- Katılım
- 30 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 1,199
- Tepkime puanı
- 16
Bir gün Ebu Bekir Sıddık (r.a) Resulullah'ın (s.a.v) evine geldi. İçeri gireceği sırada, Hz. Ali (r.a) da geldi. Hz. Ebu Bekir (r.a), geri çekilip:
-Ya Ali sen buyur gir, dedi.
O da cevap verdi ve aralarında aşağıdaki uzun konuşma oldu:
...
-Ya Ebu Bekir! Sen önce gir ki, her iyilikte önde olan, her hayırlı işte ileri olan, herkesi geçen sensin.
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Sen önce gir ki! Resulullah'a (s.a.v) daha yakın sensin.
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah'tan (s.a.v) işittim: "Ümmetimden, Ebu Bekir'den daha üstün bir kimsenin üzerine güneş doğmadı" buyurdu.
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçebilirim ki, Resulullah (s.a.v) kızı Fatıma'yı (r.a) sana verdiği gün, "Kadınların en iyisini, erkeklerin en iyisine verdim" buyurdu.
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senin önüne geçemem çünkü Resulullah (s.a.v): "İbrahim'i (a.s) görmek isteyen Ebu Bekir'in yüzüne baksın" buyurdu.
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne geçemem çünkü Resulullah (s.a.v): "Adem'in (a.s) hilm sıfatını ve Yusuf'un (a.s) güzel ahlakını görmek isteyen Ali Mürteza'ya baksın" buyurdu.
Hz. Ali (r.a):
-Senin önünde gidemem çünkü Resulullah (s.a.v): "Ya Rabbi! Beni en çok seven ve ashabımın en iyisi kimdir?" dedi Cenab-ı Hak: "Ya Muhammed! Ebu Bekir Sıddık'tır" buyurdu.
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne geçemem çünkü Resulullah (s.a.v) Hayber'de: "Yarın sancağı öyle bir kimseye veririm ki, Allahu Teala onu sever Ben de, onu çok severim" buyurdu.
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v): "Cennetin kapıları üzerinde "Ebu Bekir Habibullah" yazılıdır" buyurdu.
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) Hayber gazasında, bayrağı sana verip: "Bu bayrak Melik-i Galibin, Ali Bin Ebi Talib'e hediyesidir" buyurdu.
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Ya Eba Bekir, sen benim gören gözüm ve bilen gönlüm yerindesin"
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: "Kıyamet günü Ali cennet hayvanlarından birine binmiş olarak gelir Cenab-ı Hak buyurur ki "Ya Muhammed! Senin baban İbrahim Halil, ne güzel babadır Senin kardeşin Ali Bin Ebi Talib ne güzel kardeştir"
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senin önüne geçemem çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki:
"Kıyamet günü, Cennet meleklerinin reisi olan Rıdvan adındaki melek Cennete girer Cennetin anahtarlarını getirir, bana verir Sonra Cebrail (a.s) gelip, Ya Muhammed (s.a.v)! Cennetin ve Cehennemin anahtarlarını, Ebu Bekir Sıddık'a (r.a) ver, istediğini Cennete, dilediğini Cehenneme göndersin der"
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Ali kıyamet günü benim yanımdadır Havz ve Kevser yanında, benimledir Sırat üzerinde benimledir Cennette, benimledir Allahu Teala'yı görürken, benimledir"
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senden önce giremem çünkü Resulullah (s.a.v)
"Ebu Bekir'in imanı, bütün müminlerin imanı ile tartılsa, Ebu Bekir'in imanı ağır gelir" buyurdu.
