyle mukayese imkâni da elbette yoktur. Fakat buna ragmen, aramizdaki en büyük fark kendiliginden meydana çikiyor ki, o da, bizim müsbet, muayyen ve yazilip nesredilmis bir programimiz bulundugu halde, karsimizdakilerin bundan mahrum oluslari, yâni, hiç bir programlari bulunmayisidir. Onlar bu noksanlarini ma’zur göstermek için: “Bizim programimiz, icraatimizdir. Biz yazmayiz, yapariz. Hükûmetimizin beyannâmeleri programimizi teskil eder” gibi sözler söylemektedirler. Fakat bunlarin hiçbiri, programsizligin bir siyasî Firka için haiz oldugu mânayi izale edemez.”</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">6 ok Anayasa’da</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">1923’te kurulan “Halk Firkasi” adli siyasî tesekkül, sonralari “Cumhuriyet Halk Firkasi” diye anilmaya baslamis, 1935’te ise “Cumhuriyet Halk Partisi” (CHP) adini almistir. Halk Firkasi’nin adina “Cumhuriyet” kelimesinin ilâvesi yeni bir partinin tesekkülü sirasinda olmus ve Fahir Giritlioglu’nun CHP ile ilgili eserine göre: “Yeni kurulan parti ismini “Terakkiperver Cumhuriyet Firkasi” olarak almak üzere iken, Halk Partisi daha atik davranmis ve “Cumhuriyet” ismini bir baska partiye kaptirmamak için 10 Kasim 1924 tarihinde kendi adini “CHP” olarak degistirmistir.”</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">CHP’nin “6 Ok”u ise Ismet Inönü’nün yüz elli üç arkadasiyla birlikte Meclis’e getirdigi bir takrir (önerge) ile o günkü Anayasa’nin ikinci maddesine girmistir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">5 Subat 1937’de kabuledilen bu degisiklik, merhum Ali Fuad Basgil’e göre: “Anayasa’nin aslindaki berrak çehresini bir hayli burusturmustur.”</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">“Anayasa bir parti programi degildir. O, bir millî misaktir. Yalniz muayyen bir partinin mensuplarina ve yalniz yasayan nesile hitap etmez. Milletin her ferdine ve kanun olarak kaldikça, her nesile hitap eder. Bir parti için yerinde ve münasip olan bir fikir, devlet için ve devletin kanunu olan Anayasa için münasip degildir” diyen Ali Fuad Hoca devamla:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">“– Devletçilik nedir?.. Lâiklik ve milliyetçilik ne demektir?.. Inkilâpçiligin zaman içindeki hududu nedir?.. Bizde bunlar ne Anayasa’da ve ne de baska bir tatbikat kanununda tarif edilmemis, hiç birinin hududu ve sümûlu gösterilmemistir. Meselâ, devletçilik sahsî temayüle göre degisik, hattâ zit mânasi olan bir tâbirdir. Biz de bu prensibin kanunlarimizda bir tarifine rastlanmadigi gibi, hukukçularimiz arasinda da ilmî bir izahi yapilmis degildir.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Lâiklik de böyledir. Garb (Bati) ilmine sorarsaniz, lâikçilik din ve vicdan hürriyetinin teminatidir ve lâik olmayan bir devlette bu hürriyetin teminati yoktur.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Bize gelince, maziyi yasayanlar bilirler ki, bizde lâiklik sol ve sag temayüller arasinda bocalamis, iktidar adamlarinin içtihadina göre mâna almistir. Aci olan sudur ki, bu içtihad memleket realitesinden ziyade yanlis görüslere saplanmaktan dogmustur. Su da acidir ki, Üniversitelerimiz, bu hususta efkâri aydinlatacak bir görüs vermemis, ayni fakülte hocalari bile bir anlayis birligine varamamistir.”