- Katılım
- 23 Haziran 2023
- Mesajlar
- 120
- Tepkime puanı
- 23
Sizlere Allah'a ulaştıran iki farklı yoldan ve bu iki farklı yolun aslında bir birine ne kadar çok benzediğinden bahsedeceğim ve bunu yaparken de her şeyin özüne inecek ve okuyanların dikkatini çekecek bilgiler vereceğim.
(Size bunu anlatabilmem için yaratılışın başından başlamam gerekiyor.)
Hiç bir şey yaratılmadan önce sadece Allah'ın zâtı mutlak-ı vardı. Bu duruma Allah'ın tüm isim ve sıfatlarıyla Batîn (gizli) olma durumu denilir.
Allah c.c, isim ve sıfatlarıyla bilinmeyi murad etti ve kendisinden kendisine tecelli eyleyerek Hakikat-i Muhammediye'yi yarattı ve tüm her şeyi de bu nurdan yarattı. Bu duruma ise Allah'ın isim ve sıfatlarıyla bilinir olması yani Zâhir (açık) olma durumu denilir.
Allah c.c bu alemdeki her şeyi bir dualite (ikilik veya zıtlık) üzerine yaratmıştır. Böylece her şey zıttı ile bilinir olmuştur. (Gece olmasaydı gündüz bilinmeyecek, soğuk olmasaydı sıcak hissedilmeyecek, güzellik olmasaydı çirkinlik farkedilmeyecekti. Bu örnekleri var olan şeyler adedince çoğaltabilirsiniz.)
Her şey zıttı ile kâimdir. (Zıttı olmayan tek şey Allah'ın zâtıdır. Allah'ın varlığını anlayamamız da bu yüzdendir. Allah'ın yokluğu olmadığı için varlığını da o yüzden anlayamıyoruz.)
Her şey zıttı ile kaimdir sözünün bir kaç manası vardır.
1. Bir şey zıttı ile birlikte yer alır. (Zehir bulunan bir şeyde panzehirinin de bulunması gibi. İçi hasta eden bir şeyin dışının şifa vermesi gibi. Mesela limon. İçi şeker hastalığını artırırken kabuğunun şeker hastalığına iyi gelmesi gibi.)
2. Bir şey ancak o şeyin zıttının anlaşılması ile elde edilir. (Sonsuz bir hayat isteyen kişinin ölümü tatması, zengin olmak isteyen kişinin kanaat etmeyi bilmesi, iyileşmek isteyen kişinin hasta olduğunu kabul etmesi, uyanmak isteyen kişinin de uykuda olduğunu bilmesi gibi.)
3. Bir şeyin varlığı o şeyin zıttının bulunmasına bağlıdır. (İyilerin var olması kötülerin varlığına bağlıdır. Zenginlerin varlığı fakirlerin varlığına bağlıdır. Çalışkanların olması tembellerin olmasına bağlıdır. Herkesin çalışkan olduğu bir sınıfta çalışkanlıktan söz edilemez. Herkesin güzel olduğu bir yerde çirkinlikten bahsedilemez.)
Peygamber Efendimiz s.a.v "İki Ömer'den biri ile bu dini kuvvetlendir" şeklinde dua etmiş ve Hz. Ömer müslüman olmuştur. Hiç düşündünüz mü, Peygamber Efendimiz neden her ikisiyle kuvvetlendir şeklinde dua etmemiştir de biri ile şeklinde dua etmiştir. Çünkü hakkın karşısında batıl olmak zorundadır. Ancak zıttının varlığı sebebiyle o şey kâim olabilir.
Size tüm bu bilgileri anlatacağım şeyin temelini oluşturmasi için anlattım..
Allah'ın Batîn ve Zâhir esmalarından bahsetmiştik. Allah c.c, zâhir iken bile batînlığından bir şey kaybetmez. Çünkü Allah c.c zâtı itibariyle gizli, isim ve sıfatları ile zâhirdir.
İşte bu yüzden Allah'a ulaşmak isteyenlerin gideceği iki yol vardır. Ya Allah'ın batînına duyduğu sevgi ile O'nun zahirinin sevgisine ulaşır ya da Allah'ın zâhirinin sevgisi ile O'nun batînının sevgisine ulaşır.
Yani; Allah c.c Nur-u Muhammedi ile zâhir olmuştur ve O nura duyulan sevgi sizin Allah'ın zâtınının sevgisine ulaştırır. Allah'ın zâtına (yani batînına) duyduğunuz sevgi de sizi O'nun Nuru olan Peygamber Efendimizin sevgisine ulaştırır.
Hangi yolu seçerseniz seçin yolunuz mutlaka Peygamber Efendimizden geçmek zorundadır. Ya başında ya da sonunda..
