Cami ve Mescitleri

ceylannur

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
2 Eylül 2011
Mesajlar
3,872
Tepkime puanı
37
Cami ve Mescitleri
Ahi Evran Camisi (Merkez)

Kırşehir, Ahi Evran Mahallesi'nde bulunan bu yapının, XIV.yüzyılda zaviye olarak yapıldığı sanılmaktadır. Seydi Beyoğlu Emir Hasan Bey 1450'de türbenin önüne bir bina eklemiş, Dulkadiroğlu Alaüddevle Bey bu yapıyı 1481'de genişletmiş, Ahi Evran soyundan bir şeyh de 1560-1561 yılında bir mescit ilave etmiştir. Bu yapıların eklenmesi ile cami küçük bir külliye görünümünü kazanmıştır.

Caminin çevresinde Ahi Evran'ın türbesi ve bazı Ahilerin mezarları bulunmaktadır. Kırşehir Belediyesi çevredeki yapıları kamulaştırarak caminin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Çeşitli dönemlerde onarım gören yapı topluluğunu Vakıflar Genel Müdürlüğü 1968-1972 yıllarında restore etmiştir. Bu onarımı Y.Mimar Yılmaz Önge yapmıştır.

Yapı topluluğu kesme taştan olup, iki bölümden meydana gelmiştir. Bunlardan birinci bölüm, kubbeli bir giriş ve iki yanında yer alan mescit ve divanhane; ikinci bölüm ise bunlara bitişik olarak arkalarına eklenen bir orta sofa ile onun çevresindeki iki hücre, bir eyvan ve türbelerden meydana gelmiştir. Yapı topluluğunun batıya açılan kapısı beyaz mermerden yapılmış ve buraya son onarım sırasında zaviyenin avlu kapısındaki kitabesi konulmuştur. Bu kitabede Sultan II.Mahmud'un 1819-1820 tarihli tuğrası ile Ahi Evran'ın ismi yazılıdır. Kapının sol tarafında bulunan minare XX.yüzyılın başlarında buraya eklenmiştir.

Minare kaidesinin solunda batı cephesindeki bir kapıdan üzeri sivri tonoz örtülü divanhaneye girilmektedir. Divanhanenin alt katı büyük bir pencere ile, üst katı ise eyvan biçimindeki bir açıklıkla giriş bölümüne bakmaktadır. Cümle kapısından pencereli bir kasnak ile yükseltilmiş sivri kemerlerin taşıdığı bir bölüme geçilmektedir. Buradan da eyvan biçimindeki mescide giriş sağlanmıştır. Mescidin üzeri karşılıklı iki gömme ayağa oturtulmuş kemerlerin desteklediği sivri bir tonozla örtülmüştür. Mescit batı cephesindeki iki, güney duvarındaki küçük bir pencere ile aydınlatılmıştır. İbadet mekanında üzeri kemerli sade bir mihrap ve güneybatı köşesinde de ahşap bir minber bulunmaktadır. Mihrabın üzerinde bu zaviyenin Kanuni Sultan Süleyman'ın izni ile 1560 yılında onarıldığı yazılıdır.

Caminin giriş bölümünden türbe kısmına küçük kemerli bir kapıdan geçilmektedir. Bu kapının üzerinde Dulkadiroğullarından Süleyman Bey'in oğlu Alaaddin Bey'e ait 1481 tarihli bir kitabe bulunmaktadır. Türbe kubbeli bir merkezi mekan ile onun kuzey ve güneyinde bulunan iki simetrik hücreden ve doğuya doğru uzanan sivri tonozlu bir eyvandan meydana gelmiştir. Bunlardan yüksek ve geniş bir kemerle Ahi Evran'ın türbesine geçilmektedir.

Türbe birkaç basamak yüksekliğinde olup, burada Ahi Evran'ın sade ve ahşap sandukası bulunmaktadır. Bu türbe içerisinde bulunan Şeyh Erzurumî'ye ait olduğu bilinen ahşap sanduka Ankara Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde koruma altına alınmıştır.

