Büyü nasıl bozulur?

selame

Yeni Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
19 Ocak 2013
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Selamun aleyküm, Merhaba bir ay gibi bir zamandır eşimle konuşamıyoruz. Yatağa yattığımızda bir birimize dönemiyoruz. Çok acımasız bir düşmanımız var evlendiğimizden beri evliliğimizi bozmak için her türlü kötülüğü yaptı. Bana haber gönderdi kaderinizi ayırdım istediğin kadar dua et kurtaramazssın diye böyle büyüleri nasıl bozulduğunu bilmiyorum ne okumam gerektiğini bilmiyorum Sadece gece gündüz dua ediyorum aklımı kaçırmak üzereyim lütfen yardım edin Allah rızası için
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Aleykum Selam..Ah kardesim buda seytanin oyunlarindan biri..Seytana kazanma firsatti vermeyin!!
insanin kendine yaptigi kötülugü hic bir dusman yapamaz...
biraz vesvese biraz kafa karisikligi biraz celiski ve stress ,biraz korku inancsizlik ve seytana KAPI aralanir...
ve sonunda cikan büyük trajedi ya aklını kaçırir yada evliligini bitirir.
kardesim akilli,imanli guclu olun!Size O haber gonderen zavalliya Sizde son bir haber gonderin;
-SIZDEN KORKMUYORUM!!!elinden geleni ardina koyma!!Kaderimi degistiremezsin..Ben Kaderin sahibine Sigindim..ve artik ondan haber getirme,goturme fasiklardan UZAK durun...

bir dusunun bir ay once ne oldu da bu sogukluk araya girdi..o kadina enerji,gerginlik, sinirlerinizi bozacaginiza esiniz ile aranizi duzeltmek,ailenizi korumak icin ugrasin!!!
Kardesim Siz kendinizi duzeltmedikce etrafinizdaki olay, sart ve ortam da degismiyecektir!!

Kişinin Allah'a sığınması iman ve ibadet konusundaki titizliği ile büyünün tesir etmesinde etkili olan şeytanın insana yaptığı telkinlere kulak asmaması şeytanın insanlar üzerindeki etkisini azaltır ve büyünün tesirinden de korunmuş olur.
Çünkü şeytanın yaptığı sadece telkin yoluyla korkutmak şüpheye düşürmek vesvese vermekten ve temelsiz kuruntulardan neticesi olmayan vaatlerden başka bir şey değildir.

Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de şöyle denir: "(Şeytan) onlara söz verir ve onları ümitlendirir; halbuki şeytanın onlara söz vermesi aldatmacadan başka bir şey değildir." (Nisa suresi 120)

Nitekim ayetlerde "İman edip yalnız Rablerine tevekkül edenler üzerinde şeytanın bir hakimiyeti olmayacağı"ndan "Ancak onu dost edinip Allah'a ortak koşanlar üzerinde hakimiyet kurabileceğinden söz edilir. (Nahl suresi 99-100)

Hakimiyet kurma konusunda insanın inanmanın yanı sıra ihlaslı olması da söz konusudur. Şeytanın ihlaslı kimseler üzerinde bir hakimiyeti söz konusu olamayacağı bu kimseleri Allah'ın koruyacağı belirtiliyor.

Açıkça anlaşılan odur ki şeytanın etkisi altına alıp rahatsız ettiği kimseler onun kendisine sokulmasına zemin hazırlayan ve bu işe meydan veren kimselerdir.
Zira şeytanın Allah'ın halis kulları üzerinde kesin bir etkisi yoktur. Bunu yapmaya çalışsa bile onlar dua ve ibadetlerle Allah'ın kitabını okumakla bu işin üstesinden gelirler.

Zaten büyü ve büyücülük yapanlar hakkında indirilen ayetin sonunda da " Ama onlar Allah'ın izni olmadan büyü ile hiç kimseye zarar veremez." (Bakara suresi 102) buyurulmaktadır.

Büyünün hakikat olduğu kabul edilince herkese tesir etmesi de tartışılmaz. Ancak daha fazla tesir ettiği kimseler de mevcuttur. Bunlar da şeytanın vesvese ve evhamlarına önem veren ve bu tür şeylere açık olan kimselerdir.

Böyle kimseler daha çok kendi kendilerini bir saat gibi kurup hasta eder. Çünkü şeytan insana sadece vesvese verir ve yanlışı doğru olarak göstermek ister.

