- Katılım
- 25 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 7,319
- Tepkime puanı
- 118
Beklemek nedir bilir misiniz dostlar.?
Bu güne kadar kaç saat beklediniz.Bekle geliyorum diyen tüccarı üç gün bekleyen Rasul-ü Zişan'a nisbet size bakla diyen ahbabınızı kaç gün beklersiniz? Hatta kaç saat.? Gelmeyince ilk gördüğünüz yerde dersini vererek mi beklersiniz?
Beklemeyi bilmek sanattır!
"Ne hasta bekler sabahı"
Demez mi şair. Bir gün daha doğsa da Ölümün beni alıp götürmediğine sevinsem. Doğan günün ilk şualarını görüp arınsam diye sabahlara kadar bekler. Hiç beklediniz mi?
"Ne Taze ölüyü mezar"
Hoş geldin Ey Allah (C.C.) dostu, ey salih kardeş demek için ya da Vah sana.deyip kemiklerini birbirine geçirinceye kadar sıkmak için! Eyvah ya da İll!!!
"Ne şeytan bir günahı"
Şeytan da kulları bir günah daha işletip cehenneme yaklaştırmak için asırlarca bekler durur. Biz ise beklemeyi bilmeyiz. Dua ederken bile! Yüz sürmeyi bilmeyiz. Vefasız kalplerimizle.
"Benim seni beklediğim kadar"
Biricik Rabbimize hiyazda bu sabırsızlık var oldukça sinelerimizde yalandır sevgilerimiz, aşklarımız. Hoştur bana senden gelen sırrına vakıf olmadıkça yalandır varlığımız.
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Diye ağlayan aşığa nisbet asırlarca yaşamak isteriz. Yetmez, kandırmaz aşkı bilmeyene kanaat denen lokmalar.
Beklemeyi; bekleyenlerden öğrenmek gerek!
Çanakkale'de Ehl-i İslam'ın ölüm kalım savaşı vardır. Henüz yirmisinde yiğit, evleneli bir hafta olmuş. On yedisindeki hanımcığına döner ve:
Hanım hakkını helal et. Ben vatan savunmasına gidiyorum. Allah(C.C.) için gazaya gidiyorum. Ben dönene kadar namusua sahip çık. Hiç bir yere çıkma. Otur beni bekle!
Hanım öyle bir bekler ki; eri, yiğidi gittikten iki ay sonra kırmızı kurdelalı mektubu gelir. Kırmızı kurdela şehadet nişanesidir. Osmanlıda şehadet mektubunu kırmızı kurdela ile gönderirler. Rabbine Kurban misali.
Hanım öyle bir bekler ki! Evden çıkmaz. İhtiyaçlarını ana babası, kayın valide kayın pederi karşılar. Hanım bir köşede bekler. Yıllar geçer ölüm vakti gelir. Vasiyyet eder yakınlarına: Şu kesede 5 tane dişim var. Dökülünceye kadar na mahreme gülmedim. Onları da sakladım. Ahirette şahidim olsun. Dişlerimin yanında saçlarımı tararken dökülen saç tellerim var. Ölünceye kadar bir erkek görmedi. Onlar da şahitlik etsin diye onları da tek tek toplayıp sakladım. Bunları da benimle birlikte gömün. Erim, yiğidim, şehidimin sözüne sadık kaldığımı anlasın.
Sorun kendinize "Beklemeyi bilenlerden misiniz?"
Allah(C.C.) Hepimizi beklemeyi bilenlerden eylesin.
Alıntı..
Bu güne kadar kaç saat beklediniz.Bekle geliyorum diyen tüccarı üç gün bekleyen Rasul-ü Zişan'a nisbet size bakla diyen ahbabınızı kaç gün beklersiniz? Hatta kaç saat.? Gelmeyince ilk gördüğünüz yerde dersini vererek mi beklersiniz?
Beklemeyi bilmek sanattır!
"Ne hasta bekler sabahı"
Demez mi şair. Bir gün daha doğsa da Ölümün beni alıp götürmediğine sevinsem. Doğan günün ilk şualarını görüp arınsam diye sabahlara kadar bekler. Hiç beklediniz mi?
"Ne Taze ölüyü mezar"
Hoş geldin Ey Allah (C.C.) dostu, ey salih kardeş demek için ya da Vah sana.deyip kemiklerini birbirine geçirinceye kadar sıkmak için! Eyvah ya da İll!!!
"Ne şeytan bir günahı"
Şeytan da kulları bir günah daha işletip cehenneme yaklaştırmak için asırlarca bekler durur. Biz ise beklemeyi bilmeyiz. Dua ederken bile! Yüz sürmeyi bilmeyiz. Vefasız kalplerimizle.
"Benim seni beklediğim kadar"
Biricik Rabbimize hiyazda bu sabırsızlık var oldukça sinelerimizde yalandır sevgilerimiz, aşklarımız. Hoştur bana senden gelen sırrına vakıf olmadıkça yalandır varlığımız.
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Diye ağlayan aşığa nisbet asırlarca yaşamak isteriz. Yetmez, kandırmaz aşkı bilmeyene kanaat denen lokmalar.
Beklemeyi; bekleyenlerden öğrenmek gerek!
Çanakkale'de Ehl-i İslam'ın ölüm kalım savaşı vardır. Henüz yirmisinde yiğit, evleneli bir hafta olmuş. On yedisindeki hanımcığına döner ve:
Hanım hakkını helal et. Ben vatan savunmasına gidiyorum. Allah(C.C.) için gazaya gidiyorum. Ben dönene kadar namusua sahip çık. Hiç bir yere çıkma. Otur beni bekle!
Hanım öyle bir bekler ki; eri, yiğidi gittikten iki ay sonra kırmızı kurdelalı mektubu gelir. Kırmızı kurdela şehadet nişanesidir. Osmanlıda şehadet mektubunu kırmızı kurdela ile gönderirler. Rabbine Kurban misali.
Hanım öyle bir bekler ki! Evden çıkmaz. İhtiyaçlarını ana babası, kayın valide kayın pederi karşılar. Hanım bir köşede bekler. Yıllar geçer ölüm vakti gelir. Vasiyyet eder yakınlarına: Şu kesede 5 tane dişim var. Dökülünceye kadar na mahreme gülmedim. Onları da sakladım. Ahirette şahidim olsun. Dişlerimin yanında saçlarımı tararken dökülen saç tellerim var. Ölünceye kadar bir erkek görmedi. Onlar da şahitlik etsin diye onları da tek tek toplayıp sakladım. Bunları da benimle birlikte gömün. Erim, yiğidim, şehidimin sözüne sadık kaldığımı anlasın.
Sorun kendinize "Beklemeyi bilenlerden misiniz?"
Allah(C.C.) Hepimizi beklemeyi bilenlerden eylesin.
Alıntı..