Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Bir Garip Hallerimiz...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="elifgibi" data-source="post: 5463" data-attributes="member: 149"><p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Soğuk bir kış günüydü. İşten çıkmış arabasıyla eve dönüyordu. Akşamın bu saatinde trafik yoğun oluyordu, yavaşladı. Nedendir bilinmez, gözüne kaldırım kenarındaki küçük bir kız çocuğu ilişti. Üstündeki giysiler oldukça yıpranmış ve uzun zamandır yıkanmamış olmanın etkisiyle kirler içine sinmişti. Önünde, üzerinde birkaç bozuk para bulunan bir karton parçası vardı.</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Bu, minik bir dilenci kızdı. Şu hâliyle, kendi sevimli kızından ne kadar uzak bir resim çiziyordu. İçinden isyan dolu bir öfke yükseldi, belli ki yıllarca demlenmişti. Şimdi üzerine soğuk bir su serpilmiş gibi yüksek bir sesle cızırdadı:</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>“-Neden?” dedi. “Neden? Eğer dedikleri gibi bir Tanrı varsa, bunların olmasına neden izin veriyor? Bir şey yapmıyor?”</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>İnce bir yağmur başladı, araçlar yavaş yavaş ilerleyebiliyorlardı. Bir kaç kez gök gürlemesinin ardından, yağmur sağanağa dönüştü. Şimdi damlacıklar, arabasının camına şiddetle çarpıyordu. Âşinâsı olmadığı bir ses, uzaklardan tâ vicdanından ona sesleniyordu:</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>“-Ben, o dilenci kız için bir şey yaptım; seni yarattım!”</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>* * *</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Neden bir kısım insanlar zengindir de, ötekiler fakirdir?</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Neden herkesin uzuvları tam değildir de, sakatlar vardır?</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Neden başkalarında olan kabiliyetler bizde yoktur?</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Neden bizim istîdâtımız (güç ve kabiliyetlerimiz) bu kadarla sınırlıdır?</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Neden sıradan bir ‘insan’ızdır da, peygamber değilizdir?</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Neden, neden? Haksızlık değil midir bunlar? Ama onun son model arabası varken, okuldaki en güzel kızla evlenmişken, ya da kocası filân yerin müdürüyken, çocukları çok zekî ve hep en iyi okulları kazanmışken, gözleri maviyken, hiç kilo problemi yokken… Ya biz? Sahip olduklarımız ne de az geliverir.</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Kıyaslarız, başkalarıyla kendimizi… Genellemeler yaparız; çoğunlukta olan, bizde de olmalıdır diye hak iddia ederiz. Yani insanlar, genellikle tam ve sağlıklı dünyaya geldikleri için, biz de bunu tabiî bir hak addederiz. Sağlıklı olarak dünyaya gelmek hakkımızdır zannederiz. Dolayısıyla da “neden”lerimiz, itirazlarımız hiç bitmez.</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Peki, gören iki gözü, sağlam-mütenâsip bir vücudu ve diğerlerini “hak etmek” için ne yapmışızdır?</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Hiçbir şey!.. Koca bir hiç.</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Bir istihkâkımız, çalışmamız, bedel ödememiz yok!.. Hepsi, Rabbimizin bizlere lütfu, karşılıksız vermesi... Zü’l-Celâli ve’l-İkram olan Hâlıkımızın lutfu, ihsânı, bağışı… Ödediğimiz bir bedel ve alacağı olmayan bizler, o hâlde hangi hakkı isteriz?</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>“-Peki, o zaman niçin o zengin, ben değilim?” diye ardı arkası kesilmeyen bu sorulara pek çok cevap verilebilir. Ama bir tek şu cevapla yetinebilmemiz mümkün değil mi:</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>“Rabb’imiz öyle murâd etmiş, O öyle istemiş!..” </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Başka hiçbir aklî-mantıkî cevap aramadan, “eslemtü (teslim oldum)” diyen bir yürekle, buna kânî olalım.</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Bizler Rab değil, “kul” iken, bir şeyleri sadece canımız öyle istediği için tercih edebiliyorsak, âlemlerin terbiye edicisi, hâkimi olan Rabbimizin isteğine niçin ille de mantıkî îzâhlar arıyoruz?</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Adâletsizlik yapar, iltimas geçer diye şüphemiz mi var?</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Bize, yirmi birinci yüzyıl insanına sorgulamayı öğrettiler, ama Rabbimizi, mukaddes değerlerimizi, kat’î olan dînî emirleri…</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Ama bizler bazı şeyleri ise hiç sorgulamadan kabullenmeyi öğrendik, meselâ her yeniliği sırf “yeni” diye almayı, “moda” olanı yemeyi, giymeyi, yapmayı…</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>* * *</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Bir “şahsiyet” olarak ortaya çıkacağım derken, Rabbimize diklendik. Moda olanı yaparken, şahsiyetimizi kaybettik; haddimizi aştık.</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong>Haddimizi rahmetinle hatırlat Allâh’ım; peygamberlerine ve velîlerine ilhamla duyurduğun gibi… </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DimGray"><strong> “Allah, yaptığından sorumlu tutulamaz. Ama O’ndan gayri olanlar hep sorguya tâbî tutulacaklardır.”