Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Bir Bostan Bekçisi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ceylannur" data-source="post: 24358" data-attributes="member: 1208"><p><span style="font-size: 10px"><strong>Bir Bostan Bekçisi</strong> </span><span style="font-family: 'Verdana'">Evliyanın büyüklerinden İbrahim bin Edhem k.s. Hazretleri anlatıyor: </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Babam Horasan ' Belh hükümdarlarındandı. Bir gün atına binip ava çıkmıştım. Önüme çıkan -tilki veya tavşan- bir hayvanı kovalıyordum. Arkadan bir ses duydum: </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Ey İbrahim, sen bunun için yaratılmadın, bununla emrolunmadın! </span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Sağa-sola bakındım, fakat kimseyi göremedim. Aynı sesi daha açıktan, sonra da pek yakından yine iki kere duydum. Bu sefer durdum ve dedim ki: Bu bana Allah'tan bir uyarıdır. Vallahi bugünden sonra Rabbime isyankârlık yapmam. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Atımı sürüp babamın bir çobanına geldim. Onun çoban elbisesini aldım, kendi kıymetli elbiselerimi ona bıraktım. Dağları, ovaları aşarak yürüdüm; Irak ülkesine ulaştım. Oralarda günlerce işçi olarak çalıştım. Fakat helal kaygısından hiçbir şey bana huzur vermiyordu. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Bazı olgun kişiler, safi helal kazanç için Şam ve Tarsus tarafına gitmemi tavsiye etmişlerdi. Oralara gittim. Tarsus'ta iken nice günler bostanlarda bekçilik yaptım. Bir gün bostan sahibinin arkadaşları gelmişti. Adam dedi ki: </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Ey bağ bekçisi! Git de narların en iyisinden biraz getir. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Bir miktar nar getirdim. Adam narı kesince, ekşi olduğunu gördü. O zaman dedi ki: </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Sen bunca zamandır bahçemizde bekçisin; meyve ve narlarımızdan da yiyorsun. Tatlıyı ekşiden ayıramıyor musun? </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Vallahi ben meyvelerinizden bir şey yemedim, tatlısını da ekşisinden ayıramam! </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Adam şaşkın bir edayla bana şunu söyledi: </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">- Hayret bir şeysin yahu! Sen İbrahim Edhem olsan, bundan fazla olmazdın. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">Ertesi gün bu haber halk arasında yayılıverdi. Meraklı insanlar, gruplar halinde bahçeye akın etti. Gelenlerin çoğaldığını görünce, ben bir yanda saklandım. İnsanlar bahçeye dolarken, aralarından sıyrılıp kaçıverdim...</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ceylannur, post: 24358, member: 1208"] [SIZE=2][B]Bir Bostan Bekçisi[/B] [/SIZE][SIZE=2][/SIZE][FONT=Verdana]Evliyanın büyüklerinden İbrahim bin Edhem k.s. Hazretleri anlatıyor: [/FONT] [FONT=Verdana]Babam Horasan ' Belh hükümdarlarındandı. Bir gün atına binip ava çıkmıştım. Önüme çıkan -tilki veya tavşan- bir hayvanı kovalıyordum. Arkadan bir ses duydum: [/FONT] [FONT=Verdana]- Ey İbrahim, sen bunun için yaratılmadın, bununla emrolunmadın! [/FONT] [FONT=Verdana]Sağa-sola bakındım, fakat kimseyi göremedim. Aynı sesi daha açıktan, sonra da pek yakından yine iki kere duydum. Bu sefer durdum ve dedim ki: Bu bana Allah'tan bir uyarıdır. Vallahi bugünden sonra Rabbime isyankârlık yapmam. [/FONT] [FONT=Verdana]Atımı sürüp babamın bir çobanına geldim. Onun çoban elbisesini aldım, kendi kıymetli elbiselerimi ona bıraktım. Dağları, ovaları aşarak yürüdüm; Irak ülkesine ulaştım. Oralarda günlerce işçi olarak çalıştım. Fakat helal kaygısından hiçbir şey bana huzur vermiyordu. [/FONT] [FONT=Verdana]Bazı olgun kişiler, safi helal kazanç için Şam ve Tarsus tarafına gitmemi tavsiye etmişlerdi. Oralara gittim. Tarsus'ta iken nice günler bostanlarda bekçilik yaptım. Bir gün bostan sahibinin arkadaşları gelmişti. Adam dedi ki: [/FONT] [FONT=Verdana]- Ey bağ bekçisi! Git de narların en iyisinden biraz getir. [/FONT] [FONT=Verdana]Bir miktar nar getirdim. Adam narı kesince, ekşi olduğunu gördü. O zaman dedi ki: [/FONT] [FONT=Verdana]- Sen bunca zamandır bahçemizde bekçisin; meyve ve narlarımızdan da yiyorsun. Tatlıyı ekşiden ayıramıyor musun? [/FONT] [FONT=Verdana]- Vallahi ben meyvelerinizden bir şey yemedim, tatlısını da ekşisinden ayıramam! [/FONT] [FONT=Verdana]Adam şaşkın bir edayla bana şunu söyledi: [/FONT] [FONT=Verdana]- Hayret bir şeysin yahu! Sen İbrahim Edhem olsan, bundan fazla olmazdın. [/FONT] [FONT=Verdana]Ertesi gün bu haber halk arasında yayılıverdi. Meraklı insanlar, gruplar halinde bahçeye akın etti. Gelenlerin çoğaldığını görünce, ben bir yanda saklandım. İnsanlar bahçeye dolarken, aralarından sıyrılıp kaçıverdim...[/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Bir Bostan Bekçisi
Üst
Alt