Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İslami Forumlar Genel
Duyurular Tebrik ve Kutlamalar
Arkadaşlar bu gün kılınacak namazı unutmayalım
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Elifgül" data-source="post: 39823" data-attributes="member: 1043"><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 15px"><strong>Safer ayı,</strong> Hicrî ayların ikincisidir. Hicrî ayların birincisi, bilindiği gibi <strong>Muharrem</strong> ayıdır ve içinde aşûre günü vardı. Üçüncüsü ise Rebî’ül-Evvel ayıdır ve bu ayın 12. Gecesinde Kâinatın Efendisi Sevgili Peygamberimiz (asm) arzımıza ve gönlümüze teşrif etti. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 15px"> Hicrî takvimde bazı ayların ve günlerin; gerek içinde farz kılınan ibadetler, gerekse bir kudsî tarihin unvanı olmaları hasebiyle mukaddes tanındığı biliniyor. Meselâ </span></span> <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 15px"><strong>Recep, Şaban </strong>ve <strong>Ramazan</strong> ayları, nafile ve farz ibadetlerin içerisinde teşrî kılındığı üç ibâdet ayı olarak bilinir; bu aylardan bilhassa Ramazan ayı ve bu ay içindeki Kadir Gecesi Kur’ân’da da ifâdesini bulur; diğer ikisi de muhtelif nafile ibâdetler için münbit birer zemin teşkil ettiği sahih hadislerde beyan edilir. İslâmiyet öncesi Araplar arasında da Muharrem, Recep, Zi’l-Kâde ve Zi’l-Hicce aylarının hürmet duyulan aylardan olduğu ve bu aylarda Arapların savaş yapmaktan çekindikleri biliniyor.</span></span></p><p> <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 15px"> Sahih kaynaklarda mübarek olduğu bildirilen diğer gün ve geceleri de burada zikretmek lâzım: <strong>Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, Arefe gün </strong>ve geceleri,<strong> Kandil geceleri, Cuma günleri, Aşûre günü </strong>vs. gibi. Bu günlerde de gerek nafile, gerek vacip, gerekse farz olmak üzere değişik eda şekilleriyle muhtelif ibadetler yapılır. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 15px"> Görüldüğü gibi İslâmiyet’te hürmet duyulan ve belli ibadetler için tahsis edilen aylar, günler ve geceler bulunmakla beraber; âfetler, musibetler ve semavî belâlar için tahsis edilen muayyen her hangi bir zaman diliminden söz etmek mümkün değildir. Böyle bir tahsisat, İslâm’ın ruhuna uygun değildir. Belli ayları İlâhî musibet ayı olarak ilân etmek doğru da değildir. Allah’ın irâdesini aylarla veya günlerle sınırlamak mümkün olmadığı gibi; böyle bir sınırlama çabası kulluk terbiyesine de yakışmaz. </span></span> <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 15px"> İlâhî îkâz ve felâketler başka aylarda olmuyor mu? Kaldı ki, belli aylarda İlâhî ikazların yoğunlaştığını farz etsek bile, o ayların musibet ve uğursuzluk ayı olarak ilân edilmesi Resûlullah (asm) tarafından nehy edilmiştir. </span></span> <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 15px"><strong> Safer ayı,</strong></span></span><span style="font-size: 15px"> </span> <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 15px"> cahiliye Arapları tarafından uğursuz ay olarak tanınıyor ve bu ayda umre yapmak büyük günahlardan sayılıyordu. Resûlullah (asm) ise<em> “Umre her zaman helâldir!” </em>buyurarak bu aya atfedilen uğursuzluk inancını kırmıştı1. Ama ne yazık ki; bu ayda akdedilen nikâhların uzun ömürlü olmayacağı, bu ayda yapılan faaliyetlerin sonuçsuz kalacağı, bu ayda başlanılan işlerin uğursuzlukla biteceği tarzındaki inançların, cahiliye Araplarından beri halk arasında yer yer varlığını sürdüre gelen hurafelerden olduğunu görüyoruz. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 15px"> Ebû Hüreyre’nin (ra) rivâyetiyle Resûlullah (asm) Efendimiz şöyle buyurmuştur:</span></span><span style="font-size: 15px"> </span><p style="margin-left: 20px"> <span style="font-size: 15px"> </span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 15px"><strong>“Hastalığın kendiliğinden sirâyeti yoktur; uğursuzluk ve baykuş ötüşünün olumsuz etkisi yoktur; Safer ayının hayır ve şerle bir alâkası yoktur; bunlar cahiliye hurafeleridir. Cüzzamlıdan, aslandan kaçtığınız gibi kaçınız!”