Ben dosta muhtacım...

Kardelen

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
101
Tepkime puanı
6
Zamana düşen ışık Bediüzzaman Said Nurs-i Rahmetullahialeyh...

Es-Selamu aleyküm muhterem kardeşlerim,

İzn-i İlahi ile, asrımızın manevi yaralarına tam bir merhem olacak bir hasiyette bulunan Risale-i Nur Külliyatının müellifi Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini, vefatının 51. sene-i devriyesinde rahmetle anıyoruz.

Tüm hayatını iman ve Kur'an davası yolunda geçiren ve bu uğurda her türlü zahmet ve sıkıntılara katlanan Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin bu kudsi dava ve hizmetine, ihlas, sebat ve sadakat ile destek verebilmemizi ve bu nurlu yolda ahir ömrümüze kadar istihdam edilmemizi,
Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyoruz...


25c98ac266817b438e9f0b22.jpg


Sizlere müjde! Mevt i'dam değil, hiçlik değil, fena değil, inkıraz değil, sönmek değil, firak-ı ebedi değil, adem değil, tesadüf değil, failsiz bir in'idam değil. Belki bir Fail-i Hakim-i Rahim tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekandır. Saadet-i Ebediye tarafına, vatan-ı aslilerine bir sevkiyattır. Yüzde doksandokuz ahbabın mecma'ı olan alem-i berzaha bir visal kapısıdır.


(Mektubat 20. Mektub)

c2844361d78c1105830a3fab.jpg


"Milletimin imanını selamette görürsem, Cehennem'in alevleri arasında yanmaya razıyım."‎(Bediüzzaman Said-i Nursi)‎

Zamana düşen ışık. Bediüzzaman Said Nurs-i Rahmetullahialeyh...

Bir ömre canını adamış ve Milleti için her iki dünyasınıda feda etmiş bir şahsiyet...

Tevhid, en ehemmiyetli ve en halavetli ve en yüksel bir vazife-i kudsiye ve bir fariza-i fıtriye ve bir ibadet-i imaniyedir

İnsan bir yolcudur Sen burada misafirsin Ve buradan da diğer bir yere gideceksin Misafir olan kimse, beraberce getiremediği birşeye kalbini bağlamaz Bu menzilden ayrıldığın gibi, bu şehirden de çıkacaksın Ve keza, bu fani dünyadan da çıkacaksın Öyle ise aziz olarak çıkmaya çalış..
İnsan ve vazifesi

Kendini başıboş zannetme Zira şu misafirhane-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan; hiçbir şeyi gayesiz, nizamsız göremezsin Nasıl sen nizamsız, gayesiz olabilirsin

İnsan ebed için yaratılmıştır Onun hakiki lezzetleri, ancak marifetullah, muhabbetullah, ilim gibi umur-u edebiyedir

Dünya hayatı

Hayatın lezzetini, zevkini isterseniz hayatınızı imanla hayatlandırınız ve feraizle ziynetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz

Gençlik

Sizdeki gençlik katiyen gidecek Eğer siz daire-i meşruada kalmazsanız, o gençlik zayi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem ahirette kendi lezzetinden çok ziyade belalar ve elemler getirecek Eğer terbiye-i İslamiye ile o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak iffet ve namusluluk ve taatte sarf etseniz, o gençlik manen baki kalacak ve edebi bir gençlik kazanmasına vesile olacak

Dünyada gençliğe muhabbet, yani ibadette gençlik kuvvetini sarf etmenin neticesi: dar-ı saadette edebi bir gençliktir

Yalnızca Allah'a dayanıp güvenmek

Ey insan! Eğer yalnız Ona abd olsan, bütün mahlukat üstünde bir mevki kazanırsın Eğer ubudiyetten istinkaf etsen, aciz mahlukata zelil bir abd olursun

Her kim kendisini Allah'a malederse, bütün eşya onun lehinde olur Ve kim Allah'a mal olmasa, bütün eşya onun aleyhinde olur Allah'a mal olmak ise, bütün eşyayı terk ve her şeyin Ondan olduğunu ve Ona rücu edeceğini bilmekle olur

Allah'a hakiki abd olan, başkalarına abd olamaz

Madem her yer misafirhanedir Eğer misafirhane sahibinin rahmeti yar ise, herkes yardır, her yer yarar Eğer yar değilse, her yer kalbe bardır ve herkes düşmandır...
İmanın kazandırdıkları

Ey insan! Senin nokta-i istinadır ancak ve ancak Allah'a olan imandır Ruhuna, vicdanına nokta-i istimdad ise ancak ahirete olan imandır Binaenaleyh bu her iki noktadan haberi olmayan bir insanın kalbi, ruhu tavahhuş eder; vicdanı daima muazzeb olur

İmana gel ki, elemden emin olasın Kadere teslim ol ki selamette kalasın

İnsan eğer kesrete dalıp kainat içinde boğulup dünyanın muhabbetiyle sersem olarak fanilerin tebessümlerine aldansa, onların kucaklarına atılsa, elbette nihayetsiz bir hasarete düşer Hem fena, hem fani, hem ademe düşer Hem manen kendini idam eder Eğer insan-ı Kuran'dan kalb kulağıyla iman derslerini işitip başını kaldırsa, vahdete müteveccih olsa, ubudiyetin miraciyle arş-ı kemalata çıkabilir Baki bir insan olur...
ALLAH razı olsun üstadımızdan mekanı cennet olsun inşallah...


Ey insan! Fenaya, ademe, hiçliğe, zulümata, nisyana, çürümeye, dağılmaya ve kesrette boğulmaya gittiğinizi tevehhüm edip düşünmeyiniz! Siz fenaya değil, bekaya gidiyorsunuz. Ademe değil, vücud-u daimiye sevk olunuyorsunuz. Zulümata değil, alem-i nura giriyorsunuz. Sahib ve Malik-i Hakiki'nin tarafına gidiyorsunuz ve Sultan-ı Ezeli'nin payitahtına dönüyorsunuz. Kesrette boğulmaya değil, vahdet dairesinde teneffüs edeceksiniz.
Firaka değil, visale müteveccihsiniz.


(Mektubat 20. Mektub)


f6203a66c4f2dab72779e50e.jpg


Toprağa düşünce gül'ün endâmı,

dikenine rağmen gül'ü kucaklamanın hâzzını yazdı toprak..
Ve toprakta bir düş….
Hayata düşünce hasret'in endâmı,
Sükûta paye biçmenin...
Çöl ve gül. Gül ve çocuk. Çocuk ve toprak. Ve toprakta bir düş…


Umudun ışığı yansısın gözlerinden..Bu ışık yol göstersin yolda kalmışlara,
karanlığa boğulmuşlara..
Ey dost! kalk göreyim gözlerini, ışılt yolumu...
Aydınlık yüreğinde, sun onu bana..
Ben dosta, dostun gözündeki ışığa, ışığın bana yol göstermesine muhtacım...
 
Üst Alt