- Katılım
- 9 Mayıs 2014
- Mesajlar
- 1,176
- Tepkime puanı
- 4
Selamün aleyküm ;Hz Mevlana Celalettin Rumi''Mesnevi''eserinde anlattığı hikayelerle kendimizi tanımamız için, nefsimizi tanımamız için tefekkürle yol almamız için elimizden yüreğimizden tutuyor okuyup nasiplen meniz duası ile paylaşıyorum dostlar selametle Rabbül alemine emanetsiniz.
Farenin deve yularını çekmesi ve kendi kendisine gururlanması
Bir fareceğiz, bir devenin yularını eline aldı, kurula, kurula yola düştü.
Deve , tabiatındaki mülâyimlik yüzünden onunla beraber yürümeye koyuldu. Fare “ Ben, ne de pehlivan, ne de yiğit ermişim” diye gurura düştü.
Düşüncesinin ışığı deveye aksetti. “ Hele hoşindi. Ben sana gösteririm!” dedi.
Gide, gide bir büyük ırmak kenarına geldiler. Öyle büyük, öyle derindi ki ulu bir fil bile o ırmakta zebun olurdu.
3440. Fare orada duru, kaskatı kesildi. Deve “ Ey dağda, ovada bana arkadaş olan,
Bu duraklama ne, niye şaşırdın? Irmağa ercesine ayak bas, gir suya!
Sen kılavuzsun, benim öncümsün. Yol ortasında durup susma” dedi.
Fare dedi ki: “ Bu su, pek büyük, pek derin bir su. Arkadaş,ben boğulmaktan korkuyorum.”
Deve “ Hele bir göreyim, ne kadarmış bu su ?” deyip hemen ayağını attı.
3445. Dedi ki: “ A kör sıçan, su diz boyuymuş. A hayvanların kusuru, neden şaşırdın?”
Fare, “ Sana karınca ama bize ejderha! Dizden dize fark var.
Ey hünerli deve, sana diz boyu ama benim tepemden yüz arşın geçer.” dedi.
Deve dedi ki: “ Öyleyse bir daha küstahlık etme de cismin, canın yanıp yakılmasın.
Sen, kendin gibi farelerle boy ölçüş. Deveyle sıçanın sözü yoktur.”
3450. Fare, “ Tövbe ettim, Tanrı hakkı için beni bu helâk edici sudan geçir.” dedi.
Deve acıdı, “ Haydi hörgücüme sıçra, otur.
Bu geçiş, benim işim. Seni de, senin gibi yüzlercesini de geçiririm” dedi.
Madem ki peygamber değilsin, yola düş de günün birin de kuyudan kurtulup yüce bir makama erişesin.
Sultan değilsen yürü, raiyet ol. Kaptan değilsen gemiyi öyle alabildiğine yürütme.
3455. Ticarette kâmil değilsen yalnız başına dükkân açma; yoğrulup kemale gelinceye dek birisinin hükmü altına gir.!
“ Susun, dinleyin” emrini işit, sükût et. Madem ki Tanrı dili olamadın, kulak kesil.
Söylersen bile sual tarzında söz söyle. Padişahlar padişahıyla edepli konuş!
Kibir ve kinin başlangıcı şehvettendir. Şehvetinin yerleşip kuvvetlenmesi de itiyat yüzündendir.
Kötü huy, âdet edindiğinden dolayı sağlamlaşır, yerleşir. Seni ondan vazgeçirmek isteyene kızarsın.
3460. Toprak yemeye alışırsan kim seni bundan menetmeye kalkışırsa onu düşman sayarsın.
Puta tapanlar, bu tapmayı huy edindiklerinden men edenlere düşman olmuşlardır.
İblis, ululanmayı huy edinmişti de eşekliğinden Âdem’i kendisinden aşağı gördü.
“ Benden daha ulu başka birisi yok ki. Benim gibi bir kişi, ona secde eder mi?” dedi.
Ululuk zehirdir. Ancak, ta ezelden panzehire sahip olan ruh müstesna.
3465. Dağ, yılanla dolu ise içersinde panzehir yeri bulundukça korkma.
Kafana ululuk yerleşmiş, onun için kim seni kırarsa onu ezelî düşman sayarsın.
Birisi huyuna aykırı söz söylerse ona bir hayli kinlenirsin.
Beni huyumdan çevirecek, şakirt haline sokacak, kendisine tâbi kılacak dersin.
Böyle adamın kötü huyu serkeş olmasa, o huya aykırı şeylere niye ateşlenir, kızar;
3470. Yahut muhalife müdana eder, onun gönlünde bir yer kazanır?
Çünkü kötü huyu adamakıllı kuvvetlenmiştir.Karınca gibi olan şehvetti, itiyat yüzünden adeta ejderha kesilmiştir.
Şehvet yılanını önceden öldür. Yoksa hemencecik ejderhalaşır.
Fakat herkes, yılanını karınca görür. Sen kendini bir gönül sahibine sor!
Bakır, altın olmadıkça bakırlığını; gönül padişah olmadıkça müflisliğini bilmez.