Aslında hiç de önemli olmayan ses veya görüntüleri kendince değişik şekillere ve seslere benzetenler evhamlı itikadı zayıf ibadeti ve zikri olmayan Allah'a olan görevleri konusunda gevşek davranan ve ibadetlerini ihmal eden kimselerdir. Nitekim ayette bu hususlara işaret edilmektedir. (Hac suresi 52-55)

Bakara Sûresi'nin 102. ayetinden de anlaşılan odur ki sihirlerin en büyük tesiri ruhlar üzerindedir; fikirleri bozar kalpleri çeler ahlâkı perişan eder toplumların altını üstüne getirir. Şu halde 'sihrin aslı yoktur' diye aldanmamalıdır.
Ve böyle sihirbazlardan sakınmalıdır.

Bununla beraber bunları yapanlar Allah'ın izni olmadıkça kimseye bir zarar veremez. Çünkü gerçek tesir ne sihirde ne sihirbazda ne tabiatta ne ruhta ne yerde ne gökte ne şeytanda ne de melektedir. Hakiki müessir ancak ve ancak Allah'tır.

Fayda ve zarar denilen şey de ancak O'nun izni ile meydana gelir. O halde her şeyden önce Allah'tan korkmalı ve Allah'a sığınmalıdır ve bunlara karşı koymak için de Allah'ın kitabına sarılmalıdır.

NÂS SURESİ'NİN KARANLIK GÜÇLERE VE BÜYÜYE KARŞI OKUNMASI

"De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine İnsanların hükümdarına insanların ilahına O sinsi vesvesecilerin şerrinden. O ki insanların göğüslerine vesveseler fısıldar. Gerek cinlerden gerek insanlardan." (Nas suresi 1-6.)

Gerek görünüp bilinen gerekse görünüp bilinmeyen gizli düşmanlarımıza karşı okunan ve kendisiyle Allah'a sığınılan dua makamında bulunan ve "Muavvizat" denilen Kur'ân-ı Kerim'in son üç suresi yani "İhlas Felâk ve Nas" sureleri her derde deva niteliğindedir ..
Bu sebeple bunlarla Allah'a sığınmalı ve gecenin karanlığından şeytanların cinlerin büyücülerin vesvesecilerin şerrinden bunlarla korunmalıdır.

Malumdur ki büyünün tesir etmesi kişinin içinde bulunduğu psikolojik durumlarla karamsarlık evham ve şüphelerle de yakından ilgilidir.

Felâk ve Nas Sûresi'nde ise bu noktalara işaretle normal durumlarda olduğu gibi insanın başına böyle bir hal geldiğinde de yine sadece Allah'a sığınması istenmektedir.

Kısacası günlük hayatımızda dua ve ibadetlerimize dikkat eder dualarla Allah'a sığınır ve gerektiği gibi yakın olursak O’nun himayesine girer büyüden ve büyüyü uygulayabilecek büyücülerden habis ruhlardan korunmuş oluruz.

Hz. Peygamber (a.s.m.) hastaları tedavi etmek için büyücülere göndermemiştir.
Ya tıbba havale edip hekimlere göndermiş ya da Kur'ân ve Sünnet eczahanesine göndermiştir.
Böylece evrensel şifalardan faydalanmasını istemiştir. Hem zaten Yüce Allah Kur'ân'ın müminler için bir —rahmet ve bir şifa olduğunu bildirmiş (İsra Suresi82) manevi dertlerimiz için başvuru kaynağı olarak da Kur'ân'ı göstermiştir.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Insanlar neden yine de büyücünün pesine düserler?
Söylentilere, bir çözüm olabilir ümidiyle bakarlar da ondan...
Halbuki, bu gibi konularda esas olan, en önce büyücüye gitmeye sebep olan rahatsizliga dogru teshis koymak!..

Olabilir ki, büyü sanilan SIKINTININ mahiyetinde ne büyü ne de sihir vardir.
Olay ya bir sinirsel rahatsizliktir. Yani doktor isidir. Yahut da taraflarin kendi anlayissiz tutumlariyla meydana getirdikleri sinir zayiflatici gerginlikleri, kirici, incitici davranislaridir!..

Büyü sandiklari rahatsizliklarini kendi davranislari meydana getirmistir. Öyle ise bunu çözecek olan da yine kendi davranislaridir...
Tutumlarini ,kendilerini, düzeltmeleri, rahatsizlik sebebi anlayissizliklarindan vazgeçmeleri... Yani önce saygi, hemen arkasindan da sevgi ihtiyacinin karsilanmasi...

