Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Risale-i Nur
Bediüzzaman Said-i Nursi
Bediüzzaman Said Nursî..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 2112" data-attributes="member: 3"><p style="text-align: center"><img src="https://www.bediuzzaman.net/resim/ustad_bsn.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">Bediüzzaman Said Nursî bir eserinde kendi hayat tarzını şöyle özetlemiştir: "Kur'ân-ı Hakîm mürşidimizdir, üstadımızdır, imamımızdır, her bir âdabda rehberimizdir." Buna göre insan, Allah'ı tanımak ve Ona iman ve ibadet etmek için yaratılmıştır. İlim, meşruiyet, hürriyet, dürüstlük, ümit, çalışmak, sebat gibi faziletler ise, insanın hayatına anlam veren değerlerdir. Bunlar hem dünya, hem de âhiret saadeti açısından insanın olmazsa olmaz gerçekleridir. Bu sebeple 6000 sayfayı aşan eserlerini iman ve fazilet üzerinde yoğunlaştırmıştır.</span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">Hayatının ilk dönemlerinde Bitlis ve Van yörelerinde yaşamış olmasına rağmen, Osmanlı yönetimini ve dünyayı yakından takip etmiştir. </span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">Hatta en temel mesele olan eğitim konusundaki aksaklıkları Sultan Abdülhamid'e arz etmek üzere İstanbul'a gelmiş, fakat o günlerde onunla görüşmesi mümkün olmayınca, aynı teklifi daha sonra Sultan Reşad'a götürmüş, Doğu Anadolu'da Medresetü'z-Zehra adında bir üniversite kurmak için hazineden ödenek ayrılmasını sağlamıştır. </span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">Ancak zamanın şartları gereği üniversite kurulmadan ülke savaş ortamına girmiştir.</span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">"<em><span style="color: Red">İstibdâdın her nevine karşıyım. </span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: Red">Onu nerede görürsem tokadımı vururum. </span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: Red">Bence istibdâdın en kötüsü ilme yapılan istibdattır. </span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: Red">Ben ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam. </span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: Red">İman ne kadar gelişirse hürriyet de o kadar parlar.</span></em> </span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">İşte asr-ı saadet!" sözleriyle hürriyete olan büyük sevdasını ifade etmiştir.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">Birinci Dünya Savaşında milis kuvvetleri gönüllü komutanı olarak savaşa katılmış ve esir düşerek iki buçuk yıl Rusya'da esaret hayatı yaşamıştır.</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">Daha sonra İstanbul'un işgalinde işgalci güçlere karşı mücadele ederek ilim adamlarını ve halkı uyarmıştır. İstanbul âlimlerinin Kuva-yı Milliye ve Kurtuluş Savaşı aleyhinde verdiği fetvayı, "İşgal altındaki bir yerde bulunan sorumluların verdiği fetva irade özgürlüğü bulunmadığı için mualleldir (sakat ve tutarsızdır)" gerekçesiyle karşı çıkmış ve çürütmüştür.</span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">1922 yılının sonunda Ankara'ya davet edilmiş, TBMM'de merasimle karşılanmış ve daha sonra mebuslara hitaben bir beyanname yayınlayarak yeni Türkiye'nin şekillenmesinde mânevî dinamiklerin ihmal edilmemesi gerektiğini ifade etmiştir.