- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
BEYÂN:
Açık olmak, açıklamak, bildirmek. Konuşma, yazma, anlama, anlatma, ifâde etme.
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
(Allahü teâlâ) insanı yarattı. Ona beyânı öğretti. (Rahmân sûresi: 3-4)
Beyânın öylesi vardır ki büyüleyici bir tesire sâhiptir. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)
Beyândan bilmediklerimizle bizleri nîmetlendiren Allahü teâlâya hamd olsun. ( Ahmed Mekkî Efendi)
Beyân İlmi:
Düzgün ve yerinde söz söyleme yolunu öğreten belâgat ilminin teşbîh (benzetme), mecâz, kinâye gibi konularını anlatan ilim. (Bkz. İlm-i Beyân)
BEYT-İ MA'MÛR:
Meleklerin kıblesi. Göklerde meleklerin devâmlı tavâf ettikleri yer, makam.
Beyt-ül-ma'mûrda her gün yetmiş bin melek namaz kılar. Bir kere namaz kılana bir daha sıra gelmez. Meleklerin büyüklerinden Kerûbîyân melekleri gece ve gündüz tesbih ederler, hiç usanmaz ve yorulmazlar. (Hadîs-i şerîf-İbn-i Münzir)
Beyt-i ma'mûr üçüncü, altıncı veya yedinci kat semâdadır. Onun gökyüzündeki kıymeti, Kâbe-i Muazzamanın yeryüzünde kıymeti gibidir. (Sa'lebî)
Beyt-i ma'mûr, Beyt-i Harâm'ın (Kâbe'nin) üst tarafına düşmektedir. Yere düşecek olsa, onun üstüne düşer. Orayı her gün daha önce hiç görmemiş yetmiş bin melek ziyâret eder. (Ezrâkî)
BEYTÜ'L-MUKADDES (Beyt-ül-Makdis):
Kudüs'deki Mescid-i Aksâ. (Bkz. Mescid-i Aksâ)