Türbe kuzey ve doğuya açılan alçı şebekeli birer pencere ile aydınlatılmıştır. Türbenin içerisi XIX.yüzyılın kalem işleri ile bezenmiştir. Türbe üzerindeki piramidal külahına son onarımlarda ejder figürüne benzer bir alem takılmıştır. Türbenin yanında kime ait oldukları belli olmayan çok sade beş ahşap sanduka daha bulunmaktadır.

Caminin yanında, orta sofanın güneyindeki kubbeli oda çevresindeki evlerin kamulaştırılmasından sonra ortaya çıkan temeller üzerine yeniden yapılmıştır. Bu odada Ahi Evran'a ve diğer Ahilere ait belge ve eşyalar teşhir edilmektedir.

Alaaddin Camisi (Merkez)

Kırşehir il merkezinde, Kalehöyük üzerinde bulunan Alaaddin Camisi'ni Sultan II.Alaaddin Keykubat 1242'de yaptırmıştır. Ancak bu cami günümüze gelememiş, Kırşehir Mutasarrıfı Arif Bey tarafından 1893 yılında yeniden yaptırılmıştır. Giriş kapısı üzerindeki taşların, Melik Muzafferüddin Behram Şah'ın yaptırmış olduğu medreseye ait olduğu sanılmaktadır.

Bugünkü caminin mimari yönden önemi bulunmamakta olup, dikdörtgen planlı, üzeri çatılı bir yapıdır. Kesme taştan yapılan cami 14 pencere ile aydınlatılmıştır. Minberinin herhangi bir özelliği bulunmamaktadır. Yanındaki minaresi kare kaideli, tek şerefeli ve yuvarlak gövdelidir.

Bu cami Kırşehir Arkeoloji Müzesi'nin 1936 yılında kurulan deposu olarak bir süre kullanılmıştır.


Lâle (Lala) Camisi (Merkez)

Kırşehir il merkezinde bulunan Lale Camisi Melik Şah Kümbeti'nin kuzeybatısında bulunmaktadır. Bu yapının ne amaçla yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. Caminin darphane olarak yapıldığı söylenmektedir.

Caminin yapım tarihini belirten bir kitabesi olmamakla beraber, XIII.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Günümüzde cami olarak kullanılan bu yapı, üç kubbeli olup, batısındaki kemer izlerine dayanılarak ibadet mekanının iki kubbesinin daha bulunduğu sanılmaktadır. Kesme taştan yapılan kemerler dışında duvar işlemesinde moloz taş kullanılmıştır. Mihrap mermerdendir.


Kapucu (Kapıcı) Camisi (Merkez)

Kırşehir Çarşısında bulunan caminin üzerindeki kitabesi bir Selçuklu camisinden getirilerek buraya konulmuştur. Söylentiye göre de bu kitabe Cacabey Medresesi'nden getirilmiştir. Caminin yapım tarihi kesinlik kazanmamakla beraber yapı üslubundan Osmanlı döneminde, Kapucu Mehmet Paşa tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Caminin XVIII.-XIX.yüzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır.

Cami kesme taştan, kare planlı olup, üzeri sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin önünde üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yerinin iki yan kenarı duvar uzantıları ve bunların arasındaki yuvarlak kemerli iki sütun ile üç bölüm halindedir. Bu bölümler camekanla kapatılmıştır. Caminin yanında taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli, tek şerefeli tuğla minaresi bulunmaktadır.


Çarşı Camisi (Merkez)


Kırşehir il merkezinde bulunan bu cami, Hüseyin Bey isimli biri tarafından 1864 yılında yapılmıştır.

Cami moloz taştan dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır. Üzeri ahşap bir tavanla örtülüdür. Mimari yönden özelliği bulunmamaktadır. Caminin minaresi bulunmamakla beraber ilk yapılışında minaresinin olup olmadığı da kesinlik kazanamamıştır.


 
Üst Alt