</span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">Hayatını üç döneme ayırmıştır: Doğumundan Risale-i Nur'u telif etmeye başlama tarihi olan 1926 yılına kadarki hayatını Eski Said, bu tarihten 1950'ye kadar olan kısmını Yeni Said, 1950'den sonraki hayatını da Üçüncü Said diye adlandırmıştır. Ancak bu ayırım fikrî bir değişiklikten ziyade bir metod ve tarz değişikliğidir. Her üç dönemde de dine ve imana hizmet yönünde zamanın ve zeminin durumuna göre değişik metodlar uygulamıştır. </span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">("Üç Said Dönemleri" için bk. Bilgiler, s. 263)</span></p> <p style="text-align: center"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 2112, member: 3"] [CENTER][IMG]https://www.bediuzzaman.net/resim/ustad_bsn.jpg[/IMG] [SIZE=3]Bediüzzaman Said Nursî bir eserinde kendi hayat tarzını şöyle özetlemiştir: "Kur'ân-ı Hakîm mürşidimizdir, üstadımızdır, imamımızdır, her bir âdabda rehberimizdir." Buna göre insan, Allah'ı tanımak ve Ona iman ve ibadet etmek için yaratılmıştır. İlim, meşruiyet, hürriyet, dürüstlük, ümit, çalışmak, sebat gibi faziletler ise, insanın hayatına anlam veren değerlerdir. Bunlar hem dünya, hem de âhiret saadeti açısından insanın olmazsa olmaz gerçekleridir. Bu sebeple 6000 sayfayı aşan eserlerini iman ve fazilet üzerinde yoğunlaştırmıştır.[/SIZE] [SIZE=3]Hayatının ilk dönemlerinde Bitlis ve Van yörelerinde yaşamış olmasına rağmen, Osmanlı yönetimini ve dünyayı yakından takip etmiştir. Hatta en temel mesele olan eğitim konusundaki aksaklıkları Sultan Abdülhamid'e arz etmek üzere İstanbul'a gelmiş, fakat o günlerde onunla görüşmesi mümkün olmayınca, aynı teklifi daha sonra Sultan Reşad'a götürmüş, Doğu Anadolu'da Medresetü'z-Zehra adında bir üniversite kurmak için hazineden ödenek ayrılmasını sağlamıştır. Ancak zamanın şartları gereği üniversite kurulmadan ülke savaş ortamına girmiştir.[/SIZE] [SIZE=3]"[I][COLOR=Red]İstibdâdın her nevine karşıyım. Onu nerede görürsem tokadımı vururum. Bence istibdâdın en kötüsü ilme yapılan istibdattır. Ben ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam. İman ne kadar gelişirse hürriyet de o kadar parlar.[/COLOR][/I] İşte asr-ı saadet!" sözleriyle hürriyete olan büyük sevdasını ifade etmiştir.[/SIZE] [SIZE=3]Birinci Dünya Savaşında milis kuvvetleri gönüllü komutanı olarak savaşa katılmış ve esir düşerek iki buçuk yıl Rusya'da esaret hayatı yaşamıştır.[/SIZE] [SIZE=3]Daha sonra İstanbul'un işgalinde işgalci güçlere karşı mücadele ederek ilim adamlarını ve halkı uyarmıştır. İstanbul âlimlerinin Kuva-yı Milliye ve Kurtuluş Savaşı aleyhinde verdiği fetvayı, "İşgal altındaki bir yerde bulunan sorumluların verdiği fetva irade özgürlüğü bulunmadığı için mualleldir (sakat ve tutarsızdır)" gerekçesiyle karşı çıkmış ve çürütmüştür.[/SIZE] [SIZE=3]1922 yılının sonunda Ankara'ya davet edilmiş, TBMM'de merasimle karşılanmış ve daha sonra mebuslara hitaben bir beyanname yayınlayarak yeni Türkiye'nin şekillenmesinde mânevî dinamiklerin ihmal edilmemesi gerektiğini ifade etmiştir.[/SIZE] [SIZE=3]Hayatını üç döneme ayırmıştır: Doğumundan Risale-i Nur'u telif etmeye başlama tarihi olan 1926 yılına kadarki hayatını Eski Said, bu tarihten 1950'ye kadar olan kısmını Yeni Said, 1950'den sonraki hayatını da Üçüncü Said diye adlandırmıştır. Ancak bu ayırım fikrî bir değişiklikten ziyade bir metod ve tarz değişikliğidir. Her üç dönemde de dine ve imana hizmet yönünde zamanın ve zeminin durumuna göre değişik metodlar uygulamıştır. ("Üç Said Dönemleri" için bk. Bilgiler, s. 263)[/SIZE] [/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Risale-i Nur
Bediüzzaman Said-i Nursi
Bediüzzaman Said Nursî..
Üst
Alt