- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
Türkiye'nin hangi şehrine giderseniz gidin, hangi restoran veya lokantaya girerseniz girin yemekten sonra garson size çay ikram etmek ister ya da garsonun ikram etmesine zaman bırakmadan siz çayınızı zaten istemişsinizdir...
Misafirliklerde de aynı şey geçerli, evlerimizde de.
Öğle yemeği veya akşam yemeği fark etmez, yemekten kalkar kalkmaz çaylar demlenmeye başlanır. Türkiye'de bu beslenme davranışı pek çok kişide artık bir alışkanlıktır.
Bu alışkanlığımız, sağlıklı beslenme açısından bakıldığında çok doğru bir davranış değildir.
Çünkü yemekten hemen sonra içilen çay, demir içeren besin tüketildiyse, yemekle birlikte alınan demir (Fe) mineralinin vücut tarafından kullanımını sınırlar.
'Bu ne demektir?'
Örneğin; yemekte kırmızı et yemiş olun (kırmızı ette yüksek oranda demir bulunur).
Yemeğin hemen ardından çay içtiğinizde vücudunuz, köfteden gelen demirden tam olarak faydalanamayacaktır; çünkü çayda bulunan 'tanen', demirle bağlanarak demir emilimini azaltıcı etki gösterir.
Kahve için de aynı şey geçerlidir.
Çayı yemekten en az 1 saat sonra için
Yemekten en az 1 saat sonra tüketilen çay ve kahvenin demir emilimini etkilemediği biliniyor.
Peki demir yeteri kadar alınamaz veya vücut tarafından kullanılamazsa ne olur? Demir eksikliğinde anemi dediğimiz kansızlık oluşur.
Anemi, ülkemizde çok sık görülen bir sağlık sorunudur.
Ekonomik durum, beslenme alışkanlıkları ve daha pek çok etken kansızlığın meydana gelmesinde rol alır.
Tabii bu etkenlerden biri de çaya olan düşkünlüğümüz diye düşünüyorum.
Demir eksikliğine dayalı kansızlıkta, renk solukluğu, halsizlik, yürüyüş ve hareketlerde isteksizlik, efora tahammülsüzlük görülür.
Bunlara dikkat edin...
Eğer aneminiz varsa; siz herkesten daha çok dikkat etmelisiniz.
Çay tüketiminizi yemekten 1-2 saat sonraya kaydırmaya çalışın.
Çayınızı mümkün olduğunca açık için, hatta limon ekleyin.
Böylece bir miktar C vitamini de almış olacaksınız.
Sağlıklı yaşamak elinizde
Sigara ve alkol kullanıyorsanız, doğru kiloda değilseniz, stresli bir iş ve özel hayat içinde gergin, kendinizde barışık olmaktan uzak yaşıyorsanız, spor yapmıyorsanız, beslenmeniz düzensiz ve özensiz ise, mükemmeliyetçi bir yapıya sahipseniz, hobiniz yoksa hayatın nefes alan pencerelerini açamamışsınız demektir.
Sağlıklı yaşayamadığınız için yaşlandıkça da sağlıklı olmanız beklenemez.
Bu durumda, sihirli bir değnek veya masallardaki gibi içilen bir avuç suyla gençlik iksirine kavuşamayacak olduğunuz ve yaşlanmanın önüne geçemeyeceğiniz anlamına gelir.
Sağlıklı bir yaşam için doğal ve masrafsız öneriler
Düzenli sağlık kontrolünüzü yaptırın.
Böylece belirti vermeyen hastalıkları saptayıp, erken önlem alırsınız.
Yaşınıza uygun fiziksel aktiviteyi belirleyin ve düzenli olarak yapın, ideal kilonuzu koruyun.
Stresi azaltan hayat tarzı değişiklikleri benimseyin ve hobi edinin
Daha az basit şeker, daha az tuz, daha az yağ kullanıp meyve sebze ağırlıklı beslenin, yeterli su için, mümkünse organik maddeler tüketin, katkı maddeli ürünleri kullanmayın
Fiziksel zarar vericilerden uzak bir hayat yaşayın (Sigara, duman, U.V ışınları, radyasyon, kimyasal bileşikler)
Tatil yapın.
Sağlıklı bir uyku düzeni sağlayın.
Sevin, sevilin mutlu bir aile kurun.
En önemlisi kendinizle barışın, mutlu olun, bol bol gülün ve hayata olumlu bakın.
ZAMAN
(alıntı)