Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAM VE AİLE
Çocuk Terbiyesi ve eğitimi
Çocuklar için Dini Hikaye ve Fıkralar
Bir Kahvelik Para
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Elifgül" data-source="post: 42192" data-attributes="member: 1043"><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>Balkan Ahmet bütün gece uyuyamadı. Bir bir tarafına bir öbür tarafına döndü durdu. Yüreğinde tarif edilmez bir eziklik vardı. Bir türlü sabah olmuyordu. Nihayet derme takma küçümencik evinin kırıkları gazete parçalarıyla yamanmaya çalışılmış penceresinde biraz sonra doğacak olan güneşin belirtileri yansıdı. Adam buna herzamankinden fazla sevinerek alelacele ayağa fırladı. Yaşının oldukça ilerlemiş ve ömrünün buraya kadarki kısmının hep yoksulluk içinde geçmiş olmasına rağmen bir atlet gibi çevikti. Hep öyle acele acele hareketler yaparak gömleğini çakşırını giydi. Ateşi çoktan sönmüş sobanın üzerinden ibriği alarak dışarı çıktı. Duvarın hemen köşesine eğilerek ellerini yüzünü yıkadı. Sonra doğrularak dalgın dalgın bakışlarını çok uzaklara mıhladı. gelen bir sesle:</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>- Ah bir kahve olsa da içiversem şimdi dedi.</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong></strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>Eli kendiliğinden yamalı çakşırının cebine gitti. Oradan bir kahvelik para çıktı. Balkanın gözlerinde parlak bir gülümseme belirdi. Deliliği tutmuş bir insanın tavrıyla:</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>- Yürü be ! diye bağırdı.</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong></strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>Saçaklardakı halâ uykulu kuşlar bu naradan ürkerek uçuştular. Ama asıl uykudan uyanan şu kahve içme hevesi olmuştu. Bir kahve için ta şehre gitmek gerekiyordu. Şehir çok uzakta idi. Bu yolu haketmek her Ademoğlunun göstereceği hüner değildi. Ama o Balkan Ahmet idi. Mutlak gidecek ve kahvesini içecekti!</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>Hemen yaya yola çıktı. Saatlar sonra nihayet şehre vardı. Vay burada ne kadar da çok insanlar varmış! Sokaklar vızıl vızıl. Buna hayranlıkla baktı da onu en çok etkileyen bu oldu. Salyaları akmaya başladı. Bu halini etraftan geçenler de görmesin diye en yakın bir kahvehaneye daldı. Bir köşeye oturarak kırk yıllık ağa imiş gibi kuruldu. Oturur oturmaz da abasnın sol yakasını kaldırarak oraya başını soktu. Usullacık:</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong></strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>- Söyle bakalım canım ne istersin? dedi</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>Hemen ardından oradan yanıt almışcasına:</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>- Kahveci diye haykırdı kebabın bulunur mu canım kebap istiyor da!...</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>Kahveci müşterisine tuhaf tuhaf baktı yine de nezaketle:</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>- Yok efendim dedi.</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>Balkan Ahmet başını yine yakasının altına götürerek:</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>- Gördün ya kebap yokmuş başka ne istersin canım dedi.</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>Sonra kahveciye dönerek:</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>- O zaman köfte ver dedi</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>Bu defa kahveci biraz kızgın:</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>- Kahvehanede köfte ne arar be adam diye tersledi.</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>Balkan Ahmet başını abasının altına sokarak canına köfte de olmadığını bildirdi. Böyle böyle canı ne isterse kahvecinin tepesi atana kadar dizdi durdu. İstedikleri de hep et türünden tuzlu pastırmaya kadar yemekler. Bir ara kahvecinin gerçekten sabrının taşıp onu dışarı atacağını anladı. Acele davranarak:- Efendim dedi kahven de mi yok? Bir kahve ver hiç olmazsa.</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>Kahveci derin bir nefes alarak:</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>- Kahvehanede kahve olmaz mı geliyor kahven dedi.