(el-Enbiyâ, 23)</strong></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="elifgibi, post: 5463, member: 149"] [LEFT][SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Soğuk bir kış günüydü. İşten çıkmış arabasıyla eve dönüyordu. Akşamın bu saatinde trafik yoğun oluyordu, yavaşladı. Nedendir bilinmez, gözüne kaldırım kenarındaki küçük bir kız çocuğu ilişti. Üstündeki giysiler oldukça yıpranmış ve uzun zamandır yıkanmamış olmanın etkisiyle kirler içine sinmişti. Önünde, üzerinde birkaç bozuk para bulunan bir karton parçası vardı.[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Bu, minik bir dilenci kızdı. Şu hâliyle, kendi sevimli kızından ne kadar uzak bir resim çiziyordu. İçinden isyan dolu bir öfke yükseldi, belli ki yıllarca demlenmişti. Şimdi üzerine soğuk bir su serpilmiş gibi yüksek bir sesle cızırdadı:[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]“-Neden?” dedi. “Neden? Eğer dedikleri gibi bir Tanrı varsa, bunların olmasına neden izin veriyor? Bir şey yapmıyor?”[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]İnce bir yağmur başladı, araçlar yavaş yavaş ilerleyebiliyorlardı. Bir kaç kez gök gürlemesinin ardından, yağmur sağanağa dönüştü. Şimdi damlacıklar, arabasının camına şiddetle çarpıyordu. Âşinâsı olmadığı bir ses, uzaklardan tâ vicdanından ona sesleniyordu:[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]“-Ben, o dilenci kız için bir şey yaptım; seni yarattım!”[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]* * *[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Neden bir kısım insanlar zengindir de, ötekiler fakirdir?[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Neden herkesin uzuvları tam değildir de, sakatlar vardır?[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Neden başkalarında olan kabiliyetler bizde yoktur?[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Neden bizim istîdâtımız (güç ve kabiliyetlerimiz) bu kadarla sınırlıdır?[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Neden sıradan bir ‘insan’ızdır da, peygamber değilizdir?[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Neden, neden? Haksızlık değil midir bunlar? Ama onun son model arabası varken, okuldaki en güzel kızla evlenmişken, ya da kocası filân yerin müdürüyken, çocukları çok zekî ve hep en iyi okulları kazanmışken, gözleri maviyken, hiç kilo problemi yokken… Ya biz? Sahip olduklarımız ne de az geliverir.[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Kıyaslarız, başkalarıyla kendimizi… Genellemeler yaparız; çoğunlukta olan, bizde de olmalıdır diye hak iddia ederiz. Yani insanlar, genellikle tam ve sağlıklı dünyaya geldikleri için, biz de bunu tabiî bir hak addederiz. Sağlıklı olarak dünyaya gelmek hakkımızdır zannederiz. Dolayısıyla da “neden”lerimiz, itirazlarımız hiç bitmez.[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Peki, gören iki gözü, sağlam-mütenâsip bir vücudu ve diğerlerini “hak etmek” için ne yapmışızdır?[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Hiçbir şey!.. Koca bir hiç.[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Bir istihkâkımız, çalışmamız, bedel ödememiz yok!.. Hepsi, Rabbimizin bizlere lütfu, karşılıksız vermesi... Zü’l-Celâli ve’l-İkram olan Hâlıkımızın lutfu, ihsânı, bağışı… Ödediğimiz bir bedel ve alacağı olmayan bizler, o hâlde hangi hakkı isteriz?[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]“-Peki, o zaman niçin o zengin, ben değilim?” diye ardı arkası kesilmeyen bu sorulara pek çok cevap verilebilir. Ama bir tek şu cevapla yetinebilmemiz mümkün değil mi:[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]“Rabb’imiz öyle murâd etmiş, O öyle istemiş!..” [/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Başka hiçbir aklî-mantıkî cevap aramadan, “eslemtü (teslim oldum)” diyen bir yürekle, buna kânî olalım.[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Bizler Rab değil, “kul” iken, bir şeyleri sadece canımız öyle istediği için tercih edebiliyorsak, âlemlerin terbiye edicisi, hâkimi olan Rabbimizin isteğine niçin ille de mantıkî îzâhlar arıyoruz?[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Adâletsizlik yapar, iltimas geçer diye şüphemiz mi var?[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Bize, yirmi birinci yüzyıl insanına sorgulamayı öğrettiler, ama Rabbimizi, mukaddes değerlerimizi, kat’î olan dînî emirleri…[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Ama bizler bazı şeyleri ise hiç sorgulamadan kabullenmeyi öğrendik, meselâ her yeniliği sırf “yeni” diye almayı, “moda” olanı yemeyi, giymeyi, yapmayı…[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]* * *[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Bir “şahsiyet” olarak ortaya çıkacağım derken, Rabbimize diklendik. Moda olanı yaparken, şahsiyetimizi kaybettik; haddimizi aştık.[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B]Haddimizi rahmetinle hatırlat Allâh’ım; peygamberlerine ve velîlerine ilhamla duyurduğun gibi… [/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=DimGray][B] “Allah, yaptığından sorumlu tutulamaz. Ama O’ndan gayri olanlar hep sorguya tâbî tutulacaklardır.”(el-Enbiyâ, 23)[/B][/COLOR][/SIZE][/LEFT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Bir Garip Hallerimiz...
Üst
Alt