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Ben ilmin şehriyim, Ali onun kapısıdır"
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Ben sadıklığın şehriyim Ebu Bekir onun kapısıdır"
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Kıyamet günü Ali bir ata biner, görenler, acaba bu hangi peygamberdir? derler Allahu Teala, bu Ali Bin Ebi talib'dir, buyurur"
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Ben ve Ebu Bekir, bir topraktanız tekrar bir olacağız"
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Allahu Teala, Ey Cennet! Senin dört köşeni, dört kimse ile bezerim. Biri Peygamberlerin üstünü Muhammed'dir, ikincisi Allah'dan korkanların üstünü Ali'dir, üçüncüsü kadınların üstünü Fatımat'üz Zehra'dır, dördüncü köşesindeki de temizlerin üstünü Hasan ve Hüseyin'dir"
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Sekiz Cennetten şöyle ses gelir "Ebu Bekir! Sevdiklerinle birlikte gel, hepiniz Cennete girin"
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: "Ben bir ağaca benzerim, Fatıma bunun kökü, Ali gövdesi, Hasan ve Hüseyin meyvesidir"
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Allahu Teala Ebu Bekir'in bütün kusurlarını affetsin Çünkü O, kızı Aişe'yi bana verdi Hicrette bana yardımcı oldu Bilal-i Habeşi'yi, benim için azad etti"
Resulullah'ın (s.a.v), bu iki sevgilisi, kapıda böyle konuşurlarken, kendileri içeriden dinliyorlardı. Hz. Ali'nin sözünü kesip içeriden buyurdu ki:
-Ey kardeşlerim Ebu Bekir ve Ali! Artık içeri girin Cebrail (a.s) gelip dedi ki, yerdeki ve yedi kat göklerdeki melekler sizi dinlemektedir. Kıyamete kadar birbirinizi övseniz, Allahu Teala yanındaki kıymetinizi anlatamazsınız. İkisi birbirine sarılıp, birlikte Resulullah'ın (s.a.v) huzuruna girdiler.
Resulullah (s.a.v):
-Allahu Teala ikinize de yüz binlerce rahmet etsin İkinizi sevenlere de, yüz binlerce rahmet etsin ve düşmanlarınıza da yüz binlerce lanet olsun, buyurdu.
Hz. Ebu Bekir (r.a) dedi ki:
-Ya Resulallah (s.a.v), ben Ali kardeşimin düşmanlarına şefaat etmem.
Hz. Ali (r.a) dedi ki:
-Ya Resulallah (s.a.v), ben de Ebu Bekir kardeşimin düşmanlarına şefaat etmem ve başını kılıç ile bedeninden ayırırım.
Hz. Ebu Bekir Sıddık (r.a):
-Ben, senin düşmanlarına Kevser havzından su vermem!
Hz. Ali'de (r.a):
-Ben, senin düşmanlarını Sırat üzerinden geçirmem!, buyurdular.ALINTI.
-Ya Ali sen buyur gir, dedi.
O da cevap verdi ve aralarında aşağıdaki uzun konuşma oldu:
...
-Ya Ebu Bekir! Sen önce gir ki, her iyilikte önde olan, her hayırlı işte ileri olan, herkesi geçen sensin.
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Sen önce gir ki! Resulullah'a (s.a.v) daha yakın sensin.
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah'tan (s.a.v) işittim: "Ümmetimden, Ebu Bekir'den daha üstün bir kimsenin üzerine güneş doğmadı" buyurdu.
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçebilirim ki, Resulullah (s.a.v) kızı Fatıma'yı (r.a) sana verdiği gün, "Kadınların en iyisini, erkeklerin en iyisine verdim" buyurdu.
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senin önüne geçemem çünkü Resulullah (s.a.v): "İbrahim'i (a.s) görmek isteyen Ebu Bekir'in yüzüne baksın" buyurdu.
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne geçemem çünkü Resulullah (s.a.v): "Adem'in (a.s) hilm sıfatını ve Yusuf'un (a.s) güzel ahlakını görmek isteyen Ali Mürteza'ya baksın" buyurdu.
Hz. Ali (r.a):
-Senin önünde gidemem çünkü Resulullah (s.a.v): "Ya Rabbi! Beni en çok seven ve ashabımın en iyisi kimdir?" dedi Cenab-ı Hak: "Ya Muhammed! Ebu Bekir Sıddık'tır" buyurdu.
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne geçemem çünkü Resulullah (s.a.v) Hayber'de: "Yarın sancağı öyle bir kimseye veririm ki, Allahu Teala onu sever Ben de, onu çok severim" buyurdu.
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v): "Cennetin kapıları üzerinde "Ebu Bekir Habibullah" yazılıdır" buyurdu.
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) Hayber gazasında, bayrağı sana verip: "Bu bayrak Melik-i Galibin, Ali Bin Ebi Talib'e hediyesidir" buyurdu.