3475. Bakır gibi sen de iksire hizmet et.Gönül, dildarın cevrini çek.
Dildar kimdir? İyice bil. Dildar ehli dildir. Çünkü ehli dil olan, gece ve gündüz gibi cihandan kaçıp durmakta, âlemde eğleşmemektedir.
Tanrı kulunun ayıbını az söyle, padişahı hırsızlıkla az kına.
Farenin deve yularını çekmesi ve kendi kendisine gururlanması
Bir fareceğiz, bir devenin yularını eline aldı, kurula, kurula yola düştü.
Deve , tabiatındaki mülâyimlik yüzünden onunla beraber yürümeye koyuldu. Fare “ Ben, ne de pehlivan, ne de yiğit ermişim” diye gurura düştü.
Düşüncesinin ışığı deveye aksetti. “ Hele hoşindi. Ben sana gösteririm!” dedi.
Gide, gide bir büyük ırmak kenarına geldiler. Öyle büyük, öyle derindi ki ulu bir fil bile o ırmakta zebun olurdu.
3440. Fare orada duru, kaskatı kesildi. Deve “ Ey dağda, ovada bana arkadaş olan,
Bu duraklama ne, niye şaşırdın? Irmağa ercesine ayak bas, gir suya!
Sen kılavuzsun, benim öncümsün. Yol ortasında durup susma” dedi.
Fare dedi ki: “ Bu su, pek büyük, pek derin bir su. Arkadaş,ben boğulmaktan korkuyorum.”
Deve “ Hele bir göreyim, ne kadarmış bu su ?” deyip hemen ayağını attı.
3445. Dedi ki: “ A kör sıçan, su diz boyuymuş. A hayvanların kusuru, neden şaşırdın?”
Fare, “ Sana karınca ama bize ejderha! Dizden dize fark var.
Ey hünerli deve, sana diz boyu ama benim tepemden yüz arşın geçer.” dedi.
Deve dedi ki: “ Öyleyse bir daha küstahlık etme de cismin, canın yanıp yakılmasın.
Sen, kendin gibi farelerle boy ölçüş. Deveyle sıçanın sözü yoktur.”
3450. Fare, “ Tövbe ettim, Tanrı hakkı için beni bu helâk edici sudan geçir.” dedi.
Deve acıdı, “ Haydi hörgücüme sıçra, otur.
Bu geçiş, benim işim. Seni de, senin gibi yüzlercesini de geçiririm” dedi.
Madem ki peygamber değilsin, yola düş de günün birin de kuyudan kurtulup yüce bir makama erişesin.
Sultan değilsen yürü, raiyet ol. Kaptan değilsen gemiyi öyle alabildiğine yürütme.
3455. Ticarette kâmil değilsen yalnız başına dükkân açma; yoğrulup kemale gelinceye dek birisinin hükmü altına gir.!
“ Susun, dinleyin” emrini işit, sükût et. Madem ki Tanrı dili olamadın, kulak kesil.
Söylersen bile sual tarzında söz söyle. Padişahlar padişahıyla edepli konuş!
Kibir ve kinin başlangıcı şehvettendir. Şehvetinin yerleşip kuvvetlenmesi de itiyat yüzündendir.
Kötü huy, âdet edindiğinden dolayı sağlamlaşır, yerleşir. Seni ondan vazgeçirmek isteyene kızarsın.
3460. Toprak yemeye alışırsan kim seni bundan menetmeye kalkışırsa onu düşman sayarsın.
Puta tapanlar, bu tapmayı huy edindiklerinden men edenlere düşman olmuşlardır.
İblis, ululanmayı huy edinmişti de eşekliğinden Âdem’i kendisinden aşağı gördü.
“ Benden daha ulu başka birisi yok ki. Benim gibi bir kişi, ona secde eder mi?” dedi.
Ululuk zehirdir. Ancak, ta ezelden panzehire sahip olan ruh müstesna.
3465. Dağ, yılanla dolu ise içersinde panzehir yeri bulundukça korkma.
Kafana ululuk yerleşmiş, onun için kim seni kırarsa onu ezelî düşman sayarsın.
Birisi huyuna aykırı söz söylerse ona bir hayli kinlenirsin.
Beni huyumdan çevirecek, şakirt haline sokacak, kendisine tâbi kılacak dersin.
Böyle adamın kötü huyu serkeş olmasa, o huya aykırı şeylere niye ateşlenir, kızar;
3470. Yahut muhalife müdana eder, onun gönlünde bir yer kazanır?
Çünkü kötü huyu adamakıllı kuvvetlenmiştir.Karınca gibi olan şehvetti, itiyat yüzünden adeta ejderha kesilmiştir.
Şehvet yılanını önceden öldür. Yoksa hemencecik ejderhalaşır.
Fakat herkes, yılanını karınca görür. Sen kendini bir gönül sahibine sor!
Bakır, altın olmadıkça bakırlığını; gönül padişah olmadıkça müflisliğini bilmez.
3475. Bakır gibi sen de iksire hizmet et.Gönül, dildarın cevrini çek.
Dildar kimdir? İyice bil. Dildar ehli dildir. Çünkü ehli dil olan, gece ve gündüz gibi cihandan kaçıp durmakta, âlemde eğleşmemektedir.
Tanrı kulunun ayıbını az söyle, padişahı hırsızlıkla az kına.