</strong>2</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>Dipnotlar: </strong></p> <p style="margin-left: 20px"> 1. Buhârî, Kitâbu’l-Hac, H. No:777 </p> <p style="margin-left: 20px"> 2. Buhârî, Kitâbu’t-Tıp, H. No: 1927</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Elifgül, post: 39823, member: 1043"] [FONT=Trebuchet MS][SIZE=4][B]Safer ayı,[/B] Hicrî ayların ikincisidir. Hicrî ayların birincisi, bilindiği gibi [B]Muharrem[/B] ayıdır ve içinde aşûre günü vardı. Üçüncüsü ise Rebî’ül-Evvel ayıdır ve bu ayın 12. Gecesinde Kâinatın Efendisi Sevgili Peygamberimiz (asm) arzımıza ve gönlümüze teşrif etti. Hicrî takvimde bazı ayların ve günlerin; gerek içinde farz kılınan ibadetler, gerekse bir kudsî tarihin unvanı olmaları hasebiyle mukaddes tanındığı biliniyor. Meselâ [/SIZE][/FONT] [FONT=Trebuchet MS][SIZE=4][B]Recep, Şaban [/B]ve [B]Ramazan[/B] ayları, nafile ve farz ibadetlerin içerisinde teşrî kılındığı üç ibâdet ayı olarak bilinir; bu aylardan bilhassa Ramazan ayı ve bu ay içindeki Kadir Gecesi Kur’ân’da da ifâdesini bulur; diğer ikisi de muhtelif nafile ibâdetler için münbit birer zemin teşkil ettiği sahih hadislerde beyan edilir. İslâmiyet öncesi Araplar arasında da Muharrem, Recep, Zi’l-Kâde ve Zi’l-Hicce aylarının hürmet duyulan aylardan olduğu ve bu aylarda Arapların savaş yapmaktan çekindikleri biliniyor.[/SIZE][/FONT] [FONT=Trebuchet MS][SIZE=4] Sahih kaynaklarda mübarek olduğu bildirilen diğer gün ve geceleri de burada zikretmek lâzım: [B]Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, Arefe gün [/B]ve geceleri,[B] Kandil geceleri, Cuma günleri, Aşûre günü [/B]vs. gibi. Bu günlerde de gerek nafile, gerek vacip, gerekse farz olmak üzere değişik eda şekilleriyle muhtelif ibadetler yapılır. Görüldüğü gibi İslâmiyet’te hürmet duyulan ve belli ibadetler için tahsis edilen aylar, günler ve geceler bulunmakla beraber; âfetler, musibetler ve semavî belâlar için tahsis edilen muayyen her hangi bir zaman diliminden söz etmek mümkün değildir. Böyle bir tahsisat, İslâm’ın ruhuna uygun değildir. Belli ayları İlâhî musibet ayı olarak ilân etmek doğru da değildir. Allah’ın irâdesini aylarla veya günlerle sınırlamak mümkün olmadığı gibi; böyle bir sınırlama çabası kulluk terbiyesine de yakışmaz. [/SIZE][/FONT] [FONT=Trebuchet MS][SIZE=4] İlâhî îkâz ve felâketler başka aylarda olmuyor mu? Kaldı ki, belli aylarda İlâhî ikazların yoğunlaştığını farz etsek bile, o ayların musibet ve uğursuzluk ayı olarak ilân edilmesi Resûlullah (asm) tarafından nehy edilmiştir. [/SIZE][/FONT] [FONT=Trebuchet MS][SIZE=4] [B] Safer ayı,[/B][/SIZE][/FONT][SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Trebuchet MS][SIZE=4] cahiliye Arapları tarafından uğursuz ay olarak tanınıyor ve bu ayda umre yapmak büyük günahlardan sayılıyordu. Resûlullah (asm) ise[I] “Umre her zaman helâldir!” [/I]buyurarak bu aya atfedilen uğursuzluk inancını kırmıştı1. Ama ne yazık ki; bu ayda akdedilen nikâhların uzun ömürlü olmayacağı, bu ayda yapılan faaliyetlerin sonuçsuz kalacağı, bu ayda başlanılan işlerin uğursuzlukla biteceği tarzındaki inançların, cahiliye Araplarından beri halk arasında yer yer varlığını sürdüre gelen hurafelerden olduğunu görüyoruz. Ebû Hüreyre’nin (ra) rivâyetiyle Resûlullah (asm) Efendimiz şöyle buyurmuştur:[/SIZE][/FONT][SIZE=4] [/SIZE][INDENT] [SIZE=4] [/SIZE][FONT=Trebuchet MS][SIZE=4][B]“Hastalığın kendiliğinden sirâyeti yoktur; uğursuzluk ve baykuş ötüşünün olumsuz etkisi yoktur; Safer ayının hayır ve şerle bir alâkası yoktur; bunlar cahiliye hurafeleridir. Cüzzamlıdan, aslandan kaçtığınız gibi kaçınız!”[/B]2[/SIZE][/FONT] [B]Dipnotlar: [/B] 1. Buhârî, Kitâbu’l-Hac, H. No:777 2. Buhârî, Kitâbu’t-Tıp, H. No: 1927 [/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İslami Forumlar Genel
Duyurular Tebrik ve Kutlamalar
Arkadaşlar bu gün kılınacak namazı unutmayalım
Üst
Alt