ABD'deki bir sağlık merkezi, kısır çiftlere "siparişleri" doğrultusunda bebek doğurtuyor. Yani anne ve baba adayı, sahip olmak istedikleri bebeğin fiziğini,
etnik, hatta entelektüel özelliklerini bile doğmadan belirleyebiliyor. Taleplere uygun vericilerin yumurta ve spermleriyle elde edilen embriyonun istenen özellikleri
taşıma şansı ise yüzde 90!
"Siyah tenli, sarı saçlı ve mavi gözlü bir bebek doğurmak istiyorum. Alman ve Afrikalı karışımı tercihim. Ayrıca bizim için entelektüel bir aileden gelmesi de önemli.
Çünkü taşıyacağı genetik özelliklerin onun hayatını, en az vereceğimiz eğitim kadar etkileyeceğini düşünüyoruz."
bilimadamları "sipariş üzerine bebek" üretmeyi de başardı. Siz bebeğinizin sahip olmasını istediğiniz özellikleri söylüyorsunuz, doktorlar beklentinize en uygun embriyoyu yaratıyorlar. Size de geriye dokuz ay 10 gün beklemek kalıyor.
"Uzun süredir kısırlık tedavisi görüyorduk. Çalmadığımız kapı, başvurmadığımız yöntem kalmamıştı. Tedaviler için 16 bin 500 dolar harcadık ama sonuç alamadık. Sonunda Dr. Mark Sauer'le tanıştık ve bizi bu dertten kurtardı. Üstelik herhangi bir bebeğe değil, istediğimiz özelliklerde üç bebeğe birden hamile kaldım."
47 yaşındaki Kathy Butler yaşadığı mutluluğu böyle özetliyor. Aslında Butler'ın ilk eşinden 21 yaşında bir oğlu var. Ama ikinci eşi Gary'den de bir çocuk doğurmayı istemiş.
ABD'de sperm ve yumurta satışı serbest bırakıldığından, Dr. Mark Sauer hemen bu özellikleri taşıyabilecek vericileri aramaya başlamış. İrlandalı vericiler bulamayınca
"Pantolon olmadı, gömlek verelim" örneği benzer özellikleri taşıyan ırkları kullanmış. İtalyan kökenli bir kadının yumurtalarını, Rus, Romen ve Macar karışımı bir erkeğin spermleriyle döllemiş.
İkinci döllemeyi ise Galli bir erkeğin spermleriyle yapmış. Daha sonra da elde ettiği döllenmiş yumurtaları yani embriyoları dondurmuş.
Butler çiftinin tercihi ise ilk bileşimde elde edilen embriyolardan yana olmuş. Sonrasını Dr. Sauer anlatıyor: "Dondurulan embriyolar birtakım deformasyonlara uğrar.
Bu nedenle yaşama şansları çok yüksek değildir. Bizim çalışmamızda da elimizdeki beş embriyodan ancak üçü, laboratuar ortamında eritildikten sonra yaşamayı başardı.
Rahme yerleştirdiğimizde ise ikisi hayatını sürdürebildi. Yumurtalardan biri bölünüp tek yumurta ikizliği gerçekleşti. Yani Butler'lar tek çocuk beklerken istedikleri özellikleri taşıyan üç çocuğa birden sahip oldu."
Türkiye'de yasak
International Hospital Tüp Bebek Ünitesi'nden Embriyolog Nadir Çıray "Kullanılan yumurta ve spermler vericilerin genetik özelliklerini taşıdığından, ortaya çıkacak bebeğin genetik kombinasyonu da onlara benzeyecektir. Yani başarı şansı yüksek.
Bununla birlikte taraflardan hangisinin daha baskın olacağını bilemeyeceğimizden yüzde 100 başarıdan söz edemeyiz. Ancak eğer iki beyaz tenli insanın üreme hücrelerini kullanarak bir embriyo oluşturursanız çocuğun beyaz tenli doğması ihtimali de çok yüksektir" diyor.
Türkiye'de kısır çiftlerin başkalarının yumurta ve spermini kullanarak çocuk sahibi olması yasak.
Ama ABD'de bu işin ticareti yıllardır yapılıyor. Yani isteyen, istediği zaman sperm ya da yumurtalarını satabiliyor. Bunun için gazetelere ilan verenlerin sayısı azımsanamayacak kadar fazla.
Mark Sauer'in yönteminin bir başka "güzelliği" ise kalıtsal hastalık nedeniyle çocuk yapmak istemeyen çiftlere kendilerine benzeyen bir çocuk sahibi olma şansı tanıması.
Bununla birlikte yöntemin nadir de olsa yan etkileri görülebiliyor. Yumurta vericisine yapılan çok sayıdaki hormon iğnesi östrojeni yükseltip komplikasyonlara neden olabiliyor. Bu durumda vücut su toplayarak şişiyor ve böbreklere giden sıvı azalıyor. Böylece ortaya çıkan böbrek yetmezliği taşıyıcının ölümüne yol açabiliyor.
Sperm ve yumurta vericiliği, Türkiye'de ve dünyada henüz tam olarak hukuki bir zemine oturtulamamış durumda.
Yani bu konuda bir karmaşa sözkonusu. Chicago Hukuk Koleji'nden Profesör Lori B. Andrews, "Birçok devletin bu alanı kapsayan yasaları yok. Olanlar ise çoğu zaman laboratuar çalışmalarına ilişkin soruları yanıtlayamıyor" diyor.
Aslında Dr. Mark Sauer'in yöntemini 20 yıllık "tüp bebek" uygulamasından ayıran temel fark, "müşterinin taleplerini" ön planda tutması. Yani o, istenen özelliklere uygun "imalat"ta bulunma konusunda herhangi bir kaygı gütmüyor. Anlaşılan, tüketim çılgınlığıyla tanınan Amerikan toplumunun kafası bir süre de "embriyo süpermarketleri" ile karışacak.
ASLI ULUSOY