</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Su görüs de, Ali Fuad Basgil hocanindir: “Lâiklik Anayasa’ya kelime olarak degil, tarif olarak girmeli, hududu ve sümul sahasi gösterilmelidir. Ancak bu sekilde lâiklik adina yapilacak su’i-istimallerin önüne geçilebilir.”</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Kurulusunun yildönümü kutlanan CHP’nin “9 Umde”si ile “6 Ok”una böyle kisaca temas ettiktensonra hemen ilâve edelim ki, baslibasina bir kitap mevzuu olan CHP icraatindan bâzilarini gününde ve sütunumuzun müsaadesi nisbetinde inceleyecegiz.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p> <span style="font-size: 12px">Alti Ok’un hikâyesi</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Atatürk’ün iltifatina mazhar olan Münir Hayri Egeli, “Eski Bir Atatürkçü” adiyle 1954 yilinda yazdigi ve 1959’da “Ahmed Halid Kitabevi”nce yayinlanan “Atatürk’ten Bilinmeyen Hatiralar” isimli kitabinda “Alti Ok’un Hikâyesi” basligi altinda diyor ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">“Bir gün Recep Peker beni çagirdi:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">“– Halk Partisi’nin amblemi olmak üzere bir sey istiyorum” dedi. Bir seyler düsün...</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Hemen ise koyuldum. Fakat isin eninde sonunda Ata’ya intikal edecegini biliyordum. Usulca onun Halkevi’ne gelmesinden istifade ederek yaptigim örnekleri reis/baskan masasinin üzerine biraktim.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Atatürk bunlari görmüs. Reis Nafi Atif (Kansu)’tan sormus. O da benim krokilerim oldugunu söylemis. Nihayet beni çagirtti.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">– Bunlar ne?.. diye sordu.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">– Efendim, Parti’ye amblem denemeleri.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Atatürk, sadece:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">– Senin baska isin yok mu?.. dedi. Sonra Nafi Atif’a döndü:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">– Receb’in (Peker) isi yok böyle seylerle ugrasir. Bizi Fasist partilerine çevirecek” diye mirildandi. Ben ondan sonra isi biraktim. Alti Ok’u Recep Bey, Mahmud Akok’a çizdirmis. Bana da:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">– Bu islerin inhisari/tekeli sende olacak degil ya... Bak ne güzel oldu, dedi.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p> <span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Milli Gazete 15.09.2000</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">by Muhammed Faruk</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Turab, post: 9629, member: 2"] [SIZE=3]Mustafa Müftüoglu [B] CHP’nin kurulusu ile alâkali bazi gerçekler[/B] 23 Nisan 1920 Cuma günü Ankara’da açilan Ilk Büyük Millet Meclisi kabul ettigi “Nizâb-i Müzakere” Kanunu’nun birinci maddesine göre: “Hilâfet ve saltanatin, vatan ve milletin kurtulus ve istiklâlinden ibaret olan gayesine ulasincaya kadar fasilasiz toplanarak” çalismalarini sürdürürken, 1923 yilinin 1 Nisan Persembe günü alinan bir kararla seçimin