O'nun sünnetini (sözlerini, davranışlarını ve hallerini) değersizleştiren kişiler ise bu yolda asla istediği şeye ulaşamaz. Çünkü Allah'a gidilebilecek başka bir yol asla yoktur..
(Size bunu anlatabilmem için yaratılışın başından başlamam gerekiyor.)
Hiç bir şey yaratılmadan önce sadece Allah'ın zâtı mutlak-ı vardı. Bu duruma Allah'ın tüm isim ve sıfatlarıyla Batîn (gizli) olma durumu denilir.
Allah c.c, isim ve sıfatlarıyla bilinmeyi murad etti ve kendisinden kendisine tecelli eyleyerek Hakikat-i Muhammediye'yi yarattı ve tüm her şeyi de bu nurdan yarattı. Bu duruma ise Allah'ın isim ve sıfatlarıyla bilinir olması yani Zâhir (açık) olma durumu denilir.
Allah c.c bu alemdeki her şeyi bir dualite (ikilik veya zıtlık) üzerine yaratmıştır. Böylece her şey zıttı ile bilinir olmuştur. (Gece olmasaydı gündüz bilinmeyecek, soğuk olmasaydı sıcak hissedilmeyecek, güzellik olmasaydı çirkinlik farkedilmeyecekti. Bu örnekleri var olan şeyler adedince çoğaltabilirsiniz.)
Her şey zıttı ile kâimdir. (Zıttı olmayan tek şey Allah'ın zâtıdır. Allah'ın varlığını anlayamamız da bu yüzdendir. Allah'ın yokluğu olmadığı için varlığını da o yüzden anlayamıyoruz.)
Her şey zıttı ile kaimdir sözünün bir kaç manası vardır.
1. Bir şey zıttı ile birlikte yer alır. (Zehir bulunan bir şeyde panzehirinin de bulunması gibi. İçi hasta eden bir şeyin dışının şifa vermesi gibi. Mesela limon. İçi şeker hastalığını artırırken kabuğunun şeker hastalığına iyi gelmesi gibi.)
2. Bir şey ancak o şeyin zıttının anlaşılması ile elde edilir. (Sonsuz bir hayat isteyen kişinin ölümü tatması, zengin olmak isteyen kişinin kanaat etmeyi bilmesi, iyileşmek isteyen kişinin hasta olduğunu kabul etmesi, uyanmak isteyen kişinin de uykuda olduğunu bilmesi gibi.)
3. Bir şeyin varlığı o şeyin zıttının bulunmasına bağlıdır. (İyilerin var olması kötülerin varlığına bağlıdır. Zenginlerin varlığı fakirlerin varlığına bağlıdır. Çalışkanların olması tembellerin olmasına bağlıdır. Herkesin çalışkan olduğu bir sınıfta çalışkanlıktan söz edilemez. Herkesin güzel olduğu bir yerde çirkinlikten bahsedilemez.)
Peygamber Efendimiz s.a.v "İki Ömer'den biri ile bu dini kuvvetlendir" şeklinde dua etmiş ve Hz. Ömer müslüman olmuştur. Hiç düşündünüz mü, Peygamber Efendimiz neden her ikisiyle kuvvetlendir şeklinde dua etmemiştir de biri ile şeklinde dua etmiştir. Çünkü hakkın karşısında batıl olmak zorundadır. Ancak zıttının varlığı sebebiyle o şey kâim olabilir.
Size tüm bu bilgileri anlatacağım şeyin temelini oluşturmasi için anlattım..
Allah'ın Batîn ve Zâhir esmalarından bahsetmiştik. Allah c.c, zâhir iken bile batînlığından bir şey kaybetmez. Çünkü Allah c.c zâtı itibariyle gizli, isim ve sıfatları ile zâhirdir.
İşte bu yüzden Allah'a ulaşmak isteyenlerin gideceği iki yol vardır. Ya Allah'ın batînına duyduğu sevgi ile O'nun zahirinin sevgisine ulaşır ya da Allah'ın zâhirinin sevgisi ile O'nun batînının sevgisine ulaşır.
Yani; Allah c.c Nur-u Muhammedi ile zâhir olmuştur ve O nura duyulan sevgi sizin Allah'ın zâtınının sevgisine ulaştırır. Allah'ın zâtına (yani batînına) duyduğunuz sevgi de sizi O'nun Nuru olan Peygamber Efendimizin sevgisine ulaştırır.
Hangi yolu seçerseniz seçin yolunuz mutlaka Peygamber Efendimizden geçmek zorundadır. Ya başında ya da sonunda..
O'nun sünnetini (sözlerini, davranışlarını ve hallerini) değersizleştiren kişiler ise bu yolda asla istediği şeye ulaşamaz. Çünkü Allah'a gidilebilecek başka bir yol asla yoktur..