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Ya Eba Bekir, sen benim gören gözüm ve bilen gönlüm yerindesin"
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: "Kıyamet günü Ali cennet hayvanlarından birine binmiş olarak gelir Cenab-ı Hak buyurur ki "Ya Muhammed! Senin baban İbrahim Halil, ne güzel babadır Senin kardeşin Ali Bin Ebi Talib ne güzel kardeştir"
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senin önüne geçemem çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki:
"Kıyamet günü, Cennet meleklerinin reisi olan Rıdvan adındaki melek Cennete girer Cennetin anahtarlarını getirir, bana verir Sonra Cebrail (a.s) gelip, Ya Muhammed (s.a.v)! Cennetin ve Cehennemin anahtarlarını, Ebu Bekir Sıddık'a (r.a) ver, istediğini Cennete, dilediğini Cehenneme göndersin der"
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Ali kıyamet günü benim yanımdadır Havz ve Kevser yanında, benimledir Sırat üzerinde benimledir Cennette, benimledir Allahu Teala'yı görürken, benimledir"
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senden önce giremem çünkü Resulullah (s.a.v)
"Ebu Bekir'in imanı, bütün müminlerin imanı ile tartılsa, Ebu Bekir'in imanı ağır gelir" buyurdu.
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Ben ilmin şehriyim, Ali onun kapısıdır"
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Ben sadıklığın şehriyim Ebu Bekir onun kapısıdır"
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Kıyamet günü Ali bir ata biner, görenler, acaba bu hangi peygamberdir? derler Allahu Teala, bu Ali Bin Ebi talib'dir, buyurur"
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Ben ve Ebu Bekir, bir topraktanız tekrar bir olacağız"
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Allahu Teala, Ey Cennet! Senin dört köşeni, dört kimse ile bezerim. Biri Peygamberlerin üstünü Muhammed'dir, ikincisi Allah'dan korkanların üstünü Ali'dir, üçüncüsü kadınların üstünü Fatımat'üz Zehra'dır, dördüncü köşesindeki de temizlerin üstünü Hasan ve Hüseyin'dir"
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Sekiz Cennetten şöyle ses gelir "Ebu Bekir! Sevdiklerinle birlikte gel, hepiniz Cennete girin"
Hz. Ebu Bekir (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: "Ben bir ağaca benzerim, Fatıma bunun kökü, Ali gövdesi, Hasan ve Hüseyin meyvesidir"
Hz. Ali (r.a):
-Ben, senin önüne nasıl geçerim çünkü Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: "Allahu Teala Ebu Bekir'in bütün kusurlarını affetsin Çünkü O, kızı Aişe'yi bana verdi Hicrette bana yardımcı oldu Bilal-i Habeşi'yi, benim için azad etti"
Resulullah'ın (s.a.v), bu iki sevgilisi, kapıda böyle konuşurlarken, kendileri içeriden dinliyorlardı. Hz. Ali'nin sözünü kesip içeriden buyurdu ki:
-Ey kardeşlerim Ebu Bekir ve Ali! Artık içeri girin Cebrail (a.s) gelip dedi ki, yerdeki ve yedi kat göklerdeki melekler sizi dinlemektedir. Kıyamete kadar birbirinizi övseniz, Allahu Teala yanındaki kıymetinizi anlatamazsınız. İkisi birbirine sarılıp, birlikte Resulullah'ın (s.a.v) huzuruna girdiler.
Resulullah (s.a.v):
-Allahu Teala ikinize de yüz binlerce rahmet etsin İkinizi sevenlere de, yüz binlerce rahmet etsin ve düşmanlarınıza da yüz binlerce lanet olsun, buyurdu.
Hz. Ebu Bekir (r.a) dedi ki:
-Ya Resulallah (s.a.v), ben Ali kardeşimin düşmanlarına şefaat etmem.
Hz. Ali (r.a) dedi ki:
-Ya Resulallah (s.a.v), ben de Ebu Bekir kardeşimin düşmanlarına şefaat etmem ve başını kılıç ile bedeninden ayırırım.
Hz. Ebu Bekir Sıddık (r.a):
-Ben, senin düşmanlarına Kevser havzından su vermem!
Hz. Ali'de (r.a):
-Ben, senin düşmanlarını Sırat üzerinden geçirmem!, buyurdular.ALINTI.