Ateş çiçekleri

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,018
Tepkime puanı
424
Sahabe-i Kiram, ateş çiçekleri, sahabei kiramın çektikleri, sahabe-i kiram kimdir

Hz. Peygamber’den (sav) sonra, İslam davası yolunda en büyük eziyet ve çilelere düçar olmuşlardır. Onları peygamberlerden sonra ‘insanlığın efendileri’ haline getiren, çektikleri çile ve ızdırap dolu yıllardı. Onlar ateşte açan çiçek gibiydiler.

Özellikle, İslamiyet’in ilk yıllarında, güçsüz bir azınlık durumunda olan Sahabe-i Kiram (r.a), her türlü baskı, aşağılama, dışlanma ve ambargolara maruz kalmışlardır. Fakat onlar, hiçbir zaman kınayanın kınamasına aldırış etmeden devem ettiler yollarına...

Habbab b. Enes (ra) Hazretleri de dininden dönmesi için zulüm edilenlerdendi. Ümmü Emmar isminde müşrik bir kanının da kölesi, kendisini koruyacak kimsesi olmayan bir iman eriydi.. Kendisini koruyacak kimsesinin olmamasından olsa gerek, daha şiddetli işkencelere maruz kalıyordu. Müşrikler toplanırlar, mübarek vücutlarını soyarlar ve etraftan topladıkları, insanın damarlarını parçalayan dikenleri üzerine atarlardı.

Bazen de çıplak vücuduna demirden bir gömlek giydirirler, bir kova suyu 5 dakikada buhar edecek çöl sıcağında, kızgın güneş altında bekletirlerdi, susuz ve aç.. Bununla bitmiyordu zalim müşriklerin işkenceleri, ruha tesir eden zulümleri..

Ateşte ısıttıkları taşları, Habbab radiyallahu anh’ın bedenine bastırırlar “Dininden dön! Lat ve Uzza’ya tap!” derlerdi. O ise umursamaz, yapılanlar karşısında “La ilahe illallah” kelime-i tevhidini söyleyerek, onlara cevapların en güzelini vererek karşı dururdu.

Allah’a iman ne güzel yazılmıştı kalplerine. Ne güzel bir kararla teslim olmuşlardı Resulullah’a (sav) ki, müşrikler çaresiz kalıyor, hele yaptıklarının onlarda imanı arttırdığını gördükçe, azdıkça azıyorlardı...

Müşrikler bir gün toplanıp ateş yaktılar. Hz. Habbab’ı (ra) yakalayıp getirdiler. Soyarak ateşin üzerine sırt üstü yatırdılar. Akıllarınca onu vazgeçireceklerdi imandan, belki de sadece küfürden kararan kalplerinin sıkıntısını biraz olsun hafifletmek istiyorlar ve bir o kadar da korkuyorlardı İslam’ın her tarafı sarmasından.

Bu durumda Habbab (ra) ise şöyle yalvarıyordu iman ettiği tek ilah olan Rabb’imize : “Allah’ım halimi görüyorsun. Durumumu biliyorsun. Kalbimdeki imanı sabit kıl, büyük bir sabır ihsan eyle..” Hz. Habbab diğer müşriklerce böyle işkenceler görürken, sahibesi Ümmü Emmar da onu dininden döndürmek için ateşte demir kızartır ve başına basarak dağlardı.

Acıların tümüne katlandı onlar ama asla dönmediler dinlerinden. Onlar Resullullah’ın (sav) Ashab-ı Mücteba’sı idi. O’nun (sav) davetine gönülden katılmışlardı. Onlar şimdi cennetteki makamlarını temaşa ederken, alem-i berzahta; bize ne oluyor ki ey Müslümanlar! Ufacık bir sıkıntıda, küçük ve geçici bir darlıkta, nasıl oluyor da Rabb’imizi unutuyoruz, tevekkül ve sabrı terk ediyoruz...
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,107
Tepkime puanı
81
Allah Razı OlsunEmeğine Sağlık krdşm
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,018
Tepkime puanı
424
ecmain olsun kardeşim sağolasın
 
Üst Alt