</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong></strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>Balkan Ahmet ikram edilen kahveyi höpürtede höpürtede büyük bir keyifle içti. Sonra oldu olacak bir kahvelik parasını bankadan milyonlar çekermiş gibi göksünü kabartarak kahveciye uzattı. Ayağa kalkmazdan önce başı gene yakasının altına gitti. Oradan hafifçe söylenen şu sözler işitildi:</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong></strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>- Oldu mu gönlün canım? Bak sen ne arzu ettiysen hepsini istedim. Ama ne yapalım ancak yalnız kahveleri varmış. Haydi tutalım şimdi yine yaya Kulakova yolunu!</strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Teal"><strong><strong>genizlerine bir takım kokular gelmeye başladı etrafına tepeden baka baka çıkardı</strong></strong></span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Elifgül, post: 42192, member: 1043"] [CENTER][FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=Teal][B][B]Balkan Ahmet bütün gece uyuyamadı. Bir bir tarafına bir öbür tarafına döndü durdu. Yüreğinde tarif edilmez bir eziklik vardı. Bir türlü sabah olmuyordu. Nihayet derme takma küçümencik evinin kırıkları gazete parçalarıyla yamanmaya çalışılmış penceresinde biraz sonra doğacak olan güneşin belirtileri yansıdı. Adam buna herzamankinden fazla sevinerek alelacele ayağa fırladı. Yaşının oldukça ilerlemiş ve ömrünün buraya kadarki kısmının hep yoksulluk içinde geçmiş olmasına rağmen bir atlet gibi çevikti. Hep öyle acele acele hareketler yaparak gömleğini çakşırını giydi. Ateşi çoktan sönmüş sobanın üzerinden ibriği alarak dışarı çıktı. Duvarın hemen köşesine eğilerek ellerini yüzünü yıkadı. Sonra doğrularak dalgın dalgın bakışlarını çok uzaklara mıhladı. gelen bir sesle: - Ah bir kahve olsa da içiversem şimdi dedi. Eli kendiliğinden yamalı çakşırının cebine gitti. Oradan bir kahvelik para çıktı. Balkanın gözlerinde parlak bir gülümseme belirdi. Deliliği tutmuş bir insanın tavrıyla: - Yürü be ! diye bağırdı. Saçaklardakı halâ uykulu kuşlar bu naradan ürkerek uçuştular. Ama asıl uykudan uyanan şu kahve içme hevesi olmuştu. Bir kahve için ta şehre gitmek gerekiyordu. Şehir çok uzakta idi. Bu yolu haketmek her Ademoğlunun göstereceği hüner değildi. Ama o Balkan Ahmet idi. Mutlak gidecek ve kahvesini içecekti! Hemen yaya yola çıktı. Saatlar sonra nihayet şehre vardı. Vay burada ne kadar da çok insanlar varmış! Sokaklar vızıl vızıl. Buna hayranlıkla baktı da onu en çok etkileyen bu oldu. Salyaları akmaya başladı. Bu halini etraftan geçenler de görmesin diye en yakın bir kahvehaneye daldı. Bir köşeye oturarak kırk yıllık ağa imiş gibi kuruldu. Oturur oturmaz da abasnın sol yakasını kaldırarak oraya başını soktu. Usullacık: - Söyle bakalım canım ne istersin? dedi Hemen ardından oradan yanıt almışcasına: - Kahveci diye haykırdı kebabın bulunur mu canım kebap istiyor da!... Kahveci müşterisine tuhaf tuhaf baktı yine de nezaketle: - Yok efendim dedi. Balkan Ahmet başını yine yakasının altına götürerek: - Gördün ya kebap yokmuş başka ne istersin canım dedi. Sonra kahveciye dönerek: - O zaman köfte ver dedi Bu defa kahveci biraz kızgın: - Kahvehanede köfte ne arar be adam diye tersledi. Balkan Ahmet başını abasının altına sokarak canına köfte de olmadığını bildirdi. Böyle böyle canı ne isterse kahvecinin tepesi atana kadar dizdi durdu. İstedikleri de hep et türünden tuzlu pastırmaya kadar yemekler. Bir ara kahvecinin gerçekten sabrının taşıp onu dışarı atacağını anladı. Acele davranarak:- Efendim dedi kahven de mi yok? Bir kahve ver hiç olmazsa. Kahveci derin bir nefes alarak: - Kahvehanede kahve olmaz mı geliyor kahven dedi. Balkan Ahmet ikram edilen kahveyi höpürtede höpürtede büyük bir keyifle içti. Sonra oldu olacak bir kahvelik parasını bankadan milyonlar çekermiş gibi göksünü kabartarak kahveciye uzattı. Ayağa kalkmazdan önce başı gene yakasının altına gitti. Oradan hafifçe söylenen şu sözler işitildi: - Oldu mu gönlün canım? Bak sen ne arzu ettiysen hepsini istedim. Ama ne yapalım ancak yalnız kahveleri varmış. Haydi tutalım şimdi yine yaya Kulakova yolunu! genizlerine bir takım kokular gelmeye başladı etrafına tepeden baka baka çıkardı[/B][/B][/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAM VE AİLE
Çocuk Terbiyesi ve eğitimi
Çocuklar için Dini Hikaye ve Fıkralar
Bir Kahvelik Para
Üst
Alt