Ne var ki, kimse kendi kusuruna, hatasina bakmamakta, ille de yakinlarindan birinin büyü yaptigini düsünüp suçu onlarin üzerine yikmayi kolay bir çikis yolu olarak görmekteler.

Inceleseniz ya beyin hanima karsi ya da hanimin beye karsi rahatsizlik meydana getirecek ihmal ve tepkisellikleri.. gibi davranislari söz konusudur olayin kökünde.

Ama kimse böyle bir davranis düzeltmesine taraftar degil, suçu büyücülere yükleme kolayligi varken...

Bununla beraber, böyle ihtimallerde manevi çare büsbütün de yok sayilmaz. Kur'an-i Kerim'in son iki (Felak ve Nas) sûreleri ile birlikte bilinen tüm dualari rahatsizligi duyan da, yakinlari da okuyabilirler.
Bunlari ille de baskalari degil, kendileri okurlarsa daha gönülden dua etmis, sifa dilemis olurlar. Çünkü üzüntüyü kendileri yasiyorlar, duayi da kendileri yapmalilar.
Göreceklerdir ki, büyüyü de kendileri yapmakta, büyüyü bozan ilaç da kendilerinde bulunmaktadir.
İnsan kendini değiştirmedikçe,icinde bulunduklari ortam da değişmiyecektir...

"Bir topluluk kendisinde olanı değiştirmedikçe Allah, o toplulukta olanı değiştirmez.” (Rad Sûresi-11)
İşte size 1434 yıl öncesinden bir kurtuluş mesajı ve son dakika gelişmesi gibi büyük bir haber…
“Kendini değiştirmedikçe, içinde bulunduğun durum değişmeyecek…” Yoksa Dünya hayatının imtihan değeri olur mu ?
Sen kaderim diyorsun, kader diye hiçbir gayret serf etmiyorsun ama Yüce Rabb (cc) “OKU” diyor, müspet olarak “DEĞİŞ” diyor,
bu durumda senin kader algın galiba Mevlânın (cc) kader telkininden farklı.
Bu İlâhi önerileri sen tesis edersen istemesen de fiziki koşulların ya da diğerleri uymasa da kurtuluşun bir parçası olarak bulacaksın kendini.
O’nun (cc), “Kün” yani “Ol” demesi yeterli, yeter ki sen iste ve gösterdiği istikamete doğru yönelt kendini.
 
Ç

çokbilmiş

Kayıtsız
Misafir
Pöh!! Kaderini değiştirirmiş! Kimin gücü yeter kaderi değiştirmeye! Allah'tan başka. Şu büyücüyüm, medyumum diye geçinenlere gıcık oluyorum valla. İnsanları nasıl da sömürüyorlar. Allah ıslah etsin. Ellerine düşürmesin. Nerde büyücü, medyum gibi üçkağıtçı, şarlatan varsa, Allah foyasını meydana çıkarsın onların.
 

ozkn

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
18 Ocak 2014
Mesajlar
206
Tepkime puanı
1
es Selamu Aleyküm.

Bir kere de sırf Allah rızası için dua etmeyi deneyin. Yani bu evliliğin yürümesini sırf senin rızan için, zinaya düşmemek ve gazabına uğramamak için istiyorum şeklinde (örnektir) dua et, arkasına samimiyetle hamd et. buna dikkat. Hamdı çok içten et. Öyle ki, duamı kabul etmesen de, istediğimi vermesen bile hamd sana mahsustur, sana hamd ederim diye gönlünden geçir bakim! bu yakarışa yeryüzü mü dayanır!!.Bu vesileyle dağı havaya kaldırırlar evliyalar... Bunca mucize hangi dua ile gerçekleşmiş bir araştırın bakalım!

Benim duamı kabul eder mi acaba diye dua etmeyin.. mutlaka duaları O kabul eder. Muhakkak ki dualar Allahu Teala tarafından kabul olur. O'dan başka duamızı kabul edecek mercii yok zaruriyetiyle ve ihlasıyla dua edilmeli.

Eski ümmetten bir zat dua ediyor, ibadet ediyor... Allah razı değil! Demişler bak haberin olsun Allahu Teala senden razı değil sen hala O'na dua ediyorsun, ibadet ediyorsun. Bu zat Allah benden razı olmasa da benim ondan başkasına ibadet edeceğim ilah yok, dua edeceğim bir merci yok demiştir. Bunun üzerine Allahu Teala o kulumdan razıyım buyurmuştur.
 
Üst Alt