yenilenmesine gidilerek Ilk Meclis dagilmistir. Ikinci Büyük MilletMeclisi seçimleri hazirliklarinda ilk defa “Halkin Firkasi/Partisi”nde söz edilmis, milletvekilligi adayligi için 16 Nisan 1923’te yayinlanan tebligde “Müdafaa-i Hukuk Gurubu ve Halk Firkasi namzettigine/adayligina talip olacaklar” denilirken, yeni Firka/Parti’nin Müdafaa-i Hukuk’un devami olacagi düsünülmüs, seçimler dolayisiyla yayinlanan bildirilerde de, hem Müdafaa-i Hukuk’tan hem de Halk Firkasi’ndan bahsedilmistir. Ikinci Büyük Millet Meclisi için seçim 22 Haziran 1923 günü yapilmis ve 11 Agustos Pazartesi günü ilk toplantisini yapan bu Meclis bir milletvekili disinda tamamen Müdafaa-i Hukuk mensuplarindan tesekkül etmistir. Ilk Meclis’teki “Ikinci Gurup” milletvekillerinden, yâni, muhaliflerden çogu Ikinci BMM seçiminde aday gösterilmemislerdir. Bu Meclis’te yegâne muhalif–müstakil meb’us, Gümüshane Milletvekili Zeki (Kadirbeyoglu) Bey’dir. Ikinci BM Meclisi’nin açilmasindan hemen sonra Müdafaa-i Hukuk mensuplari, Halk Firkasi kurulusu için çalismaya baslamislardir. Firka/Parti 9 Eylül 1923’te kurulmus ve Dahiliye Vekâleti’ne/Içisleri Bakanligi’na verilen bir dilekçe ile tescili istenmistir. Mustafa Kemal Pasa’nin imzasini tasiyan bu dilekçe ile resmî makamlara bildirilen “Halk Firkasi”nin kurulusu 9 Eylül 1923 ise de, yine Mustafa Kemal’in 1927 Kurultayi açis nutkundan ögrendigimize göre, Halk Firkasi/Partisi, Müdafaa-i Hukuk’un devami olup, kurulusu “Sivas Kongresi”dir (4–11 Eylül 1919) ve bu Kongre, Firka’nin/Parti’nin ilk kurultayidir. Bu mevzuda diyor ki, Mustafa Kemal Pasa: “– Bütün Anadolu ve Rumeli’ye samil olmak üzere ilk kongremiz Sivas’ta akd’edilmistir. Gerçi o zaman kullandigimiz ünvanla, bugünkü ünvan arasinda fark vardir. Fakat teskilât esas itibariyle mahfuz kalmisti. Bugün siyasî firka/parti halinde tecelli eden mevcudiyete mebde teskil edilmistir.” “Prognami yoktur dediler” Bu ifadeye göre kurulusu “Sivas Kongresi”ne kadar uzanan Halk Firkasi’nin ilk Genel Baskani Mustafa Kemal Pasa’dir. Baskan Yardimciligi’na Ismet (Inönü) Pasa, Genel Sekreterligi’ne ise Recep (Peker) getirilmis ve ilk Umumî Heyet: Celâl (Bayar), Sabit (Sagiroglu), Cemil (Ubaydin), Dr. Refik (Saydam), Saffet (Arikan), Münir Hüsrev (Göle), Zülfü (Tigrel) ve Kâzim Hüsnü’den tesekkül etmistir. Firka’nin/Parti’nin ilk programi mevzuunda Mustafa Kemal Pasa “Nutuk”ta der ki: “– Gerek bâzi zevattan aldigim tahriri mütalâattan (yazili görüslerden) ve gerek halk ile müdavele-i efkârdan (fikir alisverisinden) çok istifade ettim. Nihayet 6 Nisan 1923 tarihinde nokta-i nazarlarimi (görüslerimi) “dokuz umde” halinde tespit ettim. Ikinci Büyük Millet Meclisi’nin seçimi esnasinda nesir ve ilân ettigim bu program, Firka’nin tesekkülüne esas olmustur. Nesrettigim programi bir siyasî firka/parti için gayrikâfi, kisa bulanlar oldu. Halk Firkasi’nin programi yoktur, dediler.” Böyle Halk Firkasi’nin/Partisi’nin kurulusuna esas olan “9 Umde” mevzuunda Mete Tuncay, tek parti ile alâkali tetkikinde der ki: “– Anadolu-Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerine gönderilen “9 Umde Beyannâmesi” tepkisiz kalmamistir. Halk Firkasi’na dönüstürülmeye karsi direnmelerin ilginç bir örnegi Trabzon’dur. Burada, eski Vali Deli Hamid Bey, Belediye Reisi Gazzaz-zâde Hüseyin Efendi, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Baskani Barutçu-zâde Ahmed ve oglu “Istikbâl” gazetesi sahibi Faik Ahmed Beylerin önderligindeki muhalif bir çevre, Trabzon Meb’usu Ali Sükrü Bey’in Topal Osman’ca öldürülmesi olayindan ötürü, zaten galeyana gelmis bir durumdaydilar. Bu hava içinde Anadolu-Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Halk Firkasi’na dönüstürme girisimi, Trabzon Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nce kisisel yönetime varacak, üstelik dernek tüzügüne aykiri bir tasari olarak degerlendirilmis ise bu itiraz, Beyannâme’ye bir cevapla bildirilmistir. Bunun üzerine, Trabzon’a iki milletvekilinden olusan bir sorusturma kurulu gönderilmis ve sonuçta, eski heyet-i merkeziyeye isten el çektirilip yeni bir heyet-i mütesebbise kurulmustur.” Bir görüs daha Sonralari “Terakkiperver Cumhuriyet Firkasi’nin/Partisi’nin” kurulusu dolayisiyla Halk Firkasi programi yine bahismevzuu olmus ve “Terakkiperver Cumhuriyet Firkasi’ni kuranlarin belli prensiplere sahip olmadiklari, sirf iktidar hirsiyla Halk Firkasi’ndan ayrilip muhalefete geçtikleri” iddiasina Ali Fuad (Cebesoy) Pasa’nin cevabi su olmustur: “– Firkamizin/Partimizin kurulusu bir çok ta’rizlere ve itirazlara vesile teskil etti. Bunlarin baslicasi, Halk Firkasi ile Firkamiz programlari arasinda hiç bir fark bulunmadigi halde, yeni bir Firka teskil etmemiz, yâni, muayyen prensip ve gâyelere degil, sahsî ihtiraslara tâbi bulunmamiz iddiasidir. Iki Firka’nin programlari arasinda bir fark bulunup bulunmadigini anlamak için, iki programi karsilastirmak lâzimdir. Halbuki, Halk Firkasi’nin yazilmis bir programi bile yoktur. Mevcut olmayan bir seyle mukayese imkâni da elbette yoktur. Fakat buna ragmen, aramizdaki en büyük fark kendiliginden meydana çikiyor ki, o da, bizim müsbet, muayyen ve yazilip nesredilmis bir programimiz bulundugu halde, karsimizdakilerin bundan mahrum oluslari, yâni, hiç bir programlari bulunmayisidir. Onlar bu noksanlarini ma’zur göstermek için: “Bizim programimiz, icraatimizdir. Biz yazmayiz, yapariz. Hükûmetimizin beyannâmeleri programimizi teskil eder” gibi sözler söylemektedirler. Fakat bunlarin hiçbiri, programsizligin bir siyasî Firka için haiz oldugu mânayi izale edemez.” 6 ok Anayasa’da 1923’te kurulan “Halk Firkasi” adli siyasî tesekkül, sonralari “Cumhuriyet Halk Firkasi” diye anilmaya baslamis, 1935’te ise “Cumhuriyet Halk Partisi” (CHP) adini almistir. Halk Firkasi’nin adina “Cumhuriyet” kelimesinin ilâvesi yeni bir partinin tesekkülü sirasinda olmus ve Fahir Giritlioglu’nun CHP ile ilgili eserine göre: “Yeni kurulan parti ismini “Terakkiperver Cumhuriyet Firkasi” olarak almak üzere iken, Halk Partisi daha atik davranmis ve “Cumhuriyet” ismini bir baska partiye kaptirmamak için 10 Kasim 1924 tarihinde kendi adini “CHP” olarak degistirmistir.” CHP’nin “6 Ok”u ise Ismet Inönü’nün yüz elli üç arkadasiyla birlikte Meclis’e getirdigi bir takrir (önerge) ile o günkü Anayasa’nin ikinci maddesine girmistir. 5 Subat 1937’de kabuledilen bu degisiklik, merhum Ali Fuad Basgil’e göre: “Anayasa’nin aslindaki berrak çehresini bir hayli burusturmustur.” “Anayasa bir parti programi degildir. O, bir millî misaktir. Yalniz muayyen bir partinin mensuplarina ve yalniz yasayan nesile hitap etmez. Milletin her ferdine ve kanun olarak kaldikça, her nesile hitap eder. Bir parti için yerinde ve münasip olan bir fikir, devlet için ve devletin kanunu olan Anayasa için münasip degildir” diyen Ali Fuad Hoca devamla: “– Devletçilik nedir?.. Lâiklik ve milliyetçilik ne demektir?.. Inkilâpçiligin zaman içindeki hududu nedir?.. Bizde bunlar ne Anayasa’da ve ne de baska bir tatbikat kanununda tarif edilmemis, hiç birinin hududu ve sümûlu gösterilmemistir. Meselâ, devletçilik sahsî temayüle göre degisik, hattâ zit mânasi olan bir tâbirdir. Biz de bu prensibin kanunlarimizda bir tarifine rastlanmadigi gibi, hukukçularimiz arasinda da ilmî bir izahi yapilmis degildir. Lâiklik de böyledir. Garb (Bati) ilmine sorarsaniz, lâikçilik din ve vicdan hürriyetinin teminatidir ve lâik olmayan bir devlette bu hürriyetin teminati yoktur. Bize gelince, maziyi yasayanlar bilirler ki, bizde lâiklik sol ve sag temayüller arasinda bocalamis, iktidar adamlarinin içtihadina göre mâna almistir. Aci olan sudur ki, bu içtihad memleket realitesinden ziyade yanlis görüslere saplanmaktan dogmustur. Su da acidir ki, Üniversitelerimiz, bu hususta efkâri aydinlatacak bir görüs vermemis, ayni fakülte hocalari bile bir anlayis birligine varamamistir.” Su görüs de, Ali Fuad Basgil hocanindir: “Lâiklik Anayasa’ya kelime olarak degil, tarif olarak girmeli, hududu ve sümul sahasi gösterilmelidir. Ancak bu sekilde lâiklik adina yapilacak su’i-istimallerin önüne geçilebilir.” Kurulusunun yildönümü kutlanan CHP’nin “9 Umde”si ile “6 Ok”una böyle kisaca temas ettiktensonra hemen ilâve edelim ki, baslibasina bir kitap mevzuu olan CHP icraatindan bâzilarini gününde ve sütunumuzun müsaadesi nisbetinde inceleyecegiz. Alti Ok’un hikâyesi Atatürk’ün iltifatina mazhar olan Münir Hayri Egeli, “Eski Bir Atatürkçü” adiyle 1954 yilinda yazdigi ve 1959’da “Ahmed Halid Kitabevi”nce yayinlanan “Atatürk’ten Bilinmeyen Hatiralar” isimli kitabinda “Alti Ok’un Hikâyesi” basligi altinda diyor ki: “Bir gün Recep Peker beni çagirdi: “– Halk Partisi’nin amblemi olmak üzere bir sey istiyorum” dedi. Bir seyler düsün... Hemen ise koyuldum. Fakat isin eninde sonunda Ata’ya intikal edecegini biliyordum. Usulca onun Halkevi’ne gelmesinden istifade ederek yaptigim örnekleri reis/baskan masasinin üzerine biraktim. Atatürk bunlari görmüs. Reis Nafi Atif (Kansu)’tan sormus. O da benim krokilerim oldugunu söylemis. Nihayet beni çagirtti. – Bunlar ne?.. diye sordu. – Efendim, Parti’ye amblem denemeleri. Atatürk, sadece: – Senin baska isin yok mu?.. dedi. Sonra Nafi Atif’a döndü: – Receb’in (Peker) isi yok böyle seylerle ugrasir. Bizi Fasist partilerine çevirecek” diye mirildandi. Ben ondan sonra isi biraktim. Alti Ok’u Recep Bey, Mahmud Akok’a çizdirmis. Bana da: – Bu islerin inhisari/tekeli sende olacak degil ya... Bak ne güzel oldu, dedi. Milli Gazete 15.09.2000 by Muhammed Faruk [/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
İslam ve Osmanlı Tarihi
Yakın Tarih
CHP'nin kuruluşu gerçekleri
Üst
Alt