Bİr Susuşun Son Ucu...

Elifgül

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
7,319
Tepkime puanı
118
Demek gün gelir insan yalnız da ağlarmış.
Yaslanacağı bir omuz bulmadan.
Herkes kendi derdiyle boğuşurken ona da bir köşeye çekilip ağlamak düşermiş.

Canı çıkasıya,ölesiye ağlarmış;ağlarmış da bir kişi olmazmış yanında "ne oldu sana?" diyen.
Hoş! Soran olsa da o söylemezmiş ya yine de kırılırmış sormayanlar,yanında olmayanlara.
İstediği sadece iki çift tatlı sözken,ve sonra bunun asıl istemesi gerektiği şeye engel olduğunu öğrenmişken neler hissedilebilirse, işte o kadar hissizlik içre.

Dönüp bakacağım bir "ben" kalmadı artık Allah'ım.
Bakacağım ben de bu "ben"se dönüp bakmadan uzaklaşmak istiyorum kendimden kilometrelerce uzağa.
Benim "ben"i bulamayacağım o yerde sadece senle kalmak istiyorum.

Senden başka hiçbir suret,ki sen asılsın belki sırf bu yüzden,hiç yanımda olmadı.
Olanlar da bir süre sonra gittiler.
Biliyorum 'hikmet işte,aşk mükemmelliği azaltılarak yaratılmıştı.'(nb)
Oysa ben en çok da mükemmeli arıyordum ki öğrenişim acı oldu.
Her tecrübe bunca acıyla mı edinilirdi?
Yoksa ben mi tecrübelerin bile bunca acı olanına mübtelaydım.

Bilmiyorum Allah'ım!
Ama bildiğim bir şey var ki her hüsün diye sarıldığımın hoşruba çıkmasından,üstelik (şefkat) tokadını yemeden bunu anlayamamaktan bıktım usandım artık.
Mumdan gemilere güvenmedim hiç ama kendimi ölesiye-olasıya- ateşe de atmadım.
Yalancı ateşlerle oyalandım, yandım sandım ama yanmadım.
Ateş özneli cümleler yazdım,sadece yazdım.Sühan girdi aramıza,ben artık kuyudaki AŞKtım.
Bunca zordu demek düştüğüm kuyudan "Gayret"in gayretiyle kurtulmak. Bunca kolay gözükmesine rağmen.

Bu da bir başka tuzağı olmalıydı hoşruba'nın,ya da bir lütfuydu "HÜSÜN" dediğim "AŞK"ımın.

[Alıntı